Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/160 E. 2018/41 K. 06.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/160
KARAR NO : 2018/41

DAVA : Haksız İhtiyati Tedbirden Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 13/01/2012
KARAR TARİHİ : 06/03/2018
KARŞI DAVA

KARŞI DAVA :Haksız Rekabet, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ :31/05/2012

Mahkememizde görülmekte bulunan asıl tazminat davası ile haksız rekabete dayalı maddi ve manevi tazminat talepli karşı davanın yapılan açık yargılamasının sonunda,
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin Medikal ürün ithalatı ve pazarlamasıyla uğraştığını 2008 yılından itibaren ağırlıklı olarak kemik ve omur tedavisinda kullanılan … marka … Kataterini set olarak ithal edip pazarladığını, davalıların yurtdışı tescillerinden haberdar olmaları nedeniyle patent tecavüzü olmadığına ilişkin incelemelerini yaptırarak ithalata başladıklarını, davalıların İstanbul 3. FSHHM’nin … D.İş dosyasında aleyhlerine ihtiyati tedbir kararı alarak ürünlerin icra yoluyla toplatıldığını, sonrasında 4. FSHHM’de açtıkları … esas sayılı dosyada tecavüzün tespiti önlenmesi ve tazminat talepli dava açtıklarını, ayrıca Ankara 1. FSHHM’de … esas sayılı dosya ile müvekkili ve birçok firma aleyhine tecavüz ve haksız rekabete ilişkin dava açtıklarını ancak davacılar tarafından bu davanın takip edilmeyerek açılmamış sayıldığını, … Cumhuriyet Başsavcılığının … esas sayılı soruşturma dosyasında da yapılan arama sonrasında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, 4.FSHHM dosyasının da reddedilerek kesinleştiğini konulan ihtiyati tedbirin … tarihinde mahkemenin ara kararıyla kaldırıldığını, haksız ihtiyati tedbir nedeniyle müvekkilinin zarar gördüğünü belirterek, davalı eylemlerinin haksız ihtiyati tedbir, rekabet ihlali ve haksız fiillerinin rekabet olduğunun tespiti ile 25.000 TL maddi 1.000 TL manevi tazminatın 30/03/2009 tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan alınarak müvekkili şirkete verilmesini ayrıca diğer müvekkilleri için de 1000’er TL maddi 1000’er TL manevi tazminatın avans faiziyle davalılardan tahsilini ve verilecek hükmün ilanını talep etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap süresi içerisinde vermiş olduğu cevap ve karşı dava dilekçesinde, davanın görevli mahkemede açılmadığını, Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, patentlerin sadece …’ye ait olması nedeniyle diğer şirketlere husumet düşmeyeceğini 4. FSHHM’de açılmış olan dosyanın kötü niyetle açıldığı iddiasının yersiz olduğunu, davacının asıl kötü niyetli olduğunu zarara uğranıldığına ilişkin iddiaların da gerçek olmadığını, 2009/47 esas sayılı dosyada davanın … şirketinin ürünlerinin sadece kum saati şeklinde olanlarıyla ilgili olduğunu, icra müdürlüğünce tedbirin uygulanmasında herhangi bir ürünün bulunmadığını belirterek, asıl davanın reddini talep etmiş, karşı davasında ise davacının dağıtım ve satışını yaptığı ürünlerin müvekkili ürünleri ile iltibas teşkil ettiğini ve haksız rekabet yarattığını, patent ihlalinin bulunmamasının patent istemleriyle eşdeğer unsuların bulunmamasının hiçbir şekilde bir ihlal olmayacağı anlamına gelmeyeceğini, TTK’nın 57. maddesinin 5. bendi kapsamında haksız rekabetin oluştuğunu belirterek karşı davanın kabulünü, haksız rekabet teşkil eden ürünlerin toplatılması, satışının ve üretiminin durdurulması 10.000 TL maddi, 1.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ve hükmün ilanını talep etmiştir.
ISLAH:
Davacı vekili alınan bilirkişi raporları sonrası davasını harcını yatırarak ıslah etmiş, maddi tazminat miktarını 437.929,36 TL’ye çıkartmıştır.
Davalı vekili 20/03/2017 tarihli dilekçesiyle harcını yatırarak savunmalarını ıslah etmiş ve karşı yanın haksız rekabetinin önlenmesi ve maddi manevi tazminat taleplerinin kabulünü talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava haksız ihtiyati tedbire dayalı maddi ve manevi tazminat talepli davadır. Karşı davada ise haksız rekabete dayalı tecavüzün önlenmesi, maddi ve manevi tazminat talep edilmiştir.
Dosya İstanbul 4.FSHHM’nin … esas sayılı dosyası iken mahkemenin kapatılması sonucu dosya mahkememize devredilmiş ve … esasını alarak yargılama yapılarak bitirilmiştir.
Dosyada tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, tedbire dayanak İstanbul 3.FSHHM’nin … D.İş dosyası ve İstanbul 4.FSHHM’nin … patent hakkına tecavüzün önlenmesi ve tazminat talepli dava dosyası dosya içine alınmış bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınmıştır.
Gerçek kişi davacılar 1000’er TL maddi tazminat talep ederek haksız ihtiyati tedbir konulmasından dolayı maddi zararlarının bulunduğu, ekonomik sıkıntı nedeniyle boşandıkları, araç satımının yapıldığı, çocuklarının özel okuldan devlet okuluna verildiğine ilişkin delillerini dosyaya sunmuşlarsa da maddi tazminata ilişkin zararlarına dair dosyaya herhangi bir delil sunulamamıştır.
İstanbul 3. FSHHM dosyasında konulan ihtiyati tedbirin 06/04/2009 tarihinde teminat yatırılmak suretiyle icra edildiği ve tedbirin 06/10/2011 tarihinde kalktığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce oluşturulan patent uzmanı muhasip ve tıp doktoru bilirkişilerinden oluşturulan heyet raporunda taraflara ait ürünlerin üretim amaçları ve işlevlerinin benzer olduğu, dava konusu ürünlerin yol açıcı, kanül, pompa, balon katateri, basınç ölçen çimento gönderici parçalarından oluştuğu, her iki ürünün bazı parçalarının birbirine benzediği, ürünlerin kullanıcıları nezdinde birbirine ikame ürünler olduğunu, dava konusu ürünlerin işinin ehli konusunda deneyimli omurga cerrahları tarafından ameliyathanelerde kullanıldığı, ameliyat sırasında ürün sahibi ile yetkilinin bizzat ameliyathanelerde bulunduğu bu nedenle hastahaneler, sağlık kurumları ve kullanıcalar tarafından bu ürünlerin iltibas yaratmayacağı, davacı karşı davalının ihtiyati tedbir sonucu ürün ticaretinden mahrum kaldığı sürede 177 adet ürün ithal edip satabileceği ve bu miktar üründen 126.242,90 TL kazanç elde edebileceği, dosyadaki gümrük beyannamelerine göre 265 adet ithal edildiği faturalara göre ise 366 adet satışın yapıldığı, davacı yanın ithal etmesine rağmen satışını yapamadığı ürün bulunmadığı ve ithal ederek sattığı 366 adet ürünün tamamının dava konusu ürün olduğu belirtilmiştir.
Alınan bilirkişi raporuna yapılan itirazlar sonrasında, itirazlar kabul edilerek asıl davada hesaplamanın 13/04/2009 ile 06/10/2011 dönemine ilişkin yapılmasının istenilmesine, karşı dava yönünden ise karşı davalının sattığı bildirilen 366 adet ürün nedeniyle davalının defter ve faturalarındaki satış fiyatları ve kar marjına göre gelirin hesaplanması için bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır. Bilirkişiler ek raporunda ihtiyati tedbirin yürürlükte bulunduğu 13.04.2009 – 06.10.2011 döneminde 614 adet ürün ithal edip satarak 437.929,36 TL kazanç elde edilebileceği davacı karşı davalının 366 adet ürün satışından dolayı da 261.045,84 TL kazanç elde edilebileceği belirtilmiştir.
Mahkememizce uyuşmazlığın yeteri kadar aydınlanmadığı görüşü ile dava konusu tıbbi ürünü kullanan ve bu ürünlerin satın alma birimlerinde bulunan iki uzman ve bir akademisyen hukukçudan yeniden rapor alınmasına karar verilmiş ve oluşturulan üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan raporda; tıbbi ürün satın alma uzmanı … ayrık rapor vererek tarafların ürünleri arasında ciddi benzerlik olduğu, tüketici açısından ayırt edilmesinin mümkün olmadığı, renk, doku, malzeme ve kullanım alanının neredeyse aynı olduğu bu nedenle …’e ait ürünlerin yüksek oranda benzerlik göstermesi nedeniyle yanıltıcı olduğu ve …’a ait ürünlerin daha kaliteli olduğunu mütaala etmiştir. Heyetteki diğer çoğunluk üyeleri olan ortopedi uzmanı … ve akademisyen hukukçu … davalı karşı davacıların dava konusu ürününün görünümü fonksiyonu itibariyle davacı/karşı davalıya ait ürünler ile aralarında iltibasın oluşmayacağı, bu ürünlerin hastahaneler, sağlık kurumları ve kullanıcılar tarafından sanki davalı karşı davacının patentli ürünü ile aynı fonksiyona sahip ürünlermiş gibi algılanmasına yol açmayacağı, davalı karşı davacının ürünleriyle iltibas yoluyla haksız rekabetin söz konusu olmayacağı, bu nedenle karşı davada talep olunan haksız rekabete dayalı zararın tetkikine gerek olmadığı 4FSHHM’nin dosyasındaki haksız ihtiyati tedbire yönelik tazminat hesaplamasına ilişkin heyette hesap uzmanının bulunmadığı ancak dosyada alınan kök ve ek raporda yapılan tazminat incelemesinin uygun görülmemesi halinde ek inceleme yapılabileceği belirtilmiştir.
Mahkememizce çelişkileri gidermek ve davalı şirket ürününün dünya çapında bilinirliği, kendine özgü şekli ve görselliğinden karşı tarafça fayda sağlanarak ikame değer yaratılıp yaratılmadığı, piyasadaki tanınırlığının ürünlerinin kalitesinin ve konumunun davacı tarafça kullanılıp kullanılmadığı, karıştırılma ihtimalinin bulunup bulunmadığı hususunda üçüncü kez heyet oluşturulmuş bu defa tasarım uzmanı, tıp doktoru ve marka patent uzmanından müşterek rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti, ürünler arasında bir diğer kamu hastanesinin teknik şartnamesine uygunluk bakımından da farklılık bulunmadığı ve satın alma uzmanı tarafından karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, ihaleye katılan ürünlerin firmaları, kutuları, broşürleri, UBB kodları ayrı olduğundan aynı … kodu altında yer alsalar da satın alma sürecinde ürünlerin birbiriyle karıştırılmasının mümkün olmadığı, tarafların ürünlerinin UBB sistemine kayıtlı olmaları ve kodlarının farklı olması ve kod bakımından aralarında benzerliğin bulunmadığı, ürünler arasındaki tasarımın aynı kullanıcı veya bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimin farklı olduğu, dolayısıyla davacı tasarımının ayırt edici niteliğe sahip olduğu, tasarımdaki kısıtlı seçenek özgürlüğüne rağmen azami ölçüde farklılık oluşturduğu bunun sonucunda iltibas ve yakın benzerlik tehlikesinin oluşmadığı, taraf ürünlerinin tasarımın aynısı veya genel izlenim itibariyle ayırt edilemeyecek kadar benzer şekilde olmadığı belirtilmiştir.
HMK’nın 399.maddesi hükmü gereği, lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf, ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu haksız olduğu anlaşılır, yahut tedbir kararı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararı tazminle yükümlüdür. Haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davası esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılır. Bu nedenle davalı yanın Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu ilişkin itirazı yerinde görülmediğinden yargılama mahkememizde yapılarak bitirilmiştir.
Haksız ihtiyati tedbire dayalı tazminat davalarında, davalının kusursuz sorumluluğu bulunmakta olup kusur aranmamaktadır. Haksız ihtiyati tedbir kararı ile meydana gelen zarar arasında nedensellik bağı kurulduğunda zararın tazmin edilmesi gerekecektir.
İstanbul 4. FSHHM’nin 2009/47 dosyasında yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporlarıyla davalı şirketin patentine herhangi bir tecavüzün ve haksız rekabetin bulunmadığı tespit edilmiş olup mahkemece alınan son bilirkişi heyet raporunda da haksız rekabetin oluşmadığı anlaşılmakla karşı tarafın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Alınan ilk bilirkişi raporu sonrasında alınan çoğunluk görüşünü içerir ikinci heyet raporu ve bunu teyit eden son bilirkişi raporuyla İstanbul 3. FSHHM’nin D.İş dosyasıyla konulan ihtiyati tedbir kararı haksız olduğu bu nedenle davacı yanın zarara uğradığı, ihtiyati tedbirden dolayı şirketin 437.929,36 TL zarara uğradığı anlaşılmakta bu miktarın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı şirkete verilmesi gerekecektir.
Tüzel kişilerin de manevi zararının oluşacağı doktrinde ve Yüksek Yargıtay İçtihatlarıyla kabul edildiği şekilde, haksız ihtiyati tedbir kararı ile davacı şirket hakkında icra işlemlerinin yapılması, toplatma kararı verilmesi ticari itibarını zedelediğini, davacı şirketin talep ettiği 1.000 TL manevi tazminatın davalılardan alınmasının uygun olacağı yine diğer davacı … ve … için de yaşadıkları elem ve üzüntüye yönelik olarak talep olunan 1000’er TL tazminata hükmolunmasının uygun olacağı düşünülmüş ancak maddi zararlarına ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmadığından maddi tazminat talepleri yerinde görülmemiştir.
Karşı davada davacı/karşı davalının ve yine asıl davada davacı/karşı davalı vekilinin her ne kadar haksız rekabete ilişkin de taleplerde bulunmuşlarsa da alınan bilirkişi raporlarıyla haksız rekabetin oluşmadığı, davaya konu ürünlerin ürünü satın alan ve kullanan işin uzmanları tarafından ayırt edilebileceği göz önüne alınarak, karşı dava ve asıl davadaki haksız rekabetin tespiti ve hükmün ilanına ilişkin taleplerin reddine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
Asıl davada;
1-Davacılar tarafından davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile davacı yanın haksız rekabete ilişkin taleplerinin reddine,
2-Haksız ihtiyati tedbirden dolayı hesap edilen 437.929,36 TL maddi tazminatın 06/04/2009 tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … Ltd. Şti’ ye verilmesine,
3-Davacılar … ve …’ın maddi tazminat taleplerinin reddine,
4-Davacılar için somut olayın özelliğine göre uygun olan ve talep olunan 1000’er TL üzerinden belirlenerek toplam 3000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 30.119,88 TL karar harcından peşin yatırılan 445,50 TL ve 6.966,06 TL tamamlama harcının mahsubu ile kalan 22.708,32 TL bakiye karar harcının davalılardan tahsiline,
6-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı … Ltd. Şti vekili yararına maddi tazminat talebine ilişkin hesap olunan 31.467,17 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren bu davacıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacılar vekili yararına manevi tazminat talebine ilişkin hesap olunan 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacılara verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalılar vekili yararına reddolunan haksız rekabete ve maddi tazminat taleplerine ilişkin hesap olunan 3.145,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan: 2.660,00 TL bilirkişi ücreti, 605,00 TL posta gideri ve 30 TL tanık ücreti olmak üzere toplam 2.660 TL’nin -ret ve kabule göre takdiren hesaplanan- 2.394,00 TL ve 7.432,71 TL harç (peşin+başvuru+tamamlama) olmak üzere toplam 9.826,71 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, kalan giderin davacılar üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan, 125,30 TL posta gideri ve 4.200 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.325,30 TL’nin -ret ve kabule göre takdiren hesaplanan- 432,53 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine, kalan giderin davalılar üzerinde bırakılmasına,
10-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Karşı davada;
1-Davacılar tarafından davalı … Ltd. Şti aleyhine açılan haksız rekabet ve maddi ve manevi tazminat talepli davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 35,90 TL karar harcından karşılık dava harcı olan 163,35 TL ve 60,60 TL olan ıslah harcının düşülmesine, kalanı 188,05 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacılara iadesine,
3-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalılar vekili yararına reddolunan maddi tazminata ilişkin hesap olunan 3.145,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalılar vekili yararına reddolunan manevi tazminata ilişkin hesap olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı. 06/03/2018

Katip …
¸

Hakim …
¸