Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/262 E. 2019/67 K. 14.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/262
KARAR NO : 2019/67

DAVA : Alacak (Fikir Ve Sanat Eseri İle İlgili Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2016
KARAR TARİHİ : 14/02/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Fikir Ve Sanat Eseri İle İlgili Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin televizyon sektörünün deneyimli ve başarılı menajerlerinden biri olduğunu, davalının ise televizyon programı sunucusu olduğunu, taraflar arasında 01/09/2015 tarihinde 5 yıl süreli menajerlik sözleşmesi imzalandığını, …’de yayınlanmakta olan “…” adlı televizyon programı sunuculuk işini davalıya müvekkili tarafından bulunduğunu, davalının söz konusu TV programı nedeniyle mesleki kariyerinde oldukça yükseldiğini ve ciddi miktarda maddi gelir ve kazanç elde ettiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı şekilde noter kanalıyla fesih edildiğini, davalının fesih ihbarı ve fesih gerekçelerinin tamamıyla haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin sözleşmeye aykırı hiçbir tutum ve davranışı olmadığı gibi davalı sunucunun adı geçen fesih ihbarında müvekkili tarafından yapılmadığı ileri sürülen işlerin müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını, davalının feshinin tamamıyla haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalının sözleşmeyi feshetmesinin nedeninin müvekkiline menajerlik payı ve ücretini ödememek olduğunu, davalı tarafından sözleşmenin feshinden önceye dair eksik ödemelere ilişkin 9 aylık süreçte davalı tarafından menajerlik payı olarak 45.000 TL ödeme yapılmadığını belirterek, davalının sözleşmeyi haksız şekilde feshi nedeniyle şimdilik 50.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek en büyük banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin toplum tarafından saygı duyulan tanınmış bir televizyon sunucusu olduğunu, müvekkilinin bu haklı ününün hali hazırda sunduğu televizyon programı yapımcıları olan dava dışı İç Yapımlarca duyulduğunu ve kendilerinin müvekkili ile çalışmak istediğini bu sebeple müvekkili yıllardır tanıyan davacıdan müvekkilinin iletişim bilgilerini isteyerek müvekkili ile tanışmak istediklerini söylediklerini, bu tarihlerde taraflar arasında kesinlikle bir menajerlik sözleşmesi bulunmadığını, davacının bunu fırsat bilerek müvekkiline sunuculuk işi bulduğunu kendisi ile çalışırsa kolayca bu işi ayarlayabileceğini söylediğini, müvekkilinin … adlı program için görüşmelere başladığını, müvekkilinin dava dışı yapımcının kendisi ile zaten çalışmak istediğini ve davacının işi bağlamak için hiçbir çaba sarf etmediğini sonradan öğrendiğini, davacı yanın dava dışı yapımcı ile olan görüşmelere bile düzenli olarak katılmadığını, müvekkiline menajerlik sözleşmesi adı altında imzalatılan sözleşmenin müvekkilinni çalışma özgürlüğünü ve sözleşme serbestisini ihlal eden bir sözleşme olup müvekkili aleyhine aşırı yararlanma hükümleri içerdiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin müvekkili tarafından tamamen haklı nedenlerle usul ve yasaya uygun olarak feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, menajerlik sözleşmesinin haksız feshine dayalı tazminat davasıdır.
Dosyada tarafların bildirdikleri tüm delilleri toplanmış, tanıklar dinlenmiş ve bilirkişi rapor ve ek raporu alınmıştır.
Davacı tanığı …; … adlı programı davalıya davacının ayarladığını, ayrıca … ve çeşitli AVM’lerde ona iş ayarladığını, kendisinin davacı ile 10-15 yıldır arkadaş olduğunu ancak ticari anlamda bir ortaklıklarının olmadığını belirtmiştir.
Davacı tanığı … beyanında; Kendisinin … kanalında program hazırladığını ve sunucuya ihtiyacı olduğunu, davacının da kendisine davalıyı önerdiğini, davalının telefon numarasını davacıdan aldığını, programa başladıklarını ve programın 3 ay sürdüğünü, davacının kendisine; davalının … de programa başlayacağını söylediğini, …’deki program için davacı ve davalıya ayrı ayrı fatura kestiklerini belirtmiştir.
Davacı tanığı … beyanında; Kendisinin …’da konuk koordinatörü olduğunu, davacının yakın arkadaşı ve ortak iş yaptığı arkadaşı olduğunu; davacının, davalının …’a çıkabilmesi için görevi olmamasına rağmen kendisini defalarca kez aradığı ve bu sebeple davalıyı 2 kere …’a çıkarttığını belirtmiştir.
Davacı tanığı … beyanında; “…” adlı programın genel koordinatörü olduğunu, programı sunması için davacıdan …’in telefon numarasını istediği ancak davacının, bu programı davalının daha iyi sunabileceğini belirttiği, davalı hakkında olumlu konuştuğu ve kendisinin davalının menajeri olduğunu söylediğini; davacının çok çabası ve ısrarı ile davalı ile çalışmaya karar verdiklerini; programın 2 yıl boyunca devam ettiğini; davalının menajerlik sözleşmesini iptal etmesinden önceki 1 yıl boyunca davacı ile çalıştıklarını, davacıya her zaman ulaşabildiklerini, hiçbir sıkıntı yaşamadıklarını; sette şartların kötü olmadığını, hamileliğinden dolayı son 1 senedir setin durumunu bilmediğini; davacının, davalının set ortamı ile ilgili rahatsızlığını kendilerine ilettiğini fakat kendilerinden kaynaklanan sebeplerden dolayı set ortamını pek düzeltemediklerini belirtmiştir.
Davacı tanığı … beyanında; Davacının kendisinin de menajeri olduğunu, davalı ile kendisinin de davacının organize ettiği AVM programlarında tanıştığı ve arkadaş olduklarını, davacı menajerin; kendisine gelen işlerde kendisiyle birlikte davalının da çalışmasını istediğini söylediğini belirtmiştir.
Davalı tanığı … beyanında; Davalı ile bir TV programında tanıştıklarını, başka bir program sırasında davacının kendisine davalının menajeri olduğunu söylediğini; daha sonra bir oyun işi için davacıya davalının bu işi yapıp yapmayacağını sorduğunu, davalı ile kendisini bu iş için bir araya getirenin davacı olduğunu belirtmiştir.
Davalı tanığı … beyanında; Davalının asistanı olduğunu, asistanlık işine girerken menajer davacı ile görüşüp görüşmediğini hatırlamadığını, davalının setteki çalışma koşullarının iyi olmadığını, menajerin yapımcıyla bu konuları konuşması gerektiği ancak menajer davacının da bu koşulları iyileştirmediğini, davacı menajerin stüdyoya geldiği zamanda bir sözleşme imzalamaya geldiklerini bildiğini belirtmiştir.
Davalı tanığı … beyanında: Taraflar arasındaki iş akdiyle ilgili detayları bilmediğini beyan etmiştir.
Davalı tanığı … beyanında; Davalının 6 yıldır mali müşaviri olduğu, davalının yoğun olmasından dolayı onla az görüştüğünü; davalının çok yoğun ve çalışma şartlarının ağır olduğunu bildiğini; davacının ara ara kendini faturaları kesip kesmediğine ilişkin aradığını belirttiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz ihtisas mahkemesi olup, 5846 sayılı Yasa’nın 76.maddesinde açıkça belirtildiği üzere; Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun düzenlediği hukuki ilişkilerden doğan davalara, Kanun Hükmündeki Kararnameler ile düzenlenmiş olan marka, patent, tasarım gibi uyuşmazlık konusu davalara bakmakla görevlidir. Dosyada buna ilişkin herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. (Bu yönde Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 2014/3102-5641 sayılı 11/04/2014 tarihli kararı “5846 sayılı FSEK’in 1.ve 1/A maddelerinde amaç ve kapsamı düzenlenmiş olup, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahiplerinin ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını belirlemek, korumak, bu ürünlerden yararlanma şartlarını düzenlemek, öngörülen esas ve usullere aykırı yararlanma halinde yaptırımları tespit etmektir.”)
İhtisas mahkemesi niteliğinde olan mahkememizin davada görevli olmadığı, dava konusunun taraflar arasında imzalanan “Menajerlik Sözleşmesi”nin haksız feshine dayalı tazminat davası olması sebebiyle tarafların sıfatları da dikkate alındığında Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine girdiği (emsal nitelikte Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 07/11/2013 tarih 2013/14474 esas 2013/19953 karar sayılı kararı) anlaşıldığından, görevin kamu düzeninden olduğu hususu da nazara alınarak, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkememizin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve süresinde talep halinde dosyanın görevli Nöbetçi İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın görev yönünden reddine, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Dosyanın talep halinde görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 20.Maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesini mütaekip iki haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-Yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/02/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır