Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2014/108 E. 2018/22 K. 14.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/171
KARAR NO : 2018/32

DAVA : Marka ve Tasarım Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti Durdurulması Önlenmesi ve Maddi Durumun Ortadan Kaldırılması, Tazminat
DAVA TARİHİ : 13/11/2013
KARAR TARİHİ : 23/02/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan marka ve tasarım hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti durdurulması önlenmesi ve maddi durumun ortadan kaldırılması, tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’nın 4/11/1959 tarihinde …’da kurulmuş ve tanınmış “…” çakmaklarıyla, çakmak alanında dünya lideri olan bir şirket olduğunu, …’te … ibaresinin tanınmış marka olduğuna karar verildiğini, markanın 1970’li yıllarda Türkiye pazarına girdiğini, 2001 yılında dağıtıcı şirket olarak …. nin kurulduğunu, davalıya ait ürünlerin … markalı ürünler aleyhinde 556 sayılı KHK ve 554 sayılı KHK kapsamında marka ve tasarım hukuka açısından tecavüz oluşturduğunu ve haksız rekabete yol açtığını, müvekkil şirketin işbu özgün çakmak şekli üzerindeki üstün hak sahipliği olduğunu davalı yanın ürünlerini şekil markası olarak tescil ettiremediğinden, endüstriyel tasarım tesciline yöneldiğini, müvekkilinin … markalı çakmaklarının özgün ve ayırt edici özelliklerinden biri olan “…” yapısının davalı tarafından hiçbir teknik zorunluluk bulunmadığı halde, aynen kullanmış olduğunu, davalının söz konusu kullanımının, … çakmaklarının haklı ününden, müvekkili şirketin emek ve servetinden haksız kazanç elde etmeye yönelik olduğunu, davalı ürünün, halk nezdinde … çakmakları ile karıştırılma ihtimali yaratarak, müşterinin ürünü müvekkil şirket ile ilişkilendirmek suretiyle iltibas yarattığını, haksız kazanç sağladığını, 17 Eylül 2013 tarihli ve 102.297,02 USD tutarındaki …’den davalı tarafından getirilip piyasaya sürülen bu çakmaklar nedeniyle, müvekkilimin satış yapamamasına ve maddi kayba uğradığını bu nedenlerle, müvekkilin marka ve tasarım hukukundan doğan haklarına davalı tarafından gerçekleştirilen tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, ve men’ine haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, davalının bilerek ve isteyerek, kötü niyetle yarattığı haksız rekabet nedeniyle kusurlu olmasından dolayı, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000 TL maddi tazminata hükmedilmesine ve haksız rekabete ve men’ine karar verilmesi halinde masrafı davalı tarafından karşılanmak üzere karar verilmesine, davanın etkinliğini temin etmek üzere müvekkilin marka ve tasarım hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin ihtiyaten dava sonuna kadar durdurulmasına, ürünlere el konulmasına ve saklanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili çakmaklarının özgün marka ve tasarım tesciline sahip olduğunu, avcı çakmakların … sayılı tescil numarası ile endüstriyel tasarım siciline kayıtlı olduğunu, çakmakların endüstriyel tasarım tescilini … Şti’nin 31.08.2010 tarihinde … başvuru ile iktisap ettiğini, bu şirketle varılan mutabakat ile … 25.noterliği … yevmiye numaralı tasarım tescil belgesi devir sözleşmesi ile 25.12.2012 tarihinde çakmakların endüstriyel tasarım tescil belgesini devir aldıklarını, bu tescile dayalı kullanımlarının olduğunu, her iki tarafın çakmakları incelendiğinde aralarında teknik özellikler dışında farklılıklar olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH:
Davacılar vekili alınan bilirkişi raporları doğrultusunda harcını yatırarak davasını ıslah etmiş tazminat talebini 101.870,40 TL’ye yükseltmiştir.
GEREKÇE:
Dava Marka ve tasarım hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tesbiti önlenmesi ve ortadan kaldırılması ve yoksun kalınan kazancın tazmini talepli davadır.
Dosyada tüm deliller toplanmış bilirkişi incelemeleri yapılarak raporlar alınmıştır.
Dosya İstanbul 4. FSHHM’nin kapatılması sonucu mahkememize devredilmiş ve 2013/236 sayılı dosya mahkememizin 2017/171 esasını alarak yargılama yapılmış ve mahkememizce bitirilmiştir.
Davada marka hakkına tecavüz ve tasarım hakkına tecavüz iddiaları nedeniyle dava tarihi ve marka tescil tarihleri dikkate alındığında, haksız fiil olan tecavüzün devamı dikkate alınarak zamanaşımına ilişkin itiraz yerinde görülmemiştir.
Davacı …’nın TP nezdinde tescilli … ibareli … sınıfta … tescil nolu, … tescil tarihli markası, … tescil nolu, … sınıfta, … tescil tarihli markası bulunmaktadır. Davacının aynı sınıfta çakmak standı şekil markası … tescil nosu ile … tescil tarihi ile koruma altına alınmıştır. Davacının yuvarlak çakmak şekline ait markası … tescil nolu … sınıfta … tarihinde tescil edilerek koruma altına alınmıştır. Davacının … tescil nolu … markası … sınıfta … tarihinde tescil edilmiştir.
Davacı yanın tasarım tescili olarak da TP nezdinde tescilli … tescil nosu ile … tarihli 1 adet çakmak tasarımı, … tescil nolu … tarihinde tescil edilen 5 adet çoklu çakmak tasarımları, … tescil nolu … tescil tarihli 1 adet çakmak tasarımı, … tescil nolu … tescil tarihli 1 adet çakmak tasarımı bulunmaktadır.
Davalı yanın adına tescilli tasarımı bulunmamakta olup dava dışı … şirketi adına tescilli olan ve noterden devraldığını belirtiği … tescil nolu … tescil tarihli 2 adet çakmak tasarımı bulunmakta iken yargılama esnasında İstanbul 3. FSHHM tarafından 2014/126 esas 2016/40 karar sayılı dosyası ile yenilik ve ayırt ediciliğinin bulunmaması nedeniyle tasarımın hükümsüzlüğüne karar verildiği ve dosyanın Yargıtay incelemesinde olduğu anlaşılmıştır.
554 sayılı Endüstriyel Tasarımların korunması hakkında KHK’da 3. maddesinde tanımlar kısmında “Tasarım bir ürünün tümü, veya bir parçası veya üzerindeki süslemenin, çizgi, şekil, biçim, renk, doku, malzeme veya esneklik gibi insan duyulan ile algılanan çeşitli unsur veya özelliklerinin oluşturduğu bütün olarak tanımlanmıştır. Endüstriyel Tasarım Hukuku’nda korunan “dış görünüm”dür. Bu görünüm, bir ürünün veya ürün parçasının; ürün üzerindeki süslemenin çizgilerinin, renklerinin, dokunun, malzemenin, esnekliğin ve bunun gibi insan duyularıyla algılanabilen unsur ve özelliklerin; bunların tamamının veya bir kısmının, bileşiminin ya da takımının görünümüdür.” şeklinde tanımlanmıştır.
Bir tasarımın tescil şartları olan “yenilik” ve “ayırt edicilik” özellikleri o tasarımın koruma kapsamının sınırlarının belirlenmesinde ölçüt olarak kullanılmaktadır. Tasarımlar arasrıda “bariz bir benzerlik” olup olmadığının tespiti, detaylı ve teknik bir karşılaştırma yapılmasını gerektirir.
554 sayılı KHK madde 48 uyarınca tasarım hakkına tecavüz sayılan fiiller, tasarım hakkı sahibinin izni olmaksızın tasarımın aynını veya belirgin bir şekilde benzerini yapmak, üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme akdi için icabda bulunmak, kullanmak, ithal etmek ve bu amaçlarla depolama, elde bulundurmaktır. Tasarımlar arasında karşılaştırma yapılırken “genel görünümü” bakımından değerlendirme yapılması gerekmektedir. Her bir parçanın tek tek benzeyip benzemediğinden ziyade, tasarıma konu ürün ile karşı karşıya kalan tüketicinin ilk bakışta elde ettiği izlenimin kriter alınması gerekir.
Mahkememizce oluşturulan tasarım uzmanları ve mali müşavirden alınan alınan 06.08.2014 tarihli ilk bilirkişi raporunda; dava konusu suçlanan ürünler ile ambalajların incelenerek bu ürünlerin davacının markaları ve tasarımları ile aynı ya da belirgin biçimde benzer olup olmadığı, ürün ve ambalajlar bakımından iltibasın ortaya çıkıp çıkmayacağı, marka hakkına tecavüz, tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet iddialarının sabit görülmesi durumunda davalının dava konusu eylemi olmasaydı ürünlerin, adet, fiyat, kar marjı bilgilerine göre davacının elde etmesi muhtemel karın ne olacağı hususunda inceleme yaptırılmıştır. Alınan raporda, Avcı firması tarafından … tescil no.lu ürünün, … firması tarafından …, …, …, … tescil nolu ürünleri ile belirgin benzerlikler taşıdığı, bu sebepten iltibas oluşturduğu, davalı firma tarafından ithal edilen toplam 536.160 adet plastik taşlı/plastik cep çakmağı karşılığı olarak davacı tarafından elde edilebilecek muhtemel kar tutarının 101.870,40 TL olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda çakmak modelleri yönünden benzerlik ve iltibas iddiasının tartışılmadığı, çakmak standları arasındaki benzerlik ve iltibas iddiasına dair açıklamanın yetersiz, soyut ve gerekçesiz olduğu, gerekçesiyle dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilmiş alınan 15.12.2014 tarihli bilirkişi ek raporu ile Avcı firması tarafından … tescil no.lu ürünün, … firması tarafından …, …, …, … tescil no.lu ürünleri ile belirgin benzerlikler taşıdığı ve bu sebepten iltibas oluşturduğu, davalı firma tarafından ithal edilen toplam 536.160 adet plastik taşlı/plastik cep çakmağı karşılığı olarak davacı tarafından elde edilebilecek muhtemel kar tutarının 101.870,40 TL olduğu belirtilmiştir.
Dosya yeniden dava konusu çakmak modellerinin, davalı tarafa ait ambalaj tasarım tescili kapsamında kalıp kalmadığı hususu ile davalı tarafa ait satış standı ve ambalajları arasında iltibasın bulunup bulunmadığı ve davalı tarafa ait ürünlerin, davalının … sayılı tasarım tescili kapsamında kalması ve davacının ambalaj ve standı ile iltibas ihtimalinde, iddia olunan maddi zarar kapsamında herhangi bir değişiklik olup olmayacağı ve bu ihtimalde davacının iddia ettiği maddi zararın ne olduğu hususlarında görüş açıklaması amacıyla ek rapor düzenlemek üzere bilirkişiye tevdi edilmiştir Alınan … tarihli bilirkişi ek raporunda, … no’lu davalı tarafa ait tescil belgesinden anlaşılacağı üzere, ambalaj satış standına ilişkin bir bilgi bulunmadığından ambalaj/satış standının tescil kapsamında bulunmadığı, Avcı firması, … firmasına ait ambalaj/satış standları karşılaştırıldığında belirgin benzerlikler bulunduğu ve bu sebepten iltibas oluşturduğu, yapılan hesaplamada davalının … sayılı tasarım tescili ve davacının ambalaj ve standı ile iltibas ihtimali değerlendirilmiş ve davalı firma tarafından ithal edilen 1.743.360 Adet üründen toplam 536.160 adet ürün için davacı tarafından elde edilebilecek muhtemel kar tutarının 101.870,40 TL olduğu belirtilmiştir.
Davacının dava dilekçesinde hem ürünün kendisine hem de ambalajlarına, satış standlarına ayrı ayrı dayandığı, davalının da tescilli tasarımını kullandığı yönündeki savunması nedeniyle ek rapora ilişkin oluşturulan ara kararda ambalajdan, stanttan bahsedilmeyip çakmak ürününe ilişkin soru sorulduğu, 2. ek raporda ise … nolu tasarımda ambalaj satış standı bilgisi bulunmadığı biçiminde görüş açıklandığından davalının dava konusu çakmak modellerinin davalıya ait tasarım kapsamında kalıp kalmadığı hususunda ek rapor talep edilmiş ve 28.09.2015 tarihli ek raporda Avcı firması tarafından 2010/04725 tescil nolu ürünün, … firması tarafından …, …, …, … tescil nolu ürünleri ile ayniyet derecesinde olmamakla birlikte belirgin benzerlikler taşıdığı ve sonucunda iltibas oluşturduğu belirtilmiştir.
Davalının … sayılı tasarım tescili kapsamında kullanımının bulunup bulunmadığı, kendi çakmak tasarımını kullanıp kullanmadığı hususunda mahkememizce 4.kez dosya ek rapor alınmak üzere bilirkişi heyetine gönderilmiş ve alınan 27.10.2015 tarihli bilirkişi Ek raporu sonuç kısmında özetle, davalının dava konusu çakmak modelleri incelendiğinde, davalıya ait 2010/4725 sayılı tasarım tescili kapsamındaki kaldığı belirtilmiştir.
Alınan ek bilirkişi raporundan sonra davacılar vekili davasını ıslah ederek talebini 101.870,40 TL’ye yükseltmiş ve harcını tamamlamıştır.
Mahkemece tazminata ilişkin düzenlenen her iki rapor arasında büyük çelişki olması sebebiyle dosyanın davacının tercih ettiği yoksun kalınan kar kaybı, muhtemel gelir hesap yöntemiyle hesaplanması yönünden dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilmiş, mahkemece bu defa davalının 101.870,40 TL olarak hesaplanan gelirinin ne kadarlık kısmının davacıya ait … sayılı ambalaj standı markası kullanılmak suretiyle elde edilmiş olabileceği hususunda görüş sorulmuş, bilirkişiler 10/05/2016 tarihli mali müşavir raporunda 2007/61737 sayılı davacı ambalaj standı markası kullanılmak suretiyle elde edilen miktarın tespiti amacıyla incelemesinde standın kullanılmak suretiyle 48 li paketler halinde 11.170 adet standa sığabilecek olan 536.160 adet plastik taşlı plastik cep çakmağı için 101.870,40 TL tutarında davacının yoksun kaldığı kazancının olacağı görüşü bildirilmiştir.
İstanbul 3. FSHHM’nin 2014/126 esas sayılı dosyasında davacılar tarafından davalı … Şti. aleyhine açılan tasarım hükümsüzlüğü talepli davada … sayılı tasarımın yenilik ve ayırt edicilik özelliğinin bulunmaması nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verilmiş olduğu ve kararın Yargıtay incelemesinde olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece davacının gerek çakmak modelleri, gerekse çakmak standına ilişkin marka ve tescillerin davalı tarafça kullanıldığı sonucuna varılması ihtimaline göre davalının bütün bu kullanımları nedeniyle davacının uğradığı maddi zarar miktarının davacının seçtiği hesaplama yöntemine göre ne olabileceği hususunda bu defa yeni bir muhasip bilirkişi seçilmiş ve alınan 15.12.2016 tarihli bilirkişi raporunda; davalı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiki süresinde yapıldığı ve defterlerin sahibi lehine delil teşkil ettiği, yoksun kalınan kazancın hesabında, davacının seçtiği 554 sayılı KHK’nin 52- b maddesi; “Tasarımdan doğan hakka tecavüz edenin, tasarımı kullanmakla elde ettiği kazanca göre” hesaplama yöntemine göre, davalının 2012 yılından itibaren zarar etmesine neden olan ve iş yeri satın alması ile ilgili olduğu görülen finansman gideri dolayısıyla iki türlü hesaplama yapıldığı; Finansman gideri hariç tutulduğu takdirde, davalının dava konusu çakmak satışlarından davacının uğradığı maddi zarar miktarının 1.593,57 TL olarak hesap edildiği, finansman gideri dahil edildiği takdirde, davalının dava konusu çakmak satışlarından 1.356 TL zarar ettiği, dolayısıyla davacının uğradığı maddi zarar miktarı bulunmadığı belirtilmiştir.
Davacı vekili, yoksun kalınan kazancın 554 Sayılı KHK’nın 52/2-a hükmüne göre, önceki alınan bilirkişi raporlarında hesaplandığını ve 101.870,40 TL belirlendiğini ve buna göre davalarını ıslah ettiklerini, taleplerinin KHK 52/2-a gereği hesaplanması gerektiğinden bilirkişi tarafından hesaplanmış olan 52/2-b bendine göre yapılan hesaplamanın tazminata esas tutulamayacağı, alınan önceki raporlarla rapor arasında çelişki bulunduğu, davalının 25.04.2013 – 13.11.2013 tarihleri arasında yalnızca “… Çakmaklarına ilişkin satış faturalarına itibar edilerek bulunan tutarın gerçeği yansıtmadığını, bilirkişi raporunda yalnızca “… Çakmaklarına ilişkin satış faturalarının incelendiğini oysa … tarihli Gümrük Beyannamesi ile …’nden 495.360 adet “plastik taşlı cep çakmağı” ithal edilmiş olduğunu, davalının ticari defterleri ve satış faturalarının açık olmadığını, müvekkilinin zararının tam olarak hesaplanamadığını, bu nedenle önceki önceki bilirkişi heyet raporları ile alınan rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi ve ıslah talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyada davacıya ait marka ve tasarımın kullanılması nedeniyle taraflar arasında görülmekte olan birçok davanın bulunduğu davalı tarafından davacı çakmak marka ve tasarımlarının kullanılarak bu kullanım ile ekonomik yönden katkı sağlamaya çalıştığı göz önüne alınarak bilirkişi tarafından hesap edilen tazminatın üzerine uygun bir payın da eklenmesi gerekmiştir.
Davalı vekili de alınan rapora itirazında müvekkilinin … sayılı Endüstriyel tasarım tescil belgesi’ni devir aldığı … tarihinden, … dava tarihine kadar … tarih, … nolu fatura ve … tarih, … nolu Gümrük Beyannamesi ile … ‘nden … tarihinde ithalini yaptığı dava konusu ….. Çakmağı 495.360 adet olup, 50.536 USD (91.298,34 TL) tutarında olduğunu, çakmakların kaç adet satıldığının incelediğinde, anılan çakmaklardan yalnızca 122.206 satıldığını, 122.206 adet çakmak satışından 4.888,24 TL brüt satış kar olduğunu, müvekkilinin zarar ettiğini, dava konusu markanın müvekkilin TPE nezdinde tescilli endüstriyel tasarım belgesi olduğunu, yani müvekkilinin tüm ticari faaliyetlerini tescilli markası çerçevesinde icra ettiğini, davanın 2010 yılında tescili aldıktan sonra 1 ve 3 yıllık zamanaşımı süresinde açılmamış olduğunu, bu nedenle zamanaşımının bulunduğunu beyan etmiştir.
Mahkemece davalı tasarımının hükümsüz kılınması ile davacı yanın yoksun kalınan kazancının hesaplanması amacıyla bu defa 2 muhasip bilirkişi görevlendirilmiş, hesaplama yaptırılmıştır.
Muhasip bilirkişiler yapmış oldukları incelemede … Ltd.Şti.’nin iltibasa konu olan … cep çakmağını … ve … tarihlerinde ithal ettiği, davacının MarKHK’nin 66/1-a maddesi gereğince “Marka hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, marka sahibinin markanın kullanılması ile elde edeceği muhtemel gelire göre hesaplanması talebinde bulunduğu, ayrıca 20.03.2014 tarihli yöntem seçim beyanı ile önceki ıslah talebi doğrultusunda 556 sayılı KHK’nın 66/2-a / 554 sayılı KHK’nın 52/2-a bendine göre marka/tasarım hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı marka/tasarım sahibinin markanın kullanılması ile elde edeceği muhtemel gelire göre hesaplanması yönteminin kabul ettiği ve tasarımdan doğan haklara tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, tasarım hakkı sahibinin tasarımı kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelirin 92.910,56 TL olacağı belirtilmiştir.
Davacı vekili yoksun kalınan kazanca 556 sayılı KHK’nın 67/1 ve 554 sayılı KHK’nın 53/1 maddeleri uyarınca makul bir oranın eklenmesini talep etmiştir.
İstanbul 1.FSHHM’nin 2014/258 esas sayılı dosyasında da mahkememizce getirtilerek incelendiğinde davacıların davalı aleyhine 2014 yılında farklı bir çakmak standı markasına ilişkin tecavüz iddiası ile açmış oldukları davanın bulunduğu ve halen derdest olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 2011/28 esas sayılı dosyasında da davacının davalı … ve … aleyhine açmış olduğu davasında … marka çakmaklarının silindirik formunun kopyalanması ve … ve … no lu markalarına tecavüz ve haksız rekabet iddiası ile açmış olduğu davada mahkememizce marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti durdurulması ve önlenmesine karar verilmiş ve Yargıtay 11. Hukuk dairesince davacının 48 birimlik sarı renkli ambalajlarının aynen kullanılması ve çakmaklar üzerindeki baskıların taklit edilmesi nedeniyle tecavüzün ve haksız rekabetin varlığının tespitine önlenmesi ve ortadan kaldırılması gerektiği belirtilmiştir.
Toplanan deliller ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli alınan ve tecavüzü tespit eden ilk bilirkişi kök raporu ve mahkememizce yoksun kalınan kazanç hesaplamasına ilişkin itibar edilen 07/09/2017 tarihli son 2 muhasip bilirkişiden alınan rapor kapsamında davacılar tarafından açılan davanın kabulü ile davalının davacı marka ve tasarım hakkına tecavüzün sabit olduğu davalının aynı çakmak kolleksiyon sunum ve paketleme şekilleriyle eylemin haksız rekabet oluşturduğunun tesbiti ve vaki marka hakkına ve tasarım hakkına tecavüzün önlenmesi ile haksız rekabetin ortadan kaldırılması gerektiği davacının asıl ve ıslah edilen talep ettiği 556 sayılı KHK’nın 66/2-a uyarınca hesap edilen yoksun kalınan kazanca makul bir payın da eklenmek suretiyle alınacak tazminatın davacılara verilmesi ve el konulan davaya konu ürünlerin imhası ile davacı yanın hukuki yararı göz önünde bulundurularak kesinleşen hüküm özetinin ilan edilmesi gerektiği kanaatiyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacılar tarafından davalı …aleyhine açılan davanın kabulü ile davalının davacıya ait marka olarak tescilli … nolu stand şekil ve marka hakkının ve TPE nezdinde tescilli tasarımları ile iltibas yaratan kullanımları nedeniyle davacının marka ve tasarım hakkına tecavüzün ve haksız rekabetinin tesbitine,men’ine ve haksız rekabetin ortadan kaldırılmasına,
2-556 sayılı KHK’nın 66/2a maddesi uyarınca bilirkişilerce hesaplanan 92,910,56 TL yoksun kalınan kazancı KHK 67/1 maddesi uyarınca takdiren makul bir miktarın eklenmesi sonucu toplam 101.870,40 TL yoksun kalınan kazancın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
3-Davacının … tescil nolu stand şekil markasına ve …, …, …, … tescil nolu tasarımlarına tecavüz teşkil eden ve haksız rekabete konu çakmak ve standlara el konularak imhasına,
4-Masrafı davalıdan alınmak üzere kesinleşen hüküm özetinin yurt çapında yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde bir kez ilanına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 6.958,76 TL karar harcından peşin yatırılan 170,80 TL ve 1.570,00 TL ıslah harcının düşülmesine, kalanı 5.217,96 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 10.899,63 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan: 4.000,00 TL bilirkişi ücreti, 758,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 4.758,00 TL ve 1.765,10 TL harç (peşin+başvuru+ıslah) olmak üzere toplam 6.523,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okundu, usulen anlatıldı.. 23/02/2018

Katip …

Hakim …

TASHİH ŞERHİ
ESAS NO: 2017/171

Mahkememiz dosyasında kurulan hükmün 2 nolu bendinin son cümlesindeki maddi hata sonucu yazılan 101.970,40 TL’nin alınan bilirkişi raporu ve davacı ıslah talebinde belirtildiği şekilde 101.870,40 TL olarak tashihine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi. 26/02/2018

Katip Hakim

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.