Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/5 E. 2023/117 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/5 Esas
KARAR NO :2023/117

DAVA:Menfi Tespit ( Bonodan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:04/10/2019
KARAR TARİHİ:22/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’ın, yazılım ve otomasyon üzerine kurulu … Otomasyon isimli firma sahibi iken davalı … Elektronik Paz. İth.İhr.San.ve Tic.Ltd.Şti. çalışanı olduğu beyan eden …’ ün, müvekkillerine ulaşarak bir proje olduğunu ve müvekkilleri ile çalışmak istediklerini beyan ettiklerini ve müvekkilleri ile davalı şirket sahibi …’ in bir araya gelerek 10.04.2017 tarihli “Otomasyon Sistemi Modülleri” konulu sözleşmeyi imzalamalarına vesile olduğunu, Müvekkillerinin, 10.04.2017 tarihli sözleşme gereği edimlerini yerine getirmekte iken davalı şirketin sürekli olarak sözleşme dışı talepleri söz konusu olduğunu, gerek proje dışındaki talepleri gerek …’ ün kendi şahsi işlerini yaptırmaya çalışması gerekse kendisinin yer sahibi ile yaşadığı şahsi problemlerin işin aksamasına sebep olduğunu, süreç devam etmekteyken, davalı şirket sahibi …’ in müvekkillerini arayarak, müvekkillerinin iş yerine gelmek istediğini söylediğini ve 26.08.2019 tarihine sözleşildiğini, belirlenen tarihte …, … ve … …’ nun, müvekkillerine ait iş yerine geldiklerini, müvekkillerinin mühendis çalışanı …’ ın da bulunduğu toplantıda, …’ün müvekkilleri ve çalışanı …’ ı tehdit ettiğini, … …’ in araya girerek sözleşmeyi feshettiğini ancak 2 ay daha süre verdiğini söylediğini ve daha önce hazırlanmış fesih anlaşmasını çıkartıp müvekkillerinin sözleşmeyi imzalamasını istediğini ve müvekkillerinin korku ile fesih sözleşmesini imzaladığını, yine …’ ün çantasından daha önce hazırlanmış ve bedeli 50.000-USD olan senedi çıkararak müvekkillerinin imzalamasını istediğini ve müvekkillerinin can güvenliğinden endişe duyduğu için tek şahidi …
…’ ın yanında korku ile senedi yazmak ve imzalamak zorunda kaldığını, u olayın üzerinden birkaç gün geçtikten sonra … …’ nun, müvekkillerini arayarak …’ in söz konusu 2 aylık süreden vazgeçtiğini, yeni bir proje vereceğin, senedi de eri vereceğini söylemiş, müvekkillerini 30.08.2019 tarihi için şirkete çağırdığını, müvekkillerinin irkete gittiğinde … ve …’ in, yeni bir sözleşme ve 117.000,00-TL edelli senedi imzalatmak istediklerini, yine baskı altında müvekkillerine 30.08.2019 tarihli özleşmeyi imzalattıklarını, tehdit ve baskı altında düzenlenme tarihi 30.08.2019 ödeme tarihi ise 1.09.2019 tarihli senedi imzalattıklarını, 50.000-USD bedelli senet için 29.08.2019 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’ nün … sayılı dosyası üzerinden, 117.000,00-TL bedelli senet için 09.09.2019 tarihinde 36. İcra müdürlüğü’ nün … e. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, müvekkillerinin 10.04.2017 tarihli sözleşme kapsamında, 43.000-USD + KDV almış olup ne var ki proje dışı sürekli talep edilen işler nedeniyle müvekkillerinin almış olduğu tutarın çok üzerinde harcama yapmış olup, alacaklı olmakla birlikte …’ ın tanıklıığında zorla önce 6.08.2019 tarihli sözleşme fesih protokolü eş zamanlı olarak yine zorla 50.000-USD bedelli senet imzalatıldığını, müvekkillerinin … Cumhuriyet Başsavcılığı’ nın 2019/… Soruşturma sayılı dosyası zerinden 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 106. maddesinde yerini bulan tehdit ve yine 148.
maddesi 2. fıkrasında yerini bulan senedin yağması suçları nedeniyle, … ve … … hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, sonuç olarak, tehdit ve korku altında imzalatılan ve icra takibine konu yapılan 27.08.2019 tarihli ve 50.000-USD bedelli senet ile 01.09.2019 tarihli ve 117.000,00-TL bedelli senedin iptaline, söz konusu senetlerin hükümsüzlüğü nedeniyle başlatılan takipler yönünden …. İcra müdürlüğü’ nün … E. sayılı dosyası ve …. İcra Müdürlüğü’ nün … E.
sayılı dosyası açısından borçlu olmadığının tespitine, takip konusu alacak miktarlarının %20’ sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği sözleşme dışı talepler nedeniyle projenin uzadığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, projenin uzamasına …’ ın projeye gerekli özeni göstermemesinin sebep olduğunu, müvekkilinin bu gecikme nedeniyle ciddi zarara uğradığını, birden fazla müşterisi tarafından verilen akıllı ev interkom sistemi siparişlerinin iptal edildiğini, tarafların tamamen özgür iradeleriyle, aralarında 10.04.2017 tarihli sözleşmeyi imzaladıklarını ancak davacı tarafın sözleşme gereğini yerine getirmediğini, söz konusu sözleşmenin, davacı tarafın kabulünde olup bu konuda uyuşmazlık bulunmadığını, diğer yandan müvekkili şirketin 10.04.2017 tarihinde … lehine kredi kullandığını, aynı tarihte sözleşmede anlaşılan bedelin swift ile …’ a banka kanalıyla iletildiğini, …’ ın ödemeyi peşin almasına rağmen mezkür proje ile ilgilenmediğini, davacı tarafın, sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmediğinden bahse konu sözleşme, sözleşmenin 7 inci maddesinde yer alan “karşılıklı mutabakat” şartı kapsamında feshedildiğini, tarafların tamamen kendi özgür iradeleriyle 26.08.2019 tarihinde sözleşme fesih protokolü imzaladıklarını, söz konudu fesih protokolünde de davacı şirketin, sözleşme bedeli olarak KDV dahil 50.000-USD peşin aldığını, bu miktarı ve ferileri olarak vade farkını, sözleşmede yer alan yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmemesinden kaynaklanan gecikme tazminatını kayıtsız ve şartsız bir şekilde geri ödemeyi kabul ettiğini, davacı …’ ın tehdit edildiği, sözleşme fesih protokolünün ve senetlerin bu şekilde imzalatıldığı yönündeki iddialarını ispatlamak adına tanık olarak gösterdiği çalışanı … …’ ın 27.11.2019 tarihinde ilgili soruşturma dosyası kapsamında verdiği ifadede, işbu dava dilekçesinde iddia edilenin aksine “ …’ ü görüşmek için işyerine kendilerinin çağırdığını ve …’ ün yanında … ve … … ile geldiğini; söz konusu projenin … tarafından imzalandığını, ön ödemesinin alındığını ama 2,5-3 senedir bitmediğini, projenin uzun sürmesinden dolayı sözleşmenin feshedilmesinin … ve … tarafından talep edildiğini, ortamın gergin olduğunu ve …’ ün kendisinin adını geçirerek küfürlü konuştuğunu ancak bunu ortamın gerginliğini almak ve espri yapmak amacıyla söylediğini ve hakaret olarak kesinlikle algılanmadığını, …’ a “ ya senedi imzala biz de gidelim yada sana projeyi geciktirdiğin için dava açalım paramızı öyle alalım”
dendiğini, …’ ın 50.000 USD bedelli senedi doldurup imzaladığını, söz konusu toplantıda kendinin de bulunduğunu ancak kimsenin kimseye zorla ya da baskı altında senet imzalatmadığını” söylediğini, davacı tarafın iddialarını ispatlamak adına tanık olarak gösterdiği kendi çalışanının dahi, söz konusu toplantıda müvekkili şirket yetkilisi … ya da beraberindeki şahıslar tarafından …’ ın tehdit edildiği yönündeki iddialarını yalanladığını, 117.000 TL tutarındaki senedin, 30.08.2019 tarihli Endüstriyel Ürün Elektronik Kart İş Sözleşmesi başlıklı sözleşme ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, söz konusu senedin, davacının daha önce müvekkilinden aldığı nakit paranın karşılığı olarak davacı tarafından düzenlenip müvekkiline verildiğini, senette nakden kaydının da bulunmasının bu durumda iddialarını desteklediğini, sonuç olarak; Haksız, mesnetsiz ve usule aykırı davanın reddine, davacı tarafın asıl alacak miktarının % 20’ sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Tarafların sunduğu bilgi, belgeler dosyamız arasına alınmış, incelenmiştir.
Mahkememizin … Karar sayılı ilamı ile, arabuluculuk dava şartı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 16. Hukuk dairesinin 2020/1282 Esas, 2020/1276 K sayılı, 13.07.2020 Tarihli ilamı ile menfi tespit davası arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı gereçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesi kararı sonrası dosya bu kez 2020/351 esasa kayıt edilmiş ve deliller toplanmıştır.
2020/351 esas üzerinden mahkememizce, davaya konu senetlerin konu edildiği icra dosyaları ve soruşturma dosyasının örnekleri dosyamız arasına alınmış, incelenmiştir.
Mahkememizce dinlenen davacı tanığı … beyanında ; “Tarafları tanırım, davacının firmasında üç buçuk yıl kadar elektrik elektronik mühendisi olarak çalıştım. … Bey ve … Bey o zaman firmaya geldiler ve aydınlatma işine yarayan bir
otomasyon sistemi numunesi bıraktılar, “bunları yapabilirseniz işi size vereceğiz” diye davacı …’ a söylediler. Numuneler orada kaldı, o arada davacı yeni işlerde aldı ve davalı tarafın verdiği işi düzgün takip edemedik, bir iş yapılmadı diyebiliriz. İki – ikibuçuk yıl kadar süre boyunca iş yapılmayınca yine …, … ve soyadını bilmediğim … Bey geldiler, “yapılmış işin en azından bir numunesini gösterin” dediler, ancak gösterebileceğimiz bir numune bile yapmamıştık, bunun üzerine “ ya işi yaparsın ya da paramızı ödersin “ dediler ve senet İmzalanmasını istediler, o arada … telefonda avukatı ile görüştü, … davacıya senet imzalamazsa dava açacağını ve kazanacığını söyledi, davacı da herhangi bir tehdit
olmaksızın senedi imzaladı, imzalanan senet 50.000 dolarlık bir senetti, daha önce peşin alınan paraya karşılık imzalandı, ancak daha önce tam olarak ne kadar para alındığını tam olarak bilmiyorum, bunun dışında bir senet imzalanmış ise ben bilmiyorum, bu iş öncesinde bildiğim kadarıyla davacının davalıya bir ticari ilişkileri yoktu, hatta davalı firma yetkilisi … Bey ile önce ben tanıştım, davacı sonradan tanıştı, bu olaylar yaşanmadan iş siparişi sonrasında kartlar
yapılmaya çalışıldı, ancak istenen iş yapılmadı, sözleşme süresi aslında bir yıllıktı, ancak biz … Bey ile görüşerek ek süre istedik, o da bu nedenle ek süre verdi, davacının çalıştırdığı mühendislerden işten çıkanlar oldu, en son ben kaldım, beni de 09.10.2019 tarihinde işten çıkardı, zaten en son ben kalmıştım, firma kapandı ve şu anda duyduğum kadarıyla davacı babası üzerinden bir firma kurup çalışıyor, senet imzalanırken hiçbir baskı ve tehdit olmadı, bundan yüzde yüz
eminim, çünkü bende oradaydım, davacı ile işçilik alacaklarım ile ilgili arabuluculuk süresini tamamladık, anlaşma sağlanamadı, dava açma imkanı elde ettiğimde davamı açacağım. … Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet dilekçesi verilirken imza atmamın nedeni, davacının benim işçilik alacaklarımı vermesini taahhüt etmesidir, alacaklarımı vermedi, bana bir kağıt getirip imzalamamı istedi ve bununla dava açacağını söylemişti, ben o nedenle imzalamıştım, şimdi anlattıklarımı savcılık ve emniyette de anlattım dedi. Davaya konu iş ile ilgili yapılan anlaşma sonrasında davalı tarafça yeni bir işe teklifinde bulunulmadı, sadece ilk anlaşmaya göre yapılması planlanan işin tamamlanması mümkün olmadığından ikinci sözleşme ile kapsamı genişletildi, ancak bir tane bir ürün bile yapıp teslim edemedik” şeklinde beyanda bulunmuştur. Dosyamız bilirkişiye verilmiş, bilirkişi sunduğu raporunda, “Tarafların ticari ilişkilerinin 10.04.2017 tarihli sözleşme ile başladığı, 26.08.2019 tarihinde sözleşmenin fesih edildiği ve 30.08.2019 tarihinde ayrıca Endüstriyel Ürün Elektronik Kart İş Sözleşmesi düzenlendiği, 10.04.2017 tarihli sözleşme uyarınca Davacı … tarafından, davalı … Elek.
Pazar. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. ‘ ye hitaben … no.lu, 06.04.2017 tarihli, 164.132,10-TL tutarında fatura düzenlendiği, Davalı … Elek. Pazar. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. ‘ nin 06.04.2017 tarihli faturaya karşılık olarak, 10.04.2017 tarihinde, Halkbankası hesabından, …’ın … iban nolu … hesabına 164.132,10TL tutarında Eft gönderildiği, Davacı tarafından üstlenilen işin ne kadarının yapılıp yapılmadığının ve yapılmamasının davacı kusurundan veya davalı kusurundan kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespitinin bu konuda uzman bilirkişi tarafından değerlendirilmesi gerekmesi hususunun Sayın Mahkeme’ nin takdirinde olduğu, Dava konusu senetlerin tarafların defter kayıtlarında bulunmadığı, Dava konusu 50.000USD ve 117.000,00TL tutarında ki senetlerin, firma ortağı … … tarafından teslim alındığının rapor ekinde sunulan, davalı firma tarafından 14.06.2021 tarihinde tarafıma gönderilmiş olan e-mailde açıklandığı,” bildirmiştir. Mahkememizce alınan rapor ve tanık beyanları ile dosya kapsamı itibarıyla … Karar sayılı ilamı ile; “Davacı tarafın cebir ve tehdit olgusuna dayanak olarak gösterdiği delillerin arasında tanık …’ın Savcılıkta ve Mahkememizde verdiği ifadesinde, herhangi bir cebir ve tehdit bulunmadığını, 50.000-USD bedelli senedin daha önce alınan avansa karşılık verildiğini, senedin davacı tarafından rızaen imzaladığını, 117.000,00TL’lik senede ilişkin bir bilgi ve görgüsünün olmadığını bildirdiği, davacının cebir ve tehdit konusunda başka bir delil sunmadığı, tanık beyanı karşısında davacının bu iddiasının ispatlanamadığı, mahkememizce alınan bilirkişi raporlarından anlaşıldığı üzere taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında davacının herhangi bir ürün yapıp teslim etmediği, dosyaya sunulmuş olan 10.04.2017 tarihli sözleşme uyarınca davacının 50.000USD’ye karşılık 164.132,10TL avans aldığı ve işi yapmadığı için 26.08.2019 tarihinde taraflar arasında fesih protokolü imzalandığı ve protokole göre ödenmiş 50.000USD’nin fer’ileri ile birlikte davacı tarafından davalıya iade edilmesi gerekirken bunun yapılmadığı, bundan sora 30.08.2019 tarihinde yeni bir ürün sözleşmesi imzalandığı ve sözleşme uyarınca yine 50.000-USD AR-GE bedeli kararlaştırıldığı, bu nedenle de davalı tarafça ödenmiş olan 50.000-USD bedeli karşılığında aynı miktarlı bono aldığı görüldüğü, davacı tarafın 117.000,00TL bedelli senedin de aynı ilişki kapsamında cebir ve tehdit altında kendisine imzalatıldığını savunduğu, ancak buna ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı, davalı tarafça bu senedin başka bir alacağa karşılık alındığını savunduğu, bu haliyle senede karşı senetle ispat yükünün davacı üzerinde olduğu, cebir ve tehdit olgusu ispatlanamadığına göre bedelsizlik iddiası ispatlanamayan bu senet yönünden davanın reddine karar vermek gerektiği, davacı tarafın cebir ve tehdit olgusunu ispatlayamadığı, senetlerin teminat senedi olduğu veya bedelsiz kaldığını da ispatlayamadığı, bu nedenle davanın reddine, davacının talebi üzerine paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin tedbir kararı verilip uygulandığından, İİK 72/4.maddesi uyarınca davacının %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar istinaf edilmiş ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 16. Hukuk dairesinin 2022/772 Esas sayılı kararı ile; ” davacı davaya konu 50.000USD bedelli ve 117.000,00TL bedelli bonolar ile 26.08.2019 Tarihli fesih protokolünün tehdit ve korku ile imzalatıldığını ileri sürdüğünü, davacı, irade fesadı iddiasında bulunduğundan bu iddiasını her türlü delil ile ispatlayabileceği, dosyaya yansıyan bilgi ve belgelere ve davacının istinaf dilekçesine göre davalı şirket yetkilisi … hakkındaki “mağdurun bir senedi vermeye mecbur edilmesi sureti ile yağma, tehdit, hakaret” suçları yönünden başlatılan … CBS 2020/… Soruşturma sayılı (eski no: 2019/… soruşturma nolu) dosyasının halen derdest olup, ilgili dosyada dava konusu senetler şikayete konu edildiğini, bu durumda, ilk derece mahkemesince öncelikle davalı şirket yetkilisi olduğu belirtilen … hakkında dava konusu senetler yönünden devam eden soruşturma dosyasının celp edip, ticaret sicil kayıtları da incelenerek, ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerekip gerekmediğinin karara bağlanması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmediği” gerekçesiyle mahkememiz kararının kaldırılarak dosyanın mahkememize iadesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı sonrası dosya yukarıdaki esas kayıt edilerek belirtilen yönde araştırma yapıl soruşturma dosyası örneği getirtilip incelenmiştir.
İncelenen soruşturma dosyasından, … ve … ile diğer tarf ve tanıkların ifadelerinin alındığı, soruşturma dosyasında, müşteki ifadesi dışında iddiayı destekler bir delil bulunmadığı, tanık ve şüphelilerin iddiayı yalanladığı, davacının dayandığı whatssap yazışmalarının, davacı ile tanık … arasındaki yazışmalar olduğu, bu mesajlarda da iddiayı doğrular ve ıspata yarar bir delil bulunmadığı, tanık …’ın mesaj içeriklerindeki beyanları ile mahkememiz ve soruşturma dosyasındaki beyanlarının örtüşmediği, dolayısıyla mesajlara itibarla soruşturma ve davanın sonucunun belirlenemeyeceği, soruşturma dosyasının bu haliyle sonucunun beklenmesinin bir yenilik katmayacağı, davacının soruşturma dosyasına sunduğu delil dilekçesinde de başkaca bir delil bildirmediği anlaşılmış, bu nedenle bekletici mesele yapılmamasına karar verilmiştir.
Davalı şirketin ticaret sicil kaydının https://…/tr/bilgi-bankasi/firma-bilgileri uzantılı İstanbul Ticaret Odası internet sitesi üzerinden indirilerek incelenmesinde,1993 yılında kurulmuş bir şirket olduğu, ortaklarının …, …, …, … ve … olduğu, ortaklardan …, …, …’in münferiden temsile yetkili müdür oldukları görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cebir ve tehdit altında imzalatıldığı iddia edilen 50.000-USD bedelli ve 117.000,00TL bedelli bonoların konu edildiği …. İcra Müdürlüğünün … Esas ve …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyalarından borçlu bulunmadığının tespitine ilişkindir.
Davaya konu senetlerin iş karşılığında ödenen paraya karşılık verildiği ve işin davacı tarafça yapılmadığı nettir. Dolayısıyla bedelsizlik iddiasına itibar edilmemiştir. Mahkememizce alınan bilirkişi raporlarından anlaşıldığı üzere taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında davacının herhangi bir ürün yapıp teslim etmediği anlaşılmıştır.
Senetlerin cebir ve tehdit altında alındığına dair davacı iddiası da ıspatlanamamıştır. Soruşturma dosyasında da bunu ıspata yarar delil bulunmamıştır.
Dosyaya sunulmuş olan 10.04.2017 tarihli sözleşme uyarınca davacının 50.000,00 USD’ye karşılık 164.132,10TL avans aldığı ve işi yapmadığı için 26.08.2019 tarihinde taraflar arasında fesih protokolü imzalandığı, protokole göre, ödenmiş 50.000,00USD’nin ferileri ile birlikte davacı tarafından davalıya iade edilmesi gerekirken bunun yapılmadığı, bundan sora 30.08.2019 tarihinde yeni bir ürün sözleşmesi imzalandığı ve sözleşme uyarınca yine 50.000,00USD AR-GE bedeli kararlaştırıldığı, bu nedenle de davalı tarafça ödenmiş olan 50.000,00 USD karşılığında aynı miktarlı bono alındığı görülmektedir.
Davacı tarafın 117.000,00TL bedelli senedin de aynı ilişki kapsamında cebir ve tehdit altında kendisine imzalatıldığını savunduğu, ancak buna ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı, davalı tarafça bu senedin başka bir alacağa karşılık alındığının savunulduğu, bu haliyle senede karşı senetle ispat yükünün davacı üzerinde olduğu, cebir ve tehdit olgusu ispatlanamadığına göre bedelsizlik iddiası ispatlanamayan bu senet yönünden de davanın reddine, davacının talebi üzerine paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin tedbir kararı verilip uygulandığından, İİK 72/4. maddesi uyarınca davacının %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerektiği vicdani kanaat hasıl olmuş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının, sübuta ermeyen davasının REDDİNE,
2-Davacının haksız olması ve tedbir uygulanmış olması nedeniyle, İİK 72/4. maddesi uyarınca dava konusunun %20’si üzerinden hesaplanan 80.400,00TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Alınması gereken 179,90 TL karar harcının, 6.865,16TL peşin harçtan mahsubu ile 6.685,26TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 59.280,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/02/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır