Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/143 E. 2020/93 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/143
KARAR NO:2020/93

DAVA:Fikri Haklara Tecavüzün Ref’i Men’i Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ:04/11/2009
KARAR TARİHİ:12/02/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikri Haklara Tecavüzün Ref’i Men’i Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava ve devamı dilekçelerinde özetle; Müvekkili şirketin her tür bilgisayar yazılımının geliştirilmesi, yazılması, lisanslanması, bakımı ve sair konularda iştigal ettiğini, Davalı firma ile 25.03.2007 tarihinde yapılan sözleşme kapsamında müvekkil tarafından geliştirilmiş … adlı yazılımın 4.0 versiyonunun, ayrıca … adlı yazılımın 1.0 versiyonunun davalı firmaya lisans devrinin düzenlendiğini, Yazılımların kapalı kaynak kodlarının davalı şirketin sunucularına kurulduğunu, sözleşme gereği açık kaynak kodlarından oluşan bir CD’yi 12.03.2008 tarihinde … … Şubesinde davalı tarafından tutulan banka kasasına teslim edildiğini, kasayı açma yetkisinin davalı firmada olduğunu, müvekkili firmanın davalı tarafından tanzim edilen vekâletname ile kasayı açma ve kontrol etme yetkisinin bulunduğunu, Davalılardan … A.Ş.’ye süresiz lisans ile sadece yazılımların kurulduğu ve müvekkilince güncellendiği şekilde kullanma hakkı tesis edildiğini, ancak kaynak kodlarına müdahale etme hakkı vermediğini, 20.11.2008 tarihinden sonra davalının programları müvekkili sunucularından talep olmaksızın kullandığını, … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyasıyla davalı tarafın bu haksız kullanımının tespitinin yapıldığını, 03.08.2009 tarihli Ek Rapor’da … yazılımının diğer davalı taraf olan Dataprofil firmasına ait sunucu üzerinden çalıştığının tespit edildiğini belirterek dava konusu yazılımların satış bedellerinin 200.000$ + KDV olduğunu, davalının eylemleri nedeniyle müvekkilinin bu miktarda zarara uğradığını, Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 1.6.5. maddesinde belirlenen 500.000$ + KDV tutarındaki cezai bedelin şartlarının ileri sürmek suretiyle, Dava konusu yazılımların haksız kullanımdan dolayı 10.000$ maddi tazminat, 5.000$ manevi tazminat ve 5.000$ cezai şart bedeli, olmak üzere talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dosyada bulunan dilekçelerinde özetle; Müvekkili şirketlerden … AŞ:’nin dava dışı … A.Ş.’nin internet ortamında hayata geçirilmesi planlanan e-projeleri için kurulduğunu, Davacı … Yazılım ile … A.Ş. arasında 07.05.2007 tarihinde Süperteklif Sitesine ait yazılımın geliştirilmesi için Yazılım Geliştirme Destek ve Danışmanlık sözleşmesi imzalandığını, davacı tarafın bu sözleşme ile dava konusu yazılımların kullanıcısının … A.Ş. olduğunu kabul etmiş olduğunu, Davacı tarafından yazılım sözleşmesi kapsamında … A.Ş.’ye verilen hizmet ile ilgili sorunlar yaşandığını, bu sorunlar nedeniyle … A.Ş. yaklaşık 122.000$ tutarında zarara uğramış ve 385.000 TL tutarında tazminat hakkı doğduğunu, Lisans sözleşmesinin 1.2.1, 1.2.4, 1.3, 1.3.2 maddelerinde lisans hizmetinin süresiz olacağının ifade edildiğini, Tarafların söz konusu süresiz lisanslama hizmeti karşılığında … Yazılıma 69.000$ tutarında anlaşmaya vardıklarını, son faturanın ödeme aşamasında davacı ibralaşma teklifini reddederek icra takibi başlattığını, müvekkili tarafından son faturanın icra dosyasına ödendiğini ve bu şekilde süresiz lisans hakkı ile ilgili tüm bedelin … A.Ş. ödendiğini, Davacının … A.Ş.’ye yazılı olarak ihbar etmesine rağmen, söz konusu cezai şartın … A.Ş.’nin makul bir gerekçe olmadan yazılımlara ait kaynak kodlarının konulduğu banka kasasını açması durumunda gerçekleşeceğini, ancak kasanın davacının bilgisi dışında açılmış olduğunun tespitinin yapılmadığını, Sözleşmenin tarafı olmayan … A.Ş.’ye husumet yönetilemeyeceği için cezai şartın da bu firmadan talep edilemeyeceğini, Yazılımlardan sadece … tarafından bir müdahalenin söz konusu olduğunu, buna rağmen davacının her iki yazılıma tecavüz varmış göstermeye çalıştığını, Müvekkilinin süresiz lisans karşılığı 69.000$ + KDV ödediğini, davacının iddia ettiği 200.000$ + KDV kaynak kodlarının ve yazılımlara ait know how’in satın alınması durumunda ödeneceğini, ancak böyle bir durumun bulunmadığını, beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekili alınan bilirkişi raporu sonrası 17/07/2014 havale tarihli dilekçesiyle maddi tazminat talebini ıslah ederek 190,000$ USD arttırarak 200,000$ USD ‘ye çıkartmıştır.
YARGILAMA
Mahkememizce 15/10/2014 tarihli karar ile Asıl ve ıslah edilen davanın kısmen kabulü ile davalıların davacıya ait … ve … isimli yazılımlarına vaki tecavüzün refine ve menine ve davalıların muhtemel tecavüzünün menine, Davalı sunucularında kurulu … ve … adlı yazılımların imhasına, Takdiren 170.000$’ın kamu bankalarının bir yıllık USD yönünden dövize uyguladığı en yüksek faizin uygulanmak sureti ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine dair karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiş, temyiz üzerine dosyayı değerlendiren Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 14/01/2016 tarih, 2015/1846 Esas ve 2016/314 Karar sayılı kararı ile, sözleşme hükümleri uyarınca cezai şart koşullarının oluşmadığı, mali hak sahibi tüzel kişinin manevi hak ihlaline dayalı olarak manevi tazminat talep edilemeyeceği konusunda verilen hükmün isabetli olduğu ancak, tarafların rapora karşı itirazlarını da karşılayan, yazılımların rayiç değeri konusunda çelişkileri gideren gerekçeli ve denetime elverişli yeni bir rapor alınarak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyulmasına, yeni bir bilirkişi heyetinden, bozma öncesi alınan iki rapor arasındaki çelişkileri gideren yeni bir rapor alınmasına karar verilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Davalı … tarafından kullanıldığı tespit edilen … ve … yazılımlannın yasal yollardan elde edilmiş lisanslı ürünler olduğu, diğer Davalı Dataprofil’e ait … sunucularına Davacı … Bilişim tarafından kurulduğu ve sistemin ilk baştan beri bu firma tarafından işletilmekte olduğunun Davacı tarafından bilindiğini, … isimli programın her açıldığında teknik olarak böyle bir ihtiyaç bulunmamasına rağmen lisans anahtar doğrulaması yapmasının, güvenlik kısıtlamaları olan sunucularda programın çalışmaz hale getirebileceğini, Davalı’ların lisans doğrulama işlemini baypas etmesi için yapmış olduğu hosts dosyası değişiminin yazılımın kaynak kodlarına müdahale olmadığı, Davalı tarafından yazılan sertifika programının Davacı’nın programından farklı bir program olduğu ve Davacı’nın yazılım kodlan ile ilgisinin bulunmadığı, Davalı tarafın dosya kapsamında belirlenmiş olan eylem ve işlemlerinin kaynak koda müdahale niteliğinde olmadığı, kaynak koda müdahale olmaması nedeniyle Davacı’nın Davalılardan maddi tazminat talep hakkının bulunmadığı, diğer koda müdahale iddialarının destekleyecek somut delillerin dosyada bulunmadığı, tarafların sözleşmeye uygun olarak kaynak kodlarını bir banka kasasında kapalı zarf içerisinde saklamayı kararlaştırdıktarı, bu zarfın üzerinin Davacı şirketçe kaşe ve imsayla kapatıldığından dolayı açılması halinde anlaşılacağı, banka kasasına erişimlerin de kayıt altına alındığından böyle bir durumda zarfı açanın kim olduğu da kolayca belirlenebileceği, dosyada zarfın açıldığına dair herhangi bir bilginin olmadığı, bunun dışında kaynak kodların Davacı tarafından Davalı’ya açık bir şekilde verilmediği, Davalıların ellerindeki dedenmiş object kodlardan kaynak kodlara çevrim işlemini ancak decompiler adı verilen derleme programlannın tersi işlem yapan yazılımlarca yapabilecekleri, bunun oldukça zor ve yüksek teknik bilgi gerektiren bir işlem olduğu ve böyle bir işlemde elde edilenin orijinal kodlar değil çapraşık(obfuscated) ve kanştınlmış bir kod olacağı, bu tür kodlann yazılım algoritmalarının yapısını tersine mühendislik yöntemleriyle öğrenmek amacıyla kullanılmakta olduğu, diğer türlü erişilen bu çapraşık kodlar üzerinde ufak değişiklikler yapıldıktan sonra tekrar derlenerek çalıştınlabilir(executable) yazılım haline getirilmesinin teknik olarak mümkün olmadığı, Davalı tarafın eğer kaynak koda müdahale etmiş olsa idi, o takdirde yazılımın rayiç bedelinin 67.000$ olarak kabul edilebileceği ve Davacı’nın Davalı taraftan talep edebileceği maddi tazminatın bununla sınırlı olabileceği, ancak Davalı tarafın kaynak kodlara bir müdahalesinin bulunmadığı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce alınan bu raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığına kanaat getirilerek yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, dosyaya sunulan bilirkişi heyet raporunda özetle; bozma sonrası sunulan ilk bilirkişi raporunda yapılan teknik analizin doğru olmayan temellere dayanılmış olduğu bu nedenle bu rapora katınılmadığını, 06/03/2013 tarihli bilirkişi raporuna katılmakla birlikte, bir yazılımın işleyişi, kullanıcı deneyimi ve bu yazılımın analizi için harcanan emeğin; … olarak değerlendirilebileceği ve yazılımın kaynak kodlarından daha değerli kılınabileceği, bu sebeple yazılımların kaynak kodlarına … değeri üzerinden bir indirim yapılmaması gerektiği, görüş ve kanaati bildirilirken itiraz üzerine tekrar alınan ek raporda ise; davalı tarafın hosts dosyasına müdahale ederek, davacı tarafın kontrolü dışında istediği süreyle … ve … yazılımlarını kullanabildiği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce 24/01/2019 tarihli celsede, sunulan raporların bozma ilamına uygun düşmediği, üç kişilik akademisyen bilişim uzmanından, Yargıtay’ın özellikle bozma sonrası dosya içerisinde yer alan ve tarafların bu raporlara yapmış oldukları itirazları karşılayan ve ayrıca yazılımların rayiç değeri konusunda çelişkileri gideren sözleşme hükümleri (kaynak kod ve KNOW HOW bedelleri dikkate alınarak taraflar arasındaki lisans bedelleri göz önünde bulundurularak ayrıntılı ve gerekçeli rapor tanziminin istenmesine karar verilmiş, mahkememiz kararı gereğince dosyaya sunulan bilirkişi raporunda ise özetle;
Davalının bedelini ödeyerek edindiği lisanslı yazılımların süresiz olarak kullanabileceği şekilde bir lisans ile Kapalı kodlarını kullandığı, program kodunu kırmak, tahrif etmek gibi bir eyleminin gerçekleştiğine dair teknik bir bulguya rastlanmadığı, Davaya konu yazılımların ikinci bir sunucuya çoğaltılmak suretiyle birden fazla kopya haline dönüştürüldüğüne dair teknik bir bulguya rastlanmadığı, Yazılımın başka bir sunucuda tespiti yine aynı kurumun Sözleşme-B’yi imza eden iştirakini işaret ettiğini, bu durumun hayatın doğal akışı içinde internet ortamında yer sağlayıcı değişikliği gerekliliği nedeniyle makul görüldüğünü, Anılan yazılımların her çalıştırılmasında davacı lisans sunucusuna bağlanarak yetkilenmeye zorunlu kılınması, yazılım lisansının sözleşmede geçtiği gibi süresiz olarak kullandırılmadığını, yazılımlarda periyodik denetimli bir serbestliğe izin verildiğini göstermediğini, Sözleşme-A’nın 1.3.2 nolu maddesinde açıkça yazılımın süresiz lisansının alıcı davalıya verildiğinin zikredildiğini, Davalının Sözleşme-A’da mutabık kalınmış süresiz lisans bedelini ödediği anlaşılan yazılımını teknik bir gereklilik olmaksızın tabi oldukları sürekli lisans kimlik denetiminden kurtarma ve böylece belki de ek hizmetlere dahil olma zorunluluğundan bağımsız olarak yazılımını kullanma ihtiyacından ötürü, yazılımların öz kodları dışında, araişlerlik / arayüz bağlantı tanımlarında değişikliğe gittiğinin anlaşıldığını, Bu durumun davacı yazılımını tahrif, kodu kırma ve benzeri haksız fiil olarak değerlendirilmediği, iki yazılımın toplam rayiç bedeli Sözleşme-A’da tarafların mutabık kaldığı ve 1.3.2 nolu maddede zikredildiği haliyle 60.000,00 USD + KDV olup dosya içeriğinden bu ederin tamamının davalıca davacıya 24 ay boyunca ödenerek tamamlandığının anlaşıldığını, Yazılım ve Lisans bedelleri: … bedelinin:9.000$+KDV, …+ … programının Süresiz kullanım Lisans bedeli: 60.000,00 USD+KDV olarak “Yazılım Lisans ve Bakım Sözleşmesi Madde 1.3.2 de belirtilmiştir.Ayrıca aynı sözleşmenin 2.3.1 maddesinde yazılımın kaynak kodlarına biçilen değerin 200.000$+KDV olduğu ve Müşterinin talebi halinde Kaynak kodların alınmasının karşılığı olarak 200.000$+KDV nin, 100.000$+KDV lik kısmının kodların teslimi ile geriye kalan 100.000$+KDV nin ise gerekli her türlü eğitimin ve …(Bilgi birikimi) nin aktarılmasından sonra ödenmesi şartına bağlandığını, Mevcut davada kaynak kodların davalılara teslim prosedürünün gerçekleşmediğinin anlaşıldığını, şu durumda 200.000$+KDV bedel karşılığında Kaynak kodları ve gerekli her türlü eğitim ve ilgili … aktarımından ediniminin gerçekleşmediğinin tespit edildiğini, ancak davalının süresiz kullanım hakkının halen devam ettiği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
GEREKÇE
FSEK m.2/I/l ilim ve edebiyat eserleri arasında her biçim altında ifade edilen bilgisayar programlarına yer vererek, bilgisayar programlarını da kanun kapsamında koruma altına almıştır. Bir bilgisayar programı, kaynak kodu veya nesne kodu şeklinde yazılmış olabilir. Bilgisayar programlarının koruma görmesi için disket, CD ya da sabit diske kaydedilmeleri şart değildir. Cihaz içindeki yazılımlar, yani donanım içine yerleştirilmiş programlar da koruma görür. Uluslararası anlaşmalarda ve AB Bilgisayar Yönergesinde, teknolojik gelişmeyi engelleyebileceği düşüncesiyle bilgisayar programı kavramının tanımından kaçınılmıştır. FSEK bilgisayar programını, bir işlem veya görevi yapmak için düzene konulmuş bilgisayar emir dizgesi ve bu emir dizgesinin oluşum ve gelişimini sağlayacak hazırlık çalışmaları şeklinde tanımlamıştır, FSEK m.l/B/g.Dava konusu … 4.0 ve … 1.0 yazılımları, mevcut mevzuat ve doktrin tarafından yapılan tanımlamalarda yer alan nitelikleri taşıyan bilgisayar programlarıdır. Davalı tarafın da bu konuda herhangi bir itirazı bulunmamaktadır. FSEK m.8/I’e göre bir eserin sahibi onu meydana getirendir. Davacı vekili 04.11.2009 tarihli dava dilekçesinde dava konusu yazılımların müvekkil tarafından geliştirildiğini ifade etmiştir. Ancak dosyada, davacı şirketin dava konusu yazılımlar üzerinde FSEK kapsamında hak iddia etmesine dayanak olabilecek bir tescil veya başvuru belgesi bulunmamaktadır. … markası 01.12.2005 tarihinde ve … markası ise 06.02.2007 tarihinde davacı … Tic.Ltd.Şti. adına tescil edilmiştir. Ancak dava kapsamında marka hakkına dayalı bir ihtilaf söz konusu değildir.
Bir bilgisayar programının yasal yoldan edinilmiş bir nüshasına sahip kişinin araştırma, şahsi kullanım ve bilimsel amaçlarla da olsa programı çoğaltması ve işlemesi, hak ihlalidir. Ancak bir bilgisayar programını hukuki yollardan edinen kişiye kanunen bazı serbestiler tanınmıştır. Tanınan bu serbestiler sadece eser ve mali hak sahibine, bunların herhangi bir hak iddiasında bulunmaları durumunda, defi olarak ileri sürülebilirler. Bu serbestileri kullanabilmenin önşartı, bilgisayar programını hukuki yollardan edinmektedir. Bilgisayar programını hukuki yollardan edinen kişi, onu devralan, lisansı bulunan, bunların yetkilendirdiği kişi veya anılan kişilerin halefidir.
Bir bilgisayar programını hukuki yollardan elde eden kişi, programın kullanım amacına uygun olması şartı ile programı çoğaltabilir veya işleyebilir. Amaca uygun kullanma kavramı, programdan beklenen yararın elde edilebilmesi için çoğaltma ve işlemenin gerekli olmasını ifade eder. Bu serbestinin, kişisel kullanım istisnası kapsamında anılmasını sebebi, çoğaltmanın ve işlemenin eser sahibinin iznine bağlı olması, söz konusu hallerde ise bu iznin aranmamasıdır. Anılan serbesti sözleşme ile kaldırılabilir veya sınırlandırılabilir.
FSEK m.38/II’de sözleşme ile aksi belirtilmediği sürece, programdaki hataları düzeltmek için çoğaltma ve işleme yapmanın serbest olduğu hükme bağlanmıştır. FSEK kişisel kullanma bağlamında 38/V hükmünde bağımsız bir bilgisayar programının diğer programlarının ara işlerliğini gerçekleştirmek için kod formunun çevirisine bazı şartlar altında izin vermiştir. Hükümdeki ara işlerlik sözcüğü ile programlar arası ilişkinin kurulması ve onlar arasındaki işlerlik kastedilmektedir.Ara işlerliğin sağlanabilmesi için kod değişikliğinin zorunlu olması gerekir. Yapılan değişikliğin hem gereklilik şartını karşılaması, hem de sınırı aşmaması gerekir. Sınır üç alt sınırı içerir. Bunlar amaç, verilebilecek kişiler ve kullanılma sınırıdır, FSEK m.38/VI. Programın kod biçimini hak sahibinin izni olmaksızın değiştirilebilmesi lisans hakkı sahibi veya yetkilendirdiği kişilerce mümkündür. Ara işlerliği gerçekleştirmek için gerekli olan bilgiler lisans sahibine verilmemiş olmalıdır. Kod değiştirme yetkisi sadece ara işlerliği gerçekleştirmek için gerekli olan program parçalarını kapsayabilir. Sınırın kapsamındaki parçalar ve sınır somut olayın özelliklerine göre tayin edilir. Bilgisayar programı sahibi veya mali hakların sahibinin haklarına istisna getiren bu serbestiler, kendi içinde bazı şartlar ve sınırlamalar içerir. Bunlardan kod biçiminin değiştirilmesi, gereklilik şartı ile sınırına ve bunlar içinde de amaç, kişi ve kullanma alt sınırlarına yer verir. Kod biçiminin değiştirilmesi ile ilgili olarak bütün bu sınırlamalar ve şartların üstünde bir ana sınırlama bulunur. Kod değiştirme ile buna bağlı işlemlere dair kanuni serbesti, bu serbestinin hak sahibinin meşru yararlarına makul olmayan bir müdahale şeklinde kullanım izni olarak yorumlanamaz.
Davada alınan son bilirkişi raporunun son derece ayrıntılı, diğer bilirkişi raporlarının eksikliklerini gideren ve hangi noktalarda eksik ve hatalı olduğunu gösteren nitelikte bir rapor olduğu, teknik değerlendirmelerin aydınlatıcı olduğu ve mahkememizdeki bilgi eksikliğini giderdiği anlaşılmıştır.
Davalının bedelini ödeyerek edindiği lisanslı yazılımların süresiz olarak kullanabileceği şekilde bir lisans ile kapalı kodlarını kullandığı, program kodunu kırmak, tahrif etmek gibi bir eyleminin gerçekleştiğine dair teknik bir bulguya rastlanmadığı, davaya konu yazılımların ikinci bir sunucuya çoğaltılmak suretiyle birden fazla kopya haline dönüştürüldüğüne dair teknik bir bulguya rastlanmadığı, yazılımın başka bir sunucuda tespiti yine aynı kurumun Sözleşme-B’yi imza eden iştirakini işaret ettiği, bu durumun hayatın doğal akışı içinde internet ortamında yer sağlayıcı değişikliği gerekliliği nedeniyle makul görüldüğü, anılan yazılımların her çalıştırılmasında davacı lisans sunucusuna bağlanarak yetkilenmeye zorunlu kılınmasının yazılımı lisansının sözleşmede geçtiği gibi süresiz olarak kullandırılmadığını, yazılımlarda periyodik denetimli bir serbestliğe izin verildiğini göstermediği, oysa ki Sözleşme-A’nın 1.3.2 nolu maddesinde açıkça yazılımın süresiz lisansının alıcı davalıya verildiğinin zikredildiği, davalının Sözleşme-A’da mutabık kalınmış süresiz lisans bedelini ödediği anlaşılan yazılımını teknik bir gereklilik olmaksızın tabi oldukları sürekli lisans kimlik denetiminden kurtarma ve böylece belki de ek hizmetlere dahil olma zorunluluğundan bağımsız olarak yazılımını kullanma ihtiyacından ötürü, yazılımların öz kodları dışında, araişlerlik / arayüz bağlantı tanımlarında değişikliğe gittiğinin anlaşıldığı, bu durumun davacı yazılımını tahrif, kodu kırma ve benzeri haksız fiil olarak değerlendirilemeyeceği, cezai şartın ödenmesini gerektiren sözleşmeye aykırı bir davranışın da tespit edilemediği sonucuna varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 54,40 TL karar harcından peşin yatırılan 7.319,25 TL’nin mahsubu ile kalan 7.264,85 TL bakiye karar harcının talep halinde davacılara iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen maddi tazminat talebi yönünden davalı vekili yararına hesap olunan 38.307,4TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen manevi tazminat talebi yönünden davalı vekili yararına hesap olunan 4.910,00TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen cezai şart talebi yönünden davalı vekili yararına hesap olunan 4.910,00TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar tarafından yapılan 4.500 TL bilirkişi 300,00 TL posta masrafı olmak üzere 4.800TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.12/02/2020

Katip …

Hakim …