Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/158 E. 2019/367 K. 17.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/158
KARAR NO : 2019/367

DAVA : Endüstriyel Tasarım Tecavüzünün ve Haksız Rekabetin Önlenmesi, Durdurulması, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 09/08/2017
KARAR TARİHİ : 17/09/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan endüstriyel tasarım tecavüzünün ve haksız rekabetin önlenmesi, durdurulması, maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin “…” markası altında üretip satışa sunduğu özgün tasarımları ve kalite anlayışı ile bayan giyiminde öncü firmalardan biri olduğunu, müvekkili adına tescilli … sıra nolu tasarım, … sıra nolu tasarım ve … sıra nolu tasarımlarının aynısı ve/veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlerinin, davalı tarafından izinsiz ve hukuka aykırı olarak kullanıldığını ve müvekkilinin emeğinden haksız istifade edip kazanç elde ettiğini, … 4.FSHHM’nin … D.iş dosyası ile alınan bilirkişi raporu ile davalının adresinde tespit edilen ürünlerin, müvekkilinin tasarım hakkını ihlal ettiğinin bildirildiği ve müvekkilinin tasarım hakkına haksız tecavüz ve haksız rekabet tekil eden fiilinin sabit olduğunu, davalının, davacı müvekkilinin tescilli modellerini, hak sahihinden izin almadan taklit ederek tecavüz konusu ürünün piyasada satışını gerçekleştirdiğini, davalının basiretli tacir ilkesine aykırı davranışı sebebi ile müvekkilinin satışlarının etkilendiğini, müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, davalının, davacı müvekkilinin büyük emek ve masraf harcayarak oluşturduğu tasarımların birebir aynısını üretmesi/ürettirmesi, satması TPMK’da belirtilen objektif iyi niyet kaidelerine aykırı olduğunu, davada bahsi geçen ürün modellerinde tasarım geliştirme açısından çok geniş bir seçenek özgürlüğü bulunduğunu, davalının, davacı müvekkilinin ürününün ucuz ve daha kalitesiz muadilini sattığını, davalının ürününün, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde karışıklığa sebep olduğunu, davalının kullanımının, davacı müvekkilinin 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunundan doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğini ve TTK uyarınca da haksız rekabet oluşturduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, şimdilik 1.000 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminatın davalı tarafın tecavüz ve haksız fiilinin vuku bulduğu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile, mahkemece takdir edilecek itibar tazminatına hükmedilmesine, hükmün ilanına ve değişik iş dosyasında yapılan yargılama giderlerinin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde, bilirkişi raporunda müvekkilinin maddi zararının 5.656,69 TL olarak tespit edildiğini, bu nedenle 1.000 TL maddi tazminatının 4.656,69 TL arttırılarak 5.656,69 TL’ye yükselttiklerini belirterek, 5.656,69 TL maddi 20.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle, … 4. FSHHM’nin … D.iş dosyasındaki bilirkişi incelemesinde …, … ve … numaralı tescilli ürünlerle, tespiti yapılan ürünler arasında model, kalıp, kumaş kalitesi, etiket, düğmelerin yapısı, pardesünün boyu, model kodu, satış fiyatı vs hususlarında hiçbir benzerlik olmadığını, bahsi geçen ürünlerden … numaralı üründen iş yerinde biri mankenin üzerinde olmak üzere 6 adet, diğer ürünlerden sadece birer adet manken üzerinde numune olarak bulunduğunu, sadece model olarak sergilenmek üzere konulduğunu, iş yerinde satışa arz şeklinde bulunmadığını, bu ürünlerden hiçbir şekilde satış yapmadığını, numune olarak alındığını ama devamının gelmediğini, firmalarının kendisine özel modelleri bulunduğunu, pardesünün genel yapısı itibari ile zaten birbirine benzemekte olduğunu, modelleri birbirinden ayıran aksesuar (düğme ve fermuar), kemer, kalıbı farklılıklar arzettiğini, iş yerlerinde çalışılan modellerin bol kesim, belden oturtmasız, orta yaş grubu modeller olup, davacı modelleri ile bu yönüyle de benzerlik taşımadığını, davacının müşteri kitlesi ile kendilerinin müşteri kitlesinin farklı olduğunu, iş yerinde toplam benzer olduğu iddia edilen ürün sayısı 8 adet olup, 3’ünün manken üzerinde model olarak bulunduğunu, bu modellerin benzerlik taşımasa bile kendilerince üretimi ve satışı dahi yapılan ürünler olmadığını, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacının haksız ve yersiz olarak iş yerlerinde tespit ve inceleme yaparak işyerlerini küçük düşürdüğünü, iş akışlarını etkilediklerini, maddi ve manevi olarak zarara uğrattığını, davacı tarafın ne şekilde zarara uğradığı hususunu defter belge ve kayıtlar ile ispatının gerektiğini, meslek itibarının zedelendiğini, şöhretinin zarar gördüğü hususlarının somut olarak ispat edilmesi gerektiğini, tarafların ürünleri arasında hiçbir şekilde benzerlik bulunmadığını, tamamen farklı ürünler olduğunu, pardesünün birbirine benzemesinin doğal olduğunu, ürünleri birbirinden ayırt eden ufak ayrıntıların olduğunu, bu ayrıntıların birbirine benzemediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış endüstriyel tasarım tecavüzünün ve haksız rekabetin önlenmesi, durdurulması, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, TPMK kayıtları getirtilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının incelenmesinde, … Ticaret Limited Şirketi adına …, …, … sayılı tasarımın tescillerinin halen geçerliliğini koruduğu, … tescil nolu tasarımın 18/01/2017 tarihinde tescil edildiği ve 5 yıl süre ile koruma altında oldğu, 49 adet tasarımının tescilinin alındığı, … tescil nolu tasarımın 31/12/2015 tarihinde tescil edildiği ve 5 yıl süre ile koruma altında olduğu, 80 adet tasarımın tescilinin alındığı, … tescil nolu tasarımın 19/11/2015 tarihinde tescil edildiği ve 5 yıl süre ile koruma altında olduğu, 15 adet tasarımın tescilinin alındığı ve tescilli tasarımların dava tarihi itibariyle halen koruma kapsamında oldukları anlaşılmıştır.
… 4. FSHHM’nin … D.is dosyasında yer alan 29/05/2017 tarihli raporda bilirkişi, aleyhine tespit istenilenin işyerinde, tespit isteyen adına tescilli ürünlerin birebir aynısının bulunmadığını, tespit isteyen adına tescilli ürünlerin genel izlenim olarak benzerlerinin bulunduğunu, … ve … nolu tasarımların benzerlerinin mağaza içinde cansız mankenler üzerinde tanıtıldığını, … dokuma ve karton etiketleri ile fiyatlı olarak satışa sunulduğunu, … nolu tasarımın benzerinin mağaza içinde cansız manken üzerinde tanıtıldığının tespit edildiğini bildirdiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan raporda bilirkişiler, “Davalının … kod nolu (yada … kod nolu) ürün tasarımının, davacının … nolu tescilli tasarımı karşısında ortalama bilgili tüketici nezdinde karışıklığa sebebiyet vermeyeceği, davalının kodsuz ürün tasarımının, davacının … nolu tescilli tasarımı karşısında ortalama bilgili tüketici nezdinde karışıklığa sebebiyet vermeyeceği, davalının … kod nolu ürün tasarımının, davacının … nolu tescilli tasarımı karşısında ortalama bilgili tüketici nezdinde karışıklığa sebebiyet verebilecek derece benzer olduğu, davada talep edilen yoksun kalman kazancın varlığının ve miktarının tespitine yönelik çalışmanın, Mahkemece uygun görülecek yöntem ve zamanda davacı defterlerinde inceleme yapılarak ek rapor şeklinde yapılabileceği” şeklinde görüş bildirmişlerdir.
Rapordaki tespitlerde;
-Davacıya ait … tescil nolu ürün ile davalıya ait … kod (… kod) nolu ürün karşılaştırması: Ayırt edicilik özelliği olarak; dava konusu ürünün pardesü olarak tescilinin yapıldığı, yakasının dik hakim yaka formunda olduğu ve yaka üzerinde ön yaka açıklığında sağ ve sol tarafa yakanın geri dönüşü ve yaka üzerine sabitlenmesi ile (sabitleme işleminin düğme ve fermuar aksanının renginde bir aksesuar ile yapıldığı görülmektedir) yakaya form verildiği; ön yaka düşüklüğünün fazla olmadığı (yaka formunun kapalı bir yaka olduğu) dar olduğu; ön beden ortasından boydan boya fermuar ile kapatılmış olduğu; yaka ortasından bel hizasına kadar fermuarın sağ ve sol yamacında 5’er tane olmak üzere fonksiyonel olmayan süs amaçlı düğme çalışmasının yapıldığı; fermuar, düğme, yaka dönüşünde kullanılan aksesuarların parlak ve aynı renk materyallerden yapıldığı ve renk ve görsellik açısından algıda ön planda seçicilik yarattığı; ürünün belden eteğe doğru genişleyen kavisli formda olduğu; kol ağzında fonksiyonel olup olmadığı fotoğraf üzerinden anlaşılmayan kol bandının mevcut olduğu görülmüştür. Tescilli tasarımın ayırt edici özellikleri ile diğer tasarımlardan görsel açıdan farklılık göstereceği görülmektedir.
D.iş raporu ile tepiti yapılan … kod nolu ürünün genel özelliklerinin; yaka oyuntusu derin ve hakim yaka formunda olduğu, ön beden ortasında boydan boya fermuar ile kapatılmışolduğu, kullanılan fermuarın renk ve görsellik açısından algıda ön planda seçicilik yaratmadığı, ürünün bel hizasında kendi kumaşından oluşturulan kemer tüneli ve kendi kumaşından oluşturulan kordon kemer ile belde fonksiyonel olan büzme (daraltma) eylemine olanak sağladığı, beldeki kemer tüneli ile yaka oyuntusunun fermuar hattında, fermuarın sağ ve sol kenarlarında süs amaçlı 4 tane solda, 4 tane sağda olmak üzere düğme çalışmasının yapıldığı, omuz ve takma kol çalışmasının klasik formda oldğuu, kol ağzının klasik formda düz olarak çalışıldığı, sağ ve sol yanlarda fermuar kapamalı cep çalışmasının mevcut olduğu, belden etek ucu hizasına kadar etek formunun dar bir açıda kavisle, düze yakın bir formda olduğu (düz pardesü açılımında) görülmektedir.
Bu hali ile ürüne tasarımcının tescilli tasarımını geliştirilmesi adına esneklik alanıın mevcut olması gerekliliği ve karşı tasarımcının başka tasarımlardan esinlenme serbestliği de göz önünde bulundurulduğunda, tespit edilen ürünün ve tescilli tasarımın bilgilenmiş kullanıcı algısında yarattığı genel görünümler itibari ile, ortak tasarımcının çizgisinden çıkmış olduğu algısının oluşturulamayacağı, tespiti yapılan üründeki boydan boya fermuar mevcudiyeti ve fermuarın her iki yanında kullanılan daha seyrek sayıdaki düğmelerin mevcudiyetinin, tasarımcının bir başka tasarımcıdan etkilenmesi olarak adlandırılabilineceği, mevcut diğer farklılıkların tespiti yapılan ürünü yenilik bağlamında özellikle tüketicinin ilk etapta algısının yoğunlaştığı ön beden formu itibari ile farklılık düzeyine ulaştırdığı,
-Davacıya ait … tescil nolu ürün ile davalıya ait kodsuz ürünün karşılaştırılması: Ayırt edicilik özelliği olarak, dava konusu ürünün manto olarak tescilinin yapıldığı, ürünün dik hakim yaka formunda olduğu ve yakanın her iki ucunda alt ve üstte olmak üzere toplam dört adetten oluşan süs amaçlı metal aksesuar çakılı olduğu, ön yaka düşüklüğünün fazla olmadığı (yaka formunun kapalı bir yaka görünümünde olduğu); sağ ve sol omuzda yakadan omuz-kol bağlantısına kadar üçgen formunda dikiş işçiliğinin yer aldığı, ön yaka ortasından boydan boya fermuar çalışmasının mevcut olduğu, sağ ve sol göğüs üzerinde hafif verevli fonksiyonel olmayan cep çalışmasının mevcut olduğu, mevcut her iki cebinde başlangıç ve bitiş noktalarında yakada kullanılan metal aksesuarların aynısının ürüne çakılı olduğu, belde orijinal bir kemer formunun kullanıldığı, kemer altından bel formu tam net görülememekle birlikte, belden aşağı doğru etek formunda iki ya da üç geniş plise çalışmasının mevcut olduğu dolayısı ile kabanın tek parça üzerine yekpare olmadığı, belden aşağı etek formunun bedene bel kısmında monte edildiği, mevcut plise formu ile ürünün etek formunun geniş ve kabarık bir form aldığı, kolların hafif genişleyen bir formda indiği ve kol ağzında ya farklı kumaş yapısından ya da kendi kumaşına yapılmış kapitone dikiş işçiliğine benzer bir işçilik ile ayrı bir geniş yüzeyli kol ağzı kalıp parçasının kullanılarak, kol ağzının parçalı çalışıldığı görülmüştür. Tescilli tasarımın yukarıdaki ayırt edici özellikleri ile diğer tasarımlardan görsel açıdan farklılık göstereceği görülmektedir.
Ürünün pardesü olduğu; yuvarlak kavisli hakim yakalı, bilek hizasına kadar pardesü boyuna sahip olduğu, omuzlarda herhangi bir farklı işçiliğin olmayıp, klasik düz bir omuz formuna sahip olduğu, ön beden ortasında yaka ortasından yaklaşık diz hizasına kadar boydan fermuar ile kapatılmış olduğu, göğüs hizasında fermuarın sağ ve sol yanlarında parçalı veya robadan göğüs hizasına bindirmeli çalışıldığı, sağ ve sol göğüs üzerinde görünürde fonksiyonel olmayan yere paralel cep olduğu ve cep kenarlarında herhangi bir başka işçiliğin mevcut olmadığı, kol formunun hafif daralan bir formda indiği ve kol ağzında normal düz, standart bir çalışmanın yapılmış oldğuu, belden etek ucu hizasına kadar etek formunun dar bir açıda kavisle, düze yakın bir formda olduğu (düz pardesü açılımında) görülmektedir.
Bu hali ile ürüne tasarımcının tescilli tasarımım geliştirmesi adına esneklik alanının mevcut olması gerekliliği ve karşı tasarımcının başka tasarımlardan esinlenme serbestliği de göz önünde bulundurulduğunda, tespit edilen ürünün ve tescilli tasarımın bilgilenmiş kullanıcı algısında yarattığı genel görünümler itibari ile ortak tasarımcının çizgisinden çıkmış olduğu algısının oluşturulamayacağı, tespiti yapılan üründeki boydan boya fermuar mevcudiyeti göğüs üzerinde fermuarın mevcudiyeti, ürünün süs amaçlı kemer mevcudiyeti ve hakim yaka olgusunun tasarımcının bir başka tasarımcıdan etkilenmesi olarak adlandırılabilineceği, mevcut diğer farklılıkların tespiti yapılan ürünü yenilik bağlamında özellikle tüketicinin ilk etapta algısının yoğunlaştığı ön beden formu itibari ile farklılık düzeyine ulaştırdığı,
-Davacıya ait … tescil nolu ürün ile davalıya ait … kodlu ürün karşılaştırılması: Ayırt edicilik özelliği olarak, dava konusu ürünün pardesü olarak tescilinin yapıldığı, ürünün dik hakim yaka formunda olduğu ve ön yaka düşüklüğünün dar olduğu, ön yaka ortasından kalça altına kadar kendi kumaşından kaplama 10 adet düğme ile ön beden kapamasının yapılabilindiği, bel formunun sağ ve sol tarafında beden kumaşından kapakçıklı cep çalışmasının mevcut olduğu, sol göğüs üzerinde fonksiyonlu gözükmeyen fleto cebin yer aldığı, her iki omuzda da apolet yer aldığı ve bu apoletlerin bedende kullanılan düğme kalitesi ile omuzlarda bedene tutturulduğu, kol formunun düz klasik inen bir takma kol olduğu, bedenin etek bölgesi kesiminden dolayı genişleyen, dolayısı ile hareketli bir formda olduğu görülmüştür.
… ürün kodlu olarak tespit edilen ürünün pardesü olduğu ve ön yaka düşüklüğü oyuntusunun fazla olması dışında genel görünüm itibari ile tescilli tasarım ile benzer özellikler gösterdiği görülmüştür.
Bu hali ile ürüne tasarımcının tescilli tasarımım geliştirmesi adına esneklik alanının mevcut olması gerekliliği ve karşı tasarımcının başka tasarımlardan esinlenme serbestliği de göz önünde bulundurulduğunda, tespit edilen ürünün ve tescilli tasarımın bilgilenmiş kullanıcı algısında yarattığı genel görünümler itibari ile, ortak tasarımcının çizgisinden çıkmış olduğu algısının oluşturulacağı, tespiti yapılan üründeki ön yaka düşüklüğündeki daha fazla mesafenin mevcudiyeti veya kalıp ölçülerinin olası farklılıklarının tespiti yapılan ürünü yenilik bağlamında özellikle tüketicinin ilk etapta algısının yoğunlaştığı ön beden formu itibari ile farklılık düzeyine ulaştırmadığı, tespiti yapılan ürünün genel görünüm açısından tescilli ürüne birebire yakın derecede benzer olduğu tespit olunmuştur.
Kod 517, beden aralığının 38-48 olduğu, birim fiyatının ise 309.99 TL perakende satış fiyatı olarak belirlendiği, 38-48 beden aralığında 38-40-42-44-46-48 olmak üzere 6 beden içerdiği, üretim için kalıpların olduğu ve üretimin gerçekleştirilebilineceği (ya da gerçekleştirildiği) değerlendirilmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporunu itiraz ederek ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Muhasip bilirkişi tarafından sunulan ek raporda, Davacı tarafından … tescil nolu tasarım ürününden iki partide toplam: 584 adet üretim yapıldığı, ürünlerin birim maliyetinin 91,42 TL, toplam maliyetinin 53.389,28 TL olduğu, ürünlerin 540 adedi toplam 87.791,50 TL bedel ile perakende olarak satıldığı ve birim satış fiyatının 161,38 TL olarak gerçekleştiği, 40 adet ürünün stokta kaldığı, ürünlerin maliyet toplamı ile elde edilen satış gelirinin karşılaştırılmasında davacının (87.791,50 – 53.389,28 TL) 34.402,22 TL kar elde ettiğinin görüldüğü, ancak 6769 sayılı Kanun’un 151/2-a maddesi, fiili zararın yanı sıra yoksun kalınan kazancın tazminini öngörmekte ve yoksun kalınan zararın sınai haktan doğan haklara tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, sınai hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelire göre hesaplanmasını öngördüğü dikkate alındığında, davalının haksız rekabeti ve tasarıma tecavüz fiili olmasaydı davacı elinde stok kalmayacağı, davacının ürettiği bütün ürünlerin satılacağı ve bu çerçevede stokta kalan 40 adet ürünün satışından davacının 40×161,38=6.455,20 TL daha brüt satış geliri elde edeceği, bu gelirden gelir tablosundaki brüt satış/faaliyet gideri oranı olan %12,37 oranında harcama düşüldüğünde davacının net gelirinin 6.455,20x(-%12,37) 798,51=5.656,69 TL olarak gerçekleşeceği, “Davalının, davacının … tescil nolu tasarımına vaki tecavüzü nedeniyle, davacının yoksun kaldığı net kazancın 5.656,69 TL olarak hesaplandığı” anlaşılmıştır.
6769 sayılı SMK’nın tasarım hakkı ve kapsamına ilişkin 55.maddesi, “(1)Tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür. (2)Ürün, bilgisayar programları hariç olmak üzere, endüstriyel yolla veya elle üretilen herhangi bir nesnenin yanı sıra birleşik bir ürün veya bu ürünü oluşturan parçaları, ambalaj gibi nesneleri, birden çok nesnenin bir arada algılanan sunumlarını, grafik sembolleri ve tipografik karakterleri ifade eder. (3)Birleşik ürün, sökülüp takılma yoluyla değiştirilebilen veya yenilenebilen parçalardan oluşan üründür. (4)Tasarım; bu Kanun hükümleri uyarınca tescil edilmiş olması hâlinde tescilli tasarım, ilk kez Türkiye’de kamuya sunulmuş olması hâlinde ise tescilsiz tasarım olarak korunur.” şeklinde düzenlemiştir.
Yenilik ve ayırt ediciliğe ilişkin 56.maddesi, “(1)Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur. (2)Birleşik ürünün parçasının tasarımı, aşağıdaki şartları taşıyorsa yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir: a)Parça birleşik ürüne takıldığında, birleşik ürünün normal kullanımında görünür durumda olmalıdır.” ,
Koruma kapsamı ve koruma dışı hâllere ilişkin 58.maddesi, “(1)Tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarını kullanabilir. (2)Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır. (3)Bu Kanun kapsamında sağlanan tasarım koruması, 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda aranan şartları taşıması hâlinde söz konusu Kanunla öngörülen korumaya halel getirmez. (4)Aşağıda belirtilen hâller koruma kapsamı dışındadır: a)Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı tasarımlar. b)Ürünün teknik fonksiyonunun zorunlu kıldığı görünüm özellikleri. c)Tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün, başka bir ürüne mekanik olarak monte edilmesi veya bağlanması için belirli biçim ve boyutlarda üretilmesi zorunlu ürünlerin görünüm özellikleri. ç)Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamında yer alan hükümranlık alametleri ile bu kapsam dışında kalan ancak kamuyu ilgilendiren, dinî, tarihî ve kültürel değerler bakımından halka mal olmuş ve ilgili mercilerin tescil izni vermediği işaretlerin, armaların, nişanların veya adlandırmaların uygunsuz kullanımını içeren tasarımlar. (5)56 ncı maddedeki şartları karşılamak kaydıyla farklı veya eş birimlerden oluşan modüler bir sistemde bu birimlerin birbirleriyle sonlu veya sonsuz olarak çeşitli biçimlerde bağlantı kurmasını sağlayan tasarımlar korumadan yararlanır.” ,
Tasarım hakkının kapsamı ve sınırları başlıklı 59 maddesi “(1) Tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahibine aittir. Üçüncü kişiler, tasarım sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz ya da bu tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunamaz. (2) Tescilsiz tasarım, sahibine birinci fıkrada belirtilen fiilleri engelleme hakkını sadece korunan tasarımın aynısının veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kopyalanarak alınması hâlinde verir. Korunan tasarımın kendi tasarımından önce kamuya sunulduğunu makul yollarla bilmesi mümkün olmayan bir tasarımcı tarafından bağımsız olarak yapılan tasarımın koruma kapsamındaki tasarımdan kopyalanmış olduğu kabul edilmez.(3) Aşağıda sayılan fiiller tasarım hakkının kapsamı dışındadır: a) Özel amaçla sınırlı kalan ve ticari amaç taşımayan fiiller. b) Deneme amaçlı fiiller. c) Ticari uygulamadaki dürüstlük kuralları ile bağdaşır olmak, tasarımın normal kullanımını gereksiz şekilde tehlikeye sokmamak ve kaynak göstermek şartları ile eğitim veya referans amaçlı çoğaltmalar. ç) Yabancı ülkede kayıtlı olup geçici olarak Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan deniz veya hava taşıt araçlarındaki ekipman, bu araçların onarımı için kullanılmak üzere ithal edilen yedek parça ve aksesuarlar ile bu araçların onarım fiilleri. (4) Birleşik ürünün görünümüne bağımlı olan parçaların, birleşik ürüne orijinal görünümünü yeniden kazandırmak üzere onarım amacıyla ve bu parçaların kaynağı konusunda yanıltıcı olmamak şartıyla tasarımın piyasaya ilk sürüldüğü tarihten üç yıl sonra kullanılması tasarım hakkının ihlali sayılmaz. (5) Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca yayımlanan eşdeğer parçaların dördüncü fıkra kapsamında ve tasarımın piyasaya ilk sürüldüğü tarihten itibaren üç yıl içinde kullanımı tasarım hakkının ihlali sayılmaz. (6) Yayım erteleme talebinde bulunulan tasarımlar için, tasarımlara ait görsel anlatımların Bültende yayımlanmasına kadar ikinci fıkra hükümleri uygulanır.”,
Tasarımın koruma süresi ve yenileme başlıklı 69 maddesi “(1) Tescilli tasarımların koruma süresi başvuru tarihinden itibaren beş yıldır. Bu süre beşer yıllık dönemler hâlinde yenilenmek suretiyle toplam yirmi beş yıla kadar uzatılabilir. (2) Tescilsiz tasarımların koruma süresi, koruma talep edilen tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten itibaren üç yıldır. (3) Tasarım tescili, tasarım sahibinin talep etmesi ve yenileme ücretinin ödendiğine ilişkin bilginin süresi içinde Kuruma sunulması şartıyla yenilenir. (4) Yenileme talebinin tasarım sahibi tarafından koruma süresinin sona erdiği tarihten önceki altı ay içinde yapılması ve aynı süre içinde yenileme ücretinin ödendiğine ilişkin bilginin Kuruma sunulması gerekir. Bu süre içinde talebin yapılmaması veya yenileme ücretinin ödendiğine ilişkin bilginin Kuruma sunulmaması hâlinde, yenileme talebi, koruma süresinin sona erdiği tarihten itibaren altı aylık süre içinde ek ücretin ödenmesi şartıyla da yapılabilir. (5) Yenileme, önceki koruma süresinin sona erdiği tarihi izleyen günden itibaren hüküm ifade eder. Yenileme, sicile kaydedilir ve Bültende yayımlanır. (6) Yenilenmeyen tasarımlara ilişkin tasarım hakkı, koruma süresinin bittiği tarihte sona erer.”,
Tasarım hakkına tecavüz sayılan fiiller başlıklı madde 81 “(1) Aşağıda belirtilen fiiller tasarım hakkına tecavüz sayılır: a) Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak. b) Tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek. c) Tasarım hakkını gasp etmek. (2) Başvuru, 65 inci maddeye göre tescil edilerek yayımlandığı takdirde, tescil sahibi, tasarım hakkına yönelik olarak bu maddede sayılan tecavüzlerden dolayı hukuk davası açma hakkına sahiptir. Tecavüz eden, başvurudan ve kapsamından haberdar edilmişse başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilir. (3) Koruma kapsamındaki tasarımın tescilli olduğuna ilişkin kaydın ürün, ambalaj veya fatura üzerine konulmamış olması, bu maddede sayılan fiilleri tasarım hakkına tecavüz olmaktan çıkarmaz. (4) Tescilsiz tasarımlar için, tasarım 57 nci maddeye göre kamuya sunulduğu takdirde, hak sahibi, tasarım hakkına yönelik ihlallerden dolayı dava açmaya yetkilidir.”,
Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibinin ileri sürebileceği talepler başlıklı 149 maddesi “(1) Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a) Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b) Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c) Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç) Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d) Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e) (d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması. f) Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d) bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g) Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi. (2) Birinci fıkranın (e) bendinde belirtilen talebin kabulü durumunda, söz konusu ürün, cihaz ve makinelerin değeri, tazminat miktarından düşülür. Bu değerin kabul edilen tazminat miktarını aşması hâlinde, aşan kısım hak sahibince karşı tarafa ödenir. (3) Birinci fıkranın (g) bendinde belirtilen talebin kabulü durumunda ilanın şeklî ve kapsamı kararda tespit edilir. İlan hakkı, kararın kesinleşmesinden sonra üç ay içinde talep edilmezse düşer. (4) Coğrafi işaret ve geleneksel ürün adları bakımından manevi zararın tazmini talep edilemez.”,
Tazminat başlıklı 150 maddesine göre “(1) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. (2) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat istenebilir.(3) Hak sahibi, sınai mülkiyet hakkının ihlali iddiasına dayalı tazminat davası açmadan önce, delillerin tespiti ya da açılmış tazminat davasında uğramış olduğu zarar miktarının belirlenebilmesi için, sınai mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, tazminat yükümlüsü tarafından mahkemeye sunulması konusunda karar verilmesini mahkemeden talep edebilir. “,
Yoksun kalınan kazanç başlıklı 151 maddesine göre “(1) Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. (2) Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır: a) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir. b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç. c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli. (3) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur. (4) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir. (5) Mahkeme, patent haklarına tecavüz hâlinde, patent sahibinin bu Kanunda öngörülen patenti kullanma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu kanaatine varırsa yoksun kalınan kazanç, ikinci fıkranın (c) bendine göre hesaplanır. (6) Coğrafi işarete veya geleneksel ürün adına tecavüz hâlinde bu madde hükmü uygulanmaz.”, hükümlerine amirdir.
6102 sayılı TTK’nın 54 vd maddeleri Haksız Rekabete ilişkindir. Madde 54- “(1)Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2)Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükümlerine amridir. Yine TTK Madde 55- (1)Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a)Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;…. Madde 56’da “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a)Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b)Haksız rekabetin men’ini, c)Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d)Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e)Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği düzenlenmiş kararların ilanının talep edebileceği öngörülmüştür.
Tasarımlar ayırt edici nitelik açısından birbirleriyle kıyaslanırken farklı bilgi ve tecrübeye sahip kişilerce değişik şekilde yorumlanabilmektedir. Söz konusu sektörde bilgi ve tecrübe sahibi olan bir kişinin yapacağı kıyaslama ile herhangi bir tüketicinin yapacağı kıyaslama farklı olacaktır. Ayırt edici niteliğin belirlenmesinde ve tasarımların karşılaştırılmasında, ne sıradan tüketici gibi basit ne de ilgili sektörde uzman kişi kadar derin bir değerlendirme gerektirmeyecek şekilde, ürün hakkında temel bilgilere sahip bir kişinin yapacağı değerlendirme anlaşılmalıdır. Söz konusu değerlendirmeyi yapabilecek kişi Kanunda bilgilenmiş kullanıcı olarak yer almıştır. Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcı ne kadar seçenek özgürlüğüne sahipse tasarımı o derece farklılaştırabilir. (Yasemin Şahinler Baykara, Levent Yavuz, Türkay Alıca)
Ayrıca genel piyasa şartlarında tasarımcıların birbirlerinin tasarımlarından etkilenme durumu da söz konusudur. Tasarımcılar birbirlerinin tasarımlarından esinlenerek (ilham alarak) kendi tasarımlarında farklı görselliklere ulaşabilmektedirler. Bu sebeple, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ayırt edici niteliklerinin değerlendirilmesinde ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğu göz önüne alınır.
Tüm dosya kapsamı, sunulan bilirkişi raporları ve izahı yapılan mevzuat kapsamında talep değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı, adına tescilli … sıra nolu, … sıra nolu ve … sıra nolu tasarımlarının aynısı ve/veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlerinin davalı tarafından izinsiz ve hukuka aykırı olarak kullanıldığını ve müvekkilinin emeğinden haksız istifade edip kazanç elde edildiğinden bahisle iş bu davayı açmış ise de dosyaya sunulan denetime elverişli sektör uzmanlarınca hazırlanan heyet raporuna göre davalı tarafça üretim ve satışı yapılan ürünlerin davacıya ait … (01) nolu tescilli tasarıma genel görünüm açısından tescilli ürüne birebire yakın derecede benzer olduğu, diğer tasarımlar yönünden davalıya ait ürünlerin gerekli ayırt ediciliğe sahip olduğu anlaşılmakla rapor doğrultusunda bu tasarım yönünden davalı ürünlerinin tasarıma tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, men’ine, durdurulmasına, ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda davalı uhdesindeki ürünlerin toplatılarak el konulmasına ve imhasına karar vermek gerekmiş davaya konu diğer tasarımlar yönünden açılan davanın ise reddine karar vermek gerekmiştir. Yine davacının SMK 151/2-a kapsamındaki tazminat talebi yönünden mali müşavir bilirkişi tarafından davalının tecavüzü olmasaydı davacının elde edecek olduğu muhtemel gelire yönelik olarak- ilgili tasarıma ilişkin olarak stokta kalan mal adedi üzerinden- hesaplama yapılmış ise de esasen bu tür davalarda tazminat miktarının net olarak tespitinin mümkün olmaması farazi hesaplamalar üzerinden yapılan değerlendirmelerin doğrudan hükme esas alınamayacağı dikkate alınarak BK 50 maddesinin göz önünde bulundurularak bu talep yönünden dosya kapsamı hak ve nesafet gözetilerek takdiren 3.000,00 TL tazminatın yerinde olduğuna kanaat getirilmiş, yine dosya kapsamı itibarı ile yukarıda izahı yapılan SMK 150/2 maddesinde belirtilen şartların oluştuğu, zira davalı tarafından davacıya ait tescilli tasarımın taklitlerinin piyasaya sunulduğu dikkate alındığında davacının sınai mülkiyet hakkının itibarının zarara uğradığının kabulünün gerektiği kanaatiyle bu talep yönünden de takdiren 500,00 TL’nin daha davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş toplamda 3.500,00 TL üzerinden davacının maddi tazminat talebi kabul olunmuştur. Davacının manevi tazminat talebine ilişkin olarak tecavüze konu ürün sayısı eylemin ağırlığı, hak ve nesafet gözetilerek takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ve hüküm özetinin ilanına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile; davalı tarafça üretim ve satışı yapılan ürünlerin davacıya ait … (01) nolu tescilli tasarıma tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin TESPİTİNE, MEN’İNE, DURDURULMASINA, ORTADAN KALDIRILMASINA, bu kapsamda davalı uhdesindeki ürünlerin toplatılarak el konulmasına ve imhasına, fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,
2-Davacının maddi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜ ile, takdiren 3.500,00 TL’nin (3.000,00 TL SMK 151/2-a kapsamında, 500,00 TL SMK 150/2 kapsamında olmak üzere ) dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Hüküm özetinin karar kesinleştiğinde traji en yüksük üç gazeteden birinde masrafları davalıya ait olmak üzere bir defaya mahsus olmak üzere ilanına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 580,63 TL karar harcından peşin yatırılan 31,40 TL ve 80,00 TL ıslah harcının mahsubu ile kalan 469,23 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
6-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tecavüz talebine ilişkin 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/2 maddesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat talebine ilişkin hesap olunan 3.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat talebine ilişkin hesap olunan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen maddi tazminat talebine ilişkin hesap olunan 2.156,69 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen manevi tazminat talebine ilişkin hesap olunan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddolunan tasarım tecavüz talebine ilişkin 3.931,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan: 2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 264,50 TL posta gideri, 687,00 TL tespit masrafı olmak üzere toplam 3.051,50 TL’nin -ret ve kabule göre hesaplanan- 1.017,16 TL’si ve 142,80 TL harç (peşin+başvuru+ıslah) olmak üzere toplam 1.159,96 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/09/2019

Katip
¸

Hakim
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır