Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2012/112 E. 2018/277 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2012/112
KARAR NO : 2018/277

DAVA : Patent Tecavüzün Mevcut Olmadığının Tespiti
DAVA TARİHİ : 02/05/2012
KARAR TARİHİ : 20/12/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan patent tecavüzün mevcut olmadığının tespiti davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı yana ait … sayılı patentin … sayılı Avrupa patentinin Türkiye validasyonu olduğunu ve davalı yana ait söz konusu patentin 551 sayılı KHK hükümlerine göre Türkiye’de koruma altında bulunduğunu, davacı firma tarafından “… %0.005+0.5 Göz Damlası” ürünü için Sağlık Bakanlığı nezdinde ruhsat başvurusunda bulunulduğunu, bu süreçle tespit edilen ve davalı yana ait … sayılı patent belgesinin ihlal edilmediğinin saptanarak hukuken korunma ihtiyacıyla ürünün ve fiillerinin davalı yana ait patente tecavüz etmediğinin tespiti için 551 sayılı KHK’nın 149 uncu maddesi gereği işbu davanın açıldığını, … sayılı patent belgesinin buluş başlığının “Aktif terkip maddesi olarak latanoprost içeren dengeli göz damlası” olduğunu, söz konusu patentin 2 tane bağımsız ve 3 tane de bağımlı olmak üzere toplam 5 adet isteminin olduğunu, … sayılı patentin 1 no.lu ve 5 no.lu bağımsız işlemleriyle korunan temel unsurların aynı olup, her iki istemle de %0.001-0.005’lik (ağ/hac) bir konsantrayonda latanoprost içeren göze uygulanan çözeltinin oda sıcaklığında saklanabilmesi için çözeltinin ya pH değerinin 5.0-6.25 arası bir değere ayarlanması veya çözeltiye e-aminokaproik asit ilave edilmesinin korunduğunu, … sayılı patentin buluşla ilgili açıklamaları içeren tarifnamesinin 2. sayfa, 5-20. satırları kısmında patentle çözülen problemin “patentteki buluşun amacı ticari olarak temin edilen latanoprost oftalmik ürününün oda ısısında stabil olmaması bu nedenle soğukta (2-8°C) ve karanlıkta saklanması gerekliliğine bir çözüm üretmekledir” şeklinde olduğu ve bu nedenle ilacın oda sıcaklığında saklanmasını engelleyen bu problemin patentle bulunan çözümün ise solüsyonun pH’ının 5.0-6.25 arasında bir değere ayarlanması veya solüsyona e-aminokaproik asit ilave edilmesi olduğunu, … sayılı patent ile korunan unsurlarla davacıya ait “… %0.005+%0.5 Göz Damlası” ürününün karşılaştırılmasında, davalı patentinin “%0.001-0.005’lik (ağ/hac) bir konsantrasyonda latanoprost içeren göze uygulanan çözeltinin oda sıcaklığında saklanabilmesi için çözeltinin ya pH değerinin 5.0-6.25 arası bir değere ayarlanması veya çözeltiye e-aminnokaproik asit ilave edilmesi” ile ilgili olduğu, davacıya ait ürüne ait ruhsat verileri incelendiğinde ise söz konusu ürünün oda ısısında saklanamaması (soğukta-karanlıkta saklanması gerektiği), e-aminokaproik asidi içermemesi ve solüsyonun pH aralığının farklı olması nedenleriyle ruhsatlı ürünün dava konusu patenti ihlal etmediği iddia edilerek, davacıya ait “…. %0.005+%0.5 Göz Damlası” isimli ürünün davalının … sayılı patentine tecavüz etmediğinin tespit edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun yurt dışı tebligatının yapıldığı, ancak cevap sunmadığı gibi duruşmalara da katılmadığı anlaşılmıştır.
Dava, 551 sayılı KHK 149. maddesi uyarınca açılmış patente tecavüzün mevcut olmadığına ilişkin talepli davadır.
551 sayılı KHK 149 maddesine göre “Menfaati olan herkes, patent sahibine karşı dava açarak, fiillerinin patentten doğan haklara tecavüz teşkil etmediğine karar verilmesini talep edebilir. Bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen davanın açılmasından önce, kendisinin Türkiye’de giriştiği veya girişeceği sınai faaliyeti veya bu amaçla yapmış olduğu ciddi ve fiili girişimlerin patentten doğan haklara tecavüz teşkil edip etmediği hakkında, patent sahibinden görüşlerini bildirmesini noter aracılığı ile talep edebilir. Bu talebin patent sahibine tebliğinden itibaren bir ay içinde patent sahibinin cevap vermemesi veya verilen cevabın menfaat sahibi kişi tarafından kabul edilmemesi halinde, menfaat sahibi bu maddenin birinci fıkrasına göre dava açabilir. Bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen dava, patentten doğan haklara tecavüzden dolayı kendisine karşı dava açılmış bir kişi tarafından açılamaz. Dava, patent üzerinde hak sahibi bulunan ve Patent Sicili’ne kayıt edilmiş olan, bütün hak sahiplerine tebliğ edilir. Bu maddede belirtilen dava, patentin hükümsüzlüğü davasıyla birlikte de açılabilir.” hükümlerine amirdir.
551 sayılı KHK’da eşdeğerlik kavramı. “Tecavüzün varlığının ileri sürüldüğü tarihte, eşdeğer unsur, esas itibariyle aynı işlevi görüyorsa ve bunu aynı şekilde gerçekleştiriyorsa ve istem veya istemlerde talep edilen unsur ile aynı sonucu ortaya çıkarıyorsa, genel olarak istem veya istemlerde talep edilen unsurun eşdeğeri olarak kabul edilir” hükmü ile açıklanmaktadır.
Patentler, buluşun yeni olduğu iddia edilen ve korunması arzulanan asıl teknik özelliklerinin tanımlandığı bir veya daha fazla sayıda bağımsız (ana) istem içerebilir, Buluşun diğer alt teknik özellikleri ise, bu bağımsız (ana) isteme bağlı olarak yazılan bağımlı istemlerde tanımlanır. Bu nedenle, bağımlı bir istem, bağımlı olduğu ana istemde tanımlanan asıl teknik özelliklerle birlikte, diğer alt teknik özellikleri de içerir, diğer bir ifadeyle, ana istemdeki tüm teknik unsurları içeren isteme ‘“bağımlı istem” denir. Buluşun asıl teknik özelliklerinin ana istemde tanımlandığı dikkate alınırsa, koruma kapsamı en geniş olarak ana istemde belirlenmekte, buluşun asıl teknik özelliklerine ek olarak diğer alt teknik özellikleri ise bağımlı olan istemde verilmektedir. Dolayısıyla, patent ile korunan bir hakka tecavüz eyleminin gerçekleşmesi için, ana istemde veya birden fazla ana istem varsa bu ana istemlerin herhangi birinde bahsedilen unsurların tamamının, tecavüz ettiği iddiasında bulunulan üründe bulunması gerekmektedir. Zira bağımsız (ana) isteme tecavüz gerçekleşmeksizin bu isteme bağımlı olan isteme tecavüzden bahsedilemeyecektir.
Davacı vekili 05/05/2014 tarihli dilekçesi ile dava konusu ürünün ruhsat başvuru sürecinde ticari isminin üründe içerik değişikliği olmaksızın “… %0.005+%0.5 Göz Damlası” olduğunu belirtmiştir.
Davacı vekili 11/02/2016 havale tarihli dilekçesinde, dava tarihinden sonra davaya konu “… %0.005+%0.5 göz damlası” isimli ürünün ruhsatının … firmasına devredildiğini, müvekkili firmanın dava konusu ürünü devretmesinden dolayı davada taraf sıfatının kalmadığını belirtmiştir.
Davacı vekili 03/11/2017 tarihli dilekçesi ile müvekkiline ait ürünün ruhsatının … TİC. A.Ş’ne devredildiğini, ürünün adında değişiklik yapıldığını ve “… %0.005+%0.5 Göz Damlası” olarak değiştirildiğini belirtmiş ise de dava konusu ilacın isminin son şeklinin “… %0.005+%0.5 Göz Damlası” olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan ön inceleme ve tahkikat duruşmaları ile uzman üç kişilik bilirkişi heyeti marifeti ile … 1. FSHHM’de talimat yoluyla Sağlık Bakanlığı nezdinde gizlilik esasları doğrultusunda yaptırılan inceleme ile davalının TPMK nezdinde tescilli patenti ile davacıya ait dava konusu ürünlerin karşılaştırılması yapılmak suretiyle rapor alınmıştır.
Talimat mahkemesi aracılığı ile alınan raporda bilirkişiler, davacının ruhsata konu olan ürününün “… % 0.005+% 0.5 Göz Damlası” isimli ürün olduğu, söz konusu ürünün davalının … sayılı patentinde koruma altına alınan bileşimlerden ve proseslerden farklı olduğu ve davalının patentine birebir veya eşdeğer tecavüzün söz konusu olmadığı kanaatine varmışlardır.
Tüm dosya kapsamı talimat vasıtasıyla alanında uzman bilirkişiler tarafından düzenlenmiş bilirkişi heyet raporu kapsamında değerlendirildiğinde; davacının 551 sayılı KHK 149 maddesi kapsamında dava açmakta menfaatinin olduğu, her ne kadar davacı dava öncesi noter bildiriminde bulunmamış ise de bu durumun dava şartı olarak göngörülmediği, alınan rapora göre davacıya ait “… %0,005+%0,5 göz damlası” isimli ürününün davalının … sayılı patentinde koruma altına alınan bileşimlerden ve proseslerden farklı olduğunu ve davalının patentine birebir veya eş değer tecavüzünün söz konusu olmadığı anlaşılmakla davanın kabulü yönünde aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın kabulü ile davacının ruhsata konu “… %0,005+%0,5 göz damlası” isimli ürününün davalının … sayılı patentinde koruma altına alınan bileşimlerden ve proseslerden farklı olduğunu ve davalının patentine birebir veya eş değer tecavüzünün söz konusu olmadığının TESPİTİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 35,90 TL karar harcından peşin yatırılan 21,15 TL’nin mahsubu ile kalan 14,75 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 3.145,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan: 2.400,00 TL bilirkişi ücreti, 104,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.504,50 TL ve 42,30 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 2.546,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/12/2018

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır