Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/176 E. 2021/26 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/176
KARAR NO : 2021/26

DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli), Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavüzün Tesbiti İstemli), Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavazün Meni İstemli)
DAVA TARİHİ : 19/03/2014
KARAR TARİHİ : 21/01/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli), Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavüzün Tesbiti İstemli), Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavazün Meni İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve aşamalarındaki beyanlarında özetle; Davalı …’un “…” isimli bir roman yazarak müvekkili yayınevi ile eserin basım yayım ve dağıtımı için görüştüğünü bu görüşmeler sonrasında kitabın basılmasına karar vererek 29/06/2012 tarihli telif sözleşmesinin imzalandığını bu sözleşme ile yazarın eserden doğan çağaltma yayma işlemi ve temsil gibi mali hakları 5 yıl süre ile müvekkili yayınevine devrettiği sonrasında müvekkilinin uzun ve yorucu uğraşlar sonucu kitapları baskıya hazır hale getirerek basımını yaptığını ve yayımını gerçekleştirmek üzere dağıtıcı firmaya teslim ettiğini, dağıtımını yaptığını, aradan geçen zaman üzerine kitabın ilgi görmesi üzerine eser sahibine film teklifinde bulunulduğunu, bununla ilgili çalışmalara başlanıldığını, telif sözleşmesinin 3. Maddesinde eserin senaryo olması durumunda muhatabın yazar olduğunu fakat kazancın yarısının yayın evine ait olacağının kararlaştırıldığını, davalı yazarın eserin film olması durumunda müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan bu hakkını vermemek için bahaneler aramaya başladığını ve … noterliğinin…tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile kitabın dağıtımının yapılmadığı ve telif ücretlerinin ödenmediği bahanesiyle sözleşmeyi fesh ettiğini bildirdiği, bu ihtara davacının … 37. Noterliğin … tarih … yevmiye nolu cevabı ihtarnamesi ile iddiaların gerçeği yansıtmadığı bir yayıncının emek ve para harcayarak basımını sağladığı bir eseri yaymamasını düşünülemeyeceği kitabın en iyi şekilde dağıtılmasının en başta yayın evinin isteyeceğini ve bunun yapılmaya çalışıldığını, telif sözleşmesinde stoklarda bulunan kitapların telif ödemesinin yapılmayacağının kararlaştırılmış olduğunu, telif ücretinin ödenmesinin dağıtımla değil kitapların okuyuculara satışıyla orantılı olduğu telif ücreti olarak eser sahibine 7.675-TL ödendiğini, bu ödemenin hem dağıtımı hem satışı yapılan eserlerin ücretlerinin ödenmekte olduğunu göstermiş olduğu, ihtarnamede belirtilen hususların gerçek dışı olduğunu ve sözleşmenin feshine imkan vermediğini bildirildiğini, borçlar kanunu yayınlatanın tasarruf hakkı başlıklı 490. Maddesine göre “Yayınlatan sözleşmede kararlaştırılan süre sona ermedikçe eserin tamamı veya bir bölümü üzerinde yayımcının zararına olacak bir şekilde tasarrufta bulunamaz” hükmüne yer verilmiş olmasına rağmen davalı eser sahibinin, müvekkilinin telif sözleşmesinden doğan haklarını ihlal ederek Kasım 2013 ortasında gönderdiği ihtarnamesinin hemen ardından Aralık 2013 te davalı … yayınlarında kitabı bastırdığını, belirtmiş tecavüzün ref’i, meni, ile ihtiyati tedbir olarak kopyalara el konulmasını, kopyaların imhasını talebi; 5846 Sayılı FSEK’nun “Tecavüzün refi davası” başlıklı 66 maddesi, yine aynı kanunun 68/2 fıkrası ve 69. Maddesi gereği müvekkilinin mali haklarını ihlal eden, daha henüz müvekkilinin piyasadaki nüshaları tükenmeden … tarafından … numarası basımı yapılan …isimli kitabın tecavüzün refi kapsamında ihtiyati tedbir yoluyla toplatılmasını, hükümle birlikte 68/2 mad. uyannca imhasını ve 69. madde uyarınca tecavüzün önlenmesini, maddî tazminat talebimizlerinin 5846 Sayılı FSEK’nun “Mali haklara tecavüz halinde” Başlıklı 68. Maddesi hükmü ve Tazminat davası başlıklı 70/2. Maddesi gereği hesap edilecek tazminatların üç katının ve hesap edilecek temin edilen karın müvekkiline verilerek müvekkilinin mali haklarının ihlali nedeniyle uğramış tecavüzün giderilmesini, önlenmesini ve uğramış olduğu maddi zararların tazminini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin 11.10.2017 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı tutularak 10.000-TL maddi tazminatın tahsilini talep ettiklerini, dosyada yapılan bilirkişi ve ek bilirkişi raporunda davacının talep etmesi gereken tazminat tutarının 20.014.53-TL olarak tespit edildiğini, bilirkişi raporu doğrultusunda alacaklarını 10.014.53-TL artırarak 20.014,53-TL olarak ıslah ettiklerini, 20.014,53-TL maddi tazminatın eserin basım tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsil olarak tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesi ve aşamalarındaki beyanlarında özetle; Davacı tarafın, müvekkili şirket bünyesinde basılan … isimli romanın her türlü telif hakkının kendilerinde olduğundan bahisle, tesbit, ref, men, imha ve maddi tazminat ile ihtiyati tedbir kapsamında söz konusu kitabın toplatılması talebinde bulunulduğunu, ihtiyati tedbir talebinin murafalı olarak halline karar vermek suretiyle murafa günü tesbit edildiğini, davanın esasına ilişkin olarak cevap süresinin uzatılması talebinde bulunulduğunu, ihtiyati tedbir talebinin haksız ve koşullarının bulunmadığını, müvekkili şirketin, yazar ile aralarında yapmış oldukları Telif Sözleşmesi kapsamında basmış oldukları kitabın toplatılmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin öncelikle haksız bir talep olduğunu, kitabın toplatılması talebinin haksız olduğunu, davacının … isimli kitabın haklarının kendinde olduğunu iddia ettiğini, halbuki, dava dilekçesinde de ikrar ve beyan edildiği gibi, kitabın yazarının aralarındaki, telif sözleşmesini feshettiğini ve bu feshi ihbarı da noter marifetiyle davacıya bildirdiğini, davacının bu feshi ihbar ihtarına karşı hiçbir beyanda bulunmadığını ve böylece, diğer davalı yazarın iddialarını zımnen kabul etmiş olduğunu, davacı ile diğer davalı arasında imzalanan Kitap Yayın Sözleşmesi incelendiğinde, davacı yanın edimleri ile dava dilekçesinde beyan edilen hususun tam olarak örtüşmediğinin görüleceğini, bu durumda, davacının fesih edilmiş bir sözleşmeye dayanarak, ihtiyati tedbir talebinde bulunmasınin, iyi niyetli bir tutum olarak değerlendirilemeyeceğini, özellikle müvekkili şirket, diğer davalının davacıya gönderdiği ihtarname ve davacının da bu ihtarnameye cevap vermemiş olmasına güvenerek, diğer davalı ile Kitap Yayın Sözleşmesi İmzalaması ve bu sözleşme ile ticari bir faaliyette bulunmasının hayatın olağan akışına uygun olduğunu, davalının, kitap yayınlandıktan sonra, ihtiyati tedbir talep etmek suretiyle, müvekkilini zarara uğratmaya çalışmasının açıkça bir hakkın kötüye kullanılması anlamına geldiğini, bu nedenle davacı tarafın talebi haksız olduğunu, ihtiyati tedbir talebinin dayanaktan yoksun ve usule aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir, HMK’nun 389 ve devam maddelerinde düzenlendiğini, ihtiyati tedbirin koşullarında yine HMK389. maddesinde gösterildiğini, ihtiyati tedbirin koşullarının açıkça belirlendiğini, bu koşullar çerçevesinde maddi vakıa ve talep değerlendiğinde; Mevcut durumda kitabın basılmış, yayınlanmış ve dağıtılmış olduğu, dava açıldığı tarih itibariyle değişecek bir durum bulunmadığını, eğer iddia edildiği gibi bir hak ihlali var ise yayın ile bu ihlal ve zararın gerçekleştiğini, ihtiyati tedbir talebinin haksız olduğu gibi aynı zamanda usulü dayanaktan da yoksun olduğunu, bu nedenle de reddi gerektiğine inandıklarını, davanın esasına ilişkin olarak her türlü cevap hakkı saklı kalmak suretiyle, davacının haksız ve dayanaksız ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesi ve aşamalarındaki beyanlarında özetle; davacının dilekçesinde müvekkili … tarafından yazılan … isimli romanın basım yayın ve dağıtımı için 29.06.2012 tarihinde karşılıklı olarak telif sözleşmesi imzaladıklarını, kitabın baskıya hazır hale getirildiğini ve dağıtımının yapıldığını, müvekkilinin eser sahibine kitap ile ilgili film teklifi geldiğini, sözleşmeye göre kitabın senaryo olması halinde kazancının yarısının yayınevine ait olduğunu, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan bu hakkı kendilerine vermemek için sözleşmeyi kitabın dağıtımının yapılmadığı ve telif ücretinin ödenmediği bahaneleriyle noter kanalıyla feshettiğini iddia ve beyan ettiğini, hak kaybına uğradığını iddia ederek tazminat talebinde bulunulduğunu, müvekkili tarafından kaleme alınan eserin, sinema filmi haline getirilmediği, konunun sadece proje aşamasında kaldığını, davacının olmayan bir sinema eserinin üzerinde talep hakkının bulunmadığını, müvekkilimiz tarafından … Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesi ile davacı ile aralarında imzalanan sözleşme, davacının sözleşmeye göre üzerine düşen dağıtım ve ödeme yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebepleriyle haklı olarak feshedildiğini, davacının eser üzerinde hiçbir talep ve tazminat hakkı olmadığını, kendisinden izin alınmasını gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığını, davacının haksız kazanç sağlamak maksadıyla bu davayı açmış olup davanın reddi gerektiğini beyan etmiş ve dacının davasının reddini, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… 3. Asliye Ticaret Mahkemesi … esas sayılı dosyasının dosyamız içerisine alınmış olup, incelendiğinde yargılama sürecinde davacı şirketin 07/07/2014 tarihinde Ticaret sicilinden resen terkin edildiği, … 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/05/2017 tarih … esas … karar sayılı kararı ile davayla sınırlı ihyasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi’nin 02.08.2017 tarih ve 1071 sayılı kararı ile 4. FSHHM 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetinin durdurulmasına, 4. FSHHM de görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının 2. FSHHM sine devrine karar verilmekle Kapatılan İstanbul 4. FSHHM nin … Esas sayılı dava dosyasının mahkememizin … esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, Kültür Bakanlığı ve Telif Hakları Genel Müdürlüğünden dava konusu kitaba ilişkin kayıtlar getirtilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporlar alınmıştır.
Kültür Bakanlığı Sinema ve Telif Hakları Genel Müdürlüğünden gelen kayıtların incelenmesinde, eser sahibinin adının … olduğu, 1, 2, 3, 4, 5 ve 11.baskılara ilişkin kayıtların gönderildiği anlaşıldı.
Mahkememizce alınan (Kapatılan 4. FSHHM’nin 2014/75 Esas) 18/08/2014 tarihli raporda bilirkişilerin, “..31/10/2013 tarihli ihtarnamenin 2. maddesinde yayıncı … Yayınlarının sözleşmenin 7. maddesinde düzenlenen dağıtım yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği ifade edilmiş, fakat dava dosyası incelendiğine dosyaya sunulan “…” adlı esere ilişkin 29/06/2012 tarihli Telif Sözleşmesinin 7. maddesinin dağıtım yükümlülüğüne ilişkin bir düzenleme içermeyip, tebligat hususunu İçerdiği, 31.10.2013 tarihli ihtarnamenin 3. Maddesinde telif oranı %10 olarak belirtilirken “…” adlı esere ilişkin 29.06.2012 tarihli Telif Sözleşmesinin 6, maddesinde telif oranının %8 olarak yer aldığı, dava dosyasına sunulan bandrol verileri incelendiğinde kitabın en son baskısının (H.baskı) 12.09.2013 tarihinde 1000 adet olarak … tarafından yapıldığının, eser sahibinin ise sözleşmenin feshi talebi ile ihtarnameyi 31.10.2013 tarihinde gönderdiği, bu durumda dava dosyasındaki belgelerden …’ ın ihtarname gönderildikten sonra eserin yeni baskısının yaptığına dair somut bir belgenin bulunmadığı, dava dosyasına sunulan … Bandrol bilgilerinden kitabın 11. Baskı yaptığının görüldüğü, fakat dosyada yalnızca 1.baskı (15.08.2012/1100 adet) 2.baskı (31.08.2012/1000 adet) 3. Baskı 114.09.2012/ 2000 adet) 4. Baskı (27.09.2012/2100 adet), 5. Baskı (09.11.2012/4050 adet) 1 l.baskı 112.09.2013/1000 adet) ilişkin bandrol bilgilerinin olduğu, 6., 7., 8., 9., 10., baskıların hangi tarihte taç adet yapıldığına İlişkin belgelerin dosyada olmadığı, bu durumda kitabın toplam kaç adet çoğaltıldığı bilgisine dava dosyasından ulaşmanın mümkün olmadığı, bir yıl içerisinde 11. Baskı yapmış bir eserin yayımcılık sektöründe satış yönünden başarılı bir kitap olarak değerlendirildiği, bu sayıda baskı yapmış bir eserin dağıtım konusunda çaba gösterilmeden yapılmasının mümkün olmadığı, dava dosyasında dağıtım yükümlülüğünün yerine getirilmediğine dair somut bir belgeye rastlanılmadığı, sektörün olağan kabulleri de göz önünde utularak yayımcı …’ın dağıtım yükümlülüğünü yerine getirmediğine dair bir kanaate ulaşılmadığı, 29.06.2012 tarihli sözleşmede telif ücretinden düşülecek stopaj oranının %18 olarak belirtildiği fakat bu oranın yasal düzenlemelere göre %17 olduğu, …’un … Yayıneviyle yaptığı sözleşmenin beş yıllık süresi dolmadan bir başka yayın evi olan … Yapım Prodüksiyon ile sözleşme İmzaladığı, … Yayınlarıyla yaptığı sözleşmede stoklara telif ücret verilmeyeceğinin net bir biçimde belirtildiği, bu durumda satış üzerinden yazarın ücret alacağı konusunda anlaşıldığının var sayılması gerektiği, davalı …’un stoklan üç ayda bir öğrenme hakkını kullanmadan sözleşmeyi buna dayandırarak fesh etme yoluna gittiği, tüm bu hususlar göz önünde tutulduğunda … Yayınlarının “…” adlı eser için 29.06.2012 tarihli telif sözleşmesini ihlal eder, aykırı bir davranışının bulunmadığı, telif ücretinin ödenmesi hususunda ise dava dosyasında baskı sayısı, çoğaltım adetleri ve ödeme bilgilerine ilişkin eksik bilgi ve belge bulunması nedeniyle … Yayınlarının bu konuda aykırı bir davranışının olup olmadığının değerlendirmesinin dosya kapsamında yapılmasının mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır, davacı tarafın bilirkişiye bilgi ve belge sunmamasından dolayı hesap kapsamında bir değerlendirme yapılamadığı.” görüş ve tespitlerini bildirdikleri anlaşılmıştır.
Tarafların rapora karşı beyan ve itiraz dilekçelerini sundukları, mahkememizce yapılan 08/10/2015 tarihli duruşma 3 nolu ara kararı uyarınca ek rapor tanzimi için dosyanın bilirkişilere verilmesine, ek rapor alınmasına karar verildiği ve dosyanın bilirkişilere tevdi edilerek raporun sunulduğu anlaşıldı.
Mahkememizce alınan (Kapatılan 4. FSHHM’nin 2014/75 Esas) 07/03/2016 tarihli bilirkişi ek raporunda: “Davalı …’un telif alacağını sadece … için bakıldığında 5,13 kat fazlasıyla tahsil ettiğini, davacı defterlerinden ve belgelerinden Civa’nın hasılatının anlaşılmamakla beraber …’nın 4,13 kat fazla satılmış olması koşullarında bile davalı … Çirput’un alacağın kalmadığının tespit edildiğini, davacı Veritas Yayıncılığın talep etmesi gereken tazminat tutarının kendi dönemindeki dava konusu kitapların ticari kazancı ile kıyaslandığında Kök Raporumuzda Davalı … Ltd. Şti. hesap ve işlemlerinden çıkarımlanan 20.014,53 TL olarak takdir edilmesinin davacı’nın iç ekonomik emsaline de uyduğu ve dolayısıyla uygun olduğu.” görüş ve tespitlerini bildirdikleri anlaşılmıştır.
Tarafların rapora ve ek rapora karşı itirazları, mahkememizce yapılan 16/11/2017 tarihli duruşma kararı uyarınca yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak rapor tanzimi için dosyanın bilirkişilere verilmesine, rapor alınmasına karar verildiği ve dosyanın bilirkişilere tevdi edilerek raporun sunulduğu anlaşıldı.
05/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda: “Dava konusu olayda FSEK m.66 çerçevesinde tazminat hesabının davacının davalı yazar ile yaptığı davaya konu kitap ile ilgili 29.6.2012 tarihli sözleşmesine göre hesaplanacağını, buna göre davalıların davacıya ödemesi gereken bedel kitabın davalı tarafça basım adedi(17.l2,20l3 tarihli bandrol taahhütnamesine göre 1600 adet)x sözleşmede belirlenen telif oranı % 8 x kitabın KDV’siz fiyatı (internet satış sitelerinde 20 TL olan kitabın KDV siz fiyatı 18,4-tl) = 2.355 -TL olup bu bedelin sözleşme 2013 yılında feshedilmeseydi sona ereceği tarih 2017 olduğundan 2013 fesih yılından sonra kalan 4 yıl ile çarpıldığında 2 355 TL x 4= 9420 TL olabileceğini, davacı 9420 TL nin FSEK 68 çerçevesinde 3 katı tutarı olan 28.260-TL’yi talep edebileceği, davacı tarafın FSEK 68 çerçevesinde 28.260,00-TL bedel ile FSEK 70 çerçevesinde tespit edilen 20.014,53-TL arasında seçim yapmak durumunda olacağı.” görüş ve tespitlerini bildirdikleri anlaşılmıştır.
04/12/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda: “Davalının fesih ihtarnamesinde birinci gerekçenin kitabın dağıtımının yeteri kadar yapılmadığı hususu olduğu buna mukabil dosyadaki bandrol taahhütnamelerinden anlaşıldığı üzere davaya konu kitabın 1 yıl gibi kısa sürede 11 baskı yaptığı dolayısıyla bu gerekçenin takdiri Mahkemeye ait olmak kaydıyla sektörel teamüle uygun düşmediği, davacı … Ltd. Şti. nin mali kayıtları olan yasal defter ve belgeleri Mahkememizce süre verilmesine ragmen yasal süreleri içerinde şirket yetkililerince ibraz etmediklerinden ve inceleme için yeri beyanında bulunmadıklarından davacı … Yayıncılık’ın davalı …’a dava konusu … eseriyle ilgili olarak telif ücreti borcu olup olmadığı, varsa bu borcun ne kadar olduğu, stok miktarının ne kadar olduğu, … Yayıncılık tarafından eser sahibi …’a … adlı eser ödeme yapılıp yapılmadığı, yapıldı ise bu tutam ne kadar olduğu tarafımızdan tespiti ve bu doğrultuda da davalı … e eksik telif bedeli ödenip ödenmediği ve davalının eksik telif ödenmesi gerekçesinin haklı olup olmadığı tespit edilemediği, davalı yayın şirketinin diğer davalı ile arasındaki yayın sözleşmesine göre sorumlu olmadığını iddia etmiş ise de FSEK m.68’deki kapsamında bu taleplerin ileri sürütebilmesi için, mütecavizin kusurunun olması ya da zararın gerçekleşmiş bulunmasının şart olmadığı, FSEK 70/3 açısından ise sorumluluk için kusur şartı gerekli olup davalı şirketin davacı ile diğer davalı arasındaki önceki yayın sözleşmesini davaya konu kitabın daha önce yayınlanması da dikkate alındığında bilip bilemeyeceği ve bu çerçevede TTK 18/3 çerçevesinde basiretli tacir gibi davranıp davranmadığının Takdirinin Sayın Mahkemeye ait olacağı, dava konusu olayda FSEK m.68 çerçevesinde tazminat hesabı davacının davalı yazar ile yaptığı davaya konu kitap ile ilgili 29.06.2012 tarihli sözleşmesine göre hesaplanacağı, her ne kadar Sayın Mahkeme ara kararında; kitap basım adetleri ve sayılan dikkate alındığında, davacının bandrol almış olduğu kitap adedi de göz önünde bulundurulmak suretiyle zarar hesaplanmasında gerekli mahsup işlemleri yapıldığında talep edilebilir zararın ne olduğu hususlarının değerlendirilmesini istenmiş ise de davacı ….Ltd. Şti.’nin mali kayıtları olan yasal defter ve belgelerin süre verilmesine rağmen yasal süreleri içerinde şirket yetkililerince ibraz etmediklerinden ve inceleme için yer beyanında bulunmadıklarından davacı …’ın davalı … ’a dava konusu … eseriyle ilgili olarak telif ücreti borcu olup olmadığı, varsa bu borcun ne kadar olduğu, … Yayıncılık tarafından eser sahibi …’a … adlı eser ödeme yapılıp yapılmadığı, yapıldı ise bu tutarın ne kadar olduğu ve mashup edilip edilmeyeceğinin tespit edilemediği, bu husustan ari bir değerlendirme yapıldığında ise; davalıların davacıya ödemesi gereken bedel kitabın 7.869,64 TL olabileceği, davacının 7.869,64 TL’nin FSEK 68 çerçevesinde 3 katı tutan olan 23.608,92 TL’yi talep edebileceği, dosyada davacı şirketin yeniden ihyasına karar verilmesi gözetilerek yapıldığı, bununla birlikte davacı şirketin resen terkin edildiği 7.7.2014 tarihi ile sözleşmenin feshedildiği 31.10.2013 tarihi arasındaki dönem için 1 yıl için telif bedelinin 1.967,41 TL olabileceği, mahkeme’nin davacıyı haklı görmesi halinde davacının sözleşmesinin feshi nedeniyle FSEK 70/3 gereğince uğradığı zararın; davalı şirket yönünden davalı şirket defterlerine göre 20.228,30 TL olduğu, Iskontolu net satış hasılatı tutarından kitap üretim maliyeti ve telif bedeli düşüldükten sonra kalan tutar, davacı’nın mahkeme tarafından haklı görülmesi durumunda davalı … Yapım tarafından uğratıldığı zarar rakamına denk gelmekte olduğu, ancak davacı şirketin rapor tarihine kadar bir veri sunmadığından tazminat hesaplamasının yapılamadığı, davalı yazarın vaki fesih nedeniyle elde ettiği karın davalı şirket ile yaptığı yayın sözleşmesinden elde ettiği kazanç olabileceği, davalı yazarın davacı şirketten 12/11/2013 tarihli sözleşme ile elde ettiği telif bedelinin tespiti gerekmekte olup dosyada bu hususta herhangi bir delile rastlanmadığı, diğer taraftan kitap basım adetleri ve sayıları dikkate alındığında, davacının bandrol almış olduğu kitap adedi de göz önünde bulundurulmak suretiyle zarar hesaplanmasında gerekli mahsup işlemleri yapıldığında talep edilebilir zararın ne olduğu hususulannın değerlendirilmesini tensip buyurmuş ise de yukanda da belirtildiği üzere davalı yazarın telif alacağının bulunup bulunmadığı ve mahsubun gerekip gerekmediğinin Davacı … Ltd. Şti.’nin mali kayıtları dan yasal defter ve belgeleri Mahkemenizce süre verilmesine rağmen yasal süreleri içerinde şirket yetkililerince ibraz etmediklerinden ve inceleme için yeri beyanında bulunmadıklarından tespit edilemediği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Dava, 5846 sayılı FSEK hükümleri uyarınca açılmış tecavüzün tesbiti, refi, men’i ve 68./70. madde uyarınca maddi tazminat talebinden ibarettir.
Davaya konu “…” isimli eserin FSEK kapsamında eser niteliğinde olduğu ve eser sahibinin davalı … olduğu noktasında çekişme bulunamamaktadır.
Davacı ile davalı … arasında imzalanan 29/06/2012 tarihli telif sözleşmesi incelendiğinde; “…” isimli esere ilişkin çoğaltma yayma işleme ve temsil hakkının 5 yıl süre ile davacı yayın evine devrolunduğu, yazara satılan kitaplar üzerinden %8 telif ödeneceğinin kararlaştırıldığı, eserin senaryo olması durumunda muhatabın yazar olduğu ancak kazancın yarısının yayıncıya ait olacağının kararlaştırıldığı, eser sahibinin 3 aylık süreler dahilinde stok durumu hakkında bilgi isteyebileceğinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
Beyoğlu Noterliğinin 31/10/2013 tarih 25135 yevmiye nolu ihtarı ile davalı eser sahibi …’un 29/.06/2012 tarihli “… ” isimli eser ile 10/12/2012 tarihli “…” isimli esere ilişkin düzenlenen telif sözleşmesinden dağıtım ve telif ödemelerine ilişkin yükümlülüklere aykırılık sebebiyle sözleşmeyi feshettiğini bildirmiş, davacı bu ihtara … 37. Noterliğinin … tarih … yevmiye nolu ihtarı ile fesih şartlarının oluşmadığını davalıya bildirmiştir.
Uygulanması gereken mevzuat ele alındığında;
FSEK Madde 66 – Manevi ve mali hakları tecavüze uğrayan kimse tecavüz edene karşı tecavüzün ref’ini dava edebilir. Tecavüz, hizmetlerini ifa ettikleri sırada bir işletmenin temsilcisi veya müstahdemleri tarafından yapılmışsa işletme sahibi hakkında da dava açılabilir. Tecavüz edenin veya ikinci fıkrada yazılı kimselerin kusuru şart değildir. Mahkeme, eser sahibinin manevi ve mali haklarını, tecavüzün şümulünu, kusurun olup olmadığını, varsa ağırlığını ve tecavüzün ref’i halinde tecavüz edenin düçar olması muhtemel zararları takdir ederek halin icabına göre tecavüzün ref’i için lüzumlu göreceği tedbirlerin tatbikına karar verir. (Ek fıkra: 07/06/1995 – 4110/19 md.) Eser sahibi, ikamet ettiği yerde de tecavüzün ref’i ve men davası açabilir. Madde 67 – Henüz alenileşmemiş bir eser, sahibinin rızası olmaksızın veya arzusuna aykırı olarak umuma arzedildiği takdirde tecavüzün ref’i davası, ancak umuma arz keyfiyetinin çoğaltılmış nüshaların yayımlanması suretiyle vakı olması halinde açılabilir. Aynı hüküm, esere, sahibinin arzusuna aykırı olarak adının konulduğu hallerde de caridir… Hükümlerine amirdir.
Yine Madde 68-(Değişik madde:07/06/1995-4110/21 md. : değişik madde: 23/01/2008 -5728 S.K./137.mad) Eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya hertürlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir. İzinsiz çoğaltılan kopyalar satışa çıkarılmamışsa hak sahibi çoğaltılmış kopyaların, çoğaltmaya yarayan film, kalıp ve benzeri araçların imhasını veya üretim maliyet fiyatını geçmeyecek uygun bir bedel karşılığında kendisine verilmesini ya da sözleşme olması durumunda isteyebileceği miktarın üç kat fazlasını talep edebilir. Bu husus, izinsiz çoğaltanın hukuki sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. İzinsiz çoğaltılan kopyalar satışa çıkarılmışsa hak sahibi, tecavüz edenin elinde bulunan nüshalar hakkında ikinci fıkradaki şıklardan birini kullanabilir. İkinci ve üçüncü fıkraların eser sahibinden başka hak sahiplerince uygulanabilmesi için eser sahibinin bu Kanunun 52 nci maddesine uygun yazılı çoğaltma izni aranır… Bedel talebinde bulunan kişi, tecavüz edene karşı onunla bir sözleşme yapmış olması halinde haiz olabileceği bütün hak ve yetkileri ileri sürebilir.
Madde 70 – (Değişik fıkra: 07/06/1995 – 4110/22 md.) Manevi hakları haleldar edilen kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat ödenmesi için dava açabilir. Mahkeme, bu para yerine veya bunlara ek olarak başka bir manevi tazminat şekline de hükmedebilir.
Mali hakları haleldar edilen kimse, tecavüz edenin KUSURU VARSA haksız fiillere mütaallik hükümler dairesinde tazminat talep edebilir. Birinci ve ikinci fıkralardaki hallerde, tecavüze uğrıyan kimse tazminattan başka temin edilen karın kendisine verilmesini de istiyebilir. Bu halde 68 inci madde uyarınca talep edilen bedel indirilir. Hükümlerine amirdir.
FSEK Madde 58 CAYMA HAKKI nı düzenlemektedir. Buna göre “Mali bir hak veya ruhsat iktisap eden kimse, kararlaştırılan süre içinde ve eğer bir süre tayin edilmemişse icabı hale göre münasip bir zaman içinde hak ve salahiyetlerden gereği gibi faydalanmaz ve bu yüzden eser sahibinin menfaatleri esaslı surette ihlal edilirse eser sahibi sözleşmeden cayabilir.
Cayma hakkını kullanmak istiyen eser sahibi sözleşmedeki hakların kullanılması için noter vasıtasiyle diğer tarafa münasip bir mehil vermeye mecburdur. Hakkın kullanılması, iktisap eden kimse için imkansız olur veya tarafından reddedilir yahut bir mehil verilmesi halinde eser sahibinin menfaatleri esaslı surette tehlikeye düşmekte ise mehil tayinine lüzum yoktur.
Verilen mehil neticesiz geçerse veya mehil tayinine lüzum yoksa noter vasıtasiyle yapılacak ihbar ile cayma tamam olur. Cayma ihbarının tebliğinden itibaren 4 hafta geçtikten sonra caymaya karşı itiraz davası açılamaz.
İktisap edenin mali hakkı kullanmamakta kusuru yoksa veya eser sahibinin kusuru daha ağır ise hakkaniyet gerektiği hallerde iktisap eden, münasip bir tazminat istiyebilir.
Cayma hakkından önceden vazgeçme caiz olmadığı gibi bu hakkın dermeyanını iki yıldan fazla bir süre için meneden takyitler de hükümsüzdür.” hükümlerine amirdir.
Davalı … açısından dava değerlendirildiğinde; eser sahibi olan davalının … Noterliğinin … tarih … yevmiye nolu ihtarı ile telif sözleşmesini feshettiğini bildirdiği, esasen ihtar teknik manada cayma bildirimini açık olarak içermemekte ise de bu bildirimin cayma niteliğinde olduğu, davacının bu bildirime karşı 4 haftalık süre içerisinde caymaya itiraz etmesi gerekli iken davayı 19/03/2014 tarihinde açtığı dikkate alındığında açılan davanın süresinde olmadığı, bir an için davalı eser sahibinin davacıya kanunda öngörüldüğü üzere meyil vermesinin gerektiği savunulabilir ise de davacı şirketin sözleşmenin 2. Yılında sicilden resen terkin edildiği ve davayla sınırlı ihya olunduğu dikkate alındığında meyil verilmesini gerektirir bir durumun bulunmadığı, cayma bildiriminin geçerli olduğu açılan davanın süresinde olmadığı davacının mali hak sahipliğinin sona erdiği sonucuna ulaşılmıştır.
Açılan davanın caymaya itiraz olmadığı haksız fesihten kaynaklı tazminata ilişkin olduğu kabul edildiğinde, davacının haksız fesih olgusunu ispatlaması gerektiği, bu noktada davalı eser sahibinin fesih sebebi olarak gösterdiği telif ödemelerinin yapılmadığı iddiasını çürütmesinin gerektiği, 12/09/2019 tarihli celse verilen kesin süreye rağmen ticari kayıtların dosyaya sunulamadığı, şu hale göre davacının davalı eser sahibince yapılan feshin haksızlığını ispatlayamadığı, sonucuna ulaşılmış olup bu davalı yönünden açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı … yönünden dava değerlendirildiğinde; davalının diğer davalı ile 12/11/2013 tarihinde yapmış olduğu telif sözleşmesine istinaden davaya konu eseri basmış olduğu noktasında çekişme bulunmamaktadır. Davacı sözleşmenin haksız feshine dayalı olarak eser üzerindeki mali hak sahipliğine dayalı olarak davayı açmış olup yukarıda yapılan değerlendirme ve kabuller dikkate alındığında feshin haksız olduğunun ispatlanamadığı, bu noktada eser üzerinde herhangi bir hak sahipliği olmadığı gibi- hak sahipliğine tecavüz halinde müşterek müteselsil sorumluluğunun bulunacağı açık olmakla birlikte- eser sahibinden telif sözleşmesine dayalı olarak kitabı basan bu davalı yönünden de herhangi bir tazminat sorumluluğunun – haksız feshin ispatlanamadığı göz önünde bulundurulduğunda- doğmayacağı izahtan vareste olmakla bu davalı yönünden de açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı sunulan bilirkişi raporları ve izahı yapılan mevzuat kapsamında dava değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı davalı eser sahibi …’un … isimli esere ilişkin yapılan telif sözleşmesini haksız feshettiği ve diğer davalı ile yeni bir sözleşmeyi yaparak mali hak sahibi olduğu eseri izinsiz bir şekilde satışa sunduğundan bahisle hak sahipliğine tecavüzün tespiti durdurulması önlenmesi ortan kaldırılması ve maddi ve manevi tazminat istemiyle iş bu davayı açmış ise de, davanın davalı eser sahibinin ihtarının cayma bildirimi olduğunun kabulü halinde süresinde açılmamış olduğu, haksız feshe dayalı tazminat olarak kabulü halinde davalı eser sahibinin fesih bildiriminde telif ödemelerinin yapılmamasını gösterdiği, davacının haksız feshi ispatla yükümlü olduğu, bu noktada ispatın davacıya ait ticari kayıtları bondrol kayıtları ile karşılıklı incelenmesi ile ispatlanabilecek olmasına rağmen davacının verilen kesin süreye rağmen ticari kayıtlarını sunmadığı şu hale göre haksız fesih olgusunun ispatlanmadığı anlaşılmakla davacının sübut bulmayan davasının reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar harcının peşin yatırılan ( peşin harç+ıslah harcı) 234,80 TL’den mahsubu ile kalan 175,50 TL’nin karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddolunan tecavüzün tespiti, durdurulması, önlenmesi, ortadan kaldırılması talepleri yönünden hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddolunan maddi tazminat talebi yönünden hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … tarafından yapılan 80,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
7-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, davalı … vekilinin yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.21/01/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.