Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/567 E. 2023/663 K. 23.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/567 Esas
KARAR NO : 2023/663
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/09/2023
KARAR TARİHİ : 23/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacı şirketin 02/06/2010 tarihinde dava dışı 3. Kişiler olan … tarafından kuruluduğunu, uzun yıllar akaryakıt işinde faaliyet gösterdiğini, sermaye arttırımına gittiğini, ortaklarının değiştiğini, piyasada güven sağladığını, en sonunda şirketin içi boşaltılarak ve … … isimli kişinin iyi niyetinden saflığından bilgisizliğinden ve tecrübesizliğinden yararlanılarak 02/06/2021 tarihinde şirket hisseleri … …’ ya devredildiğini, yaklaşık 30 adet ve her biri ortalama 750.000,00 TL bedelinde olan şirket çekleri davalı Hangaz şirketi lehine keşide edildiğini, diğer davalı Yurtpet şirketi tarafından da ciro edilerek Faktoring şirketlerine ve bankalara verildiğini, çeklerin tamamının karşılıksız çıkması sonrasında müvekkili şirket yetkilisi olan … … hakkında karşılıksız çek keşide etmek suçundan onlarca şirkette bulunulduğunu, dosyaların birçoğunun sonuçlanmış ve kesinleşmiş olduğundan şirket yetkilisi … … cezaevine girdiğini ve halen cezaevinde olduğunu, her çekten müvekkili şirket yetkilisinin ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verildiğini, sadece … İcra Ceza Mahkemesinin 2021/… esas sayılı dosyasında beraatına karar verildiğini, müvekkilinin … …’ ya devredilmesinin çeklerin piyasaya dağıtılması ve şirketin içinin boşaltılmasında rol oynadığının düşünülen … isimli şüpheliler hakkında … CBS nın 2022/… kesas soruşturma sayılı dosyasıyla yapılan soruşturmanın devam ettiğini, … …’ nın kurban seçilerek çekler piyasaya sürülerek milyonlarca liralık vurgun yaptıklarını, dava konus çek üzerindeki imzanın müvekkili şirket yetkilisi olan … … ‘ ya ait olmadığını, arabulucuğun dava şartı olmadığından başvurulmadığını ve bu nedenlerle şirket yetkilisinin Çek Keşide etmek suçundan hükümlü ve halen cezaevinde olması nedeniyle adli yardım taleplerinin olduğunu, davanın kabulü ile dava konusu 765.000,00 TL bedelli çekten kaynaklı olarak müvekkilinin borçlu olmadığnın tespitini talep ve dava etmiştir.
Dava, dava konusu çeke ilişkin davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Mahkememizde açılan 2023/… esas sayılı dosyası hukuki sebepler aynı olması nedeniyle tek bir karar verilmesi gerektiğinden dosyamız ile birleştiği görülmüştür.
Davacı tarafın adli yardım talebine red kararı verildiği, davacı tarafın itirazı üzerine dosyanın bir üst mahkeye gönderildiği görülmüştür.
Davacı tarafa, mahkememizce ihtarlı tebligat çıkartılarak, arabuluculuk tutanağının sunulması istendiği, davacının ihtara cevaben dava şartı olmadığından arabuluculuğa başvuru yapılmadığını bildirdiği görülmüştür.
01/09/2023 tarihinde yürürlüğe giren 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5’inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre;
“Madde 5/A – (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6235 Madde 18/A ; ” Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
6100 sayılı HMK’nın dava şartlarının İncelenmesi başlığını taşıyan 115. Maddesi “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda, dava dilekçesi ve ekleri incelendiğinde; 7455 sayılı yasanın 31. Maddesi ile değişik TTK’nın 5/A maddesinin 1. Fıkrası uyarınca, 01/09/2023 tarihinden itibaren menfi tespit davalarında arabuluculuğa başvurmuş olmak adva şartı olduğu ve davanın 20/09/2023 tarihinde açıldığı, dava şartının eksik olduğu anlaşıldığından, davanın 6325 sayılı yasasının 18/A maddesinin 2. Fıkrası uyarınca usulden reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Alınması gerekli 269,85 TL harcın, davacı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile … Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/10/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır