Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/102 E. 2019/17 K. 17.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/102
KARAR NO : 2019/17

DAVA : Marka İptali
DAVA TARİHİ : 25/05/2017
KARAR TARİHİ : 17/01/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan marka iptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin “…”, “…” ve “…” markaları olmak üzere birçok basın kuruluşunu bünyesinde barındıran ve Türkiye’nin medya devi olan … Grubu şirketi olduğunu, müvekkilinin birçok tanınmışlık düzeyinde olan çeşitli markaların sahibi olduğunu, bünyesinde yüzlerce medya devi markayı barındıran müvekkilinin ve bağlı grubu medya gücünü arkasına aldığını ve bu markalar yazılı/sözlü pek çok iletişim aracıyla yurdun her kesimi tarafından çeşitli yollarla takip edildiğini, 6769 sayılı SMK’nın 9, 26, 192 ve geçici 4.maddelerinde markanın iptaline ilişkin hükümlerin düzenlendiğini, bir markanın tescil tarihinden itibaren 5 yıl kullanılmamasının iptal sebebi sayıldığını belirterek, dava konusu markanın üçüncü kişilere devrinin önlenmek üzere ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve TPMK nezdinde davalı adına tescilli olan … tescil nolu “…” ibareli markanın tescil tarihinden itibaren 5 yıldan daha az süredir kullanılmaması nedeniyle 38.sınıftaki emtialar bakımından iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafça aynı konu ve talep içerikli 26/09/2017 tarihli dava açıldığını, bu davanın İstanbul 3. Kapatılan FSHHM’nin … esas sayılı dosyası kapsamında görülmekte olduğunu ve yargılamanın halen devam ettiğini bu nedenle derdestlik itirazında bulunarak davanın usulden reddine karar verilmesini, müvekkili şirketin 2006 yılında …, …, … ortaklığında kurulduğunu, … Grup’un uluslararası platforma farklı dallarda uzmanlaştığını, bağımsız kişi ve firmaları bir araya getirerek sosyal bellekte iz bırakabilecek nitelikli projeler üreterek, bu projelere destek ve hizmet vermek amacıyla yola çıktığını, emeklerinin zarara uğramaması için faaliyete başladığı 2006 yılında … ve … başvuru numaraları ile “…” markalarını TPMK nezdinde adına tescil ettirerek koruma altına alınmasını sağladığını, dava konusu … başvuru nolu “…” markasını faaliyete başladığı 2006 yılından günümüze aralıksız olarak etkin ve ciddi şekilde kullandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, 6769 sayılı SMK’nın 9, 26, 192 ve geçici 4.maddeleri uyarınca açılmış marka iptali talepli davadır.
Dosyada tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış, TPMK kayıtları getirtilmiş, teknik ve özel bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu alınmıştır.
TPMK kayıtlarının incelenmesinde, … tescil nolu “…” ibareli markanın … adına kayıtlı olduğu, 38 ve 40.emtia sınıflarında tescilli olduğu, 02/07/2016 tarihiden itibaren 10 yıl süreyle yenilendiği anlaşılmıştır.
İstanbul Kapatılan 3. FSHHM’nin 2016/187 esas sayılı dosyasının … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine devredildiği ve … esas numarasını aldığı anlaşılmış olup, dosya mahkememize getirtilmiş ve incelenmesinde, davacısının dosyamız davacısı, davalının yine dosyamız davalısı ve aynı markaya ilişkin marka iptali talepli dava olduğu, 06/03/2018 tarihli oturumda Anayasa Mahkemesinin 06/01/2017 tarih ve 29940 sayılı Resmi Gazete’te yayınlanan 148/149 sayılı ilamları ile 10/01/2017 tarih ve 29944 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6769 sayılı SMK yürürlük tarihi dikkate alındığında 06/01/2017 tarihi öncesinde açılan tüm kullanmamaya dayalı hükümsüzlük/iptal davaları açısından yasal boşluk oluştuğundan esas hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği anlaşımıştır.
Mahkememiz dosyasına sunulan raporda bilirkişiler, davalı tarafından ticari defter ve belgelerin incelenmek üzere sunulmadığı, dava konusu markaya yönelik kullanımı olup olmadığı, var ise hangi sınıflarda hangi hizmetlerde ne şekilde kullanıldığı, kullanımların ciddi kullanım olup olmadığının tespit edilemediğini, davalı tarafın markasını kullandığını ispatlayamaması sebebiyle SMK 9.maddesi uyarınca markanın tescil edildiği bütün mal ve hizmetler bakımından iptaline karar verilebileceği kanaatine vardıkları görülmüştür.
“…” markasının kullanılmama sebebiyle iptali şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği davanın açıldığı tarihte 6769 sayılı SMK yürürlükte olduğu için bu Kanun dava konusu olayda uygulanarak değerlendirilmiştir.
6769 sayılı SMK’da kullanılmama nedeniyle iptal md.9’da düzenlenmiştir. 26.madde 1/a’daki atıf doğrultusunda 9.maddenin 1.fıkrasındaki şartların gerçekleşmesi halinde markanın talep üzerine TÜRKPATENT tarafından iptal edilebileceği hükme bağlanmıştır.
Marka üzerindeki hakkın kazanılması için sicile tescil edilmesi yeterli olsa da kanun koyucu tescil edilmiş marka ile marka hakkı sahibine sağlanan korumanın devam edebilmesini bazı şartlara bağlamıştır. Bunun arkasında; tescil edilen bir markanın haksız yere sahibinin tekelinde kalmasının engellenmesi, marka sicilinin kullanılmayan markalarla dolu bir ‘çöplük’ haline gelmesini önlemek veya kullanılmayan bir markadan onu kullanmak ve bir değer yaratmak isteyen bir başka kişinin yararlanmasının önünü açmak gibi pek çok ekonomik ve toplumsal nedenler yatmaktadır. Zira marka hakkı sahibine inhisari bir yetki veren ve herkese karşı ileri sürülebilir nitelikte olduğundan kanun koyucu, bu geniş hakkın yanı sıra marka sahibine hakkaniyet ölçüsünde birtakım sorumluluklar da yüklemiştir. Markanın usulünce kullanılması zorunluluğu da bunlardan bir tanesidir. SMK md. 9 “Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda öncelikle kullanılmama sebebiyle iptali istenen ‘…’ markasının niteliği iyi belirlenmelidir. Dava konusu marka, davalı adına tescilli markalardır.
SMK madde 9’da marka kullanılmama sebebiyle iptali edilebilmesi için haklı bir sebep olmaksızın tescil edildiği mal ve hizmetler bakımından tescil tarihinden itibaren 5 yıl boyunca Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmamış veya kullanımına beş yıl ara verilmiş olması gerektiği düzenlenmiştir. Ciddi biçimde kullanımdan bahsedebilmek için en öncelikli kriter markanın kullanım yoğunluğu ve markadan elde edilen ekonomik yarardır. Markanın sadece birkaç defa ambalajlara basılması veya az sayıda bastırılan broşürlerde kullanılması gibi kullanım süresi ve etkisi sınırlı, hatta göstermelik denebilecek kullanımlar SMK md.9 anlamında ciddi kullanım teşkil etmez. Markanın ciddi kullanımı belirlenirken markanın kullanım şekli, kapsamı, süresi gibi objektif kriterlerden hareket edilmelidir. Marka sahibi markasını aynı mal veya hizmeti üreten teşebbüslerin oluşturduğu piyasada farklı bir yer edinmek veya yeni bir mal veya hizmet piyasası oluşturmak biçimde kullanmışsa ciddi bir kullanımdan söz edilebilir.
Dava dosyası incelendiğinde davalı adına tescilli ve iptali talep edilen markanın ciddi biçimde kullanıldığına dair herhangi bir kanıta rastlanmamış ve kullanıldığına dair bir belge dosyaya sunulmamıştır.
Kullanılmama nedeniyle bir markanm iptal edilebilmesi için kullanılmamanın haklı bir sebebe dayanması gerekmektedir. Dosya incelendiğinde somut olayda iptali istenen markanın kullanılmamasının haklı bir sebebe dayandığına dair dosyaya herhangi bir delil sunulmamıştır.
Toplanan deliller hüküm kurmaya elverişli ve yeterli üç kişilik ehil bilirkişi heyetinden alınan müşterek rapor kapsamında değerlendirildiğinde; bir markanın iptalinin istenebilmesi için haklı bir sebep olmadan Türkiye’de tescilden itibaren 5 yıldır ciddi bir şekilde kullanılmamış olması veya kullanımına 5 yıl süreyle ara verilmiş olması gerektiği, dava konusu markaların iptalleri istendiği sınıftaki mallar üzerinde tescil edildikleri tarihten itibaren ciddi biçimde kullanıldığına dair bilgi ve belgeye rastlanmadığı, ciddi biçimde kullanmamanın haklı bir sebebe dayanmadığı, SMK md.9’da öngörülen kullanılmama nedeniyle iptalin şartlarının gerçekleştiği anlaşılmakla taleple bağlı kalınarak davanın kabul ile dava konusu … sayılı markanın tescil edildiği 38. sınıf emtia bakımından iptaline karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın kabulü ile davalı adına TPMK nezdinde … tescil numarası ile tescilli “…” ibareli markanın 38.sınıfta tescilli bulunduğu emtialar yönünden SMK 9.maddesi gereği İPTALİ ile bu sınıf yönünden sicilden TERKİNİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 44,40 TL karar harcından peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile kalan 13,00 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan: 2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 158,70 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.258,70 TL ve 62,80. TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 2.321,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/01/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır