Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/322 E. 2023/766 K. 15.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/322 Esas
KARAR NO : 2023/766
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/05/2023
KARAR TARİHİ : 15/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile, Davalıların Almanya’da kazandıkları birikimleri ve Türkiye’de elde ettikleri bir kısım gelirleri Euro olarak davacıların murisine faizli olarak borç verdiğini, davalılar verdikleri borçlar için her defasında %40’lara varan yüksek oranda faiz geliri elde ettiklerini, taraflar arasında faizli borç para verme ilişkisi içerisinde davalılar Almanya’dan Türkiye’ye geldiklerinde davacıların murisi ile hesapları inceleyip muhtelif mutabakatlar yaptıklarını, taraflar arasındaki yapılan hesap mutabakatlarında; Borcun döviz-euro cinsinden verildiği ve her defasında fahiş yüksek oranlarda, %40 ‘lara kadar faiz işletilmek suretiyle murisin borçlandırıldığını, hesaplanan faizli borç tutarı üzerinden muris tarafından 5-6 adet senet düzenlendiği, faize faiz işletildiğini, birbirini takip eden mutabakatlar neticesinde davacı müvekkillerinin murisi ile davalılar arasında en son 26.11.2012 tarihli mutabakatta geçmişten gelen işlemiş faizli borç yönünden yeniden faiz işletilerek toplam borç tutarı 980.444 EURO olarak belirlenmiş ve yine borca karşılık 6 adet vadeli senet davacıların murisi tarafından davalı …’e verildiğini, davacıların murisi tarafından, … Bankası … Şubesi’nden davalılara havale yaparak ve elden ödeme yapılmak suretiyle bir kısım borçlarını ödemiş, ödemeler borçtan düşüldüğünü, yüksek oranda faiz uygulaması ve faize faiz işletilmek suretiyle davacıların murisinin yaklaşık 1 milyon euro borç bırakarak vefat ettiğini, murisin, davalılar dışında başka bir üçüncü şahsa veya bankaya bir borcu olmadığını, davalılar yüksek, fahiş faiz elde ettikleri alacaklar için senet almakla yetinmediğini ve muristen taşınmaz teminatı alındığını, davacı müvekkillerinin murisine ait ve aile apartmanı niteliğinde olan ve alt katında murise ait işyerinin de bulunduğu Gaziosmanpaşa ilçesi, Yıldıztabya caddesi üzerinde bulunan tapuda … Ada, … Parsel kayıtlı Bina, “satış” gösterilmek suretiyle davalılara devredildiğini, davalılar son derece bilinçli şekilde faizli olarak verdikleri borç karşılığında hem borç senedi ile hem de doğrudan murisin taşınmazını devralmak suretiyle haksız kazancı teminata bağladığını, muris … ‘ın mirasçıları olan davacı müvekkillerini murisin vefatından yaklaşık bir ay sonra, teminata alınan taşınmazı geri almak adına davalılar ile 2 şahit huzurunda 25.05.2015 tarihli protokolü imza ettiklerini, protokolde, muris ile davalılar arasında en son yapılan mutabakatta belirlenen borç tutarı ve 6 adet senet esas alındığını, protokol gereğince davacı müvekkili mirasçılar iş bu davaya konu icra takibinin dayanağı olan 25.05.2015 düzenleme tarihli ve vade tarihi boş/açık olan 139.000 Euro bedelli senedi … adına düzenleyerek verdiklerini, davalılar tefecilik faaliyeti ile murise verdikleri faizli borcu, önceden murisden devraldıkları taşınmazı satma tehditi ile davacı müvekkillerinden tahsil ettiklerini, ayrıca kalan bakiye yönünden davacıları 139.000 Euro borçlandırıldıklarını, bir başka değişle müvekkili davacıların apartmanını iade almak adına protokolü ve senedi imza ettiklerini, protokolün 5. Paragrafı gereğince murisin borçlu olduğu senetler (6 senet ) iade edilmediğini, davalılar faiz alacaklarını tahsil etmek adına harekete geçtiklerini ve protokol tarihinden itibaren 8 yıl sonra ve senetteki vade tarihini anlaşmaya aykırı olarak sonradan doldurulmak suretiyle 27.03.2023 tarihinde … İcra Müdürlüğü’nün 2023/… Esas sayılı takip başlatıldığını, senet ve icra takip konusu alacak hükümsüz olduğunu, davalı tarafından davacı müvekkilleri aleyhine başlatılan … İcra Müdürlüğü’nün 2023/… E. sayılı icra takibi nedeniyle davacı müvekkillerin borçlu olmadığını, davacı ve davalılar arasında yapılan protokol zamanında murisin verdiği belirtilen senetlerin kendilerine gösterilmediğini, bir tane senedin fotoğrafını çektiklerini ve murisin imzasının olmadığını gördüklerini, dolayısıyla aldatıldıklarını beyanla, icra takibine konu senet nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini, İcra takip dayanağı olan 25.05.2015 protokol gereğince düzenlenen 25.05.2015 tarihli kambiyo senedinin karşılıksız olduğundan iptaline karar verilmesini, icra takibi nedeniyle İİK 72. maddesi gereğince takip konusu alacağın 20’si oranında kötü niyet tazminatının davalılardan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıların, borçları karşılığı 25.05.2015 tanzim ve 25.05.2020 ödeme tarihli icra takibine konu bonoyu müvekkiline verdiğini, davacıların, muris … ‘ın mirasçıları olduğunu, bu sebeple müteveffanın malvarlığının aktifi ve pasifini devraldıklarını, …’ın müvekkilinin ailesine olan borçlarından dolayı murisin mirasçılarından babalarının borçlarının ödenmesi istendiğini, bu sebeple tarafların bir araya geldiğini ve 25.05. 2015 tarihinde davaya ek olarak sunulmuş protokol imzalandığını, bu protokolün, tarafların borcun yenilenmesi konusunda mutabık kaldıklarını gösterdiğini, taraflar bir araya geldiğinde borcun konusu borca esas belgeler ve kıymetli evrakların hepsinin davacılara gösterildiğini, bunun yanında davacıların, muris …’a ait kayıtları da çıkarmış ve tüm belgeler karşılaştırıldığını, bunun üzerine protokol hazırlandığını ve tarafların rızası ve serbest iradesi ile imzalandığını, müvekkillerinin ellerindeki senetleri davacılara teslim ettiğini, davaya konu bonoyu almış ve protokol gereği iade etmeleri gerekenleri iade ederek işlemleri tamamladıklarını, vadesi gelen bono ödenmediğinden icra takibine konulduğunu, icra takibine konu bononun kayıtsız şartsız borç ikrarı içerdiğini, takibe konu bononun kambiyo vasfı taşıdığını, taraflar arasında itilafa konu bulunmadığını, buna ek olarak davacıların bono üzerindeki imzaya itiraz etmemiş, takibe konu bono üzerindeki imzanın kendilerine ait olduğunu kabul ettiklerini, davacıların açılan icra takibine karşı İcra Hukuk Mahkemesinde dava açtığını, … İcra Hukuk Mahkemesi 2023/… E. sayılı dosyası ile açılan dava halen derdest olduğunu, zorunlu arabuluculuk görüşmesi neticesinde anlaşma sağlanamadığını, açılan işbu davanın hukuki dayanağı olmadığını, haksız ve kötü niyetli olarak açıldığını beyanla, davanın reddine, davacıların takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı bir cevap vermemiştir.
Sunulan belgeler, protokoller dosyamız arasına alınıp incelenmiştir.
İcra dosya örneği getirtilip incelenmiştir. Davaya konu senedin … İcra Müdürlüğünün 2023/… esas sayılı dosyasında takibe konu edilmiş olduğu, alacaklının davalı …, borçlunun davacılar olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili duruşmada: “Delilleri sunduk, murisimizin defteri elimizdedir. Davalıların başkasına faizle para verip vermediğini bilmiyoruz. İstenen paranın yarısı faizdir. Davalı tarafa, protokole konu murise ait senet aslını sunması için kesin süre verilsin. O senetler bize verilmedi. Protokol tanıkları da dinlenebilir. Dosya bilirkişiye gönderilsin.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı vekili duruşmada : “Davanın reddine karar verilmesini talep ediyoruz, ortada tefecilik yoktur. Ödenen senetlerle ilgili taraflar arasında protokol oluşturulmuş ve yeni senetler verilmiştir. Daha sonra son protokol yapılmış ancak davacı tarafça ödemeler yapılmadığı için senet protokolden bu kadar süre sonra takibe konu edilmiştir. Protokol uyarınca eski senetler davacıya iade edilmiştir. Senetler elimizde değildir. Protokole bağlı bütün borçlarımızı yerine getirdik ancak alacağımızı alamadık” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 25/05/2015 tarihli borç mutabakatının düzenlenmesi sırasında davacıların iradesinin fesada uğratıldığı ve davalı tarafça tefecilik yapıldığından bahisle anlaşma belgesi kapsamında davacılarca düzenlenen 25/05/2015 tarihli senet nedeni ile davacıların davalılara borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacılar iddialarında, irade fesadı üzerine protokol imzaladıklarını ve senedi verdiklerini ileri sürmüşler ve davacının tefecilik yaptığından eksik borç olduğuna dayanarak menfi tespit talebinde bulunarak, takibe konu 139.000,00 EURO bedelli senedin iptalini talep etmiştir.
Davacıların faiz karşılığında borç para verdiğini meslek edindiğine dair bir delil sunulmadığı gibi, davacıların da bu yönde bir iddiası bulunmamaktadır. Davacıların murisi … ‘ın davacılardan vekaletname alarak onlar adına işlemler yaptığı, bankadan emekli maaşını bi le çektiği, kiralarını topladığı ve bununla birlikte davacıların verdiği paralarla ticaret yaptığı, belli dönemlerde de borçlarının netleştirilmesi için protokoller yapıldığı dosyaya sunulan protokollerden anlaşılmaktadır. Aslında ortada kar paylaşımı benzeri bir iş yapıldığı, dönemsel borçlar ödenmediği için senetler yapıldığı, süresinde ödenmeyen senetler nedeniyle de yüksek oranda faiz işletildiği görülmektedir. Bu durumda ortada tefecilik olduğunu iddia etmek mümkün olmayıp, bu konuda bir soruşturmanın sonuçlanmasını beklemek de sonuca etki etmeyecektir. Davacıların, davalıların tefecilik yaptığına dair iddiasına mahkememizce bu nedenlerle itibar edilmemiştir.
İrade fesadı yönünden yapılan incelemede ise, taraflar arasında 25/05/2015 tarihli sözleşmenin üzerinden geçen süre dava tarihi itibarıyla 8 yıl olup, davacılar bu güne kadar böyle bir iddiada bulunmamıştır.
TBK’nın 39. Maddesinde belirtildiği gibi, yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır. Somut olayda da bu sürenin geçtiği açıktır.
Taraflar arasında 25/05/2015 tarihli Borç Mutabakatı düzenlenip imzalanırken şahitler huzurunda yapıldığı, bakiye borcun bir kısmı için davaya konu senet düzenlenerek verildiği, taraflara arasında bir borç alacak ilişkisinin sabit olduğu, borcun ödenmemesi nedeniyle icra takibine konulduğu, senedin içeriğinin anlaşmaya aykırı doldurulduğuna dair davacıların yazılı bir delil sunmadığı anlaşılmıştır.
Davacılar, murisin imzaladığı senetlerin kendilerine verilmediğini ileri sürmüş ise de, protokol ve yeni senet düzenlenip verildiğine göre, eski senetlerin davacılara iade edildiğinin kabulü gerekir. Davalı vekili de eski senetlerin davacılara iade edildiğini beyan etmiştir. Bu durumda murisin imzasını içermediği iddia edilen 304.836,00 EURO bedelli senetle hileli işlem yaptırıldığı savunmasının da esasen bir dayanağı sunulmamıştır. Muris ile davalılar arasında imzalanan son protokol olan 26/11/2012 tarihli belgede de 6 adet, toplam 980.444,00 EURO bedelli senet verildiği ve birinin 02/10/2014 vadeli 304.836,00 Euro bedelli olduğu görülmektedir. Davacılar bu iddiası eski tarihli protokol içeriği ile de uyuşmamaktadır. Taraflar arasındaki protokol de bu eski protokol esas alınarak düzenlenmiştir.
İncelenen soruşturma dosyasından, taraflar arasında yapılmış olan 25/05/2015 tarihli Borç Mutabakatında tanık olarak imzası bulunan kişilerin dinlendiği ve tefecilik veya irade fesadına ilişkin iddiayı doğrulamadığı görülmüş, mahkememizce bu nedenle tekrar dinlenmemiştir.
Davacıların irade fesadı yönünden hak düşürücü süre geçtiğinden ve tefecilik iddiaları ıspatlanamadığından, takip alacaklısı olan senet lehtarı davalı … yönünden davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine, diğer davalının senet lehtarı veya takip alacaklısı olmadığından kendisine bu davada husumet yöneltilemeyeceğinden davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerektiği vicdani kanaat hasıl olmuş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuş olup, yargılama aşamasında tedbir uygulanmadığından ve İİK’nın 72/4. Maddesi kapsamında tazminat şartları oluşmadığından, davacılar aleyhinde kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının, davalı … yönünden hak düşürücü süre nedeni ile, davalı … yönünden ise takip alacaklısı olmaması nedeni ile husumet yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-Alınması gerekli 269,85TL karar harcının, davacının peşin yatırdığı 48.899,72‬TL harçtan mahsubu ile artan 48.629,87TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/4. Maddesi gereğince takdir olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ya verilmesine,
5- Artan gider avansının, karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Arabuluculuk ücreti olan 3.120,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile … Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/11/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır