Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/736 E. 2023/362 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/736 Esas
KARAR NO : 2023/362

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/11/2022
KARAR TARİHİ : 16/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 23/11/2022tarihli dava dilekçesinde özetle; 1-) Müvekkilimiz tarafından yıllardır üretilen ve tüm dünyada beğeni ile Takip Edilen … marka Devamlı Firmanın Tuttuğu … Kendisini … üyesi olduğunu …A.Ş. Temsil Ettiğini firmanın kendisine söylendiğini, firmasının tüm sitelerde karalanması için kampanyalar başlatılmış ayrıca ağza alınmayacak hakaretlerde bulunduğunu, firma telefonla aranıp sunum sorulduğunda kendilerini tam teslim ettiğini ayrıca dernek tam yetkili olduğunu söylediğini belirterek, 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak taraflarına verilmesini, mülkiyet hakkı müvekkiline ait marka dolayısıyla yapılan haksız rekabetin önlenmesine, mahkeme masraflarının ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket aleyhine haksız rekabetten kaynaklı tazminat davası açılmışsa da işbu dava mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava şartı arabuluculuk başvurusunun bulunmaması sebebiyle davanın reddi gerekmekte olduğunu, Davacının kendisine hakaretler ettiğini ve çeşitli siteler aracılıyla firmasını kötülediğini iddia ettiği …, ne müvekkil şirket bünyesinde yetkilidir, ne de müvekkil şirket bünyesinde çalışmaktadır. Şirket kayıtlarımızda böyle bir çalışan olmadığı gibi, müvekkil şirket yetkilileri tarafından da böyle bir şahıs tanınmadığını, Davacının, “… üyesi olduğunu … A.Ş. Temsil Ettiğini firmanın kendisine söylemiştir” beyanının herhangi bir somut delili bulunmamakla birlikte, yalnızca gerçekleştiği iddia edilen bir telefon konuşmasıyla müvekkil şirket aleyhine dava açılması hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Davacı taraf herhangi bir somut delil göstermediğini, şirketini karalayan, hakaret içerikli mesajlar gönderen şahsın gerçekten var olup olmadığı veya müvekkil şirkette yetkili olup olmadığı konusunda dahi herhangi bir araştırma yapmadan afaki bir telefon konuşmasıyla, müvekkil şirketin zan altında bırakılması, hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, Davacı dilekçesinde, kendisine küfürler yağdıran, ölümle tehdit eden şahıs hakkında suç duyurusunda bulunup bulunmadığı hususunda dahi bir bilgi vermediğini, herhangi bir somut dayanağı bulunmayan, yalnızca yaşandığı iddia edilen bir telefon konuşmasında müvekkil şirketin adının geçmesi sebebiyle açılmış işbu davanın reddi gerekmekte olduğunu, Haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, Yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, Karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
6100 Sayılı HMK’nun 114/g maddesinde gider avansı, dava şartı olarak düzenlenmiştir. Aynı Kanunun 115/2. maddesine göre; “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” Aynı kanunun 120. maddesinde ise; “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir” düzenlemesi yer almaktadır.
Mahkemece gider avansının eksik olduğunun anlaşılması halinde, tamamlattırılması için HMK’nun 120/2. maddesi gereğince verilecek iki haftalık kesin süre ile birlikte gider avansının nelerden ibaret olduğu net olarak belirlenmeli ve tarafa avansın yatırılmamasının hukuki sonuçları konusunda uyarı yapılmalıdır. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmezse, ancak o takdirde dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmelidir.
7155 sayılı kanun ile 6102 sayılı TTK’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile “Kanunun 4 üncü maddesi ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ….” hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale getirilmiş, yani arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır.
6325 sayılı HUAK’nun 18/A-2 maddesi gereği arabuluculuğa tabi davalarda dava açılırken, arabulucuya başvurulması ve sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunlu olup, davacıya arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın ibrazı için bir haftalık kesin süre verilmesi ve sonucuna göre işlem yapılması gerekmekte ise de aynı maddenin son cümlesine göre arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi emredici olarak düzenlenmiştir. Bu düzenleme karşısında HMK m.115/2 madde hükmü uygulanarak bu eksikliğin giderilmesi mümkün değildir.
Somut olayda da, davacı yanca gider avansı yatırılmadan ve dava şartı olan arabuluculuğa ilişkin belge sunulmadan dava açılmış olduğu anlaşılmış, gider avansını tamamlaması ve dava tarihinden önceki tarihli arabuluculuk tutanaklarını mahkememize ibraz etmek üzere davacı yana usulünce süre verilmiş, verilen sürede gider avansı tamamlanmadığı gibi arabuluculuk tutanağı da sunulmamıştır. Gider avansının dava şartı olduğu, dava tarihi itibariyle arabuluculuk yasa yolunun zorunlu olduğu anlaşıldığından, mahkememizce gider avansı tamamlanmadığınan ve arabuluculuk dava şartının yerine getirilmemesi nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USÜLDEN REDDİNE;
2-Alınması gerekli 179,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep üzerine davalıya iadesine, davalının gider avansından karşılanan 58,00 TL masrafın ise davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davalı yargılamada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT m. 7/2’ye göre tespit olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/05/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır