Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2015/228 E. 2020/91 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2015/228 Esas – 2020/91

ESAS NO : 2015/228
KARAR NO : 2020/91

DAVA : FSEK-Alacak
DAVA TARİHİ : 14/10/2015
KARAR TARİHİ : 11/02/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK-Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile iş ortağı …’in … Tic. AŞ’nin … tarihli yazılı talebi üzerine muhtelif iskele projelerine birlikte teklif verdiklerini, iskele inşa projelerinin; 1-…i, 2-… İskelesi, 3-… İskelesi, 4-… İskelesi, 5-… İskelesi, 6-… İskelesi, 7-… İskelesi, 8-… İskelesi, 9-… İskelesi, 10-… İskelesi, 11-… İskelesi, 12-… İskelesi, 13-… İskelesi şeklinde olduğu, sayılan projelerle ilgili teklifin davalılarca kabulü sonrasında projelerin hazırlandığını ve projelerin, iskele projelerinin müvekkili ve iş ortağının hususiyetini taşıyan özellikli projeler olması nedeniyle zaman içinde hazırlandığını, davalılara farklı tarihlerde teslim edildiğini, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin yapılan teklif ve yazışmalar üzerinden yürüdüğünü ve ayrıca bir sözleşmeye bağlanmadığını, davalıların bu projelerin kendileri tarafından hazırlanıp kendilerine teslim edilmemiş gibi davrandıklarını, halbuki davalı …’nun …tarihli …. sayılı yazı ile bu proje ile ilgili revizyon talebinde bulunduğunu, projelerin müvekkili ve iş ortağına ait olduğunun tartışmasız olduğunu, ancak davalıların fikri mülkiyet hakları çerçevesinde projelerin müvekkili ve diğer mimara teslim edilmeyip herhangi bir bedel de ödenmediğini, davalılardan …’nun müvekkiline gönderdiği hesap mutabakatı yazısı ile müvekkilinin alacak bakiyesinin “0” olduğunu müvekkiline bildirdiğini ve bu bildirime itiraz edildiğini, yine davalı … tarafından eser sahiplerine sadece TİP-B’nin iki tekrarlı proje bedelinin ödendiğini, bunun dışında eser sahiplerine mimari ve mühendislik projelerine ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı …’dan proje paralarının talep edildiğini, bu defa işin diğer davalı olan … Büyükşehir Bedeliyesine ait olduğu ve dolayısıyla paranın da …’den tahsil edilmesi gerektiğini bildirdiklerini, müvekkilinin her iki davalıdan defalarca parasını istediğini, taraflar arasındaki hukuki ilişki ve alacağın netleşmediğini, netleşmesi gerektiğini, bu yüzden hangi projelerin uygulandığı, uygulanmadığı, uygulandı ise kaç tekrar uygulandığı hususlarının tespite muhtaç olduğunu, müvekkilinin dava dışı mimar … ile birlikte vücuda getirdikleri iskele projelerinin FSEK uyarınca ilim ve edebiyat eseri olduğunu iddia ederek, projelerin müvekkili ve diğer dava dışı mimar tarafından yapıldığının tespitine, projelerin tekrar uygulamaları dikkate alınarak, uygulama tarihi itibariyle dosyada verilen değerler üzerinden değerinin tespitinin yapılmasına, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak üzere şimdilik her bir iskele projesi için ayrı ayrı 1.000 TL’dan toplam 13.000 TL alacağın temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, FSEK m. 15/2 gereği inşa edilen iskelelerin görünür yerlerine müvekkilinin ve diğer ortağının isminin eser sahibi olarak işlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 05/04/2019 tarihli ıslah dilekçesinde, dava dilekçesi ile 13.000 TL maddi tazminat talebinde bulunduklarını, bilirkişi raporunda ise 382.125,00 TL olarak tespit edildiğini, bu nedenle maddi tazminat taleplerini 369.125,00 TL ıslah ederek toplamda, 382.125,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı …Tic. AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu olayda mahkemenin görevli olmadığını, eser konusunun mimari eser değil mimari bir proje olduğunu ve mahkemenin görevi dışında olduğunu, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddi gerektiğini, davacının alacağının zamanaşımına uğradığını ve bu nedenle reddi gerektiğini, davacının davayı açmakta hukuki yararının olmadığını, müvekkili şirkete açılan dava bakımından pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, davanın müvekkili şirketi bakımından husumet yoklğuundan reddi gerektiğini, dava konusu olayın 2005-2006 yılları arasında gerçekleştiğini, müvekkili şirketin 2011 yılında özelleştirildiğini ve davacı ile arasında herhangi bir anlaşma veya hukuki ilişki bulunmadığını, müvekkili şirketin özelleştirilmeden önce … Büyükşehir Belediye’sinin iştiraki olduğunu, davacının müvekkili şirket kayıtlarında herhangi bir alacağnın bulunma ihtimalinin olmadığnıı, müvekkili şirket nezdinde davacı ile ilgili herhangi bir ticari kayıt bulunmadığını, davaya konu iskelelerde müvekkili şirketin kiracı konumunda yer aldığını, anılan iskelelerin mülkiyet hakkının da müvekkili şirkete ait olmadığını, müvekkili şirketin davacı ile bir anlaşması olmaması sebebiyle davacının alacak talebinin müvekkili şirkete karşı ileri sürülmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacının bu dava bakımından tek başına aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davacı ile diğer mimar arasında mecburi bir dava arkadaşlığı bulunduğunu, davanın …’e ihbarı gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın müvekkili idare yönünden husumet nedeniyle reddinin gerektiğini, diğer davalınının müvekkilinden ayrı bir tüzel kişiliğe haiz olduğundan husumetin …AŞ’ye yönlendirilmesi gerektiğini, davacının yazışmalarını diğer davalı ile yaptığını, teslim ettiğini iddia ettiği mimari projelerle ilgili olarak bir yürütülen sürecin müvekkili idare ile değil diğer davalı tarafından yürütüldüğünü, müvekkilinin kamu kurumu olup, Kamu İhale Kanunu’na tabi olduğunu, davacı ile müvekkili arasında bu kanuna tabi bir işlemin tespit edilemediğini, davacı ile müvekkili idare arasında herhangi bir yazışmanın söz konusu olmadığını, sadece 08/12/2006 tarihli bir yazının bilgi için müvekkili tarafından tebliğ edildiğini, ayrıca davacının proje çalışması için sözleşme yapmadığı ve resmi olarak danışmanlık hizmeti almadığının sabit olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili 20/01/2020 havale tarihli ıslah dilekçesinde, yasal süresi içinde sundukları cevap dilekçesinde zamanaşımı def’inde bulunulması hususunun sehven unutulduğunu, bilahare yaptıkları zamanaşımı def’inin ise davacının savunmayı genişletme itirazı ile karşılaştığını, zamanaşımı def’inin ıslah yoluyla mümkün olduğunu, davaya konu olan proje bedeli alacağının her halükarda zamanaşımına uğradığını, eser sözleşmelerinden doğan alacakların BK 126/IV (TBK 147/6) maddesine göre alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, kök bilirkişi raporunda … AŞ’ye en son projenin 11/12/2006 tarihinde teslim edildiğinin belirtildiğini, bu durumda proje bedellerinin de en geç bu tarihi takip eden beş yıl içinde talep edilmesi gerektiğini, davanın 2015 yılında yani zamanaşımı süresinden çok sonra açıldığını belirterek, davanın zamanaşımı def’i taleplerinin dikkate alınarak reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, dava konusu iskele projeleri ve projelere ait bilgiler dosyamız arasına alınmış, bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor ve ek raporlar alınmıştır.
Dosyaya sunulan deliller incelendiğinde;
1-… A.Ş tarafından … tarih-… sayılı yazı ile davacılardan 23 adet iskeleye ait mimari proje fiyat teklifi verilmesi istenmiştir. Yapılacak projelerin a)mimarı kesin proje, b)mimari uygulama projesi, c)mimari detaylar ve uygulama projeleri şeklinde talep edilmiştir. Ekinde proje tipleri ve yaklaşık maliyetleri gösteren tablosu bulunmakta olup davacı taraf mimari proje hizmet bedelleri olarak bu işlerin tamamına 1.305.626 TL üzerinden %40 tenzilat uygulayarak 783.376 TL fiyat teklifi verdiğini gösterir yazı bulunmaktadır.
2-… tarih … nolu ile …’ya verildiği anlaşılan yazıda … İskelesi mimari tatbikat projelerinin teslim edildiği, … İskelesi mimari avan projelerinin teslim edildiği, …. İskelesi inşaatının tamamlanıp hizmete alındığı, … İskelesi’nin kurum tarafından ihaleye çıkartıldığı, … İskelesi’nin kurum tarafından ihaleye çıkartıldığı, … Paşa İskelesinin inşaatın tamamlanıp hizmete alındığı, … İskelesi avan projelerinin hazırlanmış olup yakında teslim edileceği, talep yazısında belirtilen TİB B-TİB B2-TİB C projelerinin çok kısa zamanda teslim edileceği, … İskeleleri avan projelerinin devam ettiği davacının kuruma yazdığı yazı ile ifade edilmiş, dilekçelerinde yazan bedel üzerinden %40 tenzilat düşülerek işlem yapılması istenmiştir.
3-… tarih … no ile …’ya verilen yazıda … İskelesi (TİB B) 1. tekrar proje bedeli %40 tenzilat düşülerek 9.895,50 TL+KDV bedel üzerinden işlem yapılması talep edilmiştir.
4-… tarih … no ile …’ya verilen yazıda … İskelesi (TİB B) 1, tekrar proje bedeli %40 tenzilat düşülerek 4.948,20 TL+KDV bedel üzerinden işlem yapılması talep edilmiştir.
5-… tarih … no ile … evrak kayıta verilen yazı ekinde bir kısım projelerin teslim edildiği bir kısım projelerinde çalışmalarının devam ettiği bildirilmiştir. … İskelesinin mimari tatbikat projeleri, montaj projeleri, … İskelesi avan projeden isteğe göre değişiklik yapılıp tatbikat projesinin hazırlandığı, montaj projelerinin kurumun gözden geçirdikten sonra verileceği, … İskeleleri açıklama kısmında iskeleler ve civan kentsel dönüşüm projesi kapsamında civarının düzenlenmesinin yer aldığı bu yüzden keşif özeti dışında tutulduğu, … iskeleleri projelerinin öne alınıp sökülebilir tarzda projelendirildiği, devam eden projeler sayılmış, projelerin 6 takım halinde takdim edildiği belirtilmiştir.
6-… tarih … … AŞ. başlıklı konusu … ve … projeleri olan … ve …’a hitaben yazılan yazıda; bünyelerinde yapmış oldukları toplantıda belirtilen husularda değişiklik yapılması gerektiği, … İskelesi için ayrı bir enspektörlük binasına ihtiyaç olduğu, altyapı ve elektrik projelerinînde çizilmesi, ayrıca görüşlerinin alınmadan hiçbir projenin tatbik edilmemesi hususu belirtilmiştir.
7-… tarih … nolu … evrak kayıt kısmına verilen yazıda …’nun … sayılı yazıma cevap verilmiş, tadilatlı projelerin tamamlandığında teslim edileceği, daha önce vermiş oldukları projelere ek olarak gösterilen projelerin bedelleri taraflarından ödenerek hazırlattırılıp sunulduğu bildirilmiştir
8-… İskelesi, … İskeleleri, … İskelesi’ne ait statik-dinamik projeleri, elektrik tesisatı projesi, merkanik tesisatı projesi dosyaya sunulmuştur.
9-… tarih ve … no ile …’ya verilen yazıda idarece istenen avan pojelerin şimdiye kadar aşama aşama verildiği, bunlara ait mimari projeler, statik-dinamik proje, elektrik, tesisat ve mekanik projelerin kuruma teslim edildiği, bu projelerin uygulanmak üzere … Fen İşleri Daire Başkanlığı Yapı İşleri Müdürlüğü tarafından … tarih ve … sayılı karar ile … Ltd. Şti’ne ihale edildiği, imalatı tamamlanmış … iskelesinin proje bedelleri 168.761 TL olarak gösterilmiş, bu bedelin ödenmesi istenmiştir. Proje listesi; … İskelesi, … İskelesi,… İskelesi, … İskelesi, … İskelesi, … İskelesi, … İskelesi şeklindedir.
10-… tarih … no ile …’ya verilen yazıda 8 adet iskeleye ait projelerin ilgili yazılar ile …’ya teslim edildiği, bu projelerin kurum tarafından onaylanarak … Fen İşleri Daire Başkanlığı Yapı İşleri Müdürlüğüne gönderilip yapım işinin … tarafından ihale edildiği, bunlardan sadece TİP-B’nin 2 tekrarlı proje bedeli ödenip diğerlerinin ödenmediği, ödenmeyen proje bedellerinin Bayındırlık ve İskan Bakanlığı proje ve mühendislik hizmetleri şartnamesine göre %40 tenzilatla hesap edilerek kendilerine ödenmesini istemişlerdir.
11-… tarih … no ile …’ya verilen yazıda …’nun projeleri yazı ite onaylamasına rağmen müteahhit firmanın projelerin üzerinde …’nin onayı olmadığından projelerin antetlerinin … formatında yeniden düzenlenerek …’ya onaylatılmasını talep ettiğinden bu şekilde yeniden düzenlenerek onaylanmak ve onaylandıktan sonra Yapı İşleri Müdürlüğüne sunulmak üzere kuruma sunulduğu bildirilmiştir.
12-… tarafından hazırlanan … sayı nolu …tarihli cari hesap bakiyesi konulu …ve …’e hitaben yazılan yazıda muhataplarının cari hesap bakiyelerinin 0 olduğu bildrilmiş bakiyede mutabik değil iseler hesap ekstresi gönderilmesi istenmiştir.
13-… tarih … sayılı … tarafından … ve …’a cevaben yazıda sayılı … Yapı İşleri Müdürlüğü tarafından… tarih ve … sayılı karara istinaden ihale edilen ve yapımı devam eden … İskelesi, … İskelesi ve yapımı devam eden … İskelelerine ait şirketlerinin uygun görüşü istendiği, bu iskelelerin mülkiyetinin …’nin olduğu, işletilmesinin kendileri tarafından yapıldığı, bu iskelelerin yeniden projelendirilerek yapılmasının Büyükşehirin tasarrufunda olduğu, proje onaylarınında Büyükşehir Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğü tarafından yapıldığı, kendileri tarafından uygulanan projelere ilişkin görüş ve önerilerinin gerektiğinde bu müdürlüğe ilettiğinden ilgili projelerin Büyükşehir Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğüne iletilmesi istenmiştir.
14-… tarih … nolu …’ya verilen yazıda, … tarafından iskelelerin yeniden projelendirilerek yapımının Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmaktadır denildiği, ancak bugüne kadar belediyenin kendilerine böyle bir talepte bulunmadığını, genel müdürlüğü (…) tarafından bu projelerin talep edildiği, yapıldığı, müdürlük tarafından Büyükşehir Belediyesine gönderildiği, Büyükşehir Belediyesinin bu projeleri ihale ettiği, bir kısmının açılışının bile yapıldığı, bu yüzden hesap mutabakatında olmadıklarını bildirmişlerdir.
15-Dava dilekçesine ekli … tarihli fotoğrafta inşaat tabelasının en üst kısmında işi yaptıran … Büyükşehir Belediye Başkanlığı, işin adı …, …, …, … İskeleleri inşaat, kontrol Fen İşleri Dairesi Başkanlığı Yapı İşleri Müdürlüğü, mimari proje …-… olarak gösterilmiş ayrıca müteahhit firmanın ismi belirtilmiştir. Sonraki fotoğrafta bir kaiidee üzerine çakılan plaket üzerinde … İskelesi yazısı altında… ve …’in ismi bulunmaktadır.
Mahkememizce alınan 09/08/2017 havale tarihli raporda bilirkişiler, dava konusu iskele projelerinin kendisinin FSEK 2 anlamında ilim ve edebiyat eseri, gerekse projelerin uygulandığı iskele yapılarının FSEK 4 anlamında mimari eser olduğu, davacının FSEK m.11’deki karine çerçevesinde dava konusu projenin dava dışı … ile birlikte eser sahibi olduğu ve işbu davayı açma ehliyetinin olduğu, davacı ve diğer eser sahibin davalıya davaya konu projeleri yapıp teslim ettiği sonucuna varılabileceği, bununla birlikte gerek hesaplama yönünden gerekse hangi iskele projesinin avam proje aşamasında kaldığı hangilerinin onaylanıp uygulandığının net tespiti açısından davaya konu olan iskelelerin onaylı projelerinin … Büyükşehir Belediye Başkanlığı Yapı İşleri Müdürlüğünden celbinden sonra yerinde inceleme de yapılmak suretiyle değerlendirilmesinin uygun olacağı, hususlarında görüş bildirmişlerdir.
Davalılar vekillerinin rapora itiraz ettikleri, yeni bir heyetten rapor alınmasını, davacı vekilinin projelerin bilirkişi incelemesine sunulmak üzere belediye başkanlığından istenilmesini talep ettikleri, mahkememizce yapılan 18/09/2017 ve 05/12/2017 tarihli oturumlarda eksiklikler giderildikten sonra bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verildiği, 08/02/2019 tarihli ara karar ile bilirkişilerden …’e ulaşılamadığı anlaşıldığından yargılamanın sürüncemede kalmaması amacıyla bilirkişinin heyetten çıkartıldığı ve yerine inşaat mühendisi …’ın heyete atandığı ve bilirkişilerin ek rapor sundukları anlaşıldı.
Mahkememizce alınan 15/02/2019 havale tarihli ek raporda bilirkişiler; dava konusu iskele projelerinin kendisinin FSEK 2 anlamında ilim ve edebiyat eseri, gerekse projelerin uygulandığı iskele yapılarının FSEK 4 anlamında mimari eser olduğu, davacının FSEK m.11’deki karine çerçevesinde dava konusu projenin dava dışı … ile birlikte eser sahibi olduğu ve işbu davayı açma ehliyetinin olduğu, davacının 783.376,00 TL’den 17.127,69 TL düşüldüğünde kalan 766.249,00 TL’nin kendi payına düşen yarı bedeli olan 383.125 TL’yi talep hakkının bulunduğu, davacının FSEK 15/2 çerçevesinde inşa edilen iskelelerin görünür yerlerine müvekkilinin ve diğer eser sahibinin ismini eser sahibi olarak işlenmesini talebinin mahkemenin takdirinde olmak kaydıyla yerinde olduğu, hususlarında görüş ve kanaat bildirmişlerdir.
Davalı … vekilinin rapora itiraz ettiği ve raporun kendi içinde çelişkili olduğunu, hükme esas alınamayacağını belirttiği, yeni bir heyetten rapor alınmasını talep ettiği, mahkememizce yapılan 16/05/2019 tarihli oturum 1 nolu ara karar uyarınca yeni bir heyetten rapor alınması talebinin reddine karar verildiği, 2 nolu ara karar uyarınca daha önce rapor sunan heyetten ek rapor alınmasına karar verildiği, bilirkişilerin ikinci ek raporu sundukları anlaşıldı.
Mahkememizce alınan 06/12/2019 havale tarihli ikinci ek raporda bilirkişilerin, dava konusu iskele projelerinin kendisinin FSEK 2 anlamında ilim ve edebiyat eseri olduğu ancak, projelerin uygulandığı iskele yapılarının FSEK 4 anlamında mimari eser olmadığı, davacının FSEK m.11’deki karine çerçevesinde dava konusu projenin dava dışı Muharrem Hilmi Şenalp ile birlikte eser sahibi olduğu ve işbu davayı açma ehliyetinin olduğu, davacının 783.376,00 TL’den 17.127,69 TL düşüldüğünde kalan 766.249,00 TL’den dışlanan proje bedelleri olan 15.393 TL ve 18.555 TL düşüldüğünde kalan bedel 732.301,00 TL’den kendi payına düşen yarı bedeli olan 366.151,00 TL’yi talep hakkının bulunduğu, davacının FSEK 15/2 çerçevesinde inşa edilen iskelelerin görünür yerlerine müvekkilinin ve diğer eser sahibinin ismini eser sahibi alarak işlenmesini talebinin mahkemeye ait olmak kaydıyla yerinde olduğu, hususlarında görüşlerini bildirdikleri anlaşılmıştır.
Dava, 5846 sayılı FSEK hükümleri uyarınca eser sahipliğinin tespiti, adın belirtilmesi ve maddi tazminat talebine ilişkindir.
Eser vasfının değerlendirilmesi;
Yargıtay kararlarına göre, FSEK kapsamındaki uyuşmazlıkta dava konusu fikri ürünün “eser” niteliği taşıyıp taşımadığı resen araştırılmalıdır. FSEK’in 1/B maddesinde öngörülen tanım dikkate alındığında bir fikir ve sanat ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için iki unsuru haiz olması gerekir. Bunlardan ilki, fikir ve sanat ürününün “sahibinin hususiyetini taşıması”, ikincisi ise “kanunda sayılan eser kategorilerinden birine dahil olması”dır. Doktrinde, bu unsurlardan ilkine “sübjektif unsur” veya “esasa ilişkin şart”, ikincisine ise “objektif unsur” veya “şekle ilişkin şart” denilmektedir. Sübjektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün eser olarak kabul edilebilmesi için, bu ürünün onu meydana getiren kişinin “hususiyetini” taşıması gerekmektedir. Başka bir deyişle eser onu yaratan zihnin bireyselliğini gösteren özellikler taşımalıdır. Objektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün hukuk alanında korunmayı hak edebilmesi için, sahibinin hususiyet arz eden fikri çabasının somut neticesi olması gerekir. Başka bir deyişle bu fikri çaba gözle görülebilir, elle tutulabilir, kulakla duyulabilir, kısaca algılanabilir olmalıdır. Fikir ve düşünceler, ancak bir şekle büründüğünde yani eser formunda açıklığında fikri hukuk kapsamına girer. Diğer taraftan eserde algılanabilir olma dışında düşüncenin açıklanış formatı da önemlidir. Yani fikir ve sanat ürününün FSEK’te öngörülmüş olan düşünceyi ifade formatlarından birine dahil olması gerekir. FSEK’te eser formatları olarak; ilim ve edebiyat eserleri, musiki eserleri, güzel sanat eserleri, sinema eserleri ve bağlı eser olarak kabul edilen işlenme eserler gösterilmiştir. Dolayısıyla bir fikir ve sanat ürününü bu formatlardan birine sokmak mümkün değilse, onu kanuna göre eser saymak ve korumak da mümkün olmayacaktır.
FSEK m.2’ye göre, “bedii vasfı bulunmayan her nevi teknik ve ilmi mahiyette fotoğraf eserleriyle, her nevi haritalar planlar projeler krokiler, resimler, coğrafya ve topoğrafya’ya ait maket ve benzerleri, her çeşit mimarlık ve şehircilik tasarım ve projeleri, mimari maketler, endüstri, çevre ve sahne tasarım ve projeleri” ilim ve edebiyat eseri sayılır. Görüldüğü üzere mimari proje, ilim ve edebiyat eseridir. FSEK m.4/b-3’e göre ise mimarlık eserleri de güzel sanat eseri olarak nitelendirilmiş bulunmaktadır. Bu hükümle korunan, doğrudan doğruya mimari yapının kendisidir. Plan, kroki ve maketler, her çeşit mimarlık ve şehircilik tasarım ve projeleri, mimari maketler bir estetik niteliği haiz olsun ya da olmasın FSEK m 4/b-4 anlamında mimarlık eseri olarak değil, FSEK 2/b-III kapsamında ilim ve edebiyat eseri olarak korunmaktadırlar. Mimarlık eserlerinin korunabilmesi için hususiyet taşıyan bir fikir ürünü olmaları gerekir. Mimari plan ve krokilerin korunması için sırf bir fikir çalışmasının ürünü olmaları yeterli iken bir binanın güzel sanat eseri olarak korunabilmesi için hususiyet taşıyan estetik bir yaratım olması gerekir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin emsal kararlarına göre; “…5846 sayılı FSEK’in 2/3. maddesine göre; ‘Bedii vasfı bulunmayan her nevi teknik ve ilmi mahiyette fotoğraf eserleriyle, her nevi haritalar, planlar, projeler, krokiler, resimler, coğrafya ve topoğrafyaya ait maket ve benzerleri, her çeşit mimarlık ve şehircilik tasarım ve projeleri, mimari maketler, endüstri, çevre ve sahne tasarım ve projeleri’ ilim ve edebiyat eserleri kategorisi içerisinde yer alır ve eser sayılırsa da, eser sahibi mimar, sadece estetik niteliği haiz ve güzel sanat eseri sayılabilecek olan mimari yapılarda kendisinden izinsiz biçimde meydana getirilen değişikliklere karşı çıkabilir. Buna karşın, mimari proje değiştirilmeksizin, estetik niteliği bulunmayan mimari yapıdaki değişikliğe, anılan mimari yapının projesini hazırlayan mimarın FSEK hükümlerine dayanarak engel olabilmesi mümkün değildir. Çünkü mimari projesi uygulanarak güzel sanat eseri vasfı bulunmayan bir mimari yapı inşa edilen mimarın, mimari yapı üzerinde FSEK tarafından korunan bir eser sahipliği hakkı bulunmamaktadır. Onun hakkı sadece kendi projesi üzerindedir…”
Öte yandan bir mimarın özgün bir yaratım meydana getirebilme olanakları diğer sanatlara göre bir çok kısıtlara ve sınırlamalara tabiidir. Bir mimar tasarımını gerçekleştirirken işverenin istek ve gereksinimleri, işverenin yatırım bütçesiyle bağlantılı olarak yapımda kullanılacak malzemenin sunduğu olanakları ve kısıtları, binanın inşa edileceği yerin topoğrafik, iklimsel vb. gibi özelliklerini göz önünde bulundurmak zorundadır. Ayrıca yapı bir kullanım amacına yönelik olduğundan, bir mimari projenin vücuda gelmesinde inşa edilecek yapının fonksiyonu da önemli bir diğer yönlendirici unsur olmaktadır. Herhangi bir mimar rastgele herhangi bir yere istediği projeyi yapmak durumunda değildir. Çünkü arazi kullanımlarına ve yapılaşma koşullarına yönelik kararlar imar planları ile verilmekte ve mimar bir arazi parçası üzerine projelendirme yaparken uygulama imar planları ile belirlenen koşullara uymakla yükümlü olmaktadır.
Bu durumda mimarın serbest yaratma alanını belirleyen, anılan koşullar içerisinde yüzey ve hacim oranlarını kullanışı, fonksiyon şemasını biçimlendirişi, malzeme kullanımı gibi somut, bağımsız, teknik ve bilimsel bir çalışma ve fikri emek sonucunda elde edeceği ürünün (mimari proje), belirlenen kriterlere göre “işlevsel” olması ile sahibinin hususiyetini yansıttığı “özgün-yaratıcı” bir çalışma olarak kabul edilmesi, yani “sübjektif koşul”u taşıdığı kabul edilmesi doğru olacaktır.
Dosya kapsamındaki deliller yapılan bilirkişi incelemeleri sonucunda; davaya konu Projelerin kendi içerisinde farklı gruplandırılsa bile genel olarak bakıldığında belirli bir anlayıştan doğduğu, cephe detaylarına bakıldığında mimari üslup olarak ulusal mimarinin kullanıldığı, ulusal mimarlık akımı tanım olarak Türk sivil mimarlığının geçmişteki sivil yapılardan alınan öğelerden yararlanılarak uygulanılmasına ulusal mimarlık akımı denildiği, özü biçim aktarmaya dayanan, simetriye önem veren, cephelerde taş kaplamalar, uzun saçaklar bu anlayışın özellikleri olduğu, projelerde de bu üslup tercih edilmiş bazılarında taşıyıcı sistem çelik kolonlarla, yine duvarlarda taş kaplamayla, krom çelik lokma ızgaralarla, uzun saçaklarla, ihtiyaçlara yönelik kendine özgü bir tasarım yapıldığı bu çerçevede iskele projelerinin kendisinin FSEK 2 anlamında ilim ve edebiyat eseri olduğu, (yerinde inceleme sonucu yapılan değerlendirme ve tespitler dikkate alındığında) projelerin uygulandığı yapılan ise FSEK 4 anlamında estetik değer taşımayan yapılar olmaları nedeniyle FSEK anlamında güzel sanat eseri vasfını haiz olmadıkları sonucuna varılmıştır.
Eser sahipliği ve hak sahipliğinin değerlendirilmesi;
FSEK Madde 8 – (Değişik madde: 03/03/2001 – 4630/5. Md.) “Bir eserin sahibi onu meydana getirendir. Bir işlenmenin ve derlemenin sahibi, asıl eser sahibinin hakları mahfuz kalmak şartıyla onu işleyendir. Sinema eserlerinde; yönetmen, özgün müzik bestecisi, senaryo yazarı ve diyalog yazarı, eserin birlikte sahibidirler. Canlandırma tekniğiyle yapılmış sinema eserlerinde, animatör de eserin birlikte sahipleri arasındadır.” Madde 9 – “Birden fazla kimselerin birlikte vücuda getirdikleri eserin kısımlara ayrılması mümkünse, bunlardan her biri vücuda getirdiği kısmın sahibi sayılır. Aksi kararlaştırılmış olmadıkça, eseri birlikte vücuda getirenlerden her biri bütün eserin değiştirilmesi veya yayımlanması için diğerlerinin iştirakini istiyebilir. Diğer taraf muhik bir sebep olmaksızın iştirak etmezse, mahkemece müsaade verilebilir. Aynı hüküm mali hakların kullanılmasında da uygulanır.” hükümlerine amirdir.
FSEK 10 hükmüne göre; “Birden fazla kimsenin iştirakiyle vücuda getirilen eser ayrılmaz bir bütün teşkil ediyorsa, eserin sahibi onu vücuda getirenlerin birliğidir. Birliğe adi şirket hakkındaki hükümler uygulanır. Eser sahiplerinden biri, birlikte yapılacak bir muameleye muhik bir sebep olmaksızın müsaade etmezse, bu müsaade mahkemece verilebilir. Eser sahiplerinden her biri, birlik menfaatlerine tecavüz edildiği takdirde tek başına hareket edebilir.” hükmüne amirdir.
Yargıtay kararlarında FSEK kapsamındaki uyuşmazlıklarda, “eser sahipliği” sıfatının da resen gözetilmesi gereğine işaret edilmektedir. Dolayısıyla uyuşmazlık konusu fikri ürünlere ilişkin “eser sahipliği” sıfatının resen irdelenmesi gerekmektedir. Fikir ve Sanat Eserleri Hukukunda, eser sahipliğinin tespitinde bazı karinelere yer verilmiştir.
Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 11 ve 12 inci maddelerinde eser sahipliğine ilişkin karinelerin neler olduğu düzenlenmiştir.
FSEK m. 11 hükmü; “Yayımlanmış eser nüshalarında veya bir güzel sanat eserinin aslında, o eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar o eserin sahibi sayılır. Umumi yerlerde veya radyo-televizyon aracılığı ile verilen konferans ve temsillerde, mutat şekilde eser sahibi olarak tanıtılan kimse o eserin sahibi sayılır, meğer ki, birinci fıkradaki karine yoluyla diğer bir kimse eser sahibi sayılsın.” şeklinde düzenlenmiştir.
FSEK m.12 hükmü ise; “Yayımlanmış olan bir eserin sahibi 11 inci maddeye göre belli olmadıkça, yayımlayan ve o da belli değilse çoğaltan, eser sahibine ait hak ve salahiyetleri kendi namına kullanabilir. Bu salahiyetler, 11 inci maddenin ikinci fıkrasındaki karine ile eser sahibi belli olmadığı hallerde konferansı verene veya temsili icra ettirene aittir. Bu maddeye göre salahiyetli kimselerle asıl hak sahipleri arasındaki münasebetlere, aksi kararlaştırılmamışsa, adi vekalet hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
FSEK sistematiğinde tescil ilkesinin kabul edilmemesi nedeniyle eser sahipliğinin tespitinde yukarıdaki karinelerin öngörülmesi uygulamada ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkların çözümünde yardımcı olmaktadır. Ayrıca eser sahipliği, bu karineler dışında her türlü delille de ispatlanabilir.
Bu çerçevede dava konusu uyuşmazlık FSEK m. 11 hükmü çerçevesinde dosyadaki bilgi ve belgeler sunulan bilirkişi raporu ile bir arada değerlendirildiğinde; davaya konu projeler, yapılara ilişkin görüntüler ve yazışmalar üzerinde proje sahibi olarak davacı ile birlikte dava dışı Muharrem Hilmi Şenalp yer almakta olduğundan davaya konu mimari projelerin eser sahiplerinin FSEK 10 çerçevesinde birlikte eser sahiplerinin davacı ile dava dışı Muharrem Hilmi Şenalp olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Tecavüz, tazminat ve FSEK 15/2 çerçevesi talepleri yönünden husumet;
FSEK Madde 13 – Fikir ve sanat eserleri üzerinde sahiplerinin mali ve manevi menfaatleri bu kanun dairesinde himaye görür. Eser sahibine tanınan hak ve salahiyetler eserin bütününe ve parçalarına şamildir.
İzah olunduğu üzere FSEK 10 hükmüne göre; “Birden fazla kimsenin iştirakiyle vücuda getirilen eser ayrılmaz bir bütün teşkil ediyorsa, eserin sahibi onu vücuda getirenlerin birliğidir. Birliğe adi şirket hakkındaki hükümler uygulanır. Eser sahiplerinden biri, birlikte yapılacak bir muameleye muhik bir sebep olmaksızın müsaade etmezse, bu müsaade mahkemece verilebilir. Eser sahiplerinden her biri, birlik menfaatlerine tecavüz edildiği takdirde tek başına hareket edebilir.” hükmüne amirdir.
Eser sahipleri arasındaki birliğe BK’nın 520-541. maddelerinde düzenlenen adi şirket hükümleri kıyasen uygulanır. Kanunun bu birliğe adi şirket hükümlerinin uygulanmasını öngörmesinin nedeni, adi şirket ortaklarının şirket malları üzerinde iştirak halinde malik olmalarından kaynaklanmaktadır. Ancak, doktrinde de haklı olarak ifade edildiği gibi, adi şirket bir akit olması nedeniyle kurulabilmesi için ortakların bir araya gelme iradesine ihtiyaç vardır. Oysa iştirak halinde eser sahipliğinin maddi fiil ile kazanılan bir statü olması nedeniyle bu iki hukuki kurum arasında temel farklılıklar vardır. Bu nedenle adi şirket hükümleri iştirak halindeki eser birliğine bu arada iştirak halinde işlenme eser birliğine niteliğiyle bağdaştığı ölçüde uygulanmalıdır. Diğer taraftan bu birliğe MK’nın iştirak halinde mülkiyete dair hükümleri de, ancak niteliği bağdaştığı ölçüde uygulanmalıdır.
Buna göre, iştirak halinde eser sahipliğinde; “…eser sahipleri, aralarında yaptıkları bir sözleşme ile aksini kararlaştırmadıkları sürece, birliğe katılmaları, kar ve zarardaki payları Borçlar Kanunu’nun 523. ve 524. maddelerine kıyasen birbirine eşittir. Telif ücretlerinin nasıl bölüşüleceği ve eser üzerindeki hakların kullanılması ve gerekli karar nisabı konularında da yine aksi kararlaştırılmadıkça Borçlar Kanunu’nun 523. ve 524 madde hükümleri uygulanacaktır. Eser sahiplerinden her biri, esere ve birliğin ortak çıkarlarına yönelik olarak dışarıdan meydana gelecek tecavüzlerde tek başına harekete yetkilidir, özellikle ihtiyati tedbir talep etmek, hukuk ve ceza davaları ile tazminat davası açmak hususunda her eser sahibinin birliği temsil yetkisi vardır. (FSEK. 10/2) Ancak, açılan dava sonucunda, hükmedilecek tazminat tutarı üzerinde hiçbir eser sahibi tek başına tasarruf edemez…”
Davacı taraf, yapıp davalılara teslim edilen mimari iskele projelerin ödenmeyen telif bedellerini aynı zamanda FSEK 15/2 çerçevesinde inşa edilen iskelelerin görünür yerlerine müvekkilinin ve diğer eser sahibinin ismini eser sahibi olarak işlenmesini talep etmiştir. Dosyadaki belgeler, yazışmalar, davacılara yapılan ödeme dekontları dikkate alındığında davacı ve diğer eser sahibi ile davalı arasında iskele projelerinin hazırlanıp davalıya teslim edilmesi konusunda anlaşıldığı ancak herhangi bir sözleşmenin imzalanmadığı görülmektedir.
Dosya içerisindeki veriler ve yerinde incelemelerin sonucunda bütün projeler analiz edildiğinde İskele projelerinde II. Ulusal Mimari akım anlayışının uygulandığı tespit olunmuştur.
Yerinde yapılan incelemeler ve dosyadaki veriler doğrultusunda 1 numaralı … İskelesi projesi, 10 numaralı … İskelesi ve 13 numaralı … İskelesi olarak toplam üç iskele projesi haricindeki diğer 2 numaralı … İskelesi, 3 numaralı … İskelesi, 4 numaralı … İskelesi, 5 numaralı … İskelesi, 6 numaralı … İskelesi, 7 numaralı … İskelesi, 8 numaralı … İskelesi, 9 numaralı … İskelesi, 11 numaralı … İskelesi ve 12 numaralı … iskelesi olarak toplam 10 iskele projesi genel mimari anlayışla benzerlik göstermekle birlikte dosyadaki verilerle aynı olup ayrıca alan araştırmaları sonucunda yerinde belgelenerek bu yapıların yerinde uygulanmış olduğu tespit olunmuştur.
İzahı yapılan mevzuat davacının dava dışı … ile birlikte eser sahibi olduğu dikkate alındığında davacının FSEK 15/2 çerçevesinde inşa edilen iskelelerin görünür yerlerine müvekkilinin ve diğer eser sahibinin ismini eser sahibi olarak işlenmesini talep etme yönünden tek başına dava açma hakkının varlığı kabul olunmakla birlikte, TBK 523 vd maddeleri dikkate alındığında telif bedeli talep yönünden tek başına dava açamayacağı aktif husumetinin bulunmadığı bilirkişiler aksi yöndeki hukuki değerlendirmelerinin hatalı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. (emsal karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/12/2018 tarih 2017/238 esas 2018/7933 karar nolu kararı)
Davacının tecavüzden kaynaklı telif bedeline yönelik taleplerinin aktif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
Fsek 15/2 ye dayalı talep yönünden;
Davacı taraf FSEK 15/2 çerçevesinde inşa edilen iskelelerin görünür yerlerine müvekkilinin ve diğer eser sahibinin ismini eser sahibi olarak işlenmesini talep etmiştir. FSEK 15/2 hükmüne göre; “Bir güzel sanat eserinden çoğaltma ile elde edilen kopyalarla bir işlenmenin aslı veya çoğaltılmış nüshaları üzerinde asıl eser sahibinin ad veya alametinin, kararlaştırılan veya adet olan şekilde belirtilmesi ve vücuda getirilen eserin bir kopya veya işlenme olduğunun açıkça gösterilmesi şarttır”.
Dosyadaki belgeler, yazışmalar, davacılara yapılan ödeme dekontları dikkate alındığında davacı ve diğer eser sahibi ile davalı arasında iskele projelerinin hazırlanıp davalıya teslim edilmesi konusunda anlaşıldığı, ancak herhangi bir sözleşmenin imzalanmadığı ancak projelerin yerinde uygulandığı anlaşılmakla davacının bu hüküm çerçevesindeki talebinin yerinde olduğu kanaatine varılmış bu yöndeki talebin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı izahı yapılan mevzuat ve sunulan bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davaya konu iskele projelerinin FSEK 2 anlamında ilim ve edebiyat eseri olduğu, davacı ile dava dışı … in FSEK 10 çerçevesinde birlikte eser sahipleri olduğu, davaya konu projelerin ilgili yazışmalar dikkate alındığında …’ya teslim edildiği, bu projelerin kurum tarafından onaylanarak … Fen İşleri Daire Başkanlığı Yapı İşleri Müdürlüğüne gönderilip yapım işinin … ihale edildiği şu hale göre davalıların açılan dava yönünden hasım sıfatlarının bulunduğu, davacının FSEK 15/2 çerçevesinde inşa edilen iskelelerin görünür yerlerine müvekkilinin ve diğer eser sahibinin ismini eser sahibi olarak işlenmesini talep etme yönünden tek başına dava açma hakkının varlığı kabul olunmakla birlikte, TBK 523 vd maddeleri dikkate alındığında telif bedeline yönelik talep yönünden tek başına dava açamayacağı aktif husumetinin bulunmadığı anlaşılmakla telif bedeline yönelik açılan davanın aktif husumet yokluğundan reddine, FSEK 15/2 ye yönelik talepler yönünden ise davacıların davaya konu projelerin eser sahibi oldukları, bahse konu projelerin herhangi bir hak devri olmaksızın izinsiz bir şekilde uygulandığı, eser sahibi olarak ismin belirtilmesine yönelik talebin yerinde olduğu, tecavüzün devam etmesi sebebiyle bu yöndeki talepler yönünden zamanaşımının söz konusu olmayacağı anlaşılmakla bu yöndeki talebin kabulüne karar vermek gerekmiş (infazda tereddüt oluşmaması açısından gerekçeli karara 3 nolu bend eklenmiştir.) aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacının eser sahipliğinin tespiti ve FSEK 15 kapsamında “adın belirtilmesine” yönelik açmış olduğu davanın KABULÜ ile, davaya konu iskelelerden … İskelesi, … İskelesi ve … İskelesi dışında kalan iskelelerde davacının ve dava dışı …’in eser sahibi (mimari proje sahibi) olduğunun tespitine,
-Davaya konu iskelelerden … İskelesi, … İskelesi ve … İskelesi dışında kalan iskelelerin görünür yerlerine emsal uygulama niteliğinde olan “… İskelesi’deki” uygulama dikkate alınarak davacı ve dava dışı …’in eser sahibi olarak isminin belirtilmesine, görünür yerlere isim tabelasının asılmasına,
2-Davacının açmış olduğu maddi tazminat davasının aktif husumet yokluğundan REDDİNE,
3-İnfazda 06/02/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunun dikkate alınmasına ( uygulama yapılacak iskeleler ; 2 numaralı … İskelesi, 3 numaralı … İskelesi, 4 numaralı … İskelesi, 5 numaralı… İskelesi, 6 numaralı … İskelesi, 7 numaralı … İskelesi, 8 numaralı … İskelesi, 9 numaralı … İskelesi, 11 numaralı … İskelesi ve 12 numaralı … iskelesi)
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca peşin yatırılan 222,01 TL ve 6.303,73 TL ıslah harcından 54,40 TL karar harcının düşülmesine, kalanı 6.471,34 TL’nin karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca FSEK 15/2 kapsamında kabul edilen talepler yönünden 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca FSEK 15/2 kapsamında ret edilen talepler yönünden 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/4 maddesi uyarınca ret edilen maddi tazminat talebi yönünden 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan: 10.500,00 TL bilirkişi ücreti, 343,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 10.843,00 TL’nin -ret ve kabule göre takdiren hesaplanan- 5.421,50 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … AŞ tarafından yapılan; 87,50 TL posta yargılama giderinin -ret ve kabule göre takdiren hesaplanan- 43,75 TL’sinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, kalan giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı … Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından yapılan; 150,00 TL posta yargılama giderinin -ret ve kabule göre takdiren hesaplanan- 75,00 TL’sinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, kalan giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/02/2020

Katip
¸

Hakim
¸
Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır