Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/137 E. 2019/162 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/137
KARAR NO : 2019/162

DAVA : FSEK- Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 25/04/2011
KARAR TARİHİ : 30/04/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK- Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından bestelenen ve sözleri …’e ait olan “…” adlı müzik eserinin davalı tarafından çekilen “…” adlı sinema filminde izinsiz olarak kullanıldığını, ayrıca bu bestenin filmin fragmanında da kullanılarak filmin tanıtımına katkısının bulunduğunu, bu durumun müvekkilinin 5846 sayılı Kanun kapsamında korunan haklarına haksız şekilde zarar vererek, davalının haksız kazancına yol açtığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL’nin üç katına isabet eden 3.000,00 TL maddi tazminat ile 5.000,00 TL manevi tazminatın ihtarname tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davaya konu eserin filmin hiçbir sahnesinde, fragman müziklerinde, tanıtım amaçlı yayınlarında, jenerik müziklerinde kesinlikle kullanılmadığını, bahse konu olan her iki eserde iddia edildiği gibi bir benzerlik söz konusu olmadığını, dava konusu filme ait müziklerin yapılması, bestelenmesi, telif bedellerinin ödenmesi yönünde müvekili şirket ile … A.Ş, besteci/besteciler … ve … arasında “Müzik Editör ve Besteci Eser ve Haklarının Devri Sözleşmesi” akdedildiğini, sözleşmenin ilgili maddelerinde film müzikleri ile ilgili olası uyuşmazlıklarda ve 3.kişi, kurum ve kuruluşlardan gelecek taleplerden … A.Ş, besteci/besteciler … ve …’nın sorumlu olacağının hüküm altına alındığını, bu nedenle … A.Ş, besteci/besteciler … ve …’nın davaya dahil edilmesini, ihbarını ve kötüniyetli açılan davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davanın, …, …ve …’ya ihbar edildiği, … vekilinin dosyaya 12.09.2008 tarihli “Müzik Editör ve Bestecisi Eser ve Haklarının Devir Sözleşmesi”ni sunduğu, sözleşmenin …Tic. A.Ş’nin yapımcısı … AŞ’nin editörü ve … ile …’nın bestecisi olduğu “…” isimli sinema filmine ilişkin olarak yapıldığının anlaşıldığı, davalı yanında … ve …’nin feri müdahil olarak duruşmalara katıldığı ve davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava 5846 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca açılmış maddi ve manevi tazminat talepli davadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, “… Davacı … vekili tarafından davalı şirket aleyhine açılan davanın reddine …” dair karar verilmiş, iş bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 27.02.2017 tarih ve 2015/13399 esas-2017/1106 karar sayılı ilamı ile “…hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporunda, her iki eserde de kullanılan mod, çalgı seçimi, armonik yapı ve melodik yürüyüş gibi unsurların aynı olması nedeniyle dinleyici/izleyicide her iki eser arasında benzerlik hissi uyandırdığı, davalı tarafça kullanılan sonraki eserde, önceki eserin değişime uğratılarak yeniden yorumlandığı ve aranjmanın yapılandırıldığı tespit edildiği halde, söz konusu eylemin yukarıda belirtilen ilkeler ve Dairemizin içtihatları doğrultusunda, davalı şirket ait film yapımında kullanılan eserin, davacıya ait eserden esinlenme suretiyle meydana getirilmiş bağımsız bir musiki eseri veya önceki eser sahibinden izinsiz olarak oluşturulan bir işlenme eser niteliğinde olup olmadığı ya da iktibas serbestisi kurallarından yararlanma koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilmeden ve davacının mali haklarının ihlal edildiğinin tespiti halinde bu yönde talep edilebilecek maddi tazminat yönünden ek rapor alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş ve hükmün bu sebeple bozulması…” gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda, kullanımın esinlenme yahut işleme eser niteliğinde olup olmadığı, hak ihlali oluşturup oluşturmadığı hususunda alınan 03.03.2018 tarihli ek raporda; “…Davaya konu olan eserin esinlenme olduğu, birebir örtüşmenin olmadığı; davacı talebinin kabulü durumunda, böyle bir kullanım için davacının talebi olan 1000 TL’nin 3 katına isabete eden 3.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 8.000, TL’nin rayice uygun olacağı…” yönünde kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olmadığı kanaati ile, Yargıtay bozma ilamı kapsamında dava konusu kullanımın izinsiz işleme veya esinlenme yoluyla bağımsız bir eser meydana getirilip getirilmediği, iktibas serbestisi sınırlarının aşılıp aşılmadığı hususlarında ve ihlal bulunduğu takdirde talep olunacak rayiç bedelin miktarı konusunda rapor düzenlenmek üzere dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdii olunmuş, bilirkişi heyetince sunulan 27.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda;”…Davalı tarafın eserinin davacının eserinden iktibas veya izinsiz işleme değil, olsa olsa esinlenme yoluyla oluşturulmuş bağımsız bir eser olduğu, bir mali hak ihlalinin mevcut olmadığı…” yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; Fikir ve sanat eserleri hukukunun temel esasları uyarınca bir eserden faydalanılması ancak eser sahibinden alınacak izinle mümkündür. Diğer yandan, bazı hallerde bu kuralın dışına çıkılarak eser sahibinin izni olmadan da eserin kullanılmasına imkan tanınmıştır. Bu haller “istisnalar” olarak tanımlanır ve kullanıcıların bu serbestiden faydalanırken, Kanunun ilgili hükümlerinde çizilen sınırlara riayet etmesi gerekir. İşte bu istisnai durumlardan biri de bîr eser meydana getirilirken başka eserlerden faydalanılmasını mümkün kılan alıntı serbestisidir. Hukukumuzda bu konu, FSEK’in “İktibas serbestisi” başlıklı 35’inci maddesinde düzenlenmiş ve hangi hallerde hukuka uygun bir iktibasın varlığından söz edilebileceği belirlenmiştir.
FSEK m.35’in ikinci bendinde, “…yayımlanmış bir bestenin en çok tema, motif, pasaj ve fikir nevinden parçalarının müstakil bir musikî eserine alınması…” iktibas yapılması caiz hallerden sayılmıştır. Hükümde ayrıca, iktibasın belli olacak şekilde yapılması gerektiği ifade edilmiştir.
Sonuç olarak, FSEK m.3 5 uyarınca bir müzik eserinden hukuka uygun olarak yapılacak bir iktibasın koşulları şunlardır:
-Bir bestenin en çok tema, motif; pasaj ve fikir nevinden parçalarından faydalanılması,
-İktibasın, faydalanılan eser belli olacak şekilde yapılması.
Yukarıda sayılan koşullara uygun davranılmadığında “intihal” olarak adlandırılan olgu gündeme gelir. Hukukumuzda açıkça yer almayan intihal, bir eserden, eser sahibinin adı zikredilmeksizin kısmen ya da tamamen, doğrudan ya da dolaylı olarak alıntı yapılarak yararlanılması, bir diğer ifadeyle, eserin sahiplenilmesi şekilde açıklanabilir. İntihalin mevcut olup olmadığının tespiti bakımından belirleyici husus, asıl eserin hususiyetinin diğer esere aynen geçmesidir. Eğer hususiyet taşıyan yeni bir eser meydana getirildi ise intihalden değil esinlenmeden bahsedilir. Diğer bir ifadeyle bu durumda, daha önce yaratılan bir eserden alınan hususiyet taşıyan unsurların, yeni yaratılan eserin hususiyeti karşısında soluklaşması gerekir.
Ayrıca, anonimleşmiş, herkesçe bilinir hale gelmiş hususlarda kaynak gösterilmesi gerekmez, dolayısıyla bu halde intihalden söz edilemez. Bu tür bilgi ve unsurların herkesçe kullanılması serbesttir.
Davalı yana ait olan ve izinsiz kullanıldığı iddia edilen “…” filminde kullanılan müzik ile davacı tarafa ait olan “…” isimli eser arasında nakarat bölümü itibariyle bir benzerlik söz konusu olduğu, ilk eserdeki hususiyet taşıyan unsurların aktarımının söz konusu olmadığı, ancak, sıkça rastlanılan melodik bir kalıp üzerine ve aynı makamdan bestelenmiş oluşları, aynı karar sesleri üzerinden icra edilmiş oluşları ve orkestrasyon itibariyle benzer soundda ve armoni anlayışı ile kaydedilmiş olmaları nedeniyle dinleyicide bıraktığı genel izlenim itibariyle benzerlik ve paralellik duygusu oluşturduğu, ancak bu durumun izinsiz iktibasın mevcut olacağı anlamına da gelmeyeceği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, bozma sonrası bu kapsamda alınan bilirkişi raporundaki tespitler dikkate alındığında; davacıya ait eserin izinsiz bir kullanımın mevcut olmadığı, olsa olsa esinlenmenin varlığından söz edilebileceği, iki müzik eseri arasında esinlenme olduğu kabul edilse bile, esinlenme serbest olduğundan eser sahibinden izin alınması gerekli olmadığı, herhangi bir işlemenin söz konusu olmadığı, FSEK m.6 da belirtilen işleme şartlarının oluşmadığı, davaya konu somut olayda ise bağımsız eser meydana getirildiğinden bir mali ya da manevi hak ihlalinin oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40 TL karar harcının, peşin yatırılan 118,80 TL’den mahsubu ile bakiye kalan 74,40 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden;
-Reddolunan maddi tazminat talebi yönünden AAÜT 13/2 maddesi gereği tespit olunan 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
-Reddolunan manevi tazminat talebi yönünden AAÜT 10/3 maddesi gereği tespit olunan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 24,00 TL yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/04/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır