Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2015/247 E. 2018/165 K. 12.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/111
KARAR NO : 2018/144

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü ve Sicilden Terkin
DAVA TARİHİ : 24/11/2010
KARAR TARİHİ : 24/05/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan marka hükümsüzlüğü ve sicilden terkin talepli davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının markasının TPE nezdinde … no ile 11.12.2007 tarihinde 9. sınıfta yer alan mal ve hizmetler yönünden tescilli olduğunu, bu markanın 12.01.2007 tarihinden beri koruma altında olduğunu, davalı …’ ın TPE nezdindeki en erken 23.07.2007 tarihinde yapmış olduğu başvurular neticesinde davacı adına tescilli ayırt edilemeyecek derecede benzer olan “….” ibaresini içerir; 9. ve 36. sınıfta yer alan ürün ve hizmetler açısından; … tescil no.lu bank asya dit card, 36. sınıfta yer alan mal ve hizmetler yönünden ise; … tescil no.lu asyacard …; … tescil no.lu …; … tescil no.lu …; … tescil no.lu ….; … tescil no.lu www…com.tr markalarının tescil edildiğini, ayrıca davalı adına dit ibaresini içerir dava açıldığı dönem itibariyle tescil aşamasında olan marka başvurularının da olduğunu; bu markalara davacı tarafından süresi içinde itiraz edildiğini; bu itirazlardan … başvuru no.lu …com ve … başvuru no.lu ditpratik.com.tr markası hakkında itirazın davacı adına tescilli “…” markasıyla aynı ya da ayırt edilemeyecek derecede benzer olması nedeniyle TPE tarafından haklı bulunulduğunu; davacının dit markasını 9. sınıfta yer alan mal ve hizmetler açısından daha önce tescil ettirdiğini, marka tescilinde öncelik prensibinin geçerli olduğunu, fakat davalının gerçekleştirdiği marka başvurularının davacının hakkına tecavüz teşkil ettiğini, davacı ve davalı adına tescilli “…” ibarelerinin yazılışları ve okunuşları arasında benzerlik olduğunu, ortalama tüketici kitlesinin tamamı olmasa da bir kısmının dahi markayı bir başka marka ile karıştırma riski altında olması söz konusu markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunduğunun kabulü için yeterli olduğunu, tescilli bir markanın önüne ve arkasına ek ibareler koymak suretiyle yeni bir marka oluşturulmasının da kötü niyetli bir uygulama olduğunu, sırf tescilli bir marka ile iltibasa neden olabilecek yeni bir marka başvurusunun bile marka hakkına tecavüze neden olacağını, bu itibarla davacı adına tescilli “…” markasının 14 adet markasının önüne veya arkasına şirket unvanı ya da başka ibareler eklemek suretiyle aynı ya da benzer mal ve hizmet sınıfları içinde tescil ettiren ve aktif olarak kullanan davalı şirketin bu davranışının davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, ayrıca davacının “dit” markasını yoğun olarak kullandığını, davacının davalıya … 37. Noterliği ihtarname keşide ettiğini ve “…” markasını kullanımına son verilmesini talep ettiğini, davalının gönderdiği … 4. Noterliği’ nin ihtarnamesi ile iddiaları kabul etmediğini bildirdiğini, davalı adına TPE nezdinde tescilli markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesini, tescil başvurusunda bulunduğu “dit” ibareli markaları kullanmasının davacının marka hakkına tecavüz niteliğinde olduğunun tespiti ve tecavüzün önlenmesi, davacının tescilli markasının daha fazla zarar görmemesi bakımından da davalının “…” ibareli markalarının kullanımının durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin 11.02.2011 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; dilekçede davacı adresinin yer almadığını, bu eksikliğin giderilmesi gerektiğini, taleplerin açık olması gerektiğini, hükümsüzlüğü talep edilen markaların ayrı ayrı gösterilmesi gerektiğini, davalı firmanın Türkiye’ nin 6. özel finans kurumu olduğunu, davalının gelişim süreciyle paralel olarak fikri mülkiyete gereken önemi verdiğini, bu doğrultuda kaliteli işleyişini yine kalitenin simgesi durumunda olan markalarıyla tescillendirdiğini, davalının 49 tanesi tescilli 23 tanesi tescil aşamasında olan toplam 71 markası olduğunu, davalının hiçbir firmayı taklit etmeye ihtiyaç duymayacak kadar tanınmış ve taklit edilen bir konumda olduğunu, davalının hukuki sorumluklarının farkında olduğunu ve basiretli bit tacir gibi hareket ettiğini ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
GEREKÇE:
Dava 556 sayılı KHK hükümleri uyarınca açılmış markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini ve tecavüze yönelik tespiti ve önlenmesi talepli davadır.
Davacı vekili, davacının “…” ibareli markanın sahibi bulunduğunu, davalının “…” unsurlu markaları kötüniyetli biçimde adına tescil ettirdiğini, davalının markalarının bir kısmının başvuru aşamasında bulunduğunu, anılan markaların müvekkili markalarıyla iltibasa sebebiyet verebileceğini ileri sürerek, davalı adına tescilli “…” unsurlu markaların hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, davalının başvuru aşamasındaki markalarının kullanımının müvekkilinin marka hakkına tecavüz yarattığının tespitine, tecavüzün önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalı markalarının tanınmış marka olduğunu, seri marka niteliğinde bulunduklarını, dava konusu markaların davacının markasıyla herhangi bir iltibas yaratmadığını, davacının uzun süre sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkememizce verilen ilk kararın Yargıtay 11.Hukuk dairesince bozulması sonrası bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, sessiz kalma yoluyla hak kaybının oluşmadığı, önceki davranışı ile çelişki oluşturup karşı tarafta yarattığı güven nedeniyle çelişkili davranma yasağı uyarınca MK’nin 2.maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırılığında oluşmadığı, KHK 42/a maddesinde düzenlenen 5 yıllık sürenin de geçmediği gerekçesiyle davacı … tarafından davalı şirket aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile davalının TPE nezdinde tescilli 28.10.2008 tarihli, … tescil nolu www….com ibareli markasının 9. sınıf yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, davacı yanın diğer markalara ilişkin taleplerinin ve marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz kararının temyiz edilmesi üzerine bu defa Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin incelemesi sonucu 2016/3260 esas 2017/5990 karar sayılı ilamı ile yargılama giderleri açısından karar bozularak gönderilmiştir. Yargıtay ilamında “davacı tarafça davalı adına tescilli “dıt” unsurlu markaların hükümsüzlüğü talep edilmiştir. Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyulmak suretiyle yalnızca davalı adına tescilli … sayılı markanın 9. sınıf bakımından hükümsüzlük davası kabul edilmiştir. Bu durumda, yargılama giderinin de davanın kabul ve red oranına göre belirlenmesi gerekir. Mahkemece, söz konusu oranın denetime elverişli bir şekilde açıklaması yapılmaksızın hüküm fıkrasında sadece kabul ve red oranına göre denilmek suretiyle ve reddedilen kısmı da aşacak şekilde davalıdan tahsiline ilişkin hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle dosya mahkememize gönderilmiş ve bozma ilamına uyularak yeniden yargılama yapılmış ve bitirilmiştir.
Davacının TPE nezdinde tescilli … no ile 11.12.2007 tarihinde 9. sınıfta yer alan mal ve hizmetler için tescil edilmiştir. Davalı bankanın da “…” ibaresini … tescil nosu ile 9 ve 36. Sınıfta yer alan ürün ve hizmetler için bank …,… tescil nolu asya dit, … tescil nolu …, … tescil nolu www…com.tr, … tescil nolu www. ….com.tr, … tescil nolu www. …com.tr, … tescil nolu www. … … tescil nolu www. asya ditcard.com.tr, 2008 62216 tescil nolu www. ditcard.com markalarının tescilli olduğunu; 36. Sınıfta da … tescil nolu ….dit, … tescil nolu …, … tescil nolu …, … tescil nolu www….tr, … tescil nolu www…com.tr markalarının tescilli olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından davalının adına tescilli “…” markasının 14 markanın önüne veya arkasına şirket ünvanı yada başka ibareler eklemek suretiyle kullanımının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği tecavüzün önlenmesi kullanımın durdurulması ve söz konusu markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiş ve mahkememizce bozma ilamına uyularak iltibas tehlikesinin bulunduğu davacının davalı marka başvurularına itirazı nedeniyle sessiz kalma yoluyla hak kaybının bulunmadığı ve 9.sınıftaki emtialar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiğinden dava kısmen kabul edilmiş 14 markadan bir markanın 9.sınıf yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmiş diğer markalar hakkında marka hakkına tecavüz ve hükümsüzlük talepleri reddedilmiş olmakla mahkememizce hükümsüzlük ve tecavüze ilişkin verilen kararın yargıtay dairesince onanması nedeniyle bu konuda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına davadan takdiren yargılama giderlerinin 1/10 oranında kabul edilmesi ve 1/9 oranında davanın reddedilmesine göre yargılama giderleri hesaplanarak hüküm kurulması gerekmiş aşağıda hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Mahkememizin 02/07/2015 tarihli kararının Yargıtay 11.Hukuk dairesinin … esas … sayılı kararı ile kesinleştiğinden bu hususta yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
2-Davacı tarafından yapılan 232,60 TL posta gideri, 1.650TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.882,60 TL’nin -kabul ve red oranına göre takdiren 1/10 oranında hesaplama yapılarak- 188,26 TL ve 34,30 TL (başvuru+peşin) harç olmak üzere 222,56 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafından yapılan 20,80 TL’nin -kabul ve red oranına göre takdiren 9/10 oranı ile hesaplanan- 18,72 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 24/05/2018

Katip
¸

Hakim
¸