Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/734 Esas
KARAR NO : 2023/157
DAVA : Sermaye Piyasası Kanunundan Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 23/11/2022
KARAR TARİHİ : 08/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Sermaye Piyasası Kanunundan Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile; Davalı Borçlunun … Numaralı hesabında gerçekleştirdiği borsa işlemleri ve mevcut olan açık VIOP pozisyonları gereğince, müvekkilleri nezdinde borçlu durumda olduğunu, davalıya, VIÖP pozisyonlarını kapatması ve teminat tamamlatma çağrısı (… )’na ilişkin ihtarlarının sözleşme gereği gerek sözlü gerek yazılı olarak ve SMS gönderimleriyle yapıldığını, aynı doğrultuda davalıya ihtarname keşide edildiğini, buna rağmen davalının nakit borcunu kapatmaya yönelik herhangi bir nakit gönderme işleminde bulunulmadığı gibi pozisyonları da kapatmadığını, bu yönde Sermaye Piyasası Kurulu Kanun ve mevzuatı ve Sözleşmeler gereği yapılan tüm ihtar ve ihbar ile yazılı bildirimlere de Davalı tarafından cevap verilmediği belirterek, davalının borcu muaccel olup, rehinle temin edilmemiş olduğundan ve müvekkilinin zararı göz önüne alındığında davalının elinde veya üçüncü kişilerde bulunan hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine işlemleri yapma durumu dikkate alındığında telafisi güç ve/veya imkansız zararların önüne geçmek için İhtiyati haciz taleplerinin teminatsız olarak kabulünü ve yine dava sonunda verilecek olan hükmün infazının gerçekleştirilebilmesi ve davacının alacağına kavuşması adına davalı adına kayıtlı gayrimenkullerin devrinin tedbiren önlenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; davacı aracı kurum, müvekkilin haber ve talimatı dışında, henüz resen satış yetkisinin yasal koşullar oluşmadan, 13.09.2022 tarihinden itibaren başlamak üzere, müvekkilin hesabındaki hisse ve viop kontratlarını, günlerce, günün en düşük fiyatlarından tabana satış emri verdiğinden, müvekkilin zarara uğramasına neden olduğunu, b u nedenle esasen müvekkilin davacıya borcu bulunmadığını ve davacıdan da alacağının bulunmadığını, müvekkil, spk tebliğ ve kılavuzlarına uygun şekilde yatırımlarını gerçekleştirmişken, davacı şirket müvekkilin bilgisi ve rızası olmadan kendi nezdinde bulunan müvekkil hisselerini ve viop kontratlarını 13.09.2022 tarihinden itibaren yetkisiz bir şekilde tabana satış emirleri ile satmaya başladığını, davacı şirketin bu sert satışları nedeniyle hisse senedi değerleri hızlıca aşağı yönlü harekete geçmiş ve gelinen noktada müvekkilin de sahibi olduğu bankacılık ve gayrimenkul yatırım ortaklığı hisseleri günlerce tabandan günü kapattığını,
davacı dava dilekçesinde, müvekkil şirketin 15.09.2022 – 27.09.2022 tarihleri arasında viop piyasalarında gerçekleştirdiği işlemler neticesinde teminatının eksik kaldığını belirtmiştir. ancak bu iddia gerçek dışıdır ve davacı bu iddiasını ispatla yükümlü olduğunu, müvekkilin teminatının eksik kalmasının nedeni davacının yetkisiz işlemleri ve takasbank teminat değişikliği bildirimini müvekkile makul sürede bildirmediğini, müvekkil gerek davacı şirket bünyesindeki hesabı üzerinden gerekse diğer aracı kurumlardaki hesapları üzerinden uzun yıllardır hisse alım satım işlemleri gerçekleştirdiğini, gerek spot piyasada gerekse viop’ta yıllardır işlem gerçekleştiren müvekkil, davacının sebep olduğu sürece gelene kadar ne davacı ile ne de diğer aracı kurumlar ile herhangi bir şekilde davaya konu olan herhangi bir borç/alacak uyuşmazlığı yaşamadığını, davacı, huzurdaki uyuşmazlığa neden olan süreç öncesinde, 13.09.2022 tarihinde, saat 18:05-18:10 aralığında, müvekkilin hesabından bilgisi ve onayı olmaksızın, taban fiyattan hisse senedi ve viop sözleşmesi satışları yapmış ve bu satışlarını sonraki günlerde de tekrarlandığını, mevzuata göre bir yatırımcı aracı kuruma hesap açtığında, öncelikle kendisiyle sözleşme imzalanır. bu sözleşmede yapılacak işlemlerde karşılıklı olarak uyulacak esaslar belirlenir. sermaye piyasası mevzuatına göre yatırımcı hesaplarında mutlaka teminat bulunmak zorundadır. hesapta bulunan pay veya vadeli işlem sözleşmesinin fiyatı düşer ve hesapta bulunan teminat sözleşme ile belirlenen seviyenin altına gerilerse aracı kurum müşterisine teminat tamamlama çağrısı yapıp, hesaba nakit veya menkul kıymet yatırılmasını ister. eğer müşteri teminat tamamlama çağrısına rağmen verilen süre içerisinde hesabının teminatını artırmazsa aracı kurum teminatı sözleşme ve mevzuata uygun hale getirmek amacıyla hesaptan satışlar yapabilir. ancak yatırımcı hesaplarında herhangi bir teminat açığı ya da öz kaynak yetersizliği olmadığı halde aracı kurum tarafından yatırımcı hesabından resen satış yapılması, sözleşmeye ve sermaye piyasası mevzuatına açıkça aykırı olduğunu, tüm bunlara rağmen, müvekkil hesaplarında herhangi bir teminat ya da özkaynak açığı olmadığı halde, müvekkilin haberi olmaksızın, kendisinin talimatı ve emri alınmaksızın, müvekkilin hesabında bulunan paylar ve vadeli işlem sözleşmeleri davacı tarafından satıldığını, yapılan bu satışlar için müvekkilin ne işlem öncesi onayı ne de işlem sonrası icazeti bulunmadığını, yapılan işlemler tamamen sözleşmeye ve sermaye piyasası mevzuatına aykırı olduğunu davacı, özkaynak bildirimlerinde verilen sürelere uygun davranmadığını, davacının dava dilekçesi eklerinde yer verdiği bildirimlerde müvekkilin öz kaynak oranı hisse değerlerindeki oynaklık ya da yapılan alımlar nedeniyle 2022 yılı içerisinde zaman zaman spk mevzuatı kapsamında belirlenen %35’lik sınırın altına düşmüş, davacı kurum da bu halde gecikmeksizin müvekkile bildirimde bulunarak, müvekkil ile davacının arasındaki sözleşme ve spk emredici hükümlerine uygun şekilde 2 iş günlük süre vererek özkaynak oranının %50 seviyesine çıkarılmasını istediğini, dava dilekçesi ekinde yer alan bildirimlerde görüleceği üzere müvekkil basiretli bir tacir ve yatırımcı olarak hareket ederek davacının 13.06.2022, 28.06.2022, 30.06.2022, 05.07.2022, 13.07.2022, 19.07.2022, 25.07.2022, 02.09.2022, 06.09.2022 tarihlerinde müvekkile göndermiş olduğu ve iletim teyidini aldığı özkaynak bildirimleri sonucu kendisine sözleşmesel yükümlülük ve spk mevzuatı gereği verilen 2 iş günü içerisinde %35’in altına düşen öz kaynak seviyesini her seferinde gerek hisse satışı ile gerekse nakit ödeme yaparak %50 oranına çıkardığını, bu durum müvekkilin basiretli bir tacir ve yatırımcı olarak hareket ederek sözleşmesel yükümlülüklerine uygun davrandığını göstermekte olduğunu, davacı 14.09.2022 tarihli bildirimde verilen süreye uygun davranmadığından ve hatta 13.09.2022 tarihinde müvekkilin hisse senetlerini ve viop sözleşmelerini tabana satış emri gönderek satmaya başlayarak, müvekkili zarara uğrattığını, davacının, yasanın kendisine sunduğu yetkileri aşarak, kusurlu şekilde gerçekleştirdiği işlemler nedeniyle oluşan zararların tazminin isteyemeyeceği açık olduğunu, söz konusu bildirimlerin içeriği incelendiğinde görüleceği üzere, davacının müvekkilin hisselerini re’sen paraya çevirebilmesi için, önce usulüne uygun iletişim vasıtasıyla bildirim yapılması ve bunun teyidini alması gerekmektedir. yasal düzenleme açık şekilde, bildirimin basit bir elektronik ileti olarak gönderilmesini yeterli görmemiş, bunun teyidinin alınması gerektiğini açık şekilde düzenlediğini, davacının, müvekkile gönderdiği elektronik iletilerin teyidini alıp almadığını call center (çağrı merkezi) kayıtlarını sunarak kanıtlaması gerektiğini, tüm bu yasal yükümlülükler dikkate alındığında, müvekkilin hisseler için özkaynak yeterliliğinin %100, viop sözleşmeleri için de teminat yeterliliğinin tam olduğu bir dönemde, 13.09.2022 tarihinde, müvekkilin talimat veya rızası olmaksızın resen satış yapması, müvekkilin hesaplarına erişimini kapatarak, 14.09.2022 tarihinde ve sonrasında da hem viop sözleşmelerini hem de hisse senetlerini taban fiyattan satması, yasal düzelemelerin davacıya tanımış olduğu yetkinin dışında olduğunu davacı şirket hem satış yetkisini yasaya uygun şekilde elde etmeli hem de bu yetkiyi kullanırken, müşteri çıkarını gözetecek şekilde, özen ve sadakat borcuna uygun şekilde yerine getirmelidir. davacı ahlatçı yatırım, satışlarını hem yasa ve sözleşmeye aykırı şekilde gerçekleştirmiş hem de satışlarda hisse senetlerini ve viop sözleşmelerini günün en düşük fiyatlarında satarak müvekkilin zararına hareket ederek özen ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, davacının bu yetkisiz ve orantısız satış işlemleri, ilerleyen dönemde müvekkilin özvarlığını erittiğini, müvekkilin davacı kurum nezdindeki hesap hareketi detayları incelendiğinde, 13.09.2022 tarihi itibariyle davacının müvekkile ait hisseleri satmaya başladığını, 13.09.2022 tarihi itibariyle müvekkilin hesaplarının artıda olduğu da dikkate alındığında davacının faaliyetlerinin hukuka aykırı şekilde müvekkilin zararına neden olduğunu, davacının tüm bu faaliyetleri sırasında müvekkilin işlem yapmasını engelleyerek 13.09.2022 tarihinden sonra davacının faaliyetleri nedeniyle oluşan özkaynak ve teminat açığını kapatabilmesi için hisse satışına izin vermediği görülecektir. davacı, takasbank’ın getirdiği yeni teminat yükümlülüğüne ilişkin düzenlemelerinden müvekkili haberdar etmediğini, ayrıca takasbank tarafından tüm aracı kurumlara 09.09.2022 tarihinde gönderilen bildirimde, vadeli işlem ve opsiyon piyasası’nda halkb, ısctr, skbnk, tskb, vakbn, xlbnk ve xu030 dayanak varlıkları için işlem teminatı hesaplamalarında kullanılan risk parametreleri piyasa koşulları dikkate alınarak yapılan değerlendirmeler sonucu güncellendiği bildirildiğini, söz konusu bildirimde değişen teminat oranlarının 14.09.2022 çarşamba günü, gün içi ilk risk hesaplama anından itibaren geçerli olacağı belirtildiğini, ancak davacı söz konusu değişikliğe ilişkin bilgilendirmeyi 09.09.2022 tarihinde öğrenmiş olmasına karşın sözleşmesel özen yükümlülüğüne uygun davranmamış 14.09.2022 tarihinde geçerli olacak teminat hesaplamalarında kullanılacak risk parametrelerindeki değişikliği, zamanında müvekkile bildirmediğini, davacının bu yöndeki bildirim e-postasının müvekkilin …@hotmail.com e-posta adresine, 13.09.2022 tarihinde saat 21:54’te gönderildiği görülmekte olduğunu, ayrıca, e-posta gönderim saatinden önce, davacının müvekkilin hisse senetlerini ve viop sözleşmelerini resen yetkisiz şekilde satmaya başladığını, hesap erişimlerini ve işlem yetkisini kısıtladığını, kısaca davacı kurum, adeta müvekkilin aciz haline düşmesini sağlayacak şekilde, tamamen kötüniyetli olarak hareket etmiş, haksız ve yetkisiz bir dizi işlemlerle, müvekkilin karlarının, öz sermayesinin erimesini sağladığını, davacı 14.09.2022 tarihinde müvekkile gönderdiği öz kaynak bildiriminde müvekkilin özkaynak oranını %50’ye çıkarması için 2 iş günü süre vermesine karşın, bu süreyi beklemeden müvekkilin hisselerini tabana satış emri vererek satmış, ve bankacılık sektöründeki hisselerin düşüşünü tetiklemeye devam ettiğini, davacı müvekkilin kendisi nezdindeki hesapları henüz artıdayken 13.09.2022 akşamı müvekkilin hisselerini yetkisiz ve hukuka aykırı şekilde satarak müvekkilin zarara girmesine neden olmuş ve gerçekleştirdiği sert satışlar ile bankacılık ve gayrimenkul yatırım ortaklığı hisselerinde yaklaşık birkaç aylık sert değer kaybını tetiklediğini, davacının 13.09.2022 tarihinde müvekkile herhangi bir bildirimde bulunmadığını, , yetkisiz ve hukuksuz bir şekilde müvekkilin sahibi olduğu hisseleri satmamış olduğu kabul edilse dahi, davacının 13.09.2022 tarihinden sonra gerçekleştirdiği satışlar da hukuka aykırı olduğunu, davacının müvekkile 14.09.2022 tarihinde saat 12:09’da özkaynak bildirimine ilişkin e-posta gönderdiğini, öncelikle, davacının yönetmeliğe uygun olarak, bu e-postanın müvekkile ulaştığını teyit almadığını belirtmek isteriz. zira müvekkil, söz konusu e-postadan çok sonra haberdar olduğunu, ayrıca davacı şirketten alınan hesap ekstrelerine göre, ilgili e-posta içeriğinde belirtildiği gibi, müvekkilin 14.09.2022 tarihinde hisse kredi özkaynak oranı %100 olarak gözükmekte olduğunu, davacı şirket, 14.09.2022 tarihli özkaynak bildirimi sonrasında yalnızca müvekkilin yeni hisse alımı yapmasına değil, yetkisiz bir şekilde hisse satışı yaparak müvekkilin zararına neden olduğunu, davacının hukuka aykırı işlemleri nedeniyle 17.10.2022 tarihinde spk’ya şikayette bulunulmuş, ayrıca 22.09.2022 tarihinde davacıya gönderilen ihtarname ile hukuka aykırı işlemlerinin durdurulması talep edildiğini, davacının sözü edilen hukuka aykırı işlemleri ve internet ortamında yaptırdığı haberler ile müvekkilin ve müvekkil şirketin ortağı mehmet akdere’nin gizliliğini ihlal eden fiilleri nedeniyle 22.09.2022 tarihinde spk nezdinde şikayette bulunulduğunu, ayrıca davacıya … noterliğinden keşide edilen 22.09.2022 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile haksız, yetkisiz ve hukuka aykırı işlemleri nedeniyle, müvekkilin zarara uğradığını, spk mevzuatında düzenlenen hükümler ile aracı kurumlara, öz kaynak değerinin %35’in altında kalmasının ardından yatırımcının verilen sözleşmesel sürede öz kaynak değerini %50’ye çıkarmaması halinde bünyesindeki hisseleri satarak özkaynak oranını %50 seviyesine tamamlaması, ayrıca viop sözleşmelerindeki teminat oranlarında düşme olması halinde, süresinde teminat tamamlanmaması halinde aracı kuruma satış yetkisi verildiğini, bu yetkinin verilmesindeki amaç yatırımcının ve aracı kurumun zararının minimum seviyede tutulmasıdır. ancak bu yetki kullanım şeklide aracı kurumların sınırsız bir hareket alanı bulunmamakta, aracı kurumların sözleşmesel özen yükümlülüklerine uygun davranarak basiretli bir tacir gibi hareket etmesi beklenir. ancak davacı yetkisiz bir şekilde re’sen satış yetkisini kullanırken sözleşmesel özen yükümlülüğüne uygun bir şekilde hareket etmediğini, art arda günlerde üst üste tabana satış emirleri vererek, müvekkilin ve hatta kendisinin zararına tek başına neden olduğunu, davacının sebep olduğu borsadaki sert düşüş sonrasında, davacının da dahil olduğu bazı aracı kurumlar 19. eylülde bir araya gelerek, borsadaki düşüşün durudurularak yatırımcıların ve aracı kurumların zararlarının engellenmesi için yapılacak iyileştirici eylemler tartışılmıştır. taraflar ve özellikle davacı … bu toplantıda, xbank hisseleri ve ısgyo özelinde, tabana satış verilmemesi ve bazı hissleerde alım yapılması hususunda anlaşma sağlamışlarsa da davacı, basiretli bir tacir gibi hareket etmemiş ve 20.09.2022 tarihinde de tabana satış emri vermeye devam ettiğini, davacı, özkaynak tamamlama bildirimini spk mevzuatına uygun şekilde yapmadığını, viop sözleşmelerinde, yatırımcıların teminat tutarından daha fazla bir zarara uğraması mevzuat gereği mümkün değildir. davacı aracı kurumun müvekkile ait hisseleri müvekkilin bilgisi, rızası ve onayı olmadan satmaya başlaması ile beraber müvekkilin yatırım yaptığı hisseler sert şekilde değer kaybetmiş, davacı şirketin sahibi ahmet ahlatcı’nın 17.09.2022 tarihinde spk mevzuatına aykırı olarak müvekkil şirket ortağının adını açıklaması ile piyasadaki güven ortamı bozulmuştur. davacı sözleşmenin kendisine tanıdığı teminat amaçlı rehin alma yetkisini kullanmayarak müvekkilin zararına hareket ettiğini, taraflar arasındaki sermaye piyasası araçları çerçeve sözleşmesinin 28. maddesine göre, kendi hesabına rehin ve teminat amaçlı virman yapma imkanı bulunmasına rağmen bunu yapmayarak, haksız ve yetkisiz satış işlemlerini gerçekleştirdiğini, . davacı dilekçesinde, takasbank’a olan teminat açığından kaynaklı borçların ödenmesi için hisselerin resen satılmak zorunda olduğunu belirttiğini, oysa taksbank, aracı kurumların teminat risklerini azaltmak için ısgyo, tskb ve skbnk hisselerinin teminata sayılmasını kabul ettiğini, müvekkilin 10 civarında aracı kurumla çalıştığını, diğer aracı kurumların basiretli bir tacir gibi davranarak bu süreci risksiz atlattıklarını, davacının haksız işlem şartı niteliğinde olan, yasaya, hukuka aykırı genel sözleşme hükümlerine itiraz ettiklerini belirterek, davacı dava dilekçesinde müvekkilin pozisyon tutarının dayanak varlık için belirlenmiş mkk tarafından açıklanan fiili dolaşımdaki pay miktarının %5’ine denk gelen yüzdelik limite uygun şekilde hareket etmediğini ve limiti aşan pozisyonlarının kapatılması için kendisine bildirim gönderildiğini, müvekkil uzman bir yatırımcı olup gün içerisinde hacimli işlemler yapmaktadır. bunun doğal sonucu olarak da geçmişte zaman zaman fiili dolaşımdaki pay miktarı %5’lik dilimin üzerine çıkabilmektedir. bu durumda müvekkil bazen kendisine gelen bildirimlerin ardından bazen de bu bildirimler henüz yapılmadan önce pozisyonlarını mevzuata uygun hale getirmektedir. davacının zikrettiği bu durum bir hukuka aykırı olduğunu belirterek, dava konusu alacağı kabul etmemekle birlikte, alacağın varlığı konusunda kanaat getirilmesi halinde, alacağa, dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasını, davacının hukuki dayanaktan yoksun, haksız ve hukuka aykırı davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı talep eden aleyhine hükmedilmesini, ayrıca dava konusu uyuşmazlığın 6362 sayılı sermaye piyasası kanunu’ndan doğduğu ve uyuşmazlığa anılı kanun hüküm uygulanacağı göz önüne alınarak; dava dosyasının konusu itibariyle istanbul 6.7.8.9. ihtisas asliye ticaret mahkemelerine tevzi edilmesi talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin, 15.09.2022 – 27.09.2022 tarih aralığında viop piyasalarında yaptığı işlemler neticesinde teminatı eksik kaldığını, davalı, ifa ettiği tüm işlemlerde sermaye piyasaları kanunu, spk kurumu düzenlemeleri, takasbank bildirimleri, müvekkilimiz ile imzaladığı sözleşme ve sair ilgili yasal düzenlemelere uygun hareket etmekle yükümlüdür. bu kapsamda davalı vıop’ta pozisyon açılması halinde açık pozisyonlarının gereği teminatları takasbank’a ödenmek üzere müvekkilime ödemek zorunluluğunda olduğunu, davalı “viop prosedürü’nün “pozisyon limitine ilişkin esaslar” kapsamında pozisyon tutarının dayanak varlık için belirlenmiş mkk tarafından açıklanan fiili dolaşımdaki pay miktarının %5 ine denk gelen yüzdelik limite uygun hareket etmekle yükümlü olup, bu yükümlülüğüne aykırı davranmış, %5’lik limiti aştığını, . davalı yasal mevzuat hükümlerine aykırı davrandığını, davalının limiti aştığı takasbank tarafından tespit edilmiş ve davalı müşterinin limiti aşan pozisyonlarının kapatılması, aksi halde re’sen kapatılacağı ihtar edildiğini, davalıya bu konuda, sözleşme hükümleri gereğince tarafımıza bildirmiş olduğu kayıtlı iletişim kanalları kullanılarak, gerekli her türlü bildirim yapıldığını, buna rağmen davalı bildirimlerimize kayıtsız kaldığını ve işlem yapmadığını, zira, davalının limiti aşan pozisyonlarının kapatılması ihtar edildiğini, , yasal mevzuata uygun davranması yönünden tüm bildirimler süresinde yapılmış ve poziyon azaltıcı işlemleri de kendisi yapabilmesi sağlanmış iken davalı hiçbir şekilde aksiyona geçmediğini, ayrıca davalı ivedilikle hesabına nakit yatırarak teminat tamamlama çağrısının gereğini de yapmak yerine müvekkil şirketin bildirimlerine sessiz kalarak yüksek meblağlı zararlara kendisi sebebiyet verdiğini, davalının, talimat ve onayı olmadan satış yapıldığını , müvekkil şirket tarafından yapılan satış işlemlerinin kendisini zarara uğrattığı iddiası yanlış, yanıltıcı ve somut olayın gerçeklerine tamamıyla aykırı olduğunu, davalı’nın bilirkişi raporunun yanlı ve eksik delillere dayalı olduğu yönündeki iddiasının kabulü mümkün olmadığını, davalı özkaynak bildirimlerimize sessiz kalmış ve özkaynağını eksik bıraktığını, davalının öz kaynak bildirimlerinde sahip olduğıunu belirttiği teminat açığı miktarı ve varlık iddiaları yanlış ve mesnetsiz olduğunu, davalının, takasbank tarafından getirilen yükümlülüklerden haberdar edilmediği/olmadığı iddialarına itibar edilmediğini, davalının, resen ve hatalı işlemlerle zararına hareket ettiğimiz, özen yükümlülüğüne aykırı davrandığımız yönündeki mesnetsiz iddialarının kabulü mümkün olmadığını, her ne kadar davalı teminat tutarından fazla zarara uğramanın mümkün olmadığını belirtse de viop’da kaldıraçlı işlemlerin etkisiyle alım kabiliyeti kolay olması gibi nedenlerle piyasa oyuncularının çoğu varlıklarını ve borsadaki teminatlarını kaybedebilmektedir, davalı iddiaları aksine piyasadaki güven ortamının bozulması nedeni bizzat davalının yapmış olduğu spekülatif işlemler olduğunu, belirterek davalı cevap dilekçesinde belirttiği mevzuat dayanaklarını kendi lehine olacak şekilde iki farklı hesap (viop hesabı ve hisse senedi hesabı) esaslarını kullanmak suretiyle yanlış ve yanıltıcı şekilde açıklamalarda bulunduğunu belirterek .davamızın kabulüne, davalı borçludan olan 9.605.441,76-tl alacağımızın 04.10.2022 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ve ferileri ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı vekili 07/03/2023 tarihli dilekçesi ile: Huzurdaki davanın; 11.10.2016 tarihinde Sermaye Piyasası Kurulu tarafından 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 40. Maddesi uyarınca yetkilendirilen davacı şirketin, vadeli işlem sözleşmeleri kapsamında davalıdan olan alacağının tahsili istemine ilişkin olduğu açıklandığını, Hakimler ve Savcılar Kurulu’ nun 25.11.2021 tarih ve 1232 sayılı kararı uyarınca; 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ndan kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere İstanbul’da yirmi bir asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına karar verildiğini, İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/752 Esas, 2022/768 Karar numaralı 8/12/2022 tarihli karar ile de aynı şekilde karar verildiğini, yine İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/88 Esas, 2023/154 Karar numaralı 9/2/2023 tarihli karar ile gönderme kararı verildiğini beyanla, dosyanın İstanbul 6, 7, 8 ve 9 numaralı Asliye Ticaret Mahkemelerinden birine tevzii edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri tevzi bürosuna gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili ise, mahkememizin yetkili olduğunu ve iş bölümü itirazının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İşbu dava, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ndan kaynaklanan aracı kurum ile yatırımcı arasındaki uyuşmazlığa ilişkin olup, HSK’nın 25/11/22021 tarihli 1232 sayılı kararı uyarınca İstanbul 6, 7, 8, 9. Asliye Ticaret Mahkemeleri ihtisas alanına giren Sermaye Piyasası Kanunundan kaynaklanan ve yatırımcının açtığı dava olup, ihtisas mahkemelerine tevzi edilmek üzere gönderme kararı ile kapatılmasına karar vermek gerektiği anlaşılmış ve buna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-HSK’ nın 1232 saylı kararı uyarınca İstanbul 6,7,8,9 nolu Asliye Ticaret Mahkemeleri eldeki uyuşmazlık konusunda ihtisas mahkemesi olarak belirlendiğinden dosyanın ilgili mahkemeye tevzii edilmek üzere gönderilmesine,
2-Esasın bu şekilde kapatılmasına, esas ile birlikte istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi okunup, usulen anlatıldı. 08/03/2023
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır