Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/142 E. 2019/456 K. 12.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/142
KARAR NO : 2019/456

DAVA : FSEK-Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 20/06/2016
KARAR TARİHİ : 12/11/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK-Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin yurt içi ve yurt dışında iyi bir eğitim aldığını, …’e bağlı moda tasarımı ve stilistlik eğitimi veren Türkiye’de çağdaş ve modern eğitimin temelini atan ilk özel eğitim kurumunun kurucusu olduğunu, bu kurumda 2015 yılına kadar 29 yıl boyunca tekstil, sanayi, moda alanlarında bir çok öğrenci yetiştirdiğini, bir çok üniversite ve kurumlarda konferanslar ve seminerler verdiğini, moda ve stilistlik konularında kitap yazarak faaliyetlerine devam ettiğini, kitaplarının Kültür Bakanlığı’nın en çok ilgi görenler listesinde yer aldığını, kendi birikimi ve tecrübelerini toplayarak yurt dışındaki moda kostüm müze sergileri kütüphaneler ve antik dönem kalıntılarından yararlanarak yaptığı çalışmalar doğrultusunda özgün moda-kostüm illüstrasyonlarının yer aldığı kitaplarını kendi imkanları ile basımını yaptırarak, dağıtımını yaptığını, müvekkilinin 2005 yılında “…” isimli kitabını, 2008 yılında “…” kitabını, 2012 yılında davaya konu “…” isimli kitabını ve 2016 yılında “…” isimli kitaplarını yayınladığını, dava konusu olan “…” isimli kitabının da yayınlandığı ilk andan itibaren büyük ilgi gördüğünü yüksek tirajlı gazete ve popüler dergilerin makalelerinde yer aldığını ve sosyal medyada da takip edildiğini, yüksek lisans tezleri ve makalelerde de referans olarak gösterildiğini, ders kitabı olarak da kullanıldığını ve tavsiye edildiğini, davalı tarafa ait … adresli internet portalında “…”…” başlıklı birden fazla kişi tarafından hazırlanmış yazının 07/12/2015 tarihinde yayınlanmaya başladığını, aynı internet portalının “…”, “…” ve “…” gibi çeşitli kısımlarda da telif hakları müvekkiline ait olan “…” isimli kitabının kapağının müvekkilin yazılı ve sözlü izni olmadan kullanıldığını, yapılan yayında kitabın ismi, yazarı-illüstratörü olan müvekkilin adı ve soyadının kasıtlı olarak silindiğini, kapak formatının değiştirildiğini, bu yüzden çizimleri müvekkiline ait olan 16 adet illüstrasyonun sanki yazıyı hazırlayanlar tarafından çizilmiş imajı yaratıldığını, kitabın kapağının dijital hale getirilip yüksek çözünürlükte eklenen butonlarla istenilen boyutta indirilebilir, kopyalanıp çoğaltılabilir ve baskı yapılabilir şekilde bu site de yayınlandığını, bu yüzden …, …, … gibi büyük kitapevlerinde satışta olan kitabın satışlarına büyük zarar verildiğini, dava konusu eserin halka açık yayılması nedeniyle kitabın ticari olarak değerini yitirdiğini, kitap yüzünün eskidiğinden ötürü yeniden düzenlenip basımının yapılmasının gerektiğini, davalının ihlalinin farkedilmesi üzerine noter kanalıyla e tespit tutanağı düzenlettirildiğini ve davalıya ihtarname gönderildiğini, davalının ihtara cevap vermediğini, müvekkiline ait eserin izinsiz olarak kullanıldığını, müvekkilinin maddi ve manevi yönden zarar gördüğünü, haklarına tecavüz edildiğini, davalıya gönderilen ihtarname sonrasında internet yayınının kaldırıldığını, ancak yayının kaldırılmasına kadar internet sitesini 346.830 kişinin ziyaret ettiğini, müvekkili ile sözleşme yapılmadığından telif bedelinin tıklanma sayısı başına 1 TL olduğu hesaplandığında müvekkiline geriye dönük 346.830 TL gibi bir bedelin ortaya çıktığını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, 5.000 TL maddi, 1.000 TL manevi tazminatın tecavüzün başladığı tarihten itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde, eser ihlali, umuma iletim gibi mali haklara ilişkin olarak uğranılan zarar ve yoksun kalınan kar kaybının giderilmesi için 300.000,00 TL’nin 3 katının ihlalin başladığı Aralık 2015 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte ve müvekkilinin yaşadığı manevi zararın karşılığı olarak davalının mali gücü olayın ağırlığı ile orantılı olarak takdir edilecek manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin sahip olduğu… internet sitesinde “…” başlıklı bir haber yayınlandığını, bu haberde moda akımlarının incelenirken, davacının “…” adlı kitabının kapağının da haber içeriğini desteklemek amacıyla kullanıldığını, kitap kapağının dışından başka hiçbir alıntıya yer verilmediğini, kitap kapağının kullanımının eserin tümüyle ilintili olmadığını, kitaptan faydalanmayı kısıtlamadığını, sadece kısa süreli kullanım olarak değerlendirilebileceğini, haber niteliğinde olmak ve bilgilendirme sınırlarını aşmamak koşuluyla fikir ve sanat eserlerinden alıntılar yapılabildiği gibi hukuken topluma önceden sunulmuş bir eserden, mutad uygulamaya uygun olarak ve yine amacın haklı göstereceği ölçüyü aşmamak kaydıyla basın özetleri şeklinde kısa alıntılar yapılmasının mümkün olduğunu, bu kısa süreli haber amaçlı kullanımın davacının tazminat kazanmasına neden olacak bir durum olmadığını, istenilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, davacının tazminat kazansa dahi istenilen bedelin eserin rayiç bedeli üzerinden hesaplanması gerektiğini, davacının tıklanma başına 1 TL talebinin yüksek olduğunu, davacının “…” isimli kitabının rayiç bedelinin yayıncı meslek birliklerine sorularak tespit edilmesi gerektiğini, davacının … eserinin Kültür Turizm Bakanlığı’nca ilk kez ne zaman bandrol alındığının ve dava tarihine kadarki bandrol sayısının ne kadar olduğunun tespit edilmesinin gerektiğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış ve taraflarca dosyaya sunulmuş, bilirkişi incelemeleri yaptırılarak raporlar alınmıştır.
Mahkememizce alınan 21/06/2017 tarihli raporda bilirkişi heyeti, dava konusu uyuşmazlıktaki kitap kapağındaki illüstrasyonun FSEK m.4 anlamında güzel sanat eseri olduğu, davacının FSEK 11 m.çerçevesindeki karine çerçevesinde eser sahibi olduğu, eser sahibi davacının mali haklarından FSEK m.22 ve 25’teki mali haklarının ihlal edildiğini, davacının talep edeceği telif ücretinin 3.000 TL olabileceği, bu çerçevede davacının bu bedelin 3 katı olan 9.000 TL’yi FSEK m.68 çerçevesinde talep etme hakkının olduğunu, davacının eser sahibi sıfatıyla manevi haklarından FSEK 15.maddede düzenlenen eser sahibi olarak belirtilme hakkı ihlal edilmiş olmakla davacının manevi tazminat talebinde bulunabileceği, hususlarında görüş bildirmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporuna itirazında, bilirkişi kurulunun raporda yer alan Yargıtay HGK kararına rağmen emsal sözleşme bulunmadığından bahisle kabul edilebilir meblağın çok altında bir değer takdir ettiklerini, ihlal süresinin, ihlalin yapıldığı vasıta, bunun geniş halk kitlesine ulaşımı hususlarının bilirkişi raporunda hiç irdelenmediğini, bilirkişi heyetinde yer alan bilirkişilerden hiç birisinin uzmanlık alanının bu illüstrasyonların niteliklerini değerlendirmeye ilişkin olmadığını, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılarak söz konusu kitabın kapağında yer alan, birbirinden ayrı moda illüstrasyonların niteliklerinin neler olduğu ve ihlale konu eylem yoluyla veya herhangi bir suretle yayınlanabilmeleri için normalde ne kadar telif ücreti istenebileceğinin sorulmasını ve müzekkere cevabı geldikten sonra dosyanın tekrar bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor alınmasını talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili bilirkişi raporuna itirazında, belirtilen telif ücretinin 3 katı olarak hesaplanan bedelin fahiş olduğunu, dava konusu kitabın rayiç bedelinin belirlenmesi gerektiğini, davacının FSEK ile korunan haklarının ihlal edilmediğini, bu sebeple dava konusu kullanımın kısa kullanım olarak değerlendirilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunun aleyhe olan hususlarını kabul etmediklerini bildirdiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan 01/09/2018 tarihli raporda bilirkişiler, davacının davalıdan “…” isimli kitabın tamamına ait yapım bedelini davalıdan rayiç bedel olarak talep edemeyeceğini, davacının “…” adlı kitap kapağında illüstrasyon çiziminin davalı tarafça internet sitesinden izinsiz kullanılması sebebiyle FSEK m.68 kapsamında 3.300TL’nin 3 katı olan 9.900TL’yi maddi tazminat olarak davalıdan talep edebileceğini, davalı tarafça yapılan izinsiz kullanımda eser sahibi davacının adının belirtilmemesi sebebiyle davacının manevi tazminat talebinde bulunabileceği, hususlarında görüş bildirmişlerdir.
Davacı vekili rapora itirazında, içinde akademisyen moda tasarımcısı bilirkişisi, resim uzmanı bilirkişisi ile kitap editörlüğü uzmanı bilirkişisinin bulunduğu yeni bir heyetin oluşturulmasını, konu ile ilgili uzmanlıkları bulunmadığından atanacak yeni heyette fotoğrafçı, grafik tasarımcı veya endüstriyel tasarımcı bilirkişilerin bulundurulmasını, müvekkiline ait söz konusu 16 adet resmin, yine müvekkiline ait mukayese resimlerle birlikte incelenmesini, bunun için söz konusu resimlerin, yerinde inceleme yapılmak suretiyle incelenmesini, davaya konu ihlal sonucu uğranan zararla ilgili olarak müvekkilinin eser sahibi olduğu söz konusu resimlere ve bu resimlerin oluşturduğu kitabına dair yapılan tüm masraflara ilişkin belgelerin incelenmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin rapordaki aleyhe olan hususları kabul etmediği, bilirkişilerin dosya kapsamına uygun olmadıklarını ve Yargıtay kriterlerine göre değerlendirme yapmadıklarını, yeni bir heyetten rapor alınması talebinde bulundukları 18/12/2018 tarihli oturumdaki beyanından anlaşılmıştır.
İtirazlar üzerine mahkememizce alınan 22/03/2019 tarihli raporda bilirkişiler; … kitap kapağında kullanılan farklı tarihi dönemlere göre giydirilmiş figürlerin, kitap içerisinde kronolojik olarak bilgi verilen dönemlere özgü giyim şekillerine ve özelliklerine uygun giydirilmiş olduğu ve kitap içerisinde de kullanıldığını, dava konusu çalışmanın FSEK m.4 kapsamında güzel sanat eseri olduğunu, dolayısıyla da eser vasfını haiz olduğunu, hususiyet ve estetik değer taşıması sebebiyle FSEK ile eserlere sağlanan korumadan faydalanacağını, davalı tarafın, davacıdan izin almadan kitap kapağını internet sitesinde yayınlaması FSEK m.21-25 maddelerde sayılan mali haklarını ihlal ettiğini, somut olayın FSEK m.37 kapsamında değerlendirilemeyeceği, kitap kapağı tasarımı için 2014 yılı fiyat listesinde tespit edilen rakamın 3.300 TL olduğu ve davacının dava konusu illüstrasyon için harcadığı emek dikkate alındığında 5.000 TL rayiç değerin tazminat hesabında esas alınabileceğini belirtmişlerdir.
Davacı yanın bilirkişi raporuna itirazı neticesinde mahkemece 02/05/2019 tarihli oturum ara kararında bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan 05/07/2019 tarihli ek raporda bilirkişi heyeti, davalı tarafından davacıya ait kitabın kapağında yer alan çizimlerin izinsiz kullanılması sebebiyle kitabın tamamına ait yazım, yapım ve yönetim maliyetlerinin maddi tazminat hesaplamasına esas alınamayağına, davacı kitabının umulan satış adedine ulaşmamasının ve ikinci baskısını yapmamasının sebebinin davalının gerçekleştirdiği izinsiz kullanım olamayacağı kanaatine vardıklarını bildirmişlerdir.
Dava, 5846 sayılı FSEK hükümleri uyarınca açılmış eserin izinsiz kullanımdan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Bilirkişi heyet raporlarında; … kitap kapağında kullanılan farklı tarihi dönemlere göre giydirilmiş figürlerin eskiz çizimleri ve el çizimleri bulunduğu, figürler için transparan pelür kağıdı üzerinde eskiz çizimler hazırlandığı, el çizimlerinde önce kurşun kalemle ilk silüetlerin oluşturulduğu, giysi ve süslemeler üzerine renklendirilerek yerleştirildiği, bazı figürlerde ise aksesuar olarak farklı malzemeler kolaj tekniği ile bir araya getirildiği, fotoğraf detaylarında el çiziminden kaynaklanan düzgünsüzlükler açıkça görüldüğü, delil olarak sunulan renkli el çizimlerindeki figürler ile … kitap kapağında kullanılan farklı tarihi dönemlere göre giydirilmiş figürlerin aynı olduğu, … kitap kapağında kullanılan farklı tarihi dönemlere göre giydirilmiş figürler, kitabın içinde ilk kısımda yer alan … sayfalarında kullanıldığı, kitap içerisinde kronolojik olarak dönemler, dönemlere özgü giyim şekilleri ve özellikleri hakkında bilgi verildiği, dönem başlangıç sayfalarında dönemleri temsilen, anlatılan dönemin giysi özelliklerine göre giydirilmiş figürler kullanıldığı, kapakta kullanılan farklı tarihi dönemlere göre giydirilmiş figürlerin, ayrıca kitap içerisinde temsil ettikleri dönemin anlatıldığı sayfaların başlangıcında da kullanıldığı, bu dönemler kitap önsözünde … altında yer aldığı tespit olunmuştur.
Davacıya ait “…” isimli kitabın kapağının davalı tarafından izin alınmadan kendisine ait … internet sitesinde kullanması, davanın konusunu oluşturmaktadır.
Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda eser; sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulü şeklinde tanımlanmaktadır [FSEK, m.l/B (a)].
Aklın, düşüncenin ve hissedip ifade etmenin ortaya çıkardığı sonuca fikri ürün denilmektedir. Fikri ürünün özelliklerini şu şekilde özetleyebiliriz. Fikri ürün soyuttur, belli bir varlığı bulunmamaktadır. Soyut olması sebebiyle eşya niteliğinde de değildir. Bu bakımdan klasik mülkiyet ve zilyetlik hükümlerine tabi değildir. Yine fikri ürün, üzerinde somutlaştığı eşyadan farklıdır. Fikri ürün, genellikle, belli bir eşya (araç) üzerinde somutlaşır. Bu ikisi birbirinden farklıdır. Örneğin bilimsel bir görüş (teori) soyuttur, eşya niteliğinde değildir ve üzerinde somutlaştığı kâğıttan da farklıdır.
Bir fikri ürünün, hukukun öngördüğü korumalardan yararlanabilmesi için fikir olmaktan çıkarak, dış dünyaya yansıtılması, kısaca eser niteliğine bürünmesi gerekir. Zira ancak eser niteliği taşıyan fikir ürünleri üzerindeki haklar korunmaktadır.
Bir fikir ve sanat eserinin, kanunun öngördüğü anlamda eser kabul edilip, korumalardan yararlanabilmesi için bazı özelliklerin bulunması gerekmektedir.
Bunları şu şekilde özetleyebiliriz.
a.Hususiyet: Fikri ürünün, eser olarak nitelendirilebilmesi için, eseri meydana getiren kişinin (sahibinin) hususiyetini taşıması gerekir. Diğer bir ifade ile eserin bir insan tarafından yaratılması ve kendisini yaratan kişinin özelliklerini taşıması gerekmektedir. Bir fikri üründe hususiyetin bulunup bulunmadığı incelemesinde, söz konusu ürünü meydana getirenin özelliklerine değil, fikri ürüne odaklanılması gerekmektedir.
Bir eserde hususiyetin varlığı için fikri ürüne yansıyan çabanın belli bir düzeyde olması, sıradan olmaması ve vasatın üzerinde olması gerekmektedir.
b.Şekillenme: Fikri çabanın sonucunda oluşan düşüncenin, hukukun öngördüğü korumalardan yararlanabilmesi için, belli bir şekil altında varlık kazanması, dış dünyaya yansıtılmış olması gerekir. Salt düşünce ya da fikir, eser olarak kabul edilemeyeceğinden, korumalardan da yararlanamaz. Buna mukabil fikri ürünün yansıtıldığı şeklin tamamlanmış olması da gerekmemektedir.
c.Eser Türlerinden Birisine Dâhil Olma: Ortaya konan fikri ürünün eser olarak kabul edilebilmesi için, FSEK’de öngörülen eser türlerinden birisine dâhil olmalıdır. Bu türlerden birisine girmeyen ürün, eser olarak nitelendirilemez. FSEK m. II ve devamı maddelerinde eserler dört tür olarak belirtilmiştir. Bunlar: i.İlim ve Edebiyat Eserleri, ii.Musiki Eserleri, iii.Güzel Sanat Eserleri, iv.Sinema Eserleridir.
FSEK’de eser türleri numerus clausus kuralına göre belirlenmiştir. Yani eserler kanunda gösterilen türler ile sınırlı olup, bunlar dışında yeni bir ana ya da ara tür yaratılamaz.
d.Fikri Çabanın Ürünü Olması: Bir ürünün eser olarak kabul edilebilmesi için, fikri bir çabanın (emeğin) sonucu olmalıdır. Bu şart eserin mutlaka insan tarafından var edilmesi gerekliliğini ifade eder. Bu bakımdan, insan ürünü olmayan, örneğin tabii şekilde oluşan yahut insan dışındaki canlıların eylemlerinden kaynaklanan sonuçlar, eser olarak kabul edilemezler. Fikri içeriğin yoğunluğu ve yüksekliği eser karakterinin varlığı veya yokluğu yönünden herhangi bir önem taşımaz. Bu husus eserin kendine has hususiyeti bulunması bakımından önem taşımaktadır.
Dava konusu kitap kapağında kitap içerisinde anlatımları yapılan tarihi figürlerin görselleri yer almaktadır. Bu görseller belli bir uyum içerisinde kitap kapağı olarak yerleştirilmiştir. Bu şekilde yaratıcısının özelliğini taşıyan bir hal aldığı ve fikri bir çabanın ürünü olduğu, bu çerçevede davacı tarafından oluşturulan bu görselin FSEK anlamında eser olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 4. maddesinde güzel sanat eserleri şu şekilde hükme bağlanmıştır: “Güzel sanat eserleri, estetik değere sahip olan; 1.Yağlı ve suluboya tablolar; her türlü resimler, desenler, pasteller, gravürler, güzel yazılar ve tezhipler, kazıma, oyma, kakma veya benzeri usullerle maden, taş, ağaç veya diğer maddelerle çizilen veya tespit edilen eserler, kaligrafi, serigrafi, 2.Heykeller, kabartmalar ve oymalar, 3.Mimarlık eserleri, 4.El işleri ve küçük sanat eserleri, minyatürler ve süsleme sanatı ürünleri ile tekstil, moda tasarımları, 5.Fotoğrafik eserler ve slaytlar, 6.Grafik eserler, 7.Karikatür eserleri, 8.Her türlü tiplemelerdir. Krokiler, resimler, maketler, tasarımlar ve benzeri eserlerin endüstriyel model ve resim olarak kullanılması, düşünce ve sanat eserleri olmak sıfatlarını etkilemez.”
Mevzuat hükmü dikkate alındığında grafik eserleri güzel sanat eseridir (m.4/I-6). Davacının kitap kapağında ortaya koyduğu grafik illüstrasyon çalışması da FSEK m.4/I-6 uyarınca güzel sanat eseri olarak kabulü gerekmektedir. Sonuç olarak, dava konusu çalışmanın FSEK m. 4 kapsamında güzel sanat eseri olduğu, dolayısıyla da eser vasfını haiz olduğu, hususiyet ve estetik değer taşıması sebebiyle de FSEK ile eserlere sağlanan korumadan faydalanacağı sonucuna ulaşılmıştır.
Eser sahibinin mali hakları: İşleme hakkı (FSEK m.21), Çoğaltma hakkı (FSEK m.22), Yayma hakkı (FSEK m.23), Temsil hakkı (FSEK m.24), İşaret, ses ve görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı (FSEK m.25), Pay ve Takip hakkı (FSEK m.45)’ndan oluşmaktadır.
Davalı tarafın, davacıdan izin almadan kitap kapağının internet sitesinde yayınlamasının FSEK m.21-25 maddelerde sayılan mali hakları ihlal ettiği sonucuna ulaşılmıştır.
FSEK m.68/I uyarınca eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir.
Somut olayda davacı ile davalı taraf arasında mevcut bir sözleşme bulunması sebebiyle FSEK m.68 uyarınca hesaplanacak tazminat bu sözleşme esas alınarak tespit edilebilecektir.
Alınan bilirkişi raporlarında davacının talep edebileceği telif bedeli olarak 3.000 TL, 3.300 TL ve kitap kapağı tasarımı için 2014 yılı fiyat listesinde tespit edilen rakam olarak yine 3.300 TL ancak davacının dava konusu illüstrasyon için harcadığı emek dikkate alındığında 5.000 TL telif ücretinin uygun olacağı yönünde kanaat bildirildiği, ancak dosya kapsamı davacının emeği gözetildiğinde tespit olunan miktarın hakkaniyete uygun düşmeyeceği, esasen davacıya ait çalışmların büyük kısmını içeren kapağı izinsiz kullanımının salt bir kitap kapağını kullanmanın ötesinde olduğu bu durumda BK 50 gereği takdiren tazminatın belirlenmesinin gerektiği bu noktada takdiren 10.000 TL’nin talep olunabileceği bu miktarın rayiç olarak kabulünün yerinde ve hakkaniyete uygun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
5846 sayılı FSEK ‘in “ADIN BELİRTİLMESİ SALAHİYETİ” başlıklı 15. Maddesine göre “Eseri, sahibinin adı veya müstear adı ile yahut adsız olarak, umuma arzetme veya yayımlama hususunda karar vermek salahiyeti munhasıran eser sahibine aittir. Bir güzel sanat eserinden çoğaltma ile elde edilen kopyelerle bir işlenmenin aslı veya çoğaltılmış nüshaları üzerinde asıl eser sahibinin ad veya alametinin, kararlaştırılan veya adet olan şekilde belirtilmesi ve vücuda getirilen eserin bir kopye veya işlenme olduğunun açıkça gösterilmesi şarttır….” hükümlerine amirdir.
Davalı tarafın, davacıdan izin almadan kitap kapağının internet sitesinde yayınlamasının FSEK m.15 madde belirtilen manevi hakkı ihlal ettiği manevi tazminatın şartlarının oluştuğu talep olunan 1.000,00 TL manevi tazminatı yerinde olduğu ve tümden kabulünün gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
FSEK m.37 uyarınca haber mahiyetinde olmak ve bilgilendirme kapsamını aşmamak kaydıyla, günlük hadiselere bağlı olarak fikir ve sanat eserlerinden bazı parçaların işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan vasıtalara alınması mümkündür. Bu şekilde alınmış parçaların çoğaltılması, yayılması, temsil edilmesi veya radyo ve televizyon gibi araçlarla yayınlanması serbesttir. Bu serbestlik, hak sahibinin hukuki menfaatlerine zarar verecek şekilde veya eserden normal yararlanmaya aykırı biçimde kullanılamaz.
Davalı tarafından internet sitesinden gerçekleştirilen yayının, davacı taraf ile ilgili bir haber olmadığı ve bilgilendirme amacı taşımadığı açıktır. Davacının adına yer verilmemesi de bu durumu açık şekilde göstermektedir. Bu şartlar altında dava konusu olayın FSEK m.37 kapsamında değerlendirilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının Fsek kapsamında eser niteliğine haiz “…” isimli kitabına ait kapağın davalı tarafından isim belirtmeksizin izinsiz bir şekilde … isimli internet portalında kullanıldığı, bu durumu davalının da ikrar ettiği, izin alınmaksızın kapak görselin kullanılmasının davacının eser sahipliğinden kaynaklı FSEK 21-25 de yer alan mali hakları ihlal ettiği gibi aynı yasanın 15. Maddesinde düzenlenen manevi hakkı da ihlal ettiği, bahse konu kullanımın FSEK 37 de düzenlenen istisna kapsamında kalmadığı anlaşılmakla davacının eser sahipliğinden kaynaklı haklarını ihlal ettiğinin tespiti ile, dosya kapsamı davacının emeği gözetildiğinde bilirkişilerce rayiç olarak tespit olunan miktarların hakkaniyete uygun düşmeyeceği, esasen davacıya ait çalışmaların büyük kısmını içeren adeta çalışmaların özeti niteliğindeki kitap kapağının izinsiz kullanımının, salt bir kitap kapağını kullanmanın ötesinde değerlendirilmesinin gerektiği, bu kapsamda BK 50 gereği takdiren tazminatın belirlenmesinin gerektiği sonucuna ulaşılmış, rayiç olarak davanın konusu ve davacının emeği sunulan rapor içerikleri de dikkate alınarak takdiren 10.000 TL kabul olunmuş FSEK 68 kapsamında toplamda 30.000 TL maddi tazminata hükmolunmuş, fazlaya ilişkin tazminat talebinin (yazım, yapım, yönetim maliyetleri vs gibi ) davalının kullanım durumu ve dosya kapsamı dikkate alındığında dinlenmeyeceği anlaşılmakla bu yöndeki taleplerin reddi ile FSEK 15. Maddesi kapsamında meydana gelen manevi hak ihlali de gözetilerek ve taleple bağlı kalınarak 1.000,00 TL manevi tazminata hükmolunarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacıya ait kitap kapağının internet sitesinde izinsiz yayınlanmasının davacının eser sahipliğinden kaynaklı haklarını ihlal ettiğinin TESPİTİ ile,
-Davacının maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, takdiren FSEK 68 kapsamında 10.000,00×3 hesabı ile 30.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
-Davacının manevi tazminat davasının KABULÜ ile; 1.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca peşin yatırılan 102,47 TL ile 5.123,25 TL ıslah harcından 2.117,61 TL karar harcının düşülmesine, kalanı 3.108,11 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat talebine ilişkin 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat talebine ilişkin 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen maddi tazminat talebine ilişkin 22.150,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan: 7.300,00 TL bilirkişi ücreti, 518,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 7.818,00 TL’nin -ret ve kabule göre hesaplanan- 792,01 TL’si ve 2.146,81 TL harç (karar+başvuru) olmak üzere toplam 2.938,82 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/11/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır