Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/101 E. 2018/94 K. 12.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/101
KARAR NO : 2018/94

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü ve Sicilden Terkin
DAVA TARİHİ : 24/05/2017
KARAR TARİHİ : 12/04/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan marka hükümsüzlüğü ve sicilden terkin davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 1962 yılında …’da kurulduğunu, farklı markalı ürünlerin yanında … markalı ürünleri de piyasaya sunduğunu, … ibareli birçok marka tescili bulunduğunu, yargı kararı ile tanınmış marka olduğunun tespit edildiğini, davalının tescil ettirdiği markaların müvekkili markası ile benzer olduğunu, tescil edilen mal ve hizmetlerin de müvekkili markalarının tescil edildiği mal ve hizmetler ile benzer olduğunu iddia etmek suretiyle, davalı adına tescilli …, …, … ve … tescil numaralı markaların hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili ecvap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin ev tekstili ürünlerinde 1990 yılından beri faaliyette bulunduğunu, farklı ülkelerde sahip olduğu tescilli markaları ile bilinirliğe sahip olduğunu, … kelimesinin …’nin diğer adı olduğunu, bu sebeple markaların … ibaresi kullanılarak oluşturulduğunu, müvekkili markaları ile davacı markalarının benzer olmadığını, müvekkilinin markalarını 1998 yılından beri ticari faaliyetlerinde kullandığını, davacının 2002 yılında Türkiye’de marka tescilini gerçekleştirdiğini, dava açmak için uzun zaman beklemesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava 556 sayılı KHK hükümleri gereğince açılmış marka hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talepli davadır.
Dosyada tarafların delilleri toplanmış, tarafların marka tescil belgeleri getirtilmiş bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınmıştır.
Davacı yanın … no’lu … markası 18/03/1998 tescil tarihli … tescil nolu markası 19/09/2013 … ibareli … tescil nolu markası 28/02/2014 tarihli ve … ibareli … tescil nolu markası 20/04/2017 tescil tarihli olarak TPMK nezdinde tescilli olup halen koruma altındadır.
Dava tarihi itibarıyla davada 6769 sayılı kanun hükümleri uygulanmıştır.
6769 sayılı SMK’nın 25. maddesinde hükümsüzlük halleri düzenlenmiştir. Maddenin 1. fıkrasına göre kanunun 5. veya 6. maddelerinde sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilebilir.
SMK m.6/I’e göre tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihle başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
SMK m.6/1 kapsamında öncelikle markalar arasındaki benzerlik değerlendirmesi yapılmıştır.
Davalı tarafın en eski markasının koruma süresi 20.03.1998 tarihlidir. Davalının diğer markaları da, bu markada kullanılan … esas unsurunun farklı von unsurlarla oluşturulmuş seri markalar niteliğindedir. Bu sebeple davalı markalarındaki ibarelerin ayrı ayrı değerlendirilmesinde ziyade, markalardaki esas unsur olan … ibaresi ile davacıya ait … ibaresi karşılaştırılmıştır.
… kelimesinin Türkçede bir anlamı bulunmamaktadır. Vonaldi kelimesinin de Türkçede anlamı bulunmadığı gibi ülkemizde yaygın şekilde anlamı bilinen yabancı bir kelime de değildir. Ortalama tüketici algısını dikkate …ğımızda, özellikle tekstil ürünleri bakımından İtalyan menşeili izlenimi vermek amacıyla bu tür İtalyanca kelime gibi etki doğuran birçok markanın ülkemizde kullanıldığı görülmektedir. … kelimesinin de bu saikle seçildiği muhtemeldir. Kelimelerin ülkemizde bilinen bir anlamı bulunmadığı ve davalı markalarının ortalama tüketici nezdinde yaptığı çağrışım dikkate alındığında, davacı markası ile davalı markasının benzer olmadığı kanaatine varılmaktadır. Davalı markası bütününde … ibaresindedir ve … ibaresi markanın bütününden ayrık olarak algılanmamakta marka bütün olarak okunduğunda vurgunun ibarenin baş kısmındaki … ibaresinde olduğu anlaşılmaktadır. Kelimenin son kısmında yer alması sebebiyle, ortalama kullanıcı … kelimesini markanın ilk kısmıyla bir bütün olarak algılayacaktır. Bu çerçevede markalar arasında karıştırılma tehlikesinin bulunmadığı düşünülmektedir.
Doktrinde, halk tarafından karıştırılma ihtimalinin iki koşulun bir araya gelmesi halinde incelenebileceği kabul edilmiş ve bu iki koşuldan birincisinin tescili istenen markanın, daha önce tescilli bulunan markanın aynısı veya benzeri olması, ikincisinin ise her iki markanın aynı mal ve hizmetlerde kullanılması olacaktır. Halk tarafından karıştırılma ihtimalinde ölçü ise bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halkın olduğu göz önünde tutulacaktır. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurmasıdır. Burada işitsel veya görsel bir benzerlik ve hatta genel görünüş açısından “umumi intiba” olması bile, halk tarafından iki marka arasında bir bağlantı kurulması ve hatta çağrıştırması dahi karıştırılma ihtimali için yeterli bir ölçü olarak kabul edilmelidir.
Davalı şirketin ilk marka tescilinin koruma süresi 20.03.1998’dir. Davalının diğer marka tescilleri de bu marka hakkına davalı olarak tescil ettirilen seri markalardır.
SMK m.25/VI marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötü niyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. Dava açan tarafın markanın varlığından haberdar olması için öncelikle markanın kullanılmış olması gerekmektedir. Markanın tanıtılması amacıyla yapılan reklamlar, markalı ürünlerin kamuya sunulmuş olması bu anlamda markanın kullanılması şeklinde değerlendirilebilir. Eğer taraflar aynı sektörde faaliyet gösteriyorlarsa, davacının basiretli bir tacir gibi davranarak gerekli özen ve dikkati göstermesi ve durumdan haberdar olması beklenir. Aynı sektörde gerçekleşen kullanım için haberdar olmadığı gerekçesi, basiretli bir tacir bakımından geçerli bir savunma olmayacaktır.
Dosyada bulunan delillerde davalı tarafından 2000’li yılların başından itibaren ticari faaliyetlerini … markası altında yürüttüğü anlaşılmaktadır. Davacı tarafın 2002 yılında marka tescilini gerçekleştirdiği görülmektedir. Davalı ile yakın sektörlerde yer alan davacının, davalının markasının tescil ettirdikten yaklaşık 15 yıl sonra işbu davayı açması SMK 25/6 fıkrası uyarınca sessiz kalma suretiyle hak kaybı kapsamında kalmaktadır. Davalının daha sonra tescil edilen markalarında da … esas unsurunun kullanılması sebebiyle seri marka olarak değerlendirilebilecek ve ilk tescil edilen markanın hukuki korumasından yararlanacaktır. Bu sebeplerle davacının davalının ilk marka tescilinden yaklaşık 15 yıl sonra açılan işbu dava kapsamında SMK m.25/6 uyarınca davalının … markalarının hükümsüzlüğünü talep edemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli ve yeterli bilirkişi raporu ışığında SMK m6/1 ve 25 uyarınca davacıya ait … ibareli marka ile davalıya ait … ibareli markalar arasında bir benzerlik bulunmadığı, ayrıca davacının davalının ilk marka tescilinden yaklaşık 15 yıl sonra hükümsüzlük davası açmasının SMK m.25/6 uyarınca sessiz kalma suretiyle hak kaybı kapsamında değerlendirilebileceği, davacı tescilinin kötüniyetli yasıpldığına dair bir delil bulunmadığı bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacı … tarafından davalı … Konfeksiyon….Ltd. Şti. aleyhine açılan marka hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talepli davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 35,90 TL karar harcından peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile kalan 4,50 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsiline,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili yararına hesap olunan 3.145,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair verilen karar, hazır bulunan taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okundu, usülen anlatıldı. 12/04/2018
Katip …
¸

Hakim …
¸
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.