Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/221 E. 2020/448 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/221
KARAR NO : 2020/448

DAVA : Patent (Tecavüzün Tespiti İstemli), Patent (Tecavüzün Ref’i İstemli), Patent (Patent Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/05/2015
KARAR TARİHİ : 09/12/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Patent (Tecavüzün Tespiti İstemli), Patent (Tecavüzün Ref’i İstemli), Patent (Patent Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2022 yılına kadar … sicil numaralı patentin koruması altında olan … formülünün fikri ve sınai mülkiyet haklarının sahibi olduğunu, Patent koruması altındaki formülün …. tarafından satılan “…” (“…”) adında bir ürünün üretiminde kullanıldığını, ABD Hazine Düzenlemeleri madde 1.482-7(g)’ye uygun olarak, 1 Eylül 2003 tarihinden itibaren İsviçre kanunlarına tabi …(…) adlı bir şirket ile bu ürün üzerinde elbirliği mülkiyeti tesis edildiğini, …’nın elbirliği mülkiyetinden doğan haklarını kullanarak bahse konu ürünün Türkiye pazarında İthalatı, satışı ve dağıtımıyla ilgilenen … Ticaret Anonim Şirketi (“…”) ile bir münhasır lisans sözleşmesi akdettiğini, …’nin bu sözleşmesi gereğince bu ürünün Türkiye pazarında ithalatı, satışı ve dağıtımında yetkili tek şirket haline geldiğini, mevcut düzende …’nin … ürününü kullanıma hazır kutular hâlinde Türkiye’de ithal ettiğini, satışını ve dağıtımını yaptığını, … tarafından satılan … ürünü sıvı bir … çözeltisi, buffer ve ozmotik ayarlama etkin maddesi içerdiğini, … ürününde (pH dengelemesi / muhafazası için) kullanılan buffer, sodyum asetat ve asetik asidin birleşimi olduğunu, … ürününde (çözeltinin ozmotik basıncını dengelemek için) kullanılan ayarlama etkin maddesinin sodyum klorür olduğunu, yaptıkları araştırmalar neticesinde; … Şirketi (eski unvanı … limited Şirketi) isimli şirketin (“…”), … hidroklorür temelli olarak “…çözelti isimli bir ürün (“…'”) için Sağlık Bakanlığı nezdînde, …’e ayrıca Türkiye pazarında … ürününü satma yetkisi de veren bir üretim ruhsatı izni aldığının öğrenildiğini, …’in kısa ürün bilgisinin (…) müvekkilinin … sicil numaralı patentinin 1 numaralı isteminin içeriği ile ilgili tüm açılardan birebir aynı olduğunu, … sicil numaralı patentin içeriğinde olduğu gibi, …’in … ürünün de sıvı bir … hidroklorür çözeltisi, tamponlama maddesi ve ozmotîk ayarlama etkin maddesi (… için manitol) içerdiğini, …’in içeriğinde kullanılan sodyum asetat ve saf asetik asitin “tamponlama etkin maddeleri” olduğunu ve manitol, çözeltilerin ozmotik basıncını uyumlaştırmakta kullanılan “ozmotik ayarlama etkin maddesi” olduğunu ve de bu kullanılan içeriğin niteliği ve niceliğinin bahsi geçen Patentin koruma kapsamına girdiğini, müvekkilinin patentten doğan haklarının … tarafından ihlal edildiğini, … isimli ilacın kısa ürün bilgisinde … miktarının 10 mg/ml olarak gösterildiğini, bunun da Patentin 1 numaralı isteminde yer alan 0,1-500 mg/ml olan aralıklarla örtüştüğünü, kısa ürün bilgisinde, tamponlama etkin maddeleri olarak kullanılan sodyum asetat ve saf asetik asit ile ozmotik ayarlama etkin maddesi olarak kullanılan ilan mannitol maddelerinin kullanım miktarlarının belirtilmediğini, Patent’in 1 numaralı istemi ile koruma altına alınmış formüle dayalı olarak üretilen, müvekkilinin … isimli ürününün içeriğinde kullanılan maddelerin kullanım miktarları ile kıyaslama yapıldığında, içeriklerde kullanılan maddelerin kullanım oranlarının aynı miktarda olduğunun tespit edildiğini, neredeyse her iki üründe de aynı olan ozmotik basınç miktarlarını sağlamak adına (…) her iki üründe de kullanılan ozmotik ayarlama etkin maddelerinin Patentin 1 numaralı isteminde belirtilen “1-500 mg/ml” aralığı içerisinde yer aldığının açıkça görüldüğünü, böylece … için kullanılan içeriğin niteliği ve niceliğinin bahsi geçen Patentin koruma kapsamına girdiğinden, müvekkilinin Patentten doğan haklarının … tarafından açıkça ihlal edildiğinin ortada olduğunu, … patent numarasının “… Formülü”ne tahsis edildiğini ve bu patentin 1 numaralı isteminin sıvı ve otoklavlanabilir bir farmasötik bileşime ve dahası üretimi için bir yönteme tekabül ettiğini … ürününün bahsi geçen Patentin 1 numaralı istemini tamamen karşıladığını, bu durumun müvekkilinin 551 Sayılı KHK’nın 136/a maddesi kapsamında patentten doğan haklarına tecavüz sonucunu doğurduğundan bahisle, Sağlık Bakanlığı’nca çıkarılmış lisans ve bunun karşı tarafa verdiği, ihlal eden ürünü Türkiye pazarında satma ve dağıtımını yapma izni göz önüne alınınca, müvekkilinin patent haklarının açıkça ihlal edilmesi nedeniyle müvekkilinin zarara uğramasını önlenmesi amacıyla, 551 sayılı KHK’nın 151 ve 152. maddeleri ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. maddesi uyarınca, herhangi bir teminat yatırmaya ve karşı tarafın savunmasını beklemeye gerek kalmaksızın, karşı tarafın veya ilgili mercilerin ihlal eden ürünün satımına ilişkin her türlü fiilinin sona erdirilmesi ve halihazırda dağıtımı yapılmış ürünlerin toplanması amacıyla ihtiyati tedbire hükmedilmesine, 551 sayılı KHK’nın 137/a maddesi çerçevesindeki tecavüzün sona erdirilmesine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde iki davacı arasında sözleşmeye dayalı 2003 yılından beri elbirliği mülkiyeti kurulduğundan bahsedildiğini ancak TR patent sicilinde böyle bir şerh/kayıt bulunmadığı için böyle bir ilişkinin üçüncü kişi konumundaki müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, bu nedenle iş bu davayı iki nolu davacının açamayacağını, iki nolu davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı için bu davacı yönünden davanın usulden reddinin gerektiğini, dava dilekçesinde …Tie. AŞ’nin Türkiye’de münhasır lisans sahibi olduğunun belirtildiğini, bu durumda Türkiye’de tecavüz davasını münhasır lisans sahibinin açması gerektiğini, bu nedenle 1 nolu davacının aktif dava sıfatı bulunmadığından davanın usulden reddinin gerektiğini, müvekkilinin … molekülünün eşdeğeri olan ilacı ruhsatladığını, bu işlemi yaparken karşı tarafın formülasyonundan başkaca bir formül geliştirerek ruhsat aldığını, davanın açıldığı tarihte müvekkilinin ürününe satış izin belgesi alınmadığı gibi anılan ürünün SGK’nın geri ödeme listesine de girmediğini, satış izin belgesinin alınmasının ihlal sayılmayacağını, ilacın geri ödeme listesine dahil edilmesi halinde ihlalin gerçekleşeceğini, jenerik ilacın geri ödeme listesine dahil olunca jenerik rekabeti, referans ilaca zarar vermeye başlayacağını, jenerik ilacın geri ödeme listesine dahil olmasıyla birlikte referans ilacın fiyatı % 40 indirime tabi tutulduğunu, yapılan işlemlerin ticari etkisi bu tarihte başladığı için ihlal eyleminin de geri ödeme listesine dahil olmasıyla gerçekleşeceğini, bu nedenlerle mevsimsiz açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde patentin 1. isteminden söz edilirken hem usul hem de ürün istemi olduğu üzerinde durulduğunu, oysa söz konusu patentin 1-7 istemleri ürün, 8-10. istemlerinin usulle ilgili olduğunu, bunlardan 1 ve 8 no.lu istemlerin bağımsız, kalanların ise bağımlı istemler olduğunu, müvekkilinin ürününün davanın dayanağını teşkil eden patente basmadığını, müvekkilinin eylemlerinin patentin koruma kapsamı dışında kaldığını, dava konusu patentin yenilik ve buluş basamağı kriterlerini karşılamadığı için hükümsüz kılınması gerektiğini, TPE tarafından davacı firmaya hitaben yazılan 5.3.2014 tarihli yazıda her iki patentin de aynı rüçhana bağlı olduğu, birebir aynı konuda/buluşa başvuru yapılarak çifte koruma sağlanamayacağının, … patentdeki değişikliğin ilan edildiği 21.7.2010 tarihi itibariyle … patentinin geçerliliğini yitirdiğinin belirtildiğini, dava konusu patent bir formülasyon patenti olduğunu, müvekkilinin eylemlerinin dava konusu patenti ihlal etmediğinden bahisle, karşı tarafın …’den aldıkları bir uzman görüşüne dayanarak tecavüz analizi yaptırdığını, bu analize dayalı olarak da karşı tarafın tedbir talep ettiğini, somut olaydaki uyuşmazlık konuları tam olarak açıklığa kavuşturulmadan tedbir kararı verilmesi halinde müvekkili firmanın telafisi önlenemez zararları oluşacağını, davaya konu ihtilafın yargılamayı gerektirdiğini, yargılama yapılmadan tedbir kararı verilemeyeceğini beyanla, karşı dava hususunda, öncelikle dava konusu patentin, geçersizliğinin tespitini talep ettiklerini, TPE yazısı gereği davalıya ait … no.lu patentin 21.7.2010 tarihi itibariyle geri çekilmiş sayıldığının ve bu nedenle geçerliliğini yitirdiğinin tespitini talep ettiklerini, dava konusu patenti, yenilik (KHK-Madde 7) ve yine buluş basamağı (KHK-Madde 9) bakımından KHK-551 Madde 129 a) bendi uyarınca hükümsüz kılınması gerektiğini, esas davanın dayanağı … no.lu patentin koruma kriterlerini karşılamadığını, buna ilişkin bir den çok delilleri bulunduğunu, dava konusu … no.lu patentte osmotik ayarlama maddelerinin hangileri olduğunun belirtilmediğini, 1 no.lu istem hem tarifhamenin kapsamını aşmış hem de yenilik ve buluş basamağı kriterlerini karşılamadığını, bu nedenle EPO’da 26.8.2002 tarihli araştırma raporunda … no.lu patent referans gösterilerek dava konusu patentin 1-10 istemlerinin, yani tüm istemlerin yenilik özelliği taşımadığı gösterecek şekilde X ile işaretlendiğini, X yiyen istem ile halen TR’de … no. ile tescilli patentin 1 no.lu isteminin aynı olduğunu, PCT ve EPO üzerinden gelen patentlerin kapsamlarının birbirinden tamamen farklı olduğunu, dava konusu patentin, buluş basamağı kriterini karşılamadığını, … no.lu patentin TPE nezdinde işlemleri sürerken davacının, … no.lu patenti tescil ettirdiğini, bu durumun dava konusu … no.lu patentin geçersiz sayılması için bir neden olması gerektiğini, şöyle ki; a) … numaralı patent için TPE’ye validasyon için başvurulduğu 18.12.2006 tarihte henüz …patentinin işlemlerinin sürdüğünün ve ikinci inceleme raporunun gelmediğini, b)…numaralı patentinin orijini olan … Avrupa Patentinin itiraz işlemleri sonuçlandıktan sonra … patentinin değiştirilerek devamına ilişkin karar 21.07.2010 tarihli Resmi Patent Bülteninde tarihinde ilan edildiğini, bu tarihten sonra … patentinin yıllık ücretinin yatırılmaması nedeniyle iptaline kadar her iki patent PatKHK’nın 45. maddesine aykırı biçimde geçerli durumda kaldığını, c-Kullanım zorunluluğunu … patenti için değil, Avrupa Patenti yolu ile Türkiye’de geçerli olmuş …numaralı Türkiye patenti için kanıtlandığını beyanla öncelikle şartları oluşmayan davacıların ihtiyati tedbir taleplerinin reddine, karşı hükümsüzlük davasının, tecavüz davası yönünden bekletici mesele yapılmasına, 1 no.lu davacı adına TPE nezdinde tescilli … no.lu patentin TPE yazısı gereği, geri çekilmiş sayıldığının ve bu nedenle 21.7.2010 tarihi itibariyle dava konusu patentin geçersizliğinin tespitine, bahis konusu patentin karşı dava sonuçlanıncaya kadar üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, esas davanın esastan reddine, 3 no.lu talebimizin kabul edilmemesi halinde karşı davanın kabulüyle … no.lu patentin tamamı itibariyle hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
KANAAT VE GEREKÇE
Asıl dava yönünden uyuşmazlığın, davalı tarafa ait … İnfizyon için çözelti adlı ürünün davacıya ait … sayılı patentte tecavüz oluşturup oluşturmadığı, haksız rekabetin söz konusu olup olmadığı, aktif husumet itirazlarının yerinde olup olmadığı, davanın zamansız açıldığı savunmasının ve patenttin geçersiz hale geldiği savunmasının ve diğer savunmaların yerinde olup olmadığı, hususlarına ilişkin bulunduğu, karşı dava yönünden uyuşmazlığın ise asıl dava daki davacı- karşı davalının asıl davada dayandığı … sayılı patenttin yenilik ve buluş adımı koşullarını taşıyıp taşımadığı buna bağlı olarak hükümsüzlük talebinin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Türk patent ve marka kurumundan patent tescil belgesi celp edilmiştir. Dava Konusu … numaralı Patent 1 ve 8 numaralı bağımsız istemlerden ve 2-7, 9-10 numaralı bağımlı istemlerden oluşmaktadır.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Kapatılan … 4. FSHM’nin … Esas sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporu (işbu mahkememiz dosyası ) incelenmiştir. Bilirkişiler …, …, … tarafından düzenlenen kök ve ek raporlar kapsamında … nolu patente ait istemlerin yeni olduğu, ancak doküman incelenmesinde tekniğin bilinen durumunu aşmadığını bildirdikleri , ek raporlarındaki açıklamalarının patentin hükümsüzlüğünü açıklamaya yeterli olduğunu bildirmişlerdir.
21.12.2018 havale tarihli ikinci bilirkişi heyetinin kök raporunda ise anılan patentin 1- 3, 5-7 no’lu istemlerin buluş basamağı içermediği ve bu istemler bakımından kısmen hükümsüz kılınabileceği, bununla birlikte 4, 8-10 no’lu istemlerin ise buluş basamağı içerdiği bildirilmiş, İtiraz üzerine ikinci heyetten alınan 17.01.2020 tarihli bilirkişi ek raporunda bu kez heyetin patent vekili … tarafından hazırlanan hazırlanan teknik mütalaa ve ekindeki delilleri de inceleyerek kök rapordaki görüşünü revize ettiği, … 1.FSHHM’nin … talimat sayılı dosyasında bilirkişiler …, …, … tarafından düzenlenen 17.1.2020 tarihli raporda patentin kısmen değil tüm istemler bakımından buluş basamağı kriterine sahip olmadığı, 1-10 nolu istemlerin yeni olmasına rağmen buluş basamağına sahip olmadığından hükümsüz kılınması gerektiği belirlenmiştir.
… 4.FSHH Mahkemesinin … talimat numaralı dosyasında…, …, …, … 10/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda; … sayılı patentin 1-10 nolu istemlerinin yeni olduğu ancak buluş basamağına sahip olmadığı, dolayısıyla patentin istemlerinin hükümsüz kılınması gerektiği sonuç kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dosyaya patent vekili … tarafından düzenlenen uzman görüşü sunulmuş olup, patentin hükümsüzlük şartlarının değerlendirildiği 25.10.2018 tarihli mütalaada özetle; SMK 138. Madde uyarınca … sayılı patentin bütünü ile hükümsüz kılınması gerektiği bildirilmiştir.
Taraf iddia ve savunmaları, sunulu teknik dökümanlar alanında uzman olan bilirkişilerce HMK 266. Madde kapsamında yapılan bilirkişi incelemeleri, sunulan teknik mütalaa, patent belgeleri ile birlikte incelendiğinde; HMK 266 madde kapsamında,…, …, …, … tarafından düzenlenen 10.3.2020 tarihli rapor ile itirazlar üzerine mahkememizce alınan 17/01/2020 tarihli ek rapor hükme dayanak alınmıştır. Son bilirkişi raporunda davaya konu patent istemlerinin tamamının (1-10 istemler) buluş basamağı kriterini taşımadığını dolayısıyla hükümsüz kılınması gerektiğini tespit etmişlerdir.
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN HÜKÜMSÜZLÜK İNCELEMESİ
Mülga 551 sayılı KHK’nın 7. maddesine göre, tekniğin bilinen durumuna dahil olmayan buluş yenidir. Hükümsüzlük talebine konu patent belgesinin 551 S. KHK uyarınca yeniliğinin değerlendirilmesinde, söz konusu patent belgesinin istemlerinde korunan buluşun, patentin rüçhan tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde toplumca erişilebilir yazılı veya sözlü tanıtım, kullanım veya bir başka yolla açıklanıp açıklanmadığının değerlendirilmesi gereklidir. Yenilik değerlendirmesi yapılırken:patent istemlerinde korunması talep edilen teknik unsurlar tanımlanır, istemlerde tanımlanan bu teknik unsurlardan, tekniğin bilinen durumuna dahil olan ortak unsurlar tanımlanır, tekniğin bilinen durumuna dahil olan unsurlar ile istemde talep edilen unsurlar karşılaştırılır (yenilik değerlendirmesinde tekniğin bilinen durumuna dahil dökümanlar tek tek değerlendirilir, yeniliği yok etmek için birden fazla dökümandaki açıklamalar birleştirilerek kullanılmaz,unsurlar aynı ise söz konusu istem yeni değildir, ancak, tekniğin bilinen durumuna dahil bir doküman içeriğindeki farklı düzenlemelere ait aynı unsurların birleştirilmesi de söz konusu dokümanda aynı unsurların bu şekilde bir birleşiminin olacağı yönünde bir öneri olmadıkça kabul edilmemektedir. Diğer bir ifadeyle, yenilik incelemesinde, farklı dokümanlarda açılanan unsurlar bir araya getirilerek, kümülatif olarak değerlendirilmez, ayrıca, “tekniğin bilinen durumuna ait tek dokümanın içeriğinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği” sınırlaması da yeterli değildir. Bununla beraber, dokümanda söz konusu unsurların bir araya getirileceği yönünde yönlendirici bir bilgi olmadıkça, önceki dokümanda açıklanan her bir unsuru da ayrı ayrı dikkate almak gerekmektedir.
İlgili teknik alanda uzman kişi, istemde tanımlanan unsurları, tekniğin bilinen durumuna dahil olan bir dökümandaki açıklamalardan doğrudan ve tam olarak ortaya koyabiliyorsa, bu durum buluşun yeniliğini ortadan kaldırır. Dolayısıyla, tekniğin bilinen durumunda tanımlanan unsurlar ile istemlerde tanımlanan teknik unsurlar “aynı” ise söz konusu istem yeni değildir. Burada, unsurların “aynı” olması ile kastedilen, istemlerde talep edilen unsurun karşılığının, tekniğin bilinen durumunda kelimesi kelimesine aynen açıklanmış olması gerektiği değildir. Buna göre, önceki dokümanda kelimesi kelimesine birebir açıklanmayan ancak, teknik alandaki uzman kişinin önceki dokümandaki açıklamalardan, uzmanın genel uzmanlık bilgisi içerisinde herhangi bir özel çaba harcanmaksızın doğrudan ve otomatik olarak tespit edilebilecek hususlar yeniliği ortadan kaldıracaktır.
Yeniliğin değerlendirilmesinde dikkate alınması gereken diğer bir husus ise bağımsız ve bağımlı istemlerin değerlendirilmesidir. Patent başvuruları, buluşun yeni olduğu iddia edilen ve korunması arzulanan asıl teknik özelliklerine yönelik bir veya daha fazla sayıda bağımsız istem içerebilir. Buluşun diğer alt teknik özellikleri ise, bu bağımsız ana isteme bağlı olarak bağımlı istemlerde tanımlanır. Bu nedenle, bağımlı istem, ana istemde tanımlanan asıl teknik özelliklerin tamamını içerir, bununla birlikte diğer alt teknik özellikleri de içerin Diğer bir ifadeyle, ana İstemdeki tüm teknik unsurları içeren isteme “bağımlı istem” denir. Buluşun asıl teknik özelliklerinin ana istemde tanımlandığı dikkate alınırsa, koruma kapsamı ana istemde geniş olarak belirlenmektedir. Buluşun asıl teknik özelliklerine ek olarak diğer alt teknik özellikleri ise bağımlı olan istemde verilmektedir. Bu nedenle, ana istem yeni ise, bu isteme bağımlı olarak usulüne uygun olarak kaleme alınmış olan istem veya istemler de yeni olacaktır. Ancak, bıı ifadenin tersi doğru değildir. Yani, ana istem yeni olmaması, bu isteme bağımlı istem veya istemlerin de otomatikman yeni olmaması anlamına gelmeyecektir. Çünkü, önceki teknikte ana istemde tanımlanan asıl unsurların tümü açıklanmış olmasına rağmen, bağımlı istemlerde tanımlanan ana istemdeki asıl unsurlara ilave diğer alt unsurlar Önceki teknikte açıklanmamış olabilir. Bu durumda, ana istemin yeni olmaması durumunda, bu isteme bağımlı istemlerin yenilik değerlendirmesinin ayrıca yapılması gerekecektir.
Dava konusu patentin istemlerinin patent verilebilirliği tekniğin bilinen durumuna dahil dokümanlar karşısında bilirkişi heyetince incelenmiştir.
Buluş Basamağı ise; mülga 551 sayılı KHK’nın 9.maddesine göre buluş, ilgili olduğu teknik alandaki bir uzman tarafından, tekniğin bilinen durumundan aşikâr bir şekilde çıkarılamayan bir faaliyet sonucu gerçekleşmiş ise, tekniğin bilinen durumunun aşıldığı (buluş basamağı olduğu) kabul edilir. Diğer bir ifadeyle, teknik alandaki uzman kişi, patentin başvuru tarihî ya da varsa rüçhan tarihindeki tekniğin bilinen durumuna dahil açıklamalardan, istemlerde tanımlanan buluşu ortaya çıkarıyorsa, patent başvurusuna konu buluş aşikârdır. Buluş basamağının değerlendirilmesinde, yenilikten farklı olarak, tekniğin bilinen durumuna dahil olan iki ya da daha fazla sayıdaki dokümandaki açıklamalar da dikkate alınır. Buluşun aşikâr olup olmadığını yani buluş basamağına sahip olup olmadığına karar verebilmek için çeşitli yöntemler vardır. Bu yöntemlerden en kullanılır olanı “Problem ve Çözüm Yaklaşımıdır”, Bu metot Avrupa Patent Ofisinin geliştirdiği metottur (EPO Guideline, Başlık-C, Bölüm IV). Problem ve çözüm metodu 3 aşamada uygulanır:
1-En yakın bilinen teknik belirlenir: Buluş ile alakalı tekniğin bilinen durumundaki en yakm bîlgi/belgedir (Buluşun en fazla özelliklerine sahip bir doküman)
2-Objektif problem tanımlanır: Buluşun sağladığı teknik etkilere (sonuçlara) ulaşmak için en yakm bilinen teknik nasıl değiştirilir veya adapte edilir
3-Could/would yaklaşımı: En yakın teknik ve objektif teknik problemden başlanarak iddia edilen buluşun teknik alanda uzman kişi tarafından aşikâr olup olmadığı sorgulanır, İddia edilen buluşa ulaşmak için; en yakm tekniği değiştirmek veya uyarlamak suretiyle teknik problemi çözmek için tekniğin bilinen durumu içinde teknik alanda uzman kişiyi harekete geçirecek herhangi bir emare veya ipucu var mı? Genellikle en yakın doküman ile tekniğin bilinen durumuna yakın başka bir doküman birlikte ele alınarak buluşun aşikâr olup olmadığı incelenir.
Buluş basamağı incelemesi yapılırken, buluş ile altı çizilen problemi çözmek umuduyla veya bazı gelişme ve avantajlar elde etme beklentisi ile tekniğin bilinen durumundaki en yakın teknik Üzerinde modifikasyonlar ya da adaptasyonlar yaparak buluşu meydana getirecek olup olmadığı değerlendirilmelidir. Yani, buluş basamağı değerlendirmesi yapılırken, buluş ile altı çizilen problemi çözmek umuduyla veya bazı geliştirme veya avantajlar elde etme beklentisi ile buluşu meydana getirecek olup olmadığının değerlendirilmesi gereklidir . Bu değerlendirmede, uzman kişinin buluşa ulaşabilme ihtimali “yapar mıydı” ya da “yapabilir miydi” (“would or could”) soruları sorularak değerlendirilir. Uzman kişi buluşu “yapardı” şeklinde değerlendiriliyorsa, buluş basamağı olmayacaktır. Diğer bir ifadeyle, buluş basamağı İncelemesi yapılırken, teknikte uzman kişinin buluşu meydana getirebilecek (could) olması, buluş basamağının olmadığım söylemeye yeterli olmayacaktır. Buluş basamağının olmadığının söylenebilmesi için, teknikte uzman kişinin buluş ile altı çizilen problemi çözmek umuduyla veya bazı gelişme veya avantajlar elde etmesi beklentisiyle buluşu meydana getirecek (would) olması gerekmektedir.
Buluş basamağının değerlendirilmesinde, tekniğin bilinen durumuna dahil olan en yakın doküman belirlenirken, istemde tanımlanan buluş ile aynı amaca yönelik olan konuyu açıklayan ve buluş ile en yakın teknik özelliklere sahip olan dokümanın bulunması gerekmektedir.
Bilirkişi heyet raporuna göre, …, … “…” 20. Basım, 2000) dokümanları karşısında 1 no’lu istem buluş basamağı içermemektedir.
…” 20. Basım, 2000) dokümanı ise hipotionik çözeltilerin tonisitesinin genelde tonisite ajanı dekstroz ve … ile ayarlandığından bahsetmektedir.
Teknikteki uzman bir kişi için, … hidroklorürün sulu ortamdaki stabilitesini arttırmada ozmotik ajan kullanımı, tamponlama maddesi kullanımı, pH değerinin 5’e yakın tutulması, vb., bilgiler, H2 ve H3 dokümanları karşısında aşikardır. Davacı yan H2 veya H3 dokümanında, patente konu buluşun 1no’lu isteminde belirtilen oranlarda ve içerikteki bir bileşim ile otoklavlanmaya müsait bir bileşim elde edebileceğine dair bir bilgi yer almadığını, dolayısıyla, teknikteki uzman bir kişi için aşikâr bir durumun söz konusu olmadığını ileri sürmüştür, ancak bilirkişilerce açıklanan yöntem ve dökümanlar kapsamında buluşun uzman kişilerce aşikar olduğunu tespit etmiştir. ( …), … (…” 20. Basım, 2000) dokümanları, … numaralı patente ait tarifnamede, bilirkişilerin buluşsal adım çözme yöntemleri ve bu yöntemlerin raporda denetime uygun şekilde açıklanmış olması, …mütalaasında atıf yapılan … (…) numaralı doküman nazara alındığında )
Netice itibari ile, 1-10 numaralı istemlerin, yenilik kriterine sahip olduğu ancak buluş basamağı kriterine sahip olmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
ASIL DAVA YÖNÜNDEN TECAVÜZ İNCELEMESİ
Bir isteme tecavüzden söz edebilmek için istemde yer alan unsurların tamamı, suçlanan araçta da aynen/ lafzi bir şekilde veya eşdeğeri ile bulunmalıdır. Bu karşılaştırmada suçlanan araç, istemlerin kapsamına giriyorsa ihlal vardır. ( Noyan, Patent sf. 276-277)
Aynen tecavüz, herhangi bir istemde belirtilen ve korunması istenen tüm unsurların aynı anda ihlal ettiği iddia edilen (ya da ihlalin olmadığı iddia edilen) üründe mevcut olması halinde mümkündür.
Dava konusu … sayılı patentin, yukarıda ayrıntılı bir şekilde açıklandığı üzere teknik bilirkişi incelemesi sonucunda hükümsüzlük koşulları oluştuğu gözetilerek asıl dava yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Toplanan tüm deliller birlikte incelendiğinde HMK 266 madde kapsamında … 4.FSHHM Mahkemesinin … talimat numaralı dosyasından alınan 10/03/2020 tarihli rapor ile itirazları karşılar nitelikte mahkememizce alınan 17/01/2020 tarihli ek rapor hükme dayanak alınmıştır. Son bilirkişi raporunda davaya konu patent istemlerinin tamamının (1-10 istemler) buluş basamağı kriterini taşımadığını dolayısıyla hükümsüz kılınması gerektiğini tespit etmişlerdir. Son rapor kapsamı dikkate alınarak davaya konu patentin tüm istemler bakımından buluş basamağından yoksun olduğu anlaşıldığından hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğinden asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile …sayılı patentin HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE karar verilerek yukarıda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Asıl davanın REDDİNE,
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 54,40 TL karar harcından peşin yatırılan 27,70 TL’nin mahsubu ile kalan 26,70 TL bakiye karar harcının davacı-karşı davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
b-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı-karşı davacı vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı-karşı davacıya verilmesine,
c-Davacı-karşı davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
2-Karşı davanın KABULÜ İLE, TPMK nezdinde tescilli … patentinin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 54,40 TL karar harcından peşin yatırılan 27,70 TL’nin mahsubu ile kalan 26,70 TL bakiye karar harcının davacı-karşı davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, ,
b-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı-karşı davacı vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı-karşı davacıya verilmesine,
c-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan: 2.450,00 TL yargılama gideri ve 55,40 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 2.505,40 TL yargılama giderinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,
3-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/12/2020

Katip …

Hakim …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.