Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/98 E. 2023/220 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/98 Esas
KARAR NO : 2023/220

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 14/10/2019
KARAR TARİHİ : 22/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile ; Davacının İstanbul …İş Mahkemesinin… Esas sayılı dosyasında…Ltd. Şti’nin işçisine ödediği alacakla ilgili şirket hakkında rücu davasını açıldığını, şirketin İstanbul … İflas Müdürlüğünün … İflas dosyasında tasfiye edilerek sicilden terkin edilmiş olduğunu, bu nedenle iş mahkemesinin dosyasının yürütülemediğini ve ihya için kendilerine yetki verildiğini beyanla, anılan şirketin ihyasına ve tasfiye memuru tayinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İş mahkemesinin dosya örneği dosyamız arasına gönderilmiş, incelenmesinde; davanın 16/06/2016 tarihinde açıldığı, bozma sonrası… Esasını aldığı, davalısının ihyası istenen … Tic Ltd. Şti. olduğu görülmüştür.
Şirketin sicil kayıt örneği ve iflas müdürlüğündeki defterler celp edilip incelenmiş ve şirketin iflas kapatma kararı ile terkin edildiği, son adresinin Bayrampaşa /İstanbul olduğu görülmüştür.
Ticaret sicil müdürlüğüne tebligat yapılmış ancak herhangi bir cevap verilmemiştir.
İhyası istenen şirketin adresine ve son yetkilisine tebligat yapılmış ancak bir cevap verilmemiştir.
İncelenen kayıtlardan ve İflas Müdürlüğünden gelen cevaptan; basit usulde tasfiye yapıldığı görülmüş, bunun üzerine …sine de tebligat yapılmış ancak herhangi bir cevap verilmemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ile 2019/895 Esas ve 2020/431 Karar sayılı ilamı ile; “Toplanan kayıtlardan, şirket hakkında devam eden bir dava var iken terkini mümkün değil ise de, iflas kapatma kararının dava açılmadan önce İstanbul …Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile verildiği ve kapatılmış olduğu, bu durumda ek tasfiyenin ve şirketin bu amaçla ihyasının zorunlu olduğu, davacının hukuki yararının bulunduğu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 2018/100 Esas 235 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere şirketin ek tasfiye için ihyasına karar vermek gerektiği” gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen kararın istinafı üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 2020/1854 Esas ve 2020/1576 Karar sayılı ilamı ile; “İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/06/2008 tarih 2007/729 Esas 2008/384 Karar sayılı kararı ile, …Ltd.Şti’nin iflasına, yine aynı mahkemenin … Esas … Karar sayılı 24/03/2010 tarihli kararı ile ” İflasın Kapatılmasına” karar verildiği (İflas Müdürlüğü yazısına göre), iflas müdürlüğünce yapılan bildirim üzerine Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından şirketin kaydının silinerek, bu hususta iflas müdürlüğüne 28/04/2010 tarihli yazının yazıldığı, davacı tarafça, İstanbul … İş Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası ile, dava dışı …Ltd. Şti.’nin işçisine ödediği alacakla ilgili şirket hakkında 16/06/2016 tarihinde rücu davası açıldığı anlaşılmaktadır. TTK’nın 547. maddesi uyarınca açılan davada husumetin, ihyası istenilen şirketin tasfiye memuru ile Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yönetilmesi gerekli ve yeterlidir. Dava dilekçesinde yasal hasım konumunda olan Ticaret Sicil Müdürlüğü yanında, “… Ltd.Şti. iflas idare memuru olduğu belirtilen …’e de husumet yöneltildiği, mahkemece resen, İstanbul … İflas Müdürlüğü’ne davalı sıfatı ile dava dilekçesi ve ön inceleme tutanağının tebliğine karar verildiği, gerekçeli karar başlığında da, …’in yer almadığı, …si’nin davalı olarak yazıldığı, dosyada mevcut Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre, …’in, … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti’nin kaydı silinmeden önce ortağı ve yetkilisi olduğu görülmektedir. Mahkemece, … adına çıkartılan davetiyenin, bila tebliğ iade edildiği, yurt dışında yaşadığı tespit edilerek, Los Angeles Başkonsolosluğu’na tebligat yapılmak üzere yazı yazıldığı, bu yazının dosya kapsamında cevabının bulunmadığı, …’e tebligat yapılmadan karar verildiği görülmektedir. Mahkemece iflas müdürlüğünden tasfiyenin basit usulde mi, yoksa adi tasfiye mi yapıldığı sorulmadan, gerekçede, basit usulde yapıldığı yazılmasına rağmen hükümde terditli olarak “… ek tasfiyenin önceki İflas İdare memuru tarafından yapılmasına, basit tasviye yapılmışsa iflas müdürlüğünce yapılmasına, ” şeklinde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir. Taraf teşkilinin usulüne uygun olarak sağlanılması kamu düzeninden olup, bu hususta istinaf sebebi mevcut olmasa dahi resen değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu hali ile mahkemece, dava dışı şirketin tasfiyesinin hangi usulde yapıldığının icra dairesinden sorularak, usulüne uygun olarak taraf teşkili sağlanılarak karar verilmesi gerekmektedir. Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulen kabulü ile, HMK’nın 355, 353/1-a4 ve 353/1-a6 maddeleri uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılarak karar verilmek üzere mahkemesine iadesine” dair karar verilerek dosya mahkememize gelerek mahkememizin 2021/30 esasa kayıt edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 2020/1854 Esas ve 2020/1576 Karar sayılı ilamı ile, işaret edildiği üzere iflas idaresine yazılan müzekkereye verilen cevapta tasfiyenin basit usulde yapıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce 2021/30 Esas ve 2021/310 Karar sayılı ilamı ile; “Tasfiye basit usulde yapıldığı ve iflas müdürlüğüne de davalı sıfatıyla tebligat yapıldığı, böylece taraf teşkilinin sağlandığı ve yukarıdaki gerekçe ile talebin haklı ve kabul edilebilir olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne, iflas idaresi veya ticaret sicil müdürlüğünün terkin işleminde bir kusuru olmadığından yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına karar vermek gerektiği” gerekçesiyle davanın kabulüne ve yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına dair hüküm kurulmuştur.
Mahkememizin 2021/310 karar sayılı kararını davacının yargılama giderleri yönünden istinafı üzerine, dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 18/05/2022 tarih ve 2021/2159 E. – 2022/772 K. Sayılı ilamı ile; “…Somut uyuşmazlıkta, davalı … müdürlüğü yasal hasım konumunda olduğundan aleyhine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmesi hukuken mümkün değildir. Diğer davalı … masası yönünden ise, iş mahkemesindeki davanın tasfiyeden çok sonra açıldığı ve işbu davanın açılmasına sebebiyet verilmediği göz önünde bulundurulduğunda, mahkemece davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine…” karar verilmiştir.
Davacı vekilince İstanbul Bölge Adliyesi 13. Hukuk Dairesinin ilamı temyiz edilmiş, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 23/11/2022 tarih ve 2022/6476 E. – 2022/8213 K. Sayılı ilamı ile; ” 1-)Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yasal hasım olması nedeniyle davacı vekilinin Ticaret Sicil Müdürlüğüne yönelik ileri sürdüğü tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-)Dava, iflas sonucu tasfiye edilen şirketin ticaret sicil kaydının terkin edilmesi nedeniyle TTK 547. maddesi uyarınca şirketin ihyası talebine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne ve TTK 547. maddesi uyarınca ek tasfiyesine ve ek tasfiyenin İstanbul 2.İflas Müdürlüğünce yapılmasına karar verilerek, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir. İhyası istenen şirketin İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin… E.-… K., 25.06.2008 tarihli kararı ile iflasına ve aynı mahkemenin 2010/138 E.-2010/158 K. , 24.03.2010 tarihli kararı ile de iflasın kapatılmasına karar verildiği, iflas müdürlüğünce Ticaret Sicil Müdürlüğüne yapılan bildirim ile de şirketin kaydının silindiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yargılama giderlerinden sorumluluk başlıklı 326/1. Maddesi “Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.” hükmü uyarınca, davada haksız çıkan davalı … 2. İflas Dairesi aleyhine yargılama giderine hükmedilmesi gerekirken, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına dair karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. ” gerekçesiyle bozularak, mahkememize gönderilmiş ve bu kez yukarıdaki esasa kayıt edilmiştir.
Mahkememizce yargılamaya … E. Sayılı dosyası üzerinden devam edilmiş, duruşma günü belirlenerek taraflara tebligat yapılmış ve duruşmaya katılan olmamıştır.
Davacı vekili, mazeret ve beyan dilekçesi göndererek, bozmaya uygun olarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce, davacı vekilinin mazeret talebi kabul edilerek talebi uyarınca yokluğunda yargılamaya devamla karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, iflas sonucu tasfiye edilen şirketin sicil kaydından terkin edilmesi nedeniyle, İstanbul … İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının yürütülmesi ve infazı inçin taraf teşkili sağlanması amacıyla TTK’nın 547. Maddesi uyarınca ihyası istemine ilişkindir.
Mahkememizce daha önce verilen kabul kararına yönelik bir istinaf ve temyiz talebi olmayıp, davacı vekilinin yargılama giderleri yönünden istinaf ve akabinde temyiz ettiği kararın, davalı … Müdürlüğü yönünden onanmış ancak aynı konumda bulunan davalı … 2. İflas müdürlüğü yönünden bozulduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, ihtilaf konusu dışında yargılama giderlerinden sorumluluk açısından mahkememizce değerlendirme yapmak gerekmiştir.
Her ne Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2022/6476 E. ve 2022/8213 K. sayılı ilamı ile; davalı … Müdürlüğünün yasal hasım olduğu gerekçesiyle aleyhinde yargılama giderine hükmedilmemesi doğru bulunarak davalı … müdürlüğü aleyhinde HMK’nın 326/1. Maddesi gerekçe gösterilerek aleyhinde hüküm verildiği için iflas müdürlüğünün yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği gerekçesiyle mahkememiz kararı kısmen bozulmuş ise de, sayın Yüksek Mahkemenin anılan görüşüne mahkememiz katılmamış ve aşağıdaki gerekçeyle önceki hükümde direnilmiştir.
HMK’nın 326/1. Maddesi “Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.” hükmünün genel bir hüküm olduğu, “Kanunda yazılı hâller dışında” ibaresiyle istisnaların olabileceği belirtilmiştir. Bu istisnaların başında ise, dürüstlük kuralında ifadesini bulan ve ” aleyhinde dava açılmasına sebebiyet vermeme” ilkesi gelmektedir. Gerçekten de, eldeki bu davanın açılmasına davalılar sebebiyet vermediği gibi, davanın açılmasına sebebiyet veren işçi ödemesinin rücusunda da bir etkisi bulunmamaktadır. Zira, iflas idaresi ancak kurusundan dolayı sorumlu tutulabilir. Tasfiye amacıyla ve kanunla görevlendirilmiş bir kamu kurumu olan İflas Müdürlüğünün iflas masasını temsil ve tasfiyesi dışında bir görevi ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Sadece basit tasfiyede tasfiye amacıyla yetkili olup, bir organ olarak yer almaktadır. Tasfiye edilen müflisin tüzel kişiliğini üstlenmediği gibi borçlarından da sorumlu tutulamaz. Ancak bir zarar verirse ilgililerin devlet aleyhinde tazminat talep etme hakkı doğacaktır. Bu nedenle iflas müdürlüğünün yargılama giderinden sorumlu tutulamayacağı değerlendirilmiştir.
Diğer taraftan, iki davalı arasında farklı uygulama yapmayı gerektiren açık bir kanun hükmü de bulunmamaktadır. Davalı … müdürlüğünün bu konuda bir bütçesi de bulunmamaktadır.
Yargıtay 11. Hukuk dairesinin 2021/6042 Esas ve 2022/2815 Karar sayılı ilamından görüldüğü üzere, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince 2021/468 Esas ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılıp, yeniden hüküm kurularak ve “Davalı tasfiye memurları davanın açılmasına sebep olmadığından, yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,” şeklinde karar verildiği, kararın temyizi üzerine onandığı görülmüştür.
Anılan yasal ilkeler, davanın niteliği ve Yargıtay 11. Hukuk dairesinin 2021/6042 Esas ve 2022/2815 Karar sayılı ilamı da nazara alındığında, tasfiye memuru görevini ifa eden İstanbul … İflas Müdürlüğünün yargılama giderinden sorumlu tutulmaması gerektiği, davada zorunlu hasıl olduğu, diğer davalıdan ayrı tutulmasını gerektirir bir neden bulunmadığı, aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi halinde bunu karşılayacak bir ödeneğinin de bulunmadığı, mahkememizin önceki kararının hakkaniyete ve yasaya uygun olduğu vicdani kanaat hasıl olmuş ve önceki kararda direnilmiştir.
HÜKÜM :
1-Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2022/6476 esas 2022/8213 karar sayılı bozma ilamına karşı mahkememizin önceki hükmünde DİRENİLMESİNE,
2-Davacının davasının KABULÜ ile, …Ticaret Sicil Müdürlüğünün …sicil numarasında kayıtlı …Ltd. Şti.’nin davacının taraf olduğu İstanbul … İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının yürütülmesi ve infazı ile sınırlı olmak üzere İHYASINA ve TTK547.maddesi uyarınca EK TASFİYESİNE, ek tasfiyenin İstanbul … İflas Müdürlüğünce yapılmasına,
3-Kararın ticaret sicil müdürlüğüne tebliğine ve ilanına,
4-İlan işlemlerinin davacı tarafça yaptırılmasına,
5-Yeterli harç alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
6-Yargılama giderinin davanın niteliği gereği davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile açıkça karar verildi. 22/03/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır