Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/819 E. 2023/343 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/819 Esas
KARAR NO : 2023/343
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2022
KARAR TARİHİ : 10/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili ile … … Ortak Girişimi arasında … Sosyalist Cumhuriyet’ indeki … Projesi Kufra … İsale Hattı Projesine ilişkin Taşeronluk Sözleşmesi 27.10.2006 tarihinde imzalandığını, sözleşmenin konusunun müteahhit ve işveren arasındaki 06/06/2006 tarih ve … numaralı sözleşme kapsamında bulunan … yapımı ve … işlerinin belirtilen şartlar ve ana sözleşme şartlarına uygun olarak Taşeron tarafından Müteahhittine karşı üstlenilerek yapılması olduğunu, sözleşmenin ekli birinci Keşif Metrajı bazında tespit edilen bedelin, KDV hariç 19.496.600 USD olduğunu, söz konusu iş kapsamında 33 adet hakediş düzenlenerek tahakkuka bağlandığını, ancak 2011 yılının başında Libya’ da yaşanan iç savaş sonucunda işler yapım aşamasındayken durdurulduğunu, can ve mal güvenliğinin sağlanmaması nedeniyle halihazırda bulunan ekipmanlar ile tüm organizasyonun orada bırakıldığını, sadece çalışan personel dünüşülerek kayıp yaşanmadan yurt içine dönüşün sağlandığını, taraflar arasında taşeron sözleşmesindeki işle ilgili yazışmalar ve ihtarneler yapıldığını, müvekkilinin davalı şirketten alacaklı olduğunu, 02/12/2021 tarihli dava şartı arabulucuk başvurusunda bunuduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, … İnşaat A.Ş. İle … şirketi arasında imzalanan taşeronluk sözleşmesine, zeyilnamelere, … toplantı kararı, proje teknik şartnameler, idare, idare müşviri ve … nin talimatlarına göre … Projesi işinde müteahhit … nin … İnşaat A.Ş. tarafından taşeronluk sözleşmesi kapsamında yapılan ve zeyilnaler ile ilave edilen sözleşme projelerinde hesaplanan, idarecisince müteahhide ödenen iş bedellerini ödemediğini, … ile …’ tan kiralanan ekipmanlardan fazla kesinti yapıldığını, … İnşaat A.Ş.’den kiralanan ekipmanların kiralarının ödenmediğini, cezai şart alacağının ödenmediğini, sözleşme ve teknik şartnameye göre işverenin yüklenici … den kesmediği iş bedellerinin … İnşaat A.Ş.’nin hakedişlerinden kesilmesi suretiyle ödenmediğini, mükerrer kesintilerin iadesi gerektiğini beyanla, dilekçede belirtilen alacak kalemleri toplam olarak 17.508.830,30 USD (onyedimilyonbeşyüzsekizbinsekizyüzotuz ABD doları + 30 sent) nın bu aşamada bu dava kapsamında temerrüt tarihinden itibaren hesaplanacak kamu bankaların USD üzerinden açılmış 1 yıllık mevduata uyguladıkları en yüksek oran üzerinden hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen aynen tahsili ve müvekkili şirkete ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri ortak cevap dilekçesinde özetle; Davacının kendisine ödenmediğini öne sürdüğü alacaklara ve tazminat talebine dayanak gösterdiği 27/10/2006 tarihli sözleşmenin tarafları arasında müvekkili şirketler … ve …’ nin bulunmadığını, sözleşmenin tarafları, davacı şirket ile …- … … … Şirketi (…) olduğunu, sözleşmenin tarafı olan ve tüzel kişiliğe sahip olan … şirketi yerine hissedarları olan müvekkili şirketlerine husumetin yöneltilemeyeceğini, davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, … şirketi Libya da yıl sonu bilançolarını kendisinin verdiğini, mali kayıtlarını Libya yasalarına göre tuttuğunu ve vergi dairelerine kendisinin muhatap olduğunu, bu hususun bile … şirketinin hissedarları olan davalı müvekkillerinden ayrı bir tüzel kişiliği olduğunu açıkça gösterdiğini, davacının bugüne kadar ticari ilişkilerini sözleşme imzaladığ Libya’daki … şirketi tüzel kişiliği ile sürdürüp, hakediş ve fatura bedellerini … şirketinden tahsil edip, borçlarını … şirketine ödeyip, sözleşmeden doğan hak ve alacak, borçlar, tahsilat ve ödemelerini buna göre muhasebeleştirip, vergi yükümlülüklerini bu doğrultuda yerine getirdikten sonra, kendi davranışıyla çelişerek dava dışı … şirketinin varlığını red edip Türkiye’deki davalılara dava yöneltmesinin kötü niyetli olduğunu, davanın … şirketene yönetilmesi gerektiğini, dava konusu sözleşmede hukukla ilgili bir irade açıklamasına sözleşmede yer verilmediğini, bu durumda uygulanacak hukuku belirlemek amacıyla MÖHUK hükümlerine bakılması gerektiğini, sözleşmenin dava dışı şirket ile davacı arasında 27/10/2006 tarihinde imzalandığını, ancak 17/02/2011 de Libya da başlayan iç savaş neticesinde sözleşmenin akamete uğradığını, bu durumda kabul anlamına gelmemek ile birlikte, davacının harhangi bir hakkı doğdu ise söz konusu haklarla ilgili Şubat 2011 den bu yana davacı tarafından harhangi bir hukuki yola başvurulmadığını, dolayasıyla davacının bir alacağının varlığının kubulü halinde dahi bu alacağın en geç şubat 2011 tarihine ait bir alacak olacağını, dava konusu iddaları ile ilgili olarak zamanaşımını kesecek bir hukuki yola başvurmadığı nedeniyle zamanaşımından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının müvekkili şirketlerden muaccel alacağı varmış ve temerrüde düşmüş gibi hareket ederek faiz talebinde bulunduğunu ancak müvekkillerinden muaccel veya muaccel olmayan herhangi bir alacağının bulunmadığını, bu nedenlerle müvekkili … ve … şirketlerine karşı açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, aksi takdirde davanın sözleşmesinin tarafı olan … şirketine ihbar edilmesine, zamanaşımı itirazlarının kabulünü ve davacı taleplerinin ve davanın zamanaşımından reddine, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde; …- … … … Şirketinin bir adi ortaklık olduğunu, tüzel kişiliğinin bulunmadığını, … … ibaresinin ortak girişim olduğunu, alacağın zaman aşımına uğramadığını, alacağın sabit olduğunu bildirmiştir.
Davalılar vekilleri ikinci cevap dilekçelerinde de, benzer savunmalarda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Libya devletinde yapılan alt yüklenicilik sözlemesinden kaynaklı alacak ve tazminat istemine ilişkindir.
Aynı davalılar aleyhinde …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/… Esas dosyasında açılan ve başka bir alt yüklenicinin davacı olduğu davada, mahkemece husumetin …- … … … Şirketine yöneltilmesi gerektiği gerekçesiyle usulden red edilmiş ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
İncelenen belgelerden ve sözleşmeden, davacının dava dışı olan ve Libya’da kurulu bulunan …- … … … Şirketi ile davacı arasında alt yüklenicilik sözleşmesi yapıldığı, davalıların ise …- … … … Şirketinin ortakları ve kurucusu olduğu anlaşılmıştır.
Husumet, dava şartı olup her aşamada ve mahkemece resen dikkate alınması gerekir. Dava şartı eksikliğinin öncelikle incelemek gerekir.
Davalıların husumet itirazı kapsamında yapılan incelemede; …- … … … Şirketi ile davacı arasında sözleşme yapıldığı, işin Libya’da yüklenicisinin …- … … … Şirketi olduğu sabittir. Türkiye Cumhuriyeti … Başkonsolosluğundan …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/… Esas dosyasına verilen cevapta, yüklenici …- … … … Şirketinin ayrı bir tüzel kişi olduğu ve Libya hukukuna göre kurulmuş bir şirket olduğu bildirildiği görülmüştür. … … ibarelerinin ortak girişim olduğu açık ise de, Libya Hükümeti kanunlarına göre ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olan bir şirket olarak …- … … … Şirketi kabul edildiğine göre, davada taraf olma ve husumet de bu şirkete düşecektir. Kaldı ki, kesinleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/… Esas sayılı ilamı da bu durumu tevsik etmektedir. Bu durumda husumetin davalılara yöneltilmesi hatalı olduğu anlaşılmış ve davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın husumet yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harcın, peşin alınan 5.594.421,90 TL harçtan mahsubu ile artan 5.594.242,00 TL’nin davacı tarafa karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
3-Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-A.A.Ü.T.’ ne göre ve davanın usulden reddine karar verilmiş olması nedeniyle, 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara eşit oranda verilmesine,
6- Arabuluculuk ücreti olan 1.600,00TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile … Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/05/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır