Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/57 E. 2023/56 K. 27.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/57 Esas
KARAR NO : 2023/56

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 21/04/2021
KARAR TARİHİ : 27/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 13/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan sigorta şirketinde 202124801 sayılı … Paket Sigorta Poliçe ile sigortalı bulunun …’na ait iş yerinde, ekspertiz raporuna göre davalının mal sahibi olduğu iş yerinin wc kısmındaki rezervuarın bozuk olması sebebiyle 01/10/2015 tarihinde davalının katından su sızdığını ve sigortalının depolanmış emtialarının ıslandığını, 02/11/2015 tarihinde … müvekkili olan sigorta şirketine başvurduğunu ve zararının…poliçe numaralı sigorta sözleşmesine dayanarak giderilmesini istemiş olup, buna binaen hazırlanan … numaralı 05/11/2015 tarihli ekspertiz raporunda, üst kattan sızan suyun 14.026,24 TL’lik hasara neden olduğunun tespit edildiğini ve müvekkili olan sigorta şirketi 04/12/2015 tarihinde bu tutarı sigortalısı …’na ödediğini ve işbu meydana gelen hasarda davalı tarafın %100 oranında kusurlu olduğunu ve meydana gelen hasar miktarının davalı tarafından ödenmediğini, davalı taraf hasardan sorulu olduğundan dolayı TTK halefiyet hükümleri gereğince müvekkili olan sigorta şirketinin sigortalısına ödediği tazminat bedeli için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve başlatılan takibe haksız ve mesnetsiz olarak davalı tarafça itiraz edildiğini, arabulucuya başvuruda bulunulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını belirterek, borçlunun icra takibine itirazının iptali ile takibin devamını, davalı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra ve inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 03/06/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle:…, Müvekkilinin …Mah. İstiklal Cad. … Sok. No:.. Beyoğlu/İstanbul adresinde bulunan taşınmazını 01/05/2012 tarihinde kiraladığını, kiralanan taşınmaz, müvekkili tarafından kiracıya ayıpsız olarak verdiğini, 2012 yılında imzalanmış bir kira sözleşmesi ve bu tarihten beri aralıksız devam eden bir kira ilişkisi bulunduğunu, 2015 yılına gelindiğinde ise, 3 yıl aralıksız kullanımın neticesinde kiralananda su baskını olduğunu ve içeride bulunan malların zarar gördüğünü, davacının sunmuş olduğu ekspertiz raporunda bu durumun bozuk olan sifondan kaynaklandığını, ancak kiracı tarafından gerek teslimden itibaren gerekse de sonrasında sifonun bozuk olduğuna dair kiralayan müvekkiline herhangi bir ihbar yapılmadığını, kaldı ki sifonun neden bozulduğu hususunda herhangi bir tespitin olmadığını, eğer kiralananda ilk günden bire bir sifon arızası mevcutsa bu durumun kiracı tarafından kiralayana ihbar edilmemiş olması kiracının kiralananı bozuk sifon ile kullanmayı kabul ettiğini ve artık bunu bir ayıp olarak değerlendirilmediğini, bu durumda da kiralanın ayıplı olmaması nedeni ile oluşan zarar arasında müvekkilinin başta tazminat olmak üzere herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, davacı taraf ihtiyati tedbir talebinde bulunduğunu, müvekkilinin kusurlu olduğu düşünülse de davacının talepte bulunduğu tazminat miktarı yargılamayı gerektirdiğini ve bu nedenle değeri milyonları bulan bir taşınmaza yargılama yapılmadan tedbir konulması hukuka aykırı oluşturacağından, davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddini, davacının İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından haksız olarak başlatmış olduğu takip nedeni ile %20’den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER:
-Eczacı …, Sigorta Uzmanı…ve İnşaat Mühendisi … tarafından hazırlanan 14/02/2022 tarihli bilirkişi raporu,
-İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yapılan yargılama, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, takip talebine itirazın iptaline ilişkindir. İİK m.67’de “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir” hükmüne yer verilmiştir.
Davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; Alacaklısının … A.Ş. olduğu, borçlusunun …Ltd. Şti. olduğu, takip konusu alacak miktarının 14.756,51TL, takibin ilamsız icra yoluyla takip olduğu, ödeme emrinin borçluya 19/10/2018 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, borçlunun İcra Müdürlüğü’ne 23/10/2018 tarihinde itiraz dilekçesini sunmuş olduğu ve takibin İİK m.66 gereğince durdurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce resen görevlendirilen bilirkişiler Eczacı …, Sigorta Uzmanı … ve İnşaat Mühendisi …tarafından hazırlanan 14/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…01.10.2015 tarihinde davalının sahibi bulunduğu, Beyoğlu, Katip Mustafa Çelebi Mah., … Sokak, … (Yeni …) adresinde bulunan dükkanın bodrum katında WC rezervuarının şamandırasında arıza olması nedeni ile bodrum katın tabanına su akıntısı olduğu, bunun sonucu olarak burada depo edilen ilaç, kozmetik, v.s. emtiaların zarar görerek kullanılamaz duruma gelmiş olduğu, Olayda dükkan sahibi davalının %75, dükkanı kullanan kiracının da %25 oranında kusurlu oldukları kanaatine varıldığı, Ekspertiz raporuna göre hasar gören emtianın değerinin 26.003,41 TL olduğu, eksik sigorta nedeni ile %46,06 indirim ile zararın 14.026,24 TL olarak hesaplanmış olduğu, Hesaplanan bu miktarın davacı Sigorta şirketi tarafından sigortalıya ödenmiş olduğu, Davalı tarafın söz konusu hasarın oluşumunda %75 oranında kusurlu olduğu tespitine dayanarak, Davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına ödenen 14.026,41 TL hasar tazminatının %75’ i olan 10.519,81 TL tutarı kadar davacı sigorta şirketi tarafından davalı tarafa rücu talebinde bulunabileceği…” yönünde kanaat bildirilmiş, işbu bilirkişi raporu dosya içeriğine toplanan delillere uygun ve karar vermeye elverişli bulunduğundan, mahkememizce verilen kararda dikkate alınmış ve takibin kısmen devamı yönünde karar verilmiş, ayrıca davacı tarafça, davalının itirazının iptali ile takibin devamı yanı sıra davalının haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğinden bahisle takip konusu asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ilişkin kararı davalı vekilinin istinaf etmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesinin 21/12/2022 tarih, 2022/1655 E. -2022/1480 K. Sayılı ilamı ile, “…Somut olayda, davacı, kiralanan taşınmazın yapımındaki bozukluktan dolayı zararın meydana geldiği iddiasıyla kiraya veren bina malikinin sorumluluğuna dayanmıştır. Davacı sigorta şirketinin, sigortalısının halefi olarak açtığı davada, dava dışı sigorta ettiren ile davalı arasındaki temel hukuki ilişkinin kira sözleşmesi olduğu açıktır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin emsal kararlarında sigortalı ile davalı arasındaki temel hukuki ilişkinin kira ilişkisi olması halinde, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğuna işaret edilmiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 30/01/2017 tarihli, 2014/17930 E. 2017/720 K. sayılı ilamı) Yine sigorta şirketi tarafından, sigortalının halefi olarak açılan davada da, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 tarih E. 37, K. 9, RG. 03/07/1944 sayılı kararı ve TTK’nun 1472.maddesi uyarınca görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir…” denilerek, mahkememizce verilen 30/05/2022 tarih, 2021/248 E. – 2022/413 K. Sayılı ilamının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce yeniden esas defterine kaydı yapılan dosya incelenmiştir.
6100 Sayılı HMK’ nın 4. Maddesi uyarınca:”.. Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları..” kira sözleşmesinden kaynaklanan davalar Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmektedir.
Yargıtay 3.HD’nin 2021/287 Esas 2021/3719 Karar sayılı ilamında: “…Lokanta, otel, kantin, hastane, okul, dükkan, fabrika gibi iş yerlerinin işletilmek maksadıyla kiraya verilmesinde, reklam panolarının kiralanmasında, taksi kiralarında söz konusu olan ürün kirasıdır (Prof.Dr. Azra Arkan Serim; Hasılat Kirasında Tarafların Hak ve Borçları, İstanbul 2010, s. 3). Yerleşmiş Yargıtay uygulamasına göre de; kira sözleşmesinin, ürün kirasına ilişkin hükümlere tabi olabilmesi için, kiralananın işletme ruhsatıyla birlikte işletme hakkının devredilmiş olması gerekir.Öte yandan, ürün kirasında; kira bedelinin, üründen bağımsız bir bedel olarak kararlaştırılması hâlinde genel ürün (hasılat) kirasından; buna karşılık kira bedeli, ürünün belli bir hissesi ya da bölümü olarak belirlenmiş ise, katılmalı (iştirakli) ürün kirasından söz edilir (6098 sayılı TBK m. 357)…Dava, 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra 03/06/2013 tarihinde açıldığına göre, görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; uyuşmazlığın çözümünde sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca asıl ve birleşen davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, taraflarca akdedilen sözleşmelerin hukuki tanım ve yorumunda yanılgıya düşülerek davaların esası hakkında hüküm kurulmas usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir…” şeklinde belirtilmiştir.
Buna göre, taraflar arasındaki somut uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı, mahkememiz huzurdaki davada görevli olmayıp davaya bakmakla görevli mahkeme İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi olduğundan ve görev konusu kamu düzeninden dava şartı ve mahkemece re’sen her aşamada gözetilmesi gereken husus olmakla, HMK md 114/1-c ve 115/2 uyarınca aşağıdaki şekilde görev yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-)Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan İSTANBUL NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-)HMK’nun 331 mad. uyarınca Harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına,
4-)HMK 20.maddesi gereğince; karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize sunulacak yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/01/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır