Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/405 Esas
KARAR NO : 2023/752
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 03/07/2023
KARAR TARİHİ : 09/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili ile davalı arasında01/09/2020 tarihinde Kafe ve Büfe hizmetleri Sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmeye konu iskele alanının büyük kısmının kullanımının 29 yıllığına müvekkili şirkete bırakıldığını, … tarafından müvekkili şirkete gönderilen yazıda; konu alanın iskele olarak kullanılmak üzere müvekkili şirkete bırakıldığı, fakat amaç dışı kullanımın tespit edildiği, bu durumun önlenmesi, aksi halde idari yaptırımların uygulanacağının bildirildiğini, bu nedenle müvekkili şirket tarafından davalıya ihtarname tebliğ edilerek, sözleşmenin feshedildiği, dava konusu alanın boşaltılması talep edildiğini belirterek, taraflar arasında imza edilen Kafe ve Büfe Hizmetleri Sözleşmesinin 23/06/2023 tarihi itibariyle feshedildiğinin tespitine, sözleşmenin feshi kapsamında davalı şirketin sözleşmeye konu alanı kullanmasının hiçbir hukuki dayanağı kalmadığından sözleşmeye konu alanın davalı tarafından haksız kullanımının sona erdirilmesine, alanın boş ve hasarsız olarak müvekkili şirkete teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevli mahkemede açılmadığını, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğunu, söz konusu uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığını, sözleşmenin feshi ve alanın tahliyesine nedeniyle davacının malik olmadığı beyan edildiği halde bu taleplerde bulunmasının hukuken mümkün olmadığından husumet itirazında bulunduklarını, esasa ilişkin olarak da; yapılan fesih işleminin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkilinin kafe ve büfe hizmetlerine uygun hizmet verdiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; Davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanmış olan kafe ve büfe hizmetleri sözleşmesinin 23.06.2023 tarihinde feshedilip edilmediği hususunun tespiti ile davalının söz konusu iskeleyi haksız olarak kullanıp kullanmadığı, kullanıyor ise bunun sonlandırılması hususuna ilişkindir.
Davacı vekiline; arabulucuya gidebilecekleri bunun için talep etmeleri halinde mahkememizce üç ayı geçmemek üzere bir mehil verilebileceği, taraflar arasındaki ihtilafın neteliğinin arabuluculuğa uygun olduğu, arabuluculuğun yargı yolu dışında alternatif bir çözüm yolu olduğu ve bu çözüm yolunda kararın üçüncü bir kişi tarafından değil bizzati taraflarca anlaşılmak suretiyle verildiği, yani kazan kazan ilkesine göre hareket edildiği, bu süreçte ifşa edilmemesi gereken ticari sırların saklı tutulabildiği , süreç olarak daha kısa ve masraf olarak da yargılamaya göre çok daha cüzi giderler ile muhatap olabilecekleri, ülkemizde yasa ile bu hususun getirilmiş olduğu, diğer medeni ülkelerde de bu hususun bir yol olarak tercih edildiği bir kısım ülkelerde zorunlu olduğu, ülkemizde ise ihtiyari olduğu ve arabulucuların en az beş yıllık meslek tecrübesi ne sahip hukuk fakültelerinden mezun arabulucuk eğitimi almış, Adalet Bakanlığının Arabulucuk siciline kayıt olmuş ve arabulucuk yüksek kurulu tarafından belirlenmiş olan tarife hükümlerine göre ücrete hak kazanan kişilerden seçilebileceği, bu husus dikkate alınarak gitmek istedikleri takdirde mahkemece verilen sürelerin hak düşürücü süre ve zaman aşımının da dikkate alınmayacağı ve arabulucukta sunulan kabul edilen sarf edilen sözlerin mahkemede delil olarak kullanılamayacağı dayanılsa bile mahkemece hükme esas alınamayacağı ve anlaşmaları halinde icra edilebilirlik şerhi olan metnin ilam hükmünde sayılacağı hatırlatılmış, davacı vekili arabulucuya gitmek istemediğini bildirmiştir.
6325 Sayılı Kanunun 18/A-(2) maddesi uyarınca arabuluculuğa başvurulup arabuluculuk faaliyeti neticesinde anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış suretini mahkemeye sunulması dava şartıdır. Keza aynı yasa maddesinin son cümlesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir. Davanın türü de dikkate alınarak davacının dava öncesinde zorunlu arabuluculuk müessesesine başvurduğuna dair herhangi bir delile tesadüf edilmemiştir. Bu hususta dosyaya sunulan herhangi bir evrak bulunmadığı gibi deliller kısmında da zorunlu arabuluculuğa gidildiğine ve belge sunulacağına dair bir beyan da söz konusu değildir. Bu sebeple amir yasa hükmü kapsamında başka bir işlem veya ihtara gerek olmaksızın davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartlarından olan arabuluculuk başvurusu yerine getirilmediğinden arabuluculuk dava şartı yokluğu sebebiyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğundan gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı. 09/11/2023
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır