Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/60 E. 2023/439 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/60 Esas
KARAR NO : 2023/439
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 27/01/2023
KARAR TARİHİ : 07/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davanın … nün …sicil numarasına kayıtlı davalı … Ticaret A.Ş. ‘ nin veya merhum pay sahibi …’ nun terekesine dahil payların hukuka aykırı şekilde pay defterine işlenmesine yönelik 10/01/2023 tarihli ve 2023/2 saylı yönetim kurul kararının 1 numaralı maddesinin TTK m. 391 uyarınca batıl olduğunun tespiti ile pay defterindeki kaydın hukuka uygun şekilde düzenlenmesini talep ettiklerini, müvekkilinni …’ nun dört çocuğundan biri … bu sıfatı itibarıyla mirasçısı olduğunu, ayrıca şirkette halihazırda pay sahibi olduğunu, TTK M. 391′ in gerekçesinde açıkça tespit davasının meşru menfaati bulunanlar tarafından herhangi bir süreye bağlı olmaksızın ikame edebileceğini, müvekkili …’ in terekeye ait payların hukuka aykırı şekilde pay defterine kaydedilmesi nedeniyle hem mevcut pay sahibi sıfatı hem de mirasçı sıfatı uyarınca sahip olduğu meşru menfaatlerinin zedelendiğini, hukuka aykırı yönetim kurulu kararının en basit şekliyle bazı malvarlığı unsurlarını terekenin dışına çıkardığını ve müvekkilinin bu malvarlığı unsurlarıyla arasındaki mülkiyet bağını koparmaya çalıştıklarını, müvekkilinin huzurdaki davayı ikame etmekte meşru menfaati bulunduğunu, telafisinin önemli ölçüde güç olacağı ve ciddi zararlar doğruacağı düşünüldüğünde, huzurdaki davanın konusunu teşkil eden 10/01/2023 tarihli 2023/2 sayılı yönetim kurulu kararının pay defterine kayda ilişkin 1. Maddesinin yürütülmesinin tedbiren geriye barıklamasın talep ettiklerini, şirket kuruscusu ortağı ve pay sahibi …’ nun 24/12/2022 tarihinde vefat ettiğini, şirketin pay sahibi sayısının birden fazla olan bir anonim şirket olduğunu, müteveffanın vefatından önce 320 toplam hisse adedinin bulunduğunu, …’ nun 400 adet hissesi, …’ nun 320 adet, … ‘ nun 320 ……’ nun ……’ nun 320 aden hisselerinin olduğunu, ……, …… ve ……’ nun şirket yönetim kurul üyeleri olduğunu, şirketin kontrolünü hukuka aykırı birtakım girişimler sonucunda elde eden bu kişilerin keyfisyeti sebebiyle, kontrol yapısı kendi tercihleri uyarınca hukuka aykırı bir şekilde tesis edildikten sonra genel kurullar ve yönetim kurulu toplantılarının kesilmiş yapılmaz olduğunu, yapılmayan tüm bu genel kurullar ve yönetim kurulları sırasında da …’ nnu paylarından doğan oy haklarını hukuka aykırı şekilde kullanarak hukuka aykırı kararlar alan bu kişilerin murisin vesayet altına alınması kararı ile oylar üzerindeki hakimiyeti yitirmeleri, hal böyle olunca hiçbir toplantı yapmamayı seçmelerinden kaynaklandığını, yönetim kurulunun …… tarafından davaet edilmekleri için toplanamadıklarını, müteveffa … ‘ in vefatından sonra vakit kaybetmeden toplandıklarını, toplantıda …’ nun şirkette bulunan B-C-D-E grubu 320 adet hisseye karşılık 32.000 TL sermaye tutarının … Noterliğinden düzenlenen 26/12/2022 tarihli … yevmiye numaralı mirasçılık belgesi ile 80 hisseye karşıık 8.000 TL ‘ sinin …, … , … ve ……’ na intikal ettiğinden bahisle mirasçıların hisseleri oranında şirekte ortak olmalarına ve yeni hisse durumunun mirasçıların şirketteki pay bütünlükleri dikkate alınarak pay defterine işlenemsine, onay işleminin mülkiyetin teyidi ve oy hakkının geçişinin tespitini içermesine yönetim kurulu üyesi …’ nun olumsuz oyuna karşı oyçokluğu ile karar verildiğini, müteveffa pay sahibi … in mirasçılarının pay deterine işlenmesine yönelik yönetim kurulu kararının kanunun emredici hükümlerini gözetmediğini ve butlanla malul olduğuna karar verilmesi gerektiğini, murisin şirketteki paylarının toplamda 320 adet olduğunu, o halde müvekkili mirasçı sıfatıyla 320 adet pay üzerinde malik olması genel kurulda kendi paylarına ek olarak bu 320 adet pay için temsil edilmesi gerektiğini, fakat yönetim kurulunun pay defterine kaydının sadece 80 pay için gerçekleştirmesi karşısında, geriye kalan 240 adet pay için müvekkilinin temsil edilme hakkından yoksun barakıldığını, oysaki müvekkilinin terekeye dahil tüm palar için pay defterine diğer mirasçılarla birlikte pay sahibi yazılmasının gerektiğini, bu nedenle söz konusu yönetim kurulu kararının TTK 391 e göre aykırı olduğunu, muris … ‘ in ölümü ile kendiliğinden kurulan miras ortaklığının halen devam ettiğini ve elbirliği mülkiyeti kurallarının geçerli olduğunu ancak yönetim kurulunun payları tüm mirasçılar adına oy haklarıın mirasçılar tarafından kullanılmasına TTK m. 494/2 uyarınca karar verildiğini kararda ‘mirasçıların şirketteki pay bütünlüğünü’ dikkate aldığından bahisle murisin paylarını mirasçılar arasında keni insiyatifince paylaştırarak pay defterine kaydettiğini, kararın bu yönüyle miras hukukuna aykırı ve batıl olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulünü TTK m. 391 uyarınca 10/01/2023 tarihli ve 2023/2 sayılı yönetim kurulu kararının pay defterine kayda ilişkin 1. Madadesinin mutlak butlan ile malul olduğunun tespitini ve anılan karar uyarınca pay defterine işlenen kaydın düzeltilmesini, dava kesin hükümle sonuçlanıncaya kadar, 10/01/2023 tarihli, ve 2023/2 sayılı yönetim kurulu kararının pay defterine kayda ilişkin 1. Maddesinin tedbiren yürütlmesinin geriye bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın, 10/01/2023 tarihli 2023/2 sayılı yönetim kurul kararnın 1 numaralı maddesine yönelik beyanlarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, söz konusu yönetim kurulunun hukuka uygun olduğunu, yönetim kurulu kararının TTK madde 494/2 hükmü gereğince alındığını, davacının davayı ikame etmekte hukuki yarar ve menfaatinin olmadığını, müteveffanın vefat etmesi sonucunda mirasçı … ……’nun başvurusu üzerine, … Noterliği tarafından 26/12/2022 tarih ve … yevmiye numaralı veraset ilamı verildiğini, söz konusu veraset ilamına göre … …’nun terekesinin 4 pay kabul edildiğini, 1 pay ……’na, 1 pay … ……’ na, 1 pay ……’na ve 1 pay da ……’na ait kabul edildiğini, 10/01/2023 tarihil 2023/2 sayılı yönetim kurulu kararı ile …’ na ait olan %16 pay oranının, diğer 4 pay sahibi mirasçıya eşit miktarda dağıtıldığını ve TTK madde 494/2 gereği geçiş yapıldığını, ……’nun eşit bir şekilde dağıtılan paylara rağmen kendisinin hakkı olmayan payların da temsil edilme hakkının olduğu iddia ettiğini, bu iddalarının hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olduğunu, TTK madde 494/2 hükmünün Medeni Kanunun 640. Maddesine göre özel ve öncelikli hüküm olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Şirketin ticaret sicil kayıtları, tarafların nüfus kayıtları, veraset ilamı, davaya konu yönetim kurulu kararı ve ilgili belgeler dosyamız arasına alınmış, incelenmiştir.
Tarafların ayrı ayrı sunduğu hukuki görüş yazıları dosyaya alınmış ve incelenmiştir.
Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebi mahkememizce red edilmiş ve istinafta kesinleştiği anlaşılmıştır.
Yargılama aşamasında davacı vekili sunduğu dilekçe ile, davalı şirketin yönetim kurulunun genel kurulu toplantıya çağırdığını ve payların intikal etmiş haliyle toplantı yapılacağını, bu durumda pay sahipleri ve hazirun listesinin değişeceğini beyanla, genel kurulun yapılmanın tedbiren önlenmesini talep etmiş, mahkememizce, dava konusu olmayan talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafın talebi üzerine tereke temsilcisi atanan …’e ihbar yapılmıştır.
İhbar olunan tereke temsilcisi vekili sunduğu beyanlarında; davacı yanında feri müdahale talebinin bulunduğunu ve terekenin menfaati olduğu için davanın kabulünü talep ettiğini bildirmiştir.
Tereke temsilcisinin feri müdahale talebi mahkememizce kabul edilmiştir.
Şirket ortağı ve karara olumlu oy kullanan, yönetim kurulu üyesi de olan … … tarafından davalı yanında feri müdahale talebinde bulunulmuş, kendisi şirket yetkili olduğundan ve iptale konu karara olumlu oy veren kişi olması, talebinin davalının savunması mahiyetinde nedeniyle, talebi mahkememizce kabul edilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin ölen ortağının davalı şirket nezdinde bulunan paylarının veraset ilamı uyarınca mirasçıları adına intikal sureti ile mirasçıları adına pay defterine kaydına dair 10/01/2023 tarihli 2032/2 nolu yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti ve pay defterinin düzeltilmesinin istemine ilişkindir.
Davacı taraf, miras paylaşımı yapılmadan yönetim kurulu kararı ile payların taksim edilmesinin Türk Medeni Kanunun 640. Maddesine aykırı olduğunu, davalı taraf ise Türk Ticaret Kanununun 494/2 ve 596. Maddelerine göre işlem yapıldığını, anılan bu maddelerin özel ve öncelikli hükümler olduğunu ileri sürmektedir.
Mirasın taksim edilmediği ihtilaf konusu olmayıp, miras paylaşımı yapılmadan anonim şirket yönetim kurulu kararıyla mirasçılık belgesine dayanarak payların mirasçılar arasında paylaştırılmasının yasaya aykırı olup olmadığı tartışmalıdır.
Anılan yasa maddeleri şu şekildedir:
TTK madde 494/2; Payların miras, mirasın paylaşımı, eşler arasındaki mal rejimi hükümleri veya cebrî icra gereği iktisap edilmeleri hâlinde, bunların mülkiyeti ve bunlardan kaynaklanan malvarlığına ilişkin haklar derhâl; genel kurula katılma haklarıyla oy hakları ise ancak şirketin onayı ile birlikte devralana geçer.
TTK madde 596-1) Esas sermaye payının, miras, eşler arasındaki mal rejimine ilişkin hükümler veya icra yoluyla geçmesi hâllerinde, tüm haklar ve borçlar, genel kurulun onayına gerek olmaksızın, esas sermaye payını iktisap eden kişiye geçer. (2) Şirket, iktisabın öğrenilmesinden itibaren üç ay içinde esas sermaye payının geçtiği kişiyi onaylamayı reddedebilir. Bunun için, şirketin, payları kendi veya ortağı ya da kendisi tarafından gösterilen üçüncü bir kişi hesabına, gerçek değeri üzerinden devralmayı, payın geçtiği kişiye önermesi şarttır.
TMK madde 640; Birden çok mirasçı bulunması hâlinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir. Mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır. Bir mirasçı ödemeden aciz hâlinde ise, mirasın açılması üzerine diğer mirasçılar, haklarının korunması için gerekli önlemlerin gecikmeksizin alınmasını sulh mahkemesinden isteyebilirler.
Mahkememizce yapılan incelemede, davacının da mirasçı olduğu …’nun davalı şirkette %16 pay sahibi olduğu, ölümü ile veraset ilamı uyarınca payların mirasçıları adına intikal ettirildiği ve pay defterinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
… ‘nun terekesinin tespiti davasının … Sulh Hukuk Mahkemesi … Tereke sayılı dosyasında olduğu, … ‘nun terekesine Av. …’ün tereke temsilcisi olarak tayin edildiği ve davacı yanında feri müdahale talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı taraf, TTK’nın 494. Maddesinin TMK’nın 640. Maddesine göre özel hüküm olduğunu ileri sürmüş ise de, bu savunmayı doğrulayıcı bir düzenleme olmadığı, TTK’nın 494 ve 596. Maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, mirasın paylaşımı sonrası hak sahibi olan kişinin pay defterine kayıt edilmesi gerektiği, TMK’nın 640. Maddesi uyarınca birden fazla mirasçı olması halinde elbirliği ile tasarruf şartının bulunduğu, bu şekilde bir tasarruf işlemi yapılması mümkün olmadığında, yani mirasçılar fikir ve eylem birliğine varmadığında terekeye temsilci tayinini gerektirdiği açıktır.
Mirasın paylaşılmadığı ve davalı şirkette hisse sahibi kimi olacağı da henüz belli değildir. Bu durumda ölen ortağın paylarının temsili için bir temsilci atanması gerekirken, yönetim kurulunun, mirasçıların iradelerinin yerine geçerek paylaştırma yapılması yasaya aykırı olup, bu konuda alınan karar batıldır. Bu kararın iptalini talep etmekte davacının hukuki yararı vardır.
Davalının davaya konu yönetim kurulu kararı batıl olduğuna göre, davacının talebi haklı olup, kararın batıl olduğunun tespitine ve pay defterinin düzeltilmesine dair aşağıdaki gibi karar verilmiştir.
HÜKÜM:
Davacının davasının KABULÜNE; davalı şirketin Yönetim Kurulunun 10/01/2023 tarihli, … sayılı mirasın paylaştırılmasına dair kararının batıl olduğunun tespitine, pay defterinin intikal öncesi duruma getirilecek şekilde düzeltilmesine
Yeterince harç alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Yargılama nedeniyle harcanan 179,90 TL harç ve 473,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile … Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/06/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır