Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/104 E. 2023/289 K. 18.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/104 Esas
KARAR NO : 2023/289
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/11/2022
KARAR TARİHİ : 18/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesini özetle: … İcra Müdürlüğünün 2022/… Esas sayılı takip dosyası ile ilamsız icra yoluyla davalı aleyhinde takip dayanağı 15.04.2020 tarihli faturaya istinaden toplam 20.586,00 TL üzerinden icra takibi başlatıldığını, Davalı Borçlu … Ltd Şti … İcra Müdürlüğünün 2022/… Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptali ve takibin devamını temin için itirazın iptali davası açılmadan önce 6102 TTK 5/A uyarınca yasal olarak arabuluculuğa başvurulmuş olup, ancak anlaşma sağlanamadığını, Davalı borçlu aleyhinde yürüttüğümüz icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine 22.08.2022 tarihinde itiraz ettiğini, Davalı borçlu süresinde hem borca hem de icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmekle itiraz neticesinde 22.08.2022 tarihinde icra takibinin durdurulduğunu, Borçlu icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş ancak itirazında yetkili icra dairesinin neresi olduğunu beyan etmediğini, bu haliyle yaptığı yetki itirazı geçersiz olduğu ve … İcra Müdürlüğünü yetkisi kesinleştiğini, aksi halde takibin konusu sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğundan HMK’nın “Sözleşmelerden doğan davalarda yetki” başlıklı 10 uncu maddesinde ise; sözleşmeden doğan davaların, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği hüküm altına alındığından TBK’nın 89 uncu maddesi uyarınca; para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde de ödenebileceği hüküm altına alınmış olduğundan işbu sebeple alacaklı müvekkil şirketin adresi … da icra takibi yapılabileceğini, bu nedenle yapılan yetki itirazı haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, Davalı borçlunun … İcra Müdürlüğün 2022/… Esas sayılı takip dosyasındaki haksız olan itirazının iptaline, takibin devamına, Haksız ve kötü niyetli olan borçludan asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının alınarak davacı alacaklı müvekkile verilmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesini özetle; müvekkil şirket ile davacı şirket arasında her hangi bir ticari bir sözleşme bulunmadığını, karşı taraf da her hangi bir sözleşme dosyaya ibraz etmediğini, müvekkil şirket ile davacı şirket arasında doğrudan bir iletişim dahi kurulmadığını, Sözlü de olsa, sözleşme olmadan karşı tarafın HMK 10. Madde nedeni ile davayı kendi adresinde ikame etmesi usulen yanlış olduğunu, Eğer karşı taraf bir sözleşmeden bahsediyorsa müvekkil şirket ile olan yazılı veya sözlü iletişimini kanıtlamakla mükelleftir. Müvekkil şirket yöneticisi veya çalışanları ile yapılmış posta, e-mail, telefon vb. görüşmesi dahi olmadan HMK 10. Maddeyi ileri sürerek yetkili mahkemede davayı ikame ettiğini belirtmesi açıkça yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, Sözleşmeden doğan bir borçtan bahsedilmezken, TBK 89/1’den de bahsedilemez. Müvekkil şirket ile davacı şirket arasında her hangi bir iletişim olmadan düzenlenmiş bir fatura ancak ve ancak HMK 6. Madde hükümlerince müvekkil şirket yerleşim yeri olan İstanbul Adliyesi’nde ikame edilmesi gerekirken davacı yerleşim yeri adliyesinde ikame edilmesi açıkça yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, Müvekkil şirket Türkiye’nin bir çok yerinde olmakla birlikte bazı yurt dışı ülkelerde de Mimarlık ve İnşaat işleri yapan bir şirket olduğunu, Müvekkil şirket 2019 senesi son çeyreğinde Trabzon ilinde bir müşterisinin villa tadilat işi takip etmekteyken o bölgede çalıştığı mermer ustası olan … … ile sözlü olarak anlaştığını, (Mermer ustası olan … … ‘ın bu davada tanık olarak dinlenmesi maddi gerçeğe ulaşma açısından önem arz etmektedir.) Bu anlaşma neticesinde müvekkil mermer ustası olan … … ‘a yapılacak ödemelere istinaden fatura talep edildiğini, Mermer ustası … ‘a ödemeler fatura karşılığı yapılmakta veya ödeme karşılı fatura alınmakta olduğu için faturayı kesecek kişi veya kesen kişilerin hesaplarına veya ödeme yapması için … … ‘a ödeme yapıldığını, davacı taraf şirket sahibi … …’nın hesabına müvekkil şirket tarafından “Ürün alımı” açıklaması ile ücret ödemelerini yaptığını, Davacı şirket ise fatura kestikten sonra, 2 seneyi geçik bir süre müvekkilden ödeme istemediğini, kaldı ki sattığı ürünlerin tahsilatını zaten yapmış olduğunu, Hatta ne öncesinde ne sonrasında hiç bir iletişimde dahil bulunmadığını, Hatta ücreti tahsil etme amacıyla şirket Iban bilgisi dahi hiç bir zaman müvekkil şirket ile paylaşılmadığını, Şirket hesap bilgileri faturada dahi bulunmadığını, Müvekkil ödemesi üzerinden 2 seneyi geçik bir süre sonra ise tamamen kötü niyetli olduğu aşikar şekilde icra takibi başlattığını, dava konusu edilen fatura borcu müvekkil tarafından ödendiğini, Müvekkil ile fatura kesilen şirketin ortağı ve tek yetkilisi olan … … arasında tek ilişki dava dışı mermer ustası … …’ın aldığı malzemeler olduğunu, Söz konusu malzemelerin faturası ve ödenecek hesap bilgileri istendiğinde davacı şirketin ortağı ve tek yetkilisi olan … …’nın IBAN bilgileri paylaşılmış ve ödeme yapıldığını, Akabinde fatura … ve Sanayi Limited Şirketi tarafından kesildiğini, Müvekkil şirket ile davacı taraf ve davacı taraf şirket tek ortağının bu konu harici hiç bir ticari ilişkisi bulunmadığını, yapılan ödemenin söz konusu faturanın ödemesi olduğu açık ve aşikar olduğunu belirterek, karşı tarafın tamamen kötü niyet ile ticari itibar ve tacirlik ile pekişmeyecek şekilde söz konusu icra takibi başlatılmış akabinde haklı itirazlarımız neticesinde huzurunuzdaki dava ikame edildiği artık izahtan varestedir. Davanın öncelikle Yetkisiz mahkemede açılmış olması nedeni ile Yetkisizlik Kararı verilmesine, davanın reddine, %20’den az olmamak şartıyla Kötü Niyet tazminatına Karar verilmesine, Yargılama giderleri, vekalet ücreti ve sair masrafların Davacı yana bırakılmasına Karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık, … İcra Dairesinin 2022/… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede … İcra Dairesinin 2022/… Esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alanın dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu, davalının borca itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine de itiraz ettiği, yetkili icra dairesinin İstanbul Anadolu icra Dairesi olduğunu bildirerek borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiştir.
İtirazın iptali davasında usulüne uygun olarak başlatılmış ve itirazla durmuş bir takibin varlığı dava şartıdır. Bu nedenle, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın öncelikle incelenmesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır.
İlâmsız bir takipte yetkili icra dairesi de 2004 sayılı Kanun’un 50 nci maddesinin yollaması ile 6100 sayılı Kanun’un genel hükümlerine göre belirlenecektir. 6100 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. Yine aynı Kanun’un 16 ncı maddesine göre ise haksız fiilden doğan uyuşmazlıklarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi icra dairesi de yetkilidir. Aynı Kanun’un 10 uncu maddesine göre ise sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği hüküm altına alınmış olup, bu sebeple sözleşmeden doğan para borcunun tahsili için başlatılan takipte, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkili kılınmıştır. Takibin konusu sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğunda, 6098 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesine göre, aksi kararlaştırılmadıkça para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilecektir.
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda, davaya konu takip borçlusunun merkezinin İstanbul olduğu, davacının merkezinin İstanbul olduğu ve takibin faturaya dayalı başlatıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşmeden kaynaklanmadığı, takibin ise … icra dairelerinde başlatıldığı anlaşılmaktadır. Somut olayda takibin borçlunun yerleşim yerinde başlatılabileceği anlaşılmakla, davacının yetkisiz icra dairesinde takip başlattığı değerlendirilmiştir. Davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının yerinde olduğu, İstanbul İcra Dairelerinin yetkili bulunduğu, bu halde yetkisiz icra dairesinde başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasının ise dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yetkisiz icra dairesinde başlatılan takibe itirazın iptali davasının REDDİNE;
2-Alınması gerekli 179,90 ₺ karar harcının davacının peşin yatırdığı 248,63 ₺ harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 68,73₺ harcın karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereği hesap ve takdir olunan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00TL nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Dair; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, … Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır