Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/135 E. 2019/227 K. 30.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/135
KARAR NO : 2019/227

DAVA : FSEK-Tecavüzün Ref’i, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 13/07/2017
KARAR TARİHİ : 30/05/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK-Tecavüzün Ref’i, Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle, 2013-2014 tarihleri arasında … A.Ş. bünyesinde … Oteli’nde spa bölümünde resepsiyonist olarak çalışmış olup, bu süre içerisinde görevini özenle ve dikkatle ifa ettiğini, çalıştığı süre boyunca … Otelinde spa bölümünün ister hizmet kalitesi olarak, isterse görsel olarak bütün müşteriler tarafından rağbet gördüğü ve İstanbul’da sayılı yerlerinden olduğunu, bu nedenle çalıştığı süre içinde spa bölümünün görselliğinin güzel olması nedeniyle Otel’de ilgili biriminde olumlu karşılaması üzerine kendi için muhtelif pozlarda fotoğraflar çektirdiğini, ancak söz konusu işyerindeki iş akdi bittikten ve aradan geçen süreden sonra 29/04/2017 tarihinde arkadaşlarının araması üzerine … gazetesinin … Cumartesi ekinde resminin olduğunu öğrendiğini, dosyada sunmuş olduğu söz konusu gazete ekini alıp, bakması neticesinde gerçekten de eski çalıştığı … Oteli’nde çekinmiş olduğu fotoğrafların nasıl ulaştıkları belli olmadan izni ve haberi dışında hiçbir sözleşme olmadan söz konusu otel tarafından 29/04/2017 tarihli … ekinde 5. sayfada reklam olarak yer verildiğini gördüğünü, bunun üzerine büyük bir elem, keder ve kızgınlık içerisinde araştırması sonucunda dosyada da mevcut olduğu üzeri … Oteli’nin resmi instagram hesabında da yine izni, bilgisi ve sözleşmesi olmadan aynı fotoğraflara yer verdiklerini, yine otelin kendi spa bölümünde resimlerinin yer aldığı menü kataloğunun olduğunu gördüğünü iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, izinsiz yayınlanan fotoğraflar için üç katı tazminat talebine karşılık şimdilik 3.000 TL ve manevi haklarının ihlali sebebiyle 30.000 TL’nin davanın açıldığı tarihten başlamak üzere en yüksek faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile fotoğraflarının izinsiz kullanılması nedeniyle tecavüzün ref’i ve kişilik haklarına sakldırının sonlandırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının belirsiz süreli iş sözleşmesi gereğince 07/01/2013 tarihinde müvekkili … Oteli’nde “…” pozisyonunda işe başladığını, 09/02/2014 tarihinde işten istifa ederek ayrıldığını, iş tanımında spa ürün ve üyeliklerinin promosyonunu yapmak, tüm etkinlik ve organizasyonlarda yöneticilere destek vermek görevleri arasında sayıldığını, davacının çalıştığı süre içerisinde kariyer ve terfi amaçlı otelin spa bölümünün basında yer alacak tanıtım fotoğraflarında yer almayı gönüllü olarak talip olduğunu, teklifin davacıdan geldiğini, işyeri yönetiminin de olumlu karşıladığını, bu fotoğrafların tanıtım amaçlı yayınlanmak üzere otelin spa bölümünün değişik mekanlarında çekilmiş olduğunu, davacının hevesle yer aldığı bu fotoğrafların görsel basın ve sosyal medyada otelin açılış tarihi olan 2013 yılından itibaren yer bulmuş olduğunu, davacının izni ve bilgisi olmadan bu fotoğrafların çekilmesinin asla söz konusu olamayacağını, bu fotoğrafların davacının kendisi için çektirdiği fotoğraflar olmadığını, davacının vaktiyle gönüllü olduğu, model olabilmek için uğraştığı fotoğraflarından işten ayrıldıktan 3 yıl sonra haberim yoktu diyerek, durumdan menfaat üretmeye çalışmakta olduğunu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 5846 sayılı FSEK hükümleri uyarınca açılmış davacıya ait fotoğrafların izinsiz kullanımına dayalı tazminat ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Dosyada tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış, emsal lisans bedeline ilişkin yazılar yazılarak cevaplar alınmış, dosya bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınmış ve davalı tanıkları dinlenmiştir.
Davalı vekilinin tanık listesi sunduğu ve mahkememizce 08/05/2018 tarihli oturumda dinlendikleri anlaşılmıştır.
Davalı tanığı …’in, “Ben davalı şirkette Finans Direktörü olarak çalışırım, davacı Spa bölümünde resepsiyonist olarak çalıştı. Otelimizin 2013 yılındaki açılışından sonra Spa bölümü açıldı, mekanın tanıtımı ile ilgili katalog çekimleri yapıldı, kendisi de bu katalog çekimlerinde rızası ile görsellerde kullanıldı. Konu ile ilgili bizden o dönem için herhangi bir talepte bulunmadı. Kendisi ile herhangi bir sözleşme yapılmadı çünkü mekan çekimleri yapılıyordu, bu çekimlerde kendisi de kendi rızası ile bulunmak istedi. Sadece davacının görseli değil bir sürü mekan tanıtımına ilişkin görseller bu kataloğun içinde yer almaktaydı.” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı tanığı …’un, “Ben davalı şirkette İnsan Kaynakları Müdürüyüm, Şubat 2013 tarihinde davacıdan bir ay kadar sonra işe başladım. Kendisi ayrılıncaya kadar birlikte çalıştık. Spa bölümünde mekan katalog çekimleri yapılacaktı, çekimler bittikten sonra örnek basımları geldi, bir kaç pozda … Hanım’ın olduğunu gördük, güzel çekimler olduğunu söylediğimizde, … Hanım kendi isteği ile bir kaç poz verdi dediler. Yöneticilerimizden bu şekilde duydum. Katalog çekimlerinde başka çalışan pozu yoktu, mekan tanıtım çekimi yapılıyordu … Hanım istediği için çekime katılmış, Spa bölümü yeni açıldığı için mekanı tanıtmak amacağı ile çekim yapıldı dedi.” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan raporda bilirkişiler, “Davacının görüntüsünün izinsiz olarak reklam amaçlı kullanımının FSEK m.86/1 ve MK 24 vd hükümlerine aykırı olduğu, davacının manevi tazminat talep etme koşulları gerçekleştiği, ancak dava konusu ihlallerle ilgili olarak maddi tazminatta zarar görme koşulunun davacı tarafça ispatlanamadığı” hususlarında görüş bildirdikleri anlaşılmıştır.
Davacı vekili bilirkişi raporuna itirazında, söz konusu kataloğun ülke çapında yayım yapan … gibi gazetede yayımlanmış olduğunu, reklamlar nedeniyle davalının haksız kazanç elde ettiğini, bu hususun davalı şirketin ticari defter ve kayıtları ile sabit olduğunu, maddi zararın ispatı için delillerin olmadığı yönündeki bilirkişi raporuna katılmadıklarını, müvekkili ile iradi olarak hiçbir sözleşme yapılmaksızın manken/model gibi kullanılmak suretiyle ve bu özellikle ülke çapında yayımlanan bir gazetede ticari amaçla yayımı yapılmışken bilirkişi tarafından ayrı bir zarar aranmasının hukuka aykırı olduğunu, meslek birliğinden emsal bedel sorulmasını ve maddi zarara yönelik yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili bilirkişi raporuna itirazında, raporda aleyhe olan tespitleri kabul etmediklerini, bilirkişi heyetinin kendisiyle çalıştığını, poz vererek resim çektiren, bu fotoğrafların reklamlarda kullanılacağını bildiğini pozlarıyla belli eden davacının resimlerinin, instagram, katalog, sosyal medya ve reklam mecralarında kullanılmasına açıkça izin verdiğinin anlaşılamadığını öne sürdüğünü, muvafakatin illa açık olmayacağını, bazen de örtülü olabileceğini, bu hususa hiç değinilmediğini, raporun eksik kaldığını, tazminat ödeme koşullarının oluşmadığını, davacının rızası ile çektirilmiş olan fotoğraflar nedeniyle kişilik haklarına saldırı oluştuğunun kabulünün mümkün olmadığını belirttiği anlaşılmıştır.
Emsal araştırması yönünden Kast ajansları derneğine müzekkere yazılmış gelen müzekkere cevabında; davaya konu modelliğe ilişkin emsal ücretlerin her bir mecra için ayrı ayrı belirlendiği, Katalog kullanımı için 2.500 TL, İnstagram kullanımı için 1.250 TL, gazete reklamı kullanımı için 1.250 TL olarak belirlendiği 1 yılı aşan kullanımlarda farklı hesaplamanın yapıldığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 08/05/2018 tarihli oturum 3 nolu ara kararı uyarınca bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olmakla, dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edilerek ek rapor alındığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyeti ek raporunda, “Davacının görüntüsünün izinsiz olarak reklam amaçlı kullanımının FSEK m.86/1 ve MK 24 vd hükümlerine aykırı olduğu, davacının manevi tazminat talep etme koşulları gerçekleştiği, ancak dava konusu ihlallerle ilgili olarak maddi tazminatta zarar görme koşulunun davacı tarafça ispatlanamadağı” hususlarında görüş bildirdikleri ve kök rapordaki değerlendirmelerinin geçerli olduğunu bildirdikleri anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı ve taraf iddia ve savunmaları incelendiğinde, dava konusu uyuşmazlık, davacının fotoğrafının kullanılması için davacıdan izin alınıp alınmadığı zımni izinin olup olmadığı, kullanımın reklam amaçlı olup olmadığı ve vaki kullanımın davacının haklarına tecavüz teşkil edip etmediği noktasında toplanmaktadır. Bu nedenle de uyuşmazlık fikri bir ürünün korunmasından ziyade davacının kişilik hakkının korunması ile ilgilidir ve bu haliyle olaya uygulanacak normlar FSEK m.86 ve Türk Medeni Kanununun 24 vd. Maddeleridir.
Bir kimsenin dış görünüşü üzerinde kişilik hakkı vardır. Dış görünüşün yansıması ve tekrarı demek olan resim üzerinde de kişilik hakkı bulunmaktadır ve bu yüzden resim ve portreler öncelikle kişilik hakkı olarak Medeni Kanun tarafından korunur. FSEK m. 86’da ise resim ve portreler özel bir hükümle korunmuştur. Kişinin fotoğrafı üzerindeki hak Medeni Kanun ve Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince kişilik hakkı kapsamında herkese karşı ileri sürülebilen mutlak haklardandır.
FSEK m. 86/1’e göre, “eser mahiyetinde olmasalar bile, resim ve portreler tasvir edilenin, tasvir edilen ölmüş ise 19 uncu maddenin birinci fıkrasında sayılanların muvafakati olmadan tasvir edilenin ölümünden 10 yıl geçmedikçe teşhir veya diğer suretle umuma arz edilemez.”
Resim ve portreler bir kimsenin dış görünüşünü teşhis etmeye elverecek şekilde yansıtan yüzey ve cisimlerdir FSEK m.86 hükmü gereği, bir şahsın fotoğrafı, yağlı boya, karakalem portresi, resimleri, büstü vs. onun izni olmaksızın teşhir veya diğer bir şekilde umuma arz edilemez ve herhangi bir tarzda (bir ilanda, bir banknotun üstünde, ilgisiz bir haberde, bir değerlendirme yazısında, bir vitrinde veya bilboardda), bir reklam filminde, bir afişte, kullanılamaz. FSEK m.86/1’deki, “eser mahiyetinde olmasalar bile” tabirinden de anlaşıldığı üzere kişinin fotoğrafı , resmi ve portresi vs.FSEK anlamında eser olmasa bile korunur.
Yine FSEK m.86/II’ye göre; memleketin siyasi ve içtimai hayatında rol oynayan kimselerin resimleri örneğin, milletvekilleri, sinema oyuncuları, tiyatro oyuncuları, şarkıcılar gibi kimselerin resimleri izin alınmadan yayınlanabilir. Tasvir edilen kimselerin iştirak ettiği geçit resmi veya resmi tören yahut genel toplantıları gösteren resimler ile günlük hadiselere müteallik resimler, radyo ve film haberleri için muvafakatin alınmasına gerek yoktur. Ancak bu hallerde, resimlerin kamuya sunulmaları haber verme amacı içinde kalmalıdır.
Örneğin, ticari amaçlarla, reklam için çekilen resimlerde, fotoğrafa dahil olanların rızaları alınmadan bunların kamuya sunulması söz konusu olamaz. Örneğin bir banka için çekilen reklam filminin fotoğrafında yer alan kimsenin resmi rızası dışında kullanılamaz, yine ünlü bir sanatçının isminin ve resimlerinin rızası olmadan ticari amaçla kullanılması, örneğin video klipte gösterilmesi, yine bu sanatçının çıplak fotoğraflarının yayınlanması kişilik haklarına saldırı oluşturur. Yine, bir siyasi partinin ya da derneğin tanıtım afişlerinde bir şahsın fotoğraflarının izin alınmadan kullanılması da kişilik haklarına aykırılık oluşturur.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; dosyada mübrez davacının sunduğu delillerden ve davalının da kabul ettiği üzere davacıya ait fotoğraflar davalının spa tanıtımlarında çeşitli mecralarda (katalog, instagram, gazete reklamı) kullanılmıştır. Bu kullanımların davalı otelinin spa tanıtımına yönelik olması nedeniyle ticari amaçlı reklam olduğu açıktır. Davacının belirli bir süre davalı şirkette spa bölümünde çalıştığı ve fotoğrafların bu dönemde çekildiği tarafların kabulünde olup dosyada mübrez belgelere göre spa tanıtımının davacının görev tanımı içerisinde olduğu dava konusu fotoğrafın davacının davalı şirkette spa bölümünde resepsiyonist olarak çalıştığı sırada spa tanıtımına yönelik olarak çekilerek davacının spa tanıtımı için kullanıldığı ve davacının fotoğraftaki pozları ve fotoğrafın içeriğine göre fotoğrafının çekilmesine muvafakat ettiği görülmektedir. Buna mukabil davalının davacıyı çalıştırdığı dönemde çekilen davaya konu fotoğrafların davalının açıkça spa tanıtımlarında katalog, ınstagram, gazete reklamı mecralarında kullanılmasına açıkça muvafakat ettiğine ilişkin bir delilin dosyada bulunmaması, bir an için çalıştığı dönem için rızanın varlığı kabul olunsa bile sonraki dönem için açık bir rıza ve muvafakatin alınmaması nedeniyle vaki kullanımın FSEK m.86/1 hükmüne aykırı olduğu anlaşılmıştır.
Nitekim Y. 4.HD., E. 7504, K. 10628, T. 12/12/1988 sayılı kararına göre, FSEK m.86/1 çerçevesinde sorumluluk için resim çekilmesinin amacı önemli değildir. Davacının dış görünüşleri resimde yer aldığına göre, eylemin emredici kurala açıkça aykırı olduğu kabul edilmelidir. Davacının dış görünüşünün resim için ikinci planda kalıp kalmaması da önemli değildir. Asıl olan kişinin dış görünüşünün yayımlanan resimde yer almış olmasıdır. Bu nedenle vaki yayın FSEK m.86’ya aykırı olduğu gibi, MK 24 vd hükümleri çerçevesinde davacının izinsiz olarak hastalığının ifşa edilmesi de kişilik haklarının da ihlalidir.
Davacı, manevi tazminat talebinde bulunmuştur. FSEK m.86/III gereğince manevi tazminat Borçlar Kanunu’nun 56 ıncı maddesine göre tayin edilecektir. Bu nedenle olayımızda manevi tazminat isteğiyle ilgili sorumluluğun unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulmalıdır. Davacıya ait görüntünün izin alınmadan spa tanıtımlarında çeşitli mecralarda (katalog, ınstagram, gazete reklamı) kullanımı kişilik haklarına haklarına aykırılık oluşturur. Davacı manevi zarara uğramış olduğundan davacının manevi tazminat talep etme koşullarının gerçekleştiği, eylemin ağırlığı paranın alım gücü hak ve nesafet göz önünde bulundurulduğunda 5.000 TL manevi tazminatın yerinde olduğuna kanaat getirilmiştir.
Davacı maddi tazminat talebinde de bulunmuştur. Davacı maddi tazminat talebini FSEK 68 çerçevesinde 3 katı tutarında tazminata dayandırmıştır. FSEK m. 86 düzenlemesinde kişilik hakları ön planda tutulmuştur. FSEK m. 86 eser niteliği bulunmayan fotoğraflarda görüntülenen kişiler açısından olası bir hak ihlalinde dava açma imkânı sunduğu gibi TMK m. 24’e atıf yaparak kişilik hakkı davalarına da imkân tanımaktadır. Bu madde düzenlemesi ile fotoğrafı çekilen kişilerin eser sahipliği sıfatı bulunmadığından telif hukuku davalarına dayanarak hak iddia etme imkânları yoktur.
Bu maddeye göre; hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.
TMK m. 24 m. 2 hukuka uygunluk sebeplerini hükme bağlanmıştır. O halde, hukuka uygunluk sebepleri bulunmayan bir hukuka aykırılık durumunda, fotoğrafta görüntülenen kişi TMK m. 24 gereği TMK m. 25’te yer alan davalara başvurarak korunabilir. Bu çerçevede davacının, maddî ve manevî tazminat istemleri ile hukuka aykırı saldır dolayısıyla elde edilmiş olan kazancın vekâletsiz iş görme hükümlerine göre kendisine verilmesine ilişkin istemde bulunma hakkı saklıdır. Yukarıda ortaya konan tespit ve değerlendirmeler doğrultusunda davalı tarafın izinsiz şekilde davacının fotoğrafını kullanması sonucu, davacının TMK m.24 uyarınca maddî ve manevî tazminat talebi ile hukuka aykırı saldırı dolayısıyla elde edilmiş olan kazancın vekâletsiz iş görme hükümlerine göre kendisine verilmesini talep edebileceği kanaatine varılmıştır
Genel hükümler çerçevesinde maddi tazminat hesaplanacaktır. Kişilik hakkına saldırı sebebiyle maddi zararın tazmini için, hukuka aykırı saldırı, maddi zarar, saldırı ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması ve ayrıca failin kusuru veya bir kusursuz sorumluluk halinin bulunması aranır. Dosya kapsamı incelendiğinde her ne kadar bilirkişi raporunda maddi bir kaybın bulunmadığı, maddi tazminat şartlarının oluşmadığı değerlendirilmiş ise de davalı eylemiyle maddi bir zararın oluştuğu (amatör çekimlerin bile belli bir ücret gerektirdiği dikkate alındığında) yerleşik yargı kararlarında da kabul olunduğu üzere izahtan varestedir. Yukarıda izahı yapılan müzekkere cevabındaki değerlendirmeler ve değişik mecralardaki kullanımlar göz önünde bulundurularak BK 50 . Maddesi kapsamında talep değerlendirildiğinde, talep olunan 3.000 TL maddi tazminatın yerinde olduğu kanaatine varılmış, izah olunan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacının maddi tazminat talebinin KABULÜ ile, 3.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 5.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca peşin yatırılan 563,56 TL’den karar harcı olarak hesaplanan 546,48 TL’nin düşülmesine, kalanı 17,08 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4- Maddi tazminat talebi yönünden ; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul olunan miktar üzerinden hesaplanan 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
5-a)Manevi tazminat talebi yönünden ; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul olunan miktar üzerinden hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
b)Manevi tazminat talebi yönünden ; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca red olunan miktar üzerinden hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan: 2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 172,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.272,50 TL’nin -ret ve kabule göre hesaplanan- 550,90 TL ve 594,96 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 1.145,86 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan, 150,00 posta giderinin -ret ve kabule göre hesaplanan- 113,63 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/05/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır