Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/372 E. 2023/708 K. 31.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/372 Esas
KARAR NO : 2023/708
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/09/2019
KARAR TARİHİ : 31/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 1972 yılında kurulan kamuoyunca bilinen 34 yıl aktif olarak faaliyet gösteren müvekkil şirket dershaneleri eğitim sektörüne katkı sağlayan bir çok ilke imza attığını, Türkiye’de dershanecilik alanında örnek olan saygın bir kurum olduğunu, müvekkil şirket dershaneleri eğitim hayatında kamuoyunun takdir ve güvenini kazandığını, … …’nın yazmış olduğu ve davalı … … Tic ve San Ltd Şti. ‘nin yayımlamış olduğu Haziran 2019 basım tarihli “… ” adlı kitabın … da alıntı yapılan ifadelerin bulunduğununu müvekkil şirketçe öğrenildiğini, söz konusu kitapta … mensuplarının buluştuğu yer ” …” olarak belirtilmiş ise de …lerinin konu ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, müvekkil şirketin … ‘de hiçbir şubesi de bulunmadığını, esasında olayda adı geçen yerin ” …leri ” şubesi olduğu değerlendirildiğini, zira … kamuoyuna yansıyan haberlerde … …’in Türkiye’de ublunduğu zaman kaldığı ve tüm kararları verdiği yer olarak geçtiğini, müvekkil şirketin söz konusu yapılanma ile hiçbir ilişiğinin ve irtibatı bulunmamasına rağmen davaya konu kitapta olay anlatımında gerçeğe aykırı şekilde müvekkil şirketin adının kullanıldığını, davaya konu yayın nedeniyle müvekkil şirketin kişilik haklarının zedelendiğini , tüzel kişilerinde tıpkı gerçek kişilerde olduğu gibi kişilik hakkı bulunduğunu, bu sebeple tüzel kişinin ekonomik faaliyetini yürütürken kazandığı saygınlık , onun kişisel değerleri içinde yer aldığını, ticari şeref ve haysiyetin çiğnenmesi onun ekonomik yaşam içinde ki yerini ve durumu sarsabileceğini, müvekkil şirket adının kanlı bir darbe girişimi yapan bir çok vatandaşımızın ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet veren TBMM’yi ve bir çok kamu kurumunu bombalayan ülkemizin birlik ve bütünlüğünü hedef alan ve toplumda infial yaratan böylesi bir örgüt ile birlikte anılması müvekkil şirketin itibarını ve kişilik haklarını zedelediğini, söz konusu kitapta yer alan gerçeğe aykırı ifade ile müvekkil şirketin kamuoyu nezdinde ki onur ve saygınlığının ticari şeref ve haysiyeti ağır surette çiğnendiğini, müvekkil şirketin konuyla hiçbir ilgisinin bulunmadığı bu nedenle müvekkil şirket adının geçtiği … adlı kitabın yayınının durdurulması için davalı yayınevine … Noterliğinin 13.05.2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini, davalının ihtarnameye kayıtsız kaldığını, basın kanununa göre yayımcı yazar ile birlikte sorumlu olduğunu, bu nedenlerle dava boyunca ve hüküm kesinleşinceye kadar geçerli olmak üzere “…” adlı kitabın basımının , yayınını satışının durdurulması ile basılı kitapların toplatılması yönünde öncelikle teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, nihai olarak sürmekte olan saldırıya son verilmesi için hatalı ifadelere yer verilen ” …” adlı kitabın basımının yayınının satışının durdurulması ile hatalı basım yapılan kitapların toplatılmasına karar verilmesini, saldırı tehlikesinin önlenmesi için bundan sonra yapılacak kitap basımlarında ” …” ibaresine yer verilmemesi yönünde karar verilmesini, 100.000,00 TL manevi tazminatın yayım tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilinin karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı … A.Ş dava dilekçesinde müvekkil davalı … … şirketinin yayımladığı …’nın Haziran 2019 da basım tarihli “… ” adlı kitabının …nda yer alan bir ifade nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia ederek huzurdaki davayı ikame ettiğini, Davacı anılan kitabın ilk baskının 227. Sayfasında ki ” …” başlıklı bölümde yer alan … buluşacakları yerin adresini almıştı: …si” şeklindeki ifadede geçen …lerinin konuyla ilgisinin bulunmadığını adı geçen dershanenin … değil, …leri olabileceğini, …lerinin … … ile irtibatının bilindiğini, kendilerinin … … örgütü ile de …leri ile de ilgilerinin olmadığını bu nedenle kitapta geçen ifadenin kişilik haklarına tecavüz oluşturduğunu beyan ve iddia ettiğini, dava haksız ve hukuka aykırı olduğunu, dava konusu olayda manevi tazmin gerektiren bir hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkil davacı şirketin kişilik haklarına saldırı amacı da bulunmadığını, dava konusu yayımda geçen “…leri” şeklindeki cümlede “…” yerine ” …” yazılması yazım hatası sonucu olarak sadece “.ve 2.baskıda söz konusu olduğunu, anılan durum kişilik haklarına saldırı amacıyla yapılan bir tevavüz değil apaçık editöryal bir hata olduğunu, davaya konu edilen ifadenin bir hatalı basım sonucu olduğu davacının dava dilekçesinde ki kendi beyanları ile sabit olduğunu, keza kitabın üçüncü baskısından itibaren anılan hatanın düzeltildiğini, dava konusu ifade …LERİ olarak düzeltildiğini, dolayısıyla davacı yanın tüzel kişilik haklarına onur ve itibarına yönelik kişisel bir saldırı amacı bulunmadığını, yazım hatasından ibaret olduğunu, dava konusunda kişilik hakkına saldırı amacı olmadığı gibi hukuka aykırılıkta olmadığını, bu nedenlerle talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu ve manevi tazminat müessesinin amacıyla zenginleşmeye yönelik olduğunu, sehven … yerine … ifadesinin kullanılması sadece ilk iki baskıda söz konusu olduğunu, daha sonra baskıların tümünde anılan ifadenin düzeltilerek , … şeklinde düzenlendiğini, ayrıca ihtiyati tedbir talebinin de hukuki dayanaktan yoksun ve açıkça hukuka aykırı olduğunu , beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, kişilik haklarına saldırının önlenmesi, manevi tazminat ve kararın yayınlanmasına ilişkin tazminat davasıdır.
Dosyanın mahkememize … Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/10/2020 tarih 2019/… E. – 2020/… K. Sayılı kararı … Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 22/03/2023 tarih, 202/… E. – 2023/… K. Sayılı ilamı ile kaldırılarak, davanın Asliye Ticaret Mahkemelerinde gönderilmesi gerektiğinden dosya mahkememize tevzi edilmiş, yargılamaya mahkememizce devam olunmuştur.
6325 Sayılı Kanunun 18/A-(2) maddesi uyarınca arabuluculuğa başvurulup arabuluculuk faaliyeti neticesinde anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış suretini mahkemeye sunulması dava şartıdır. Keza aynı yasa maddesinin son cümlesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir. Davanın türü de dikkate alınarak davacının dava öncesinde zorunlu arabuluculuk müessesesine başvurduğuna dair herhangi bir delile tesadüf edilmemiştir. Bu hususta dosyaya sunulan herhangi bir evrak bulunmadığı gibi deliller kısmında da zorunlu arabuluculuğa gidildiğine ve belge sunulacağına dair bir beyan da söz konusu değildir. Davacı yana dava tarihinden önceki tarihli arabuluculuk son tutanağını mahkememize ibraz etmek üzere süre verilmiş ise de arabuluculuk son tutanağı mahkememize sunulmamıştır. Bu sebeple amir yasa hükmü gereğince davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Alınması gerekli 269,85TL karar harcının davacının peşin yatırdığı 1.707,75TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 1.437,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, … Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/10/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır