Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/200 E. 2019/319 K. 18.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/200
KARAR NO : 2019/319

DAVA : Sözleşmeden Feshinden Kaynaklanan Tazminat
DAVA TARİHİ : 28/10/2015
KARAR TARİHİ : 18/07/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan sözleşmeden feshinden kaynaklanan tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili … 13 Asliye Ticaret Mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle, davacı ile davalı arasında yapılan 2 adet sözleşme ile davacının davalı şirketin kurum maraka adı, kurum ve marka kimliği çalışması ve bunu takiben kataloğ insert, basın ilan çalışması, davalının tanıtımı amacıyla sosyal medya yönetimi ve reklam yönetiminin müvekkili şirket tarafından üstlenildiğini, bu iş karşılığı ödemelerin fatura tarihinden itibaren 30 gün için yapılacağı kararlaştırıldığını, sözleşme 1 yıllık yapılmasına rağmen davalı tarafından haksız fesh edildiğini bildirmiş, dilekçesinde geniş bir biçimde açıklamalarda yer vererek, sonuç olarak, 59.000 TL manevi tazminat ile 3 aylık ödenmeyen 11.800 TL’den toplam 35.400 TL fatura bedeli ile sözleşmede kararlaştırılan sözleşmenin haksız feshi halinde 3 aylık bedel olan toplam 35.400 TL maddi tazminatı olmak üzere toplam 129.800 TL’nin reeskont faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, taraflar arasında imzalanan 25/03/2015 tarihli sözleşmenin konusunun, davacı ajansın müvekkili şirketin kurum/marka adı ve kurumsal kimlik/marka kimliği çalışması ve bunu takiben katalog, insert, basın ilanı ile sözleşmenin Ek-1’inde belirtilen başlıklar olduğunu, bunların, kurumsal kimlik rehberi tasarımı, kampanya kosepti tasarım ve uygulaması, slogan oluşturma, TV, sinema reklam filmi senaryosu hazırlama, TV bant reklam tasarımı, radyo spotu ve jingle sözü/sadece söz yazımı dahil olduğunu, dublaj, ses montaj müzik jingle ve telif haklarının dahil olmadığını, film jeneriği ya da fragman tasarımı/senaryosu, basın/gazete ilan tasarımı, advertorial ilan tasarımı, dergi ilanı tasarımı, insert tasarımı, multivizyon konsept geliştirme/senaryo, billboard tasarımı, otobus durağı-panosu tasarımı, outdoor malzemeleri tasarımı, afiş pankart dönkart (pop) tasarımı, basın dosyası tasarımı, ambalaj poşet tasarımı, basın toplantıları için konsept yaratımı, mekan tasarımı, broşür/katalog tasarımı, doğrudan postalama-soft ve hard copy-ürünleri tasarımı, dosya tasarımı, CD internet ve etiketi tasarımı, etiket/sticker tasarımı, fuar panosu, paneli ve ışıklı pano tasarımı, kitap dergi kapağı tasarımı, sertifika onur belgesi tasarımı, fuar standı giydirme tasarımı, tebrik kartı, davetiye, zarf tasarımı, satış ofisi tanıtım malzemeleri tasarımı, personel ve öğrenci kıyafeti tasarımı olup, işbu edimleri müvekkili şirkete karşı davacının üstlendiğini, sözleşmenin 7.maddesi Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundan doğan her türlü hakkın devri başlığını taşıdığını, Fikir ve Sanat Eseri Kanunundan doğan her türlü hakkın devrini kapsadığını, müvekkili şirketin adresinin de Üsküdarda olduunu, bu nedenle Kartal Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi yetkili ve görevli olduğunu beyan ederek, görev ve yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… 13. Asliye Ticaret Mahkemesince taraflar arasındaki sözleşmenin FSEK kapsamında düzenlenen her türlü hakkın devrini kapsadığı, bu neden yargılamanın mahkememizin görev alanında kaldığından bahisle görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
Davanın davacının davalı ile yaptığı sözleşme ile davalı şirketin kurum maraka adı, kurum ve marka kimliği çalışması ve bunu takiben kataloğ insert, basın ilan çalışması, davalının tanıtımı amacıyla sosyal medya yönetimi ve reklam yönetiminin davacı şirket üstlendiğinden, bu sözleşmenin haksız fesh edilip edilmediği, bu sözleşmeden ve feshinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminatın davalıdan tahsili talepli tazminat davası olduğu anlaşıldı.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 2014/3102-5641 sayılı 11/04/2014 tarihli kararı “5846 sayılı FSEK’in 1.ve 1/A maddelerinde amaç ve kapsamı düzenlenmiş olup, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahiplerinin ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını belirlemek, korumak, bu ürünlerden yararlanma şartlarını düzenlemek, öngörülen esas ve usullere aykırı yararlanma halinde yaptırımları tespit etmektir. Somut olayda, davacı ile davalı arasında yapılan web sitesi tasarımı sözleşmesine göre sözleşme bedelinin ödenmesine rağmen web sitesinin tamamlanarak teslim edilmediği iddiasıyla ödenen bedelin davalıdan tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır. Bu niteliği itibariyle uyuşmazlığın, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunun tanımlar başlıklı 1/B-a fıkrasında düzenlenen eser kavramından kaynaklanmayıp Borçlar Kanunu kapsamındaki eser sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın genel görevli asliye ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” şeklinde düzenlenmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’nin 2017/595-587 sayılı 31/03/2017 tarihli kararı “Borçlar Kanunu 355.maddesindeki tanımlamaya göre eser sözleşmesi ile yüklenici, iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği bedel karşılığında bir eser meydana getirmeyi üstlenir. Eser veya kanundaki ifadesiyle istisna akdinin konusu ise, yapımı kararlaştırılıp bir çalışmanın ürünü olan, maddi veya gayri maddi varlığı bulunan bir sonucun meydana getirlimesidir. Bu kapsamda bütünlük arzeden ve ekonomik değeri olan her hukuksal varlık eser sayılmaktadır. Yanlar arasındaki uyuşmazlık da davaya esas teşkil eden sözleşmelerle tarafların yüklendikleri edimlerin hukuki niteliği itibarıyle BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Eser sözleşmesinden doğan ihtilaflarda, dava değeri ve tarafların sıfatlarına göre sulh hukuk, asliye hukuk ve asliye ticaret mahkemesi gibi genel mahkemeler görevlidir. 5846 sayılı FSEK ve o konudaki diğer mevzuat hükümlerinin düzenlendiği hukuksal ilişkilerden kaynaklanan ihtilâfların çözümünde ise Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Somut olayda, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin münhasıran “…” yazılımının kullanılabilmesi için verilen kullanım lisansına ilişkin olduğu, davanın bu kullanım bedelinin tahsiline yönelik olması karşısında uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” şeklindedir. (aynı yönde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16.Hukuk Dairesi’nin 2017/6606 esas, 2018/1083 sayılı 03/05/2018 tarihli kararı)
HMK’nın 114. Maddesi hükmünde, dava şartları düzenlenmiş olup 114/1-c maddesinde “mahkemenin görevli olması”ndan açık bir şekilde bahsedilmiştir. HMK’nın 115. Maddesi düzenlemesine göre; “mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır…” Yasal düzenleme kapsamında dava şartlarının yargılamanın her aşamasında aşamasında değerlendirilmesinin gerekli olduğu, boşuna zaman ve masraf kaybına neden olunmaması gözetilerek yargılamanın sürüncemede kalmaması ve hızlandırılması, usul ekonomisi ilkesi gereğince dava şartı olan görev değerlendirilmiştir.
TTK 4. maddesine göre; her iki tarafında ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın TTK da düzenlenen davalar ticari dava sayılır.
Türk Ticaret Kanununun 4.maddesinde her iki taraf için ticari sayılan hususlardan doğan hukuk davaları ile Türk Ticaret Kanununda tanzim olunan hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı belirtilmiş, 5.maddesinde de ticari davaların Ticaret Mahkemeleri tarafından bakılması gerektiği hükmüne yer verilmiştir.
Mahkememiz ihtisas mahkemesi olup, 5846 sayılı Yasa’nın 76.maddesinde açıkça belirtildiği üzere; Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun düzenlediği hukuki ilişkilerden doğan davalar ile SMK kapsamında düzenlenmiş olan marka, patent, tasarım gibi uyuşmazlık konusu davalara bakmakla görevlidir. Dosyada buna ilişkin herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Her ne kadar … 13. Asliye Ticaret Mahkemesince taraflar arasındaki sözleşmenin FSEK kapsamında düzenlenen her türlü hakkın devrini kapsadığı, bu neden yargılamanın mahkememizin görev alanında kaldığından bahisle görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiş ise de İhtisas mahkemesi niteliğinde olan mahkememizin davada görevli olmadığı, dava konusunun taraflar arasındaki eser sözleşmelerinden kaynaklı bakiye borcun tahsili ve sözleşmenin haksız feshine dayalı maddi manevi tazminat davasına ilişkin olduğu, gerek FSEK gerekse SMK kapsamında değerlendirilmesi gereken bir uyuşmazlık bulunmadığı, genel hükümler çerçevesinde yargılamanın Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanına girdiği anlaşıldığından, görevin kamu düzeninden olduğu hususu da nazara alınarak, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın görev yönünden reddi ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun tespitine,
2-Kararın kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde; aynı konuda … 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevsizlik kararı vermesi sebebiyle 6100 sayılı HMK’nın 21/1-c maddesi uyarınca yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Karar kanun yolundan geçmek suretiyle kesinleştiğinde ve yasal süresi içerisinde başvurulduğunda dosyanın görevli ve yetkili … 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-6100 Sayılı HMK’nın 323 ve 331/2. maddeleri gereğince davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli ve yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına, görevsizlik kararından sonra davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmez ise talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden bu hususların tespitine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 18/07/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır