Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2015/161 E. 2021/10 K. 13.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/161
KARAR NO : 2021/10

DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli), Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli), Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 07/07/2015
KARAR TARİHİ : 13/01/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli), Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli), Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin TPE nezdinde 35.,38. Ve 41.sınıflarda tescilli “…”, 3,9,14,16,18,24,25,28,35,38,41.sınıflarda tescil aşamasında “…-…”, 35,38,41.sınıflarda tescilli “… ” markasının marka sahibi olduğunu, …’de yayınlanan “…-…” isimli dizi filmin yapımcılığı ve prodüksiyonunu sürdürdüğünü ve dizi filmin tüm mali kullanım, fikri mülkiyet ve mali kullanım haklarının sahibi olduğunu, müvekkili şirketin yapımı olan dizinin yayın hayatına başladığı ilk bölümden itibaren her bölümde izlenme oranlarında birinci sıraya yerleştiğini, oldukça popüler olduğunu ve 2014 yılı “Yılın Sanat Markası Ödülü”nü almaya hak kazandığını, kamuoyunda bilinirliğe ulaştığını, davacının dizi çekimlerine yüklü miktarlarda yatırım yaptığını, dizi görsellerinin, oyuncuların, kostümlerin, dekor ve konseptlerin her gün bir çok basın medya haberciliği mecralarında haber ve manşet olarak takip edildiğini, davacının da dahil olduğu …’nin aynı zamanda eğitim-öğretim-kolej alanında da faaliyet gösterdiğini, …, …, … adı altında eğitim kurumları olduğunu, bu nedenle yanılgıya düşen bir çok seyircinin müvekkili ile ilgisi bulunmayan … ‘ne kayıt yaptırmak istediklerini söylediklerini, davalı şirketin müvekkilinin popüler hale getirdiği “…” markasını haksız ve izinsiz olarak hiçbir hakka dayanmaksızın “… ” adı altında eğitim ve öğretim faaliyetinde kullandığını, bu kullanımın haksız iltibasa ve karışıklığa sebep olduğunu, okulların müvekkili şirket tarafından kurulduğu yanılgısına düşüldüğünü, bu durumun müvekkilinin meşru ve hukuki menfaatlerine zarar verdiğini, marka, fikri mülkiyet, maddi ve manevi haklarına tecavüz edilmesi sonucu haksız tecavüzün ref’i, 10.000 TL maddi tazminatın , tecavüzün ağırlığına göre fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşulu ile dava tarihinden itibaren Merkez Bankası’nın kısa vadeli krediler için öngördüğü avanslar için uygulanan faiz oranı üzerinden işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı şirketten tahsili ve tazminine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının “…”, “… ” ve “… ” markaları ile müvekkilinin “…” markası arasında herhangi bir benzerlik olmadığını, müvekkilinin eğitim ve sosyal yardım vakfı olup, amacının eğitim sosyal yardım hizmeti olduğunu, bu kapsamda on yılı aşkın süredir eğitim hizmeti verdiğini, “…” markasında esas vurgulanan ve belirleyici unsurun “…” olduğunu, benzerlik iddiasında bulunulan markalar ile davalının markası arasında logo, yazılış, görünüş, şekil, renk ve fonetik olarak da herhangi bir ayniyet ya da ayırt edilemeyecek kadar benzerlik bulunmadığını, bilinçli halk kitlesi nezdinde hiçbir şekilde karıştırılma ihtimali olmadığını, ayrıca müvekkilinin eğitim ve sosyal yardım vakfı olduğunu, yaptığı çalışma ve hizmetlerle ülkede maruf hale geldiğini, herkes tarafından bilinen bir vakıf olduğunu , bu sebeple markasının başka markalarla karıştırılma ihtimalinin olmadığını, kaldı ki müvekkilinin “…” markası için TPE nezdinde marka tescil başvurusunda bulunduğunu, tescil sürecinin devam ettiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla , müvekkilinin bir vakıf olarak faaliyet göstermesinden ötürü kesinlikle kötü niyetli olmadığını, maddi manevi tazminat taleplerinin haksız olduğunu, müvekkilinin kolejle ilgili resmi ve fiili çalışmaya henüz başlamadığını bu konuda herhangi bir gelir de elde etmediğini, markaya tecavüz kastının bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin birleşen 2017/18 esas sayılı dosyasında davacı vekilinin i dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin TP nezdinde … tescil nolu 3, 9, 14, 16, 18, 24, 25, 28, 35, 38 ve 41.sınıflarda tescilli “… “, … tescil nolu 35, 38 ve 41.sınıflarda tescilli “…”, … tescil nolu 35, 38 ve 41.sınıflarda tescilli “… …” markalarının sahibi olduğunu, …’de yayınlanan “… ” isimli dizi filmin yapımcılığı ve prodüksiyonunu sürdürdüğünü, tüm mali kullanım ve fikri mülkiyet haklarının sahibi olduğunu, kamuoyu nezdinde oldukça beğeni kazandığını, davalı yanın müvekkili şirketin popüler hale getirdiği “…” markasını haksız ve izinsiz hiçbir hakka dayanmaksızın “… ” adı altında eğitim ve öğretim faaliyetinde kullandığını, davalı yanın bunca yıldır markaya yatırım yapan müvekkilinin ciddi emek, reklem ve yatırımlarla toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi sonucu oluşturduğu imaj, itibar ve güvenilirlikten, kelime olarak ayırt edilemeyecek kadar benzer ve telaffuz olarak da birebir aynı olması itibari ile kaçınılmaz bir şekilde müvekkilinin halka mal olmuş “…” markasını çağrıştıran markalarını tescil ettirmek suretiyle ile kötü niyetli olarak faydalanmak istediğini, … 2. FSHHM’nin … esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine haksız tecavüzün men’i, durdurulması ve tazminat talepli dava açtıklarını, bu nedenlerle maddi ve manevi tazminat haklarının saklı kalmak kaydıyla, davalıya ait 20/07/2016 tarih … tescil nolu “…”, 23/01/2017 tarih … tescil nolu “…” ibareli markalarının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin birleşen 2017/18 esas sayılı dosyasında davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle, müvekkiline ait olan ve …tescil nolu “…” şekil ibareli marka ve … tescil nolu “…” şekil ibareli markalar ile davacı tarafın markaları arasında herhangi bir benzerlik iltibas söz konusu olmadığını, markaların karıştırılma durumunda söz konusu olmadığını, iltibas ya da karışıklığa neden olacak herhangi bir benzerlik bulunmadığını, benzerlik iddiasında bulunulan markaların genel görünüm, yazılış, fonetik ve logo açısından birbirinden çok farklı olduğunu, logo, yazılış, görünüş, şekil, renk ve fonetik olarak hiçbir şekilde birbirlerine benzemediklerini ve birbirinin aynısı olmadıklarını, bilinçli halk kitlesi nezdindede hiçbir şekilde karıştırılma ihtimali olmadığını, fazlaya ilişkin dava açma haklarının saklı kalmak kaydıyla açılan davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 17.12.2020 kayıt tarihli dilekçesi ile asıl dava ve birleşen 2017/18 esas sayılı davadan feragat ettiklerini bildirdiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin sunduğu vekaletnamesinin incelenmesinde davadan feragate yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin 17.12.2020 tarihli dilekçesi ile davacı taraftan vekalet ücreti ve yargılama gideri , harç, masraf vs. taleplerinin bulunmadığını bildirdiği anlaşılmıştır. +
HMK.nun 307 ve devamı maddelerinde davadan feragat ve şekli açıkça belirtilmiştir. HMK 307. maddesi düzenlemesine göre feragat davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
Feragat beyanı dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır, hüküm ifade etmesi için karşı tarafın veya mahkemenin muvafakatine bağlı değildir (HMK 309. madde). Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir (HMK 310. Madde).
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde asıl davanın ve birleşen davanın vaki feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Asıl davanın vaki feragat nedeniyle REDDİNE,
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar harcının peşin yatırılan 170,78 TL’den mahsubu ile bakiye 111,48 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
b-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
c-Davalı vekili vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
d-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
2-Birleşen davanın vaki feragat nedeniyle REDDİNE
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar harcından peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 27,90 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
b-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
c-Davalı vekili vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
d-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi. 13/01/2021

Katip …

Hakim …