Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/175 E. 2021/159 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/175 Esas
KARAR NO : 2021/159

DAVA : Patente Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 04/03/2014
KARAR TARİHİ : 30/03/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Patente Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … menşeli 1902 yılında kurulmuş dünya çapında 24.000 çalışanı olan uluslararası … şirketler gurubu olduğunu, bu guruba dahil “…”nin ultra yüksek moleküler ağırlıklı polietilenden elde edilen süper güçlü polietilen lif ürününün mucidi ve üreticisi olduğunu, markalı olarak iplik ve kumaş ürettiğini, …Türk patent no.lu …no.lu Avrupa Patenti tescilinin ülkemizde valide edilmiş aile üyesi patentinin sahibi olduğunu, …’nin güçlü polietilen liften bir tür dayanıklı kumaş üretmekte ve (… olarak adlandırılan, ki burada “…” Türkçe’ye “…” olarak tercüme edilebilecek “…” ibaresinin baş harfler) bu kumaşın …’nin müşterisi olan üretici firmalar tarafından anti balistik kullanıma yönelik ürünlerin üretiminde kullanıldığını, bu ürünler içinde kurşun geçirmez yelek ve miğferlerin yer aldığını, … Menşeli … unvanlı firmanın … (…) no.lu patent konusu olan buluşun uygulanmasının mümkün kılan ve ilgili buluşun esasını teşkil eden UD materyalini üretmekte olduğunu, bu ürünlerin müvekkilinin ürünlerinin taklidi amacını taşıdığını, davalının bu ürünlerin ithalatını ve satışlarını yaptığını,… kayıt numaralı ihale kapsamında ilgili kuruma teslim ettiğini ve etmekte olduğunu ürünler içinde “polietilen esaslı balistik koruyucu kumaş” olduğunu, davalının söz konusu proje kapsamında farklı tarihlerde iki teslimat yapmış olup bu ürünlerin teslimi ve üretim usullerinde kullanımının, müvekkilinin patentine dolaylı olarak tecavüz teşkil ettiğini, patentin üretim usulüne dair istemleri kapsamında olan, mütecaviz ürünlerin balistik materyale uygulanmasına dair usul hakkında ilgili kuruma brifing vererek usulün kullanılmasını teklif ve teşvik ettiğini, kolaylaştırdığını, … no.lu patentin hem kalıplanmış bir nesne, hem de bu nesnenin üretim usulü ile ilgili olduğunu, hem usulü ve hem de ürünü koruma altına aldığını, üründe tabakaların kalıplanıp bir araya getirildiğinde balistik özellikli bir nesne elde edildiğini, bu tabakalar olmadan balistik özellikli bir nesne elde edilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle tabakaların, … no.lu patent konusu buluşun uygulanmasını mümkün kılan ve ilgili buluşun esasını teşkil eden kısımları olduğunu, patentin 1 ve 5 no.lu bağımsız istemlerinde tabakaların yapısal özelliklerinin belirtildiğini, davalı tarafın ithalatını yaptığı UD materyallerin bu yapısal özellikleri taşıdığını, …no.lu patentin 1. İsteminde belirtilen 125°C’de 40 dk süreyle 30MPa basınca tabi tutulduğunda, kalıplanmış panelin enerji sönümleyebilme özelliği bakımından İstem 5’teki gibi 100 J/(kg/m2 ‘den büyük olduğu tespitinin yapıldığını, bu nedenle 551 sayılı KHK’nin 74. Maddesi gereğince buluşun yetkili olmayan kişilere verilmesini önleme haklarının bulunduğunu, belirterek, “…” ürününün imalatının veya ithalinin veya ihracının, satışının, dağıtımının, üçüncü kişilere teminin önlenmesi, gümrük ve serbest bölgeler dahil bulundukları yerden toplatılması, stokta bulunan ürünlere el konulması, tanıtıcı her türlü tanıtım evraklarının, broşürlerinin bulundukları her yerden toplatılması ve imha edilmesi suretiyle ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve yargılama sonucunda davalı fiillerinin ayrı ayrı haksız olduğunun tespiti ile haksız rekabetlerinin ayrı ayrı men’ine, davalı eylemlerinin müvekkilinin 551 Sayılı KHK’dan doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine ve patente tecavüzün tespitine binaen tecavüzün önlenmesi (men’ine) ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına (ref’ine), 300.000,00 TL Manevi Tazminatın davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, 1773 yılından beri, suni deri, koltuk kumaşı, şeffaf kumaş, v.b her nev’i kumaş ile iştigal ettiğini, ithalat ve ihracatını yaptığını, bu çerçevede katıldığı ihale kapsamında Çin’den kumaş ithal ettiğini, ancak, kurşun geçirmez kumaş üretiminin, özel bir bilgi ve tecrübe isteyen bir alan olması nedeniyle, müvekkilinin, bu konuda teknik alt yapısının bulunmadığı gibi böyle bir üretiminin de olmadığını, askeriye ile yapılan ihale sürecinde, ihaleyi müvekkilinin kazanması, davacı şirketin ihaleyi kazanamaması sonucunda bu davayı açtığını, teknik şartnamede kumaş malzemesinin özelliklerinin belirtildiği, bu belirlenen standartlara uygun kumaşın müvekkili tarafından ithal edilerek askeriyeye verildiğini, kumaşların üst üste presleme işleminin askeri tesislerde yapıldığını, daha sonra testlere tabi tutulduğunu, testlerden geçtikten sonra kabul gördüğünü, davacı tarafın davayı, müvekkilinin UD materyali ithal ettiğinden dolayı davayı açtığını, bu materyalin patentli bir ürün olmadığını, ticaretinin yapılmasının serbest olduğunu, davacı yanın davayı ithal edilen kumaş üzerine kurduğunu, patentte ise korunan hususun bu kumaşların preslenerek balistik bir kumaş haline getirilmesi olduğunu, preslenme konusunda birden fazla yöntem bulunduğunu, patentte belirtilen sıkıştırma koşullarının dışında yapılan sıkıştırmaların patente tecavüz olarak kabul edilemeyeceğini, ithal edilen kumaşlar, Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı’na teslim edildikten sonra kumaşların sıkıştırılmasının, komutanlığın tesislerinde yapıldığını, sıkıştırılma usulünün Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığından istenmesini, müvekkilinin, sadece ihaleye katıldığını, kazandığını, şartnamede belirtilen kumaşları ithal ettiğini, bu kumaşların patent koruması altında olmadığını, açılan davada ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını, bunun için patent hakkının ihlalinin ispat edilmesinin gerektiğini, ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve ithalatın durdurulması durumunda zarara uğrayacak olanın müvekkilinin değil, aynı zamanda Türk ordusunun olacağını, müvekkilinin, sadece Kara kuvvetleri Komutanlığının açtığı ihaleyi kazandığını, şartnamedeki özellikleri belirtilen kumaşları tedarik ettiğini, patent usulünü uygulayabilecek teknik alt yapıya sahip olmadığını, kumaşı tedarik ettiği kurumun uyguladığı usulü bilmediğini, tecavüz fiili için 551 sayılı KHK m. 136’da aranan şartların müvekkil bakımından bulunmadığını, davacının patent istemlerinin yanlış aksettirdiğini beyan ederek ihtiyati tedbir talebinin ve davanın reddini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İşbu dava 551 sayılı KHK hükümleri uyarınca açılmış Patente Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti ve Manevi Tazminat talepli davadır.
Mahkememize sunulan 10/02/2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle; … belgesi İstem 1 ve İstem 5’te tanımlı ve davalı tarafından ticaret konusu yapılan tabakaların ilgili istemlerdeki sıcaklık ve basınç gibi ayırt edici unsurların yokluğunda KHK m. 74 kapsamında tek başlarına buluşu uygulamaya koymaya yeterli olmamalarına karşın, söz konusu istemlerde tanımlı buluşun m. 74’te verilen tarif gereği ‘esasını teşkil eden kısımlar’ oldukları, davalı tarafın 31/10/2013 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na ilettiği teknik uygulama sunumunun … patent belgesi bağımsız istemlerinden İstem 1 ve İstem 5 unsurlarını kısmen açıkladığı değerlendirildiği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 05/12/2019 tarihli duruşmasında verilen ara karar gereğince, Kara Kuvvetleri Komutanlığı cevabi yazısı ile 04/07/2014 tarihli yazının ek-b kısmında belirtilen sıcak presleme yöntemi aşamalarının incelenerek, diğer hususlar sabit kaldığında ya da verili olarak kabul edildiğinde söz konusu yöntemin dava konusu patent istemlerine tecavüz edip etmediği, aynı sonucu verip vermeyeceğinin incelenmesi suretiyle bilirkişi heyetinden ek raporu alınmasına karar verilmiş, mahkememize sunulan 20/09/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda; Kök raporun tanzim tarihinden bu yana geçen sürede koruma kapsamını oluşturan “kalıplanmış nesnenin 80°C sıcaklıkta … kurşunlarına karşı spesifik absorpsiyonunun en azından 100J/(kg/m2) olması” teknik unsur grubu açısından bir değerlendirme yapılmasını mümkün kılan bir unsurun dosya kapsamında yer almadığı, bu tespitler neticesinde 10.02.2015 tarihli kök raporun sonuç bölümündeki değerlendirmelerin muhafaza edildiği, görüş ve kanaati bildirilmiştir.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava konusu dosyada bulunan TPE’nin 19.03.2014 tarih ve 2479 sayılı yazısı ile gönderilen “…” başlıklı… sayılı Avrupa patenti yerel validasyonuna ile ilintili dolaylı tecavüze ilişkindir. Dava konusu … numaralı patent, Avrupa Patent Sözleşmesi (EPC) uyarınca tescillenmiş ve Türkiye’de geçerli hale gelmiş bir patenttir. Bu patent Avrupa Patent Ofisi (EPO) tarafından 06.09.2006 tarihinde … numarası ile tescillenmiştir.
551 Sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye göre, patent belgesi almış bir buluşun sahibinde izinsiz kısmen veya tamamen taklit edilerek ürün haline getirilmesi tecavüz sayılmaktadır (PatKHK m. 136/1,a). Burada söz konusu olan inhisarı’ hak niteliğindeki üretimin nasıl ve hangi amaçlara istinaden yapıldığının, üretilen taklit ürünlerin satılıp satılmadığının kural olarak önemi yoktur.
PatKHK m. 83 koruma kapsamının tayin edilme kurallarını açıklamaktadır. İstem koruma kapsamı tayinine dayalı tecavüz incelmesi iki istem seti arasında (iki belge) veya iki ürün arasında tecavüz değerlendirmesi şeklinde yapılmamaktadır. Yine aynı şekilde karşılaştırma patent sahibinin ürettiği ürün ile dava konusu ürün arasında değil, patent istemleri ile dava konusu ürün ya da usul arasında yapılmalıdır- Bu noktada tecavüzle suçlanan tarafın var ise kendi belgesindeki koruma kapsamı da ehemmiyet arz etmez zira üretim koruma tesis eden patente göre yapılmak zorunda değildir (Patent negatif bir haktır). Aynı şekilde tecavüzle suçlanan tarafın belgesi üçüncü taraflara karşı tecavüz suçlamasına kaynak olabilirken kendisine karşı yapılan suçlamada avantaj tesis etmez.
Patent sahibine tanınan inhisarı’ hak niteliğindeki üretimin izinsiz olarak nasıl ve hangi ve hangi amaçlara istinaden yapıldığının kural olarak önemi yoktur. Burada önemli olan, istemlerde belirtilen buluşun taklidinin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğidir. Patent konusu buluşun taklit edilerek üretilmesi, Kararnamede yer aldığı üzere “tamamen üretme” şeklinde (m. 136/1,a) (aynen üretme) olabileceği gibi bazı unsurların alınması, bazılarının ise değiştirilmesi, yani “kısmen üretim” tarzında da olabilir.
KHK m. 136.1(a)-(d) altında direkt/doğrudan tecavüz fiillerinin tanımlandığı haller dışında ayrıca dolaylı tecavüz kapsamına giren ve KHK m. 74 konusu olan tecavüz fiiline yardımcı olma eylemleri mevcuttur.
551 sayılı KHK “Madde 74 – Patent sahibinin, patent konusu buluşun uygulanmasını mümkün kılan ve buluşun esasını teşkil eden bir kısım ile ilgili unsurların veya araçların üçüncü kişiler tarafından, patent konusu buluşu kullanmaya yetkili olmayan kişilere verilmesini önleme hakkı vardır. Bu hükmün uygulanabilmesi için, söz konusu üçüncü kişilerin, bu unsurların veya araçların buluşu uygulamaya yeterli olduğunu ve bu amaçla kullanılacağını bilmeleri veya bu durumun yeterince açık olması gerekir.
Bu maddenin birinci fıkrasında sözü edilen unsurlar veya araçlar piyasada her zaman bulunabilen ürünler ise, üçüncü kişiler, söz konusu kişileri belirtilen fiilleri yapmaya tahrik etmediği takdirde bu maddenin birinci fıkrası hükmü uygulanmaz. 75 inci maddenin (a), (b) ve (c) bentlerinde gösterilen fiilleri yapanlar, bu maddenin birinci fıkrası hükmüne göre patenti kullanmaya yetkili olmayan kişiler sayılmaz. ‘
Madde 74, patent sahibine buluşun esasını teşkil eden ve uygulanmasını mümkün kılan kısımları için ek haklar tanımlamıştır. Ancak bu hakkın sınırları bulunmaktadır. Bu hakkın uygulanabilmesi için:
a) Söz konusu unsurların buluşu uygulamaya yeterli olduğu ve bu amaçla kullanılacağı bilinmeli, ya da bu durum yeterince açık olmalıdır.
b) Bu unsurlar, piyasada her zaman bulunabilen ürünler olmamalıdır.
Patentten doğan hakkın kapsamını istemler belirlemektedir. İstemler aynı zamanda benzer buluşlar kapsamında üretilen ürünlerin tescilli belgeye tecavüz edip etmediğinin belirlenmesinde önemli rol oynamaktadırlar. İstemin bu özelliklerini anlatan PatKHK’nin 47. maddesinin ikinci fıkrası şu şekildedir: “İstem veya istemler buluşun korunması istenen unsurlarını tanımlar. Her istem açık ve öz olmalıdır. İstem veya istemlerin dayanağı tarifnamedir. İstem veya istemler tarif namede tanımlanan buluşun kapsamını aşamaz. İstem veya istemler Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde yazılır”. Ayrıca aynı doğrultuda düzenlenmiş 83. maddeye göre istemler: “Patent başvurusu veya patentten doğan korumanın kapsamı istem veya istemler ile belirlenir. İstem veya istemler tarifname ve resimler esas alınarak yorumlanır. İstem veya istemler, bir yandan patent başvurusu veya patent sahibine hakkı olan korumayı sağlayacak ve diğer yandan üçüncü kişilere de korumanın kapsamı açısından makul bir düzeyde kesinlik ifade edecek şekilde birlikte yorumlanır.” şeklinde izah edilmiştir.
Bir patent başvurusu bir veya birden fazla istemi ihtiva etmelidir (PatKHK m.47/1). Eğer bir başvuruda birden fazla istem söz konusu ise, bu istemler bağımsız ve bağımlı istemler olabilir. Bağımsız istem, bir buluşun bütün esaslı özelliklerinin yer aldığı ve daha önceki istemlere atıfta bulunmayan istemdir. Bağımlı istemlerde ise, bağlı olunan istemin tüm özellikleri ile bağımsız isteme atıf yapılarak korunmak istenen diğer özelliklerin ifade edildiği istemlerdir (551 Sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye İlişkin Uygulama Yönetmeliği m.9).
Patente tecavüz iddiasının söz konusu olduğu hallerde, istemlerin anlam ve kapsamının belirlenmesi için yorumlanması ve bu yorumlanan istemin suçlanan ürünle karşılaştırılması, yani patentten iktisadi bakımdan yararlanılıp yararlanılmadığmın incelenmesi gerekir. İstemlerin yorumlanmasında dikkate alınacak önemli bir husus ise, patente tecavüz ettiği iddia edilen ürünün, eşdeğer olup olmadığıdır. Patent hukukunda eşdeğerler, aynı tesire sahip olan değişik vasıtalar şeklinde tanımlandığı gibi, istem veya istemlerle aynı işlevi (fonksiyon) icra eden, bu işlevi, aynı biçimde (yolla) gerçekleştiren ve sonuçta istem veya istemlerle korunması talep edilen unsur ile aynı neticeyi (sonuç) meydana getiren araç veya unsurlar olarak da izah edilmiştir. Kararnamede ise eşdeğerler, buluşla aynı işlevi gerçekleştiren ve istem veya istemlerde talep edilen unsur ile aynı sonucu çıkaran unsur olarak tanımlanmıştır (m. 83/6).
Patente tecavüzün varlığından söz edebilmek için öncelikle her istemin, bağımsız istem- bağımlı istem olup olmadığı açısından incelenmesi uygun olacaktır. Buna göre yapılan incelemede, bağımsız ve faydalı modele asıl yenilik özelliğini katan fonksiyonu ihtiva eden isteme bir tecavüz var ise, patente tecavüzü kabul etmek gerekecektir. İstem, tarif ettiği unsurların her birini ya da eşdeğerlerini bir bütün olarak korur. Dolayısıyla istemin ilk kısmındaki unsurları içeren ama karakterize edici kısmındaki unsurları içermeyen ürün ve usuller korunmaz.
Somut olaya dönüldüğünde; dava konusu patentin 1 ve 5 numaralı iki adet bağımsız isteminin mevcut olduğu görülmektedir. Bağımlı istemler, bağımsız istemlerde tarif edilen koruma kapsamına ek özellikleri belirtir. Bu nedenle, en geniş koruma kapsamının anlaşılması için 1 ve 5 numaralı bu iki bağımsız istemin koruma kapsamı incelenmesi gerekecektir. TPE sicili incelendiğinde, patent sahibinin 22.01.2014 tarihinde TPE nezdinde çeviri düzeltisini içeren değişiklik talebi yaptığı ve talebin TPE tarafından kabul edildiği görülmüştür.
Dava konusu kumaşlar, TPE kayıtları ve dosya münderecatı ile birlikte koruma kapsamının incelenmesi ve tecavüz’ün gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti hususunda dosya alanında uzman 1 Tekstil Mühendisi, 1 Kimya Mühendisi Akademisyen ile 1 Avrupa Patent Vekilinden oluşan üçlü bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişilerce yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda … belgesi İstem 1 ve İstem 5’te tanımlı ve davalı tarafından ticaret konusu yapılan tabakaların ilgili istemlerdeki sıcaklık ve basınç gibi ayırt edici unsurların yokluğunda KHK m. 74 kapsamında tek başlarına buluşu uygulamaya koymaya yeterli olmamalarına karşın, söz konusu istemlerde tanımlı buluşun m. 74’te verilen tarif gereği ‘esasını teşkil eden kısımlar’ oldukları, davalı tarafın 31.10.2013 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na ilettiği teknik uygulama sunumunun … patent belgesi bağımsız istemlerinden İstem 1 ve İstem 5 unsurlarını kısmen açıkladığı sonucuna varıldığı görülmüştür.
Bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere, İstem 1’in koruma kapsamı tabakaların uygun basınç ve sıcaklık altında preslenerek istiflenmesiyle üretilen bir son ürünü korumaktadır. Dava konusu tabakalar tek başlarına İstem l’in koruma kapsamını doğrudan ihlal etmemektedir. Ancak dolaylı ihlal’e ilişkin KHK md. 74/a kısmında verilen ‘buluşu uygulamaya yeterli olmasının üçüncü kişilerce bilinmesi kriteri değerlendirilirken söz konusu tabakaların yine m. 74’te tanımlı ‘buluşun esasını teşkil eden bir kısım’ kapsamına girip girmediği de değerlendirilmesi gerekmektedir. Davalıya ait kumaşlar her ne kadar ilgili tabakalar birleştirme prosesi sırasındaki uygulanan basınç ve sıcaklık değerleri olmaksızın buluşu uygulamaya yeterli olmasalar da buluşun esasını teşkil ettikleri bu suretle de söz konusu kumaşlarda yer alan tabakaların İstem 1 içinde verilen tabaka tanımı ile örtüştüğü anlaşılmıştır.
Mahkememizce Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın cevabi yazısı ile 04.07.2014 tarihli yazısının ek-b kısmında belirtilen sıcak presleme yöntemi aşamalarının incelenmesi ve diğer hususlar sabit kaldığında ya da verili olarak kabul edildiğinde söz konusu yöntemin dava konusu patent istemlerine tecavüz teşkil edip etmediği, aynı sonucu verip vermeyeceğine ilişkin dosya ek rapor hazırlanmak üzere yeniden bilirkişilere tevdi edilmiş, hükme esas alınan 20/09/2020 tarihli ek bilirkişi raporunda “kalıplaşmış nesnenin 80 derece sıcaklıkta … kurşunlarına karşı spesifik absorpsiyonunun en azından 100J/(kg/m2) olması” teknik unsur grubu açısından bir değerlendirme yapılmasını mümkün kılan bir unsurun dosya kapsamında yer almadığı şeklinde değerlendirmede bulunularak kök raporda belirtilen hususların aynen muhafaza edildiği görülmüştür.
Davacı manevi tazminat da talep etmiştir. Manevi tazminat yönünden patent hakkına yapılan tecavüzün niteliği, ,davacının manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp durumu, manevi tazminatın amaç ve içeriğine, hak, nesafet ve adalet ilkesine keza manevi tazminatın maddi bir zenginleşme talebinden çok manevi tatmine yönelik bir talep olması, , dolayısıyla somut olaya göre takdiren 20.000- TL manevi tazminatın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında toplanan deliller, TPE kayıtları, hükme esas alınan 20/09/2020 tarihli ek bilirkişi raporu bir arada değerlendirildiğinde; KHK Md. 74/a bendi uyarınca; her ne kadar dava konusu tabakalar tek başlarına İstem l’in koruma kapsamını doğrudan ihlal etmemekte ise de, davalıya ait kumaşların buluşun esasını teşkil ettikleri bu suretle de söz konusu kumaşlarda yer alan tabakaların İstem 1 içinde verilen tabaka tanımı ile örtüştüğü, davalı tarafın 31.10.2013 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na ilettiği teknik uygulama sunumunun … patent belgesi bağımsız istemlerinden İstem 1 ve İstem 5 unsurlarını kısmen açıkladığı, patent hakkına tecavüzün varlığı tespit edildiğinden davacının yukarıda açıklanan gerekçeler doğrultusunda manevi tazminat talebinde haklı olduğu ayrıca hükmün ilanında davacının hukuki yararı bulunduğu kanaatine varılmakla aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalı kullanımlarının davacıya ait … (…) sayılı patent hakkına dolaylı tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, menine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, bu suretle davacının patentini ihlal eden dava konusu “Polietilen esaslı balistik koruyucu kumaş” ürününün imalatının, ithalinin, ihracının, satışının, dağıtımının ve üçüncü kişilerce temininin önlenmesine, gümrük ve serbest bölgeler de dahil bulundukları yerden toplatılarak yeddi emine muhafazasına, stokta bulunan ve satışı henüz gerçekleşmemiş ürünlerin, davalının uhdesinde kalacak şekilde el konulmasına, tecavüze konu ürünlerin her türlü tanıtım evraklarının, broşürlerinin bulundukları yerden toplatılmasına, kararın kesinleşmesine müteakip imhasına,
2-İnfaz sırasında bilirkişi raporunun dikkate alınmasına, bu suretle raporun kararın eki sayılmasına,
3-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 20.000,00 TL tazminat bedelinin, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin tirajı en yüksek üç gazeteden birinde, masrafı davalıya ait olmak üzere bir defaya mahsus ilanına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 1.366,20 TL karar harcının peşin ve tamamlama harcı ile yatırılan toplam 5.150,45 TL’den düşülerek kalan 3.784,25 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i, sonuçlarının ortadan kaldırılması talepleri yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat miktarı yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden davalı vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan: 4.500,00 TL bilirkişi ücreti, 642,20 TL posta gideri olmak üzere toplam 5.142,20 TL’den kabul ve ret oranına göre hesap olunan 342,81 TL ve karar harcı 1.366,20 TL olmak üzere toplam 1.709.01 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.30/03/2021

Katip

Hakim
¸