Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/714 E. 2023/561 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/696 Esas
KARAR NO : 2023/587
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/12/2021
KARAR TARİHİ : 26/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 03/12/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı adına kayıtlı; … ve … plakalı araçlarının, davacının işleticisi olduğu ve sorumluluk sınırları içerisinde kalan ücretli köprü ve otoban geçiş güzergahını 05.10.2019 – 22.04.2020 tarihleri arasında ödeme yapmadan 71 kez ihlalli geçiş yaptığı, ihlalli geçişin yapıldığı günden itibaren 15 gün içerisinde otoyol ücretinin kullanan tarafından ödenmesi gerektiğini, ödeme sürecine ilişkin bildirimin ise otoyol levhalarında belirtildiğini, davalının kullandığı otoyolun ücretini ödememekle birlikte yasal takibe de itiraz ettiğini beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarihli cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, davacının hizmet sözleşmesi olduğu iddiasını kabul etmenin mümkün olmadığını, davacının dava konusu borcun karşılığı hizmeti tekel olarak yürüttüğünü, müvekkilinin sözleşme serbestisi olmadan seçme hakkı bulunmadan zaruri olarak yaptığını, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğunu, esasa ilişkin olarak da; müvekkilinin davaya konu takip nedeniyle borcunun olmadığını, müvekkilinin yapmış olduğu geçişlerin tamamında aynı gün hemen veya sonraki günlerde geçiş sistem ile entegre olan banka hesabında bakiye olmasına karşın her zaman otomatik çekilen bu meblağların çekilmediğini, yakın tarihlerde önceki ve sonraki geçiş bedellerinin tahsil edilmesine rağmen takibe konu geçiş bedelinin karttan tahsil edilmemesinin müvekkiline atfedilmesinin mümkün olmadığını belirterek, davacının haksız ve dayanaktan yoksun davasının yetkili yerde başlatılan bir icra takibi olmaması nedeniyle usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine, haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafından başlatılan icra takibine davalı yanca yapılan itirazın İİK 67 ve devamı maddeleri uyarınca iptaline karar verilmesi isteminine ilişkindir.
….İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyası aslı celp edilmiş ve incelenmesinde; alacaklısı … Anonim Şirketi tarafından, borçlu … aleyhine 1.339,75-TL geçiş ücreti ve5.359,00 ceza tutarı olmak üzere toplam 6.698,75-TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlunun borca ve ferilerine itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Davalı her ne kadar icra müdürlüğü dosyasında yetki itirazında bulunmuş ise de taraflar arasında bir hizmet sözleşmesi olduğu ve sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda ifa yeri icra daireleri ile mahkemelerinin yetkili olduğu dikkate alınarak davalının bu itirazı yerinde görülmemiştir.
Taraf delillerinin toplanmasına geçilmiş; davacı şirketçe dava dilekçesinde belirtilen ihlalli geçiş listesi, buna ilişkin kayıtları ile ellerinde bulunan bilgi ve belgeleri dosyaya sunulmuştur.
… ‘ne müzekkere yazılarak ihlalli geçiş yaptığı belirtilen aracın trafik tescil kayıtları celp edilerek dosyamıza kazandırılmıştır.
… ne müzekkere yazılarak davaya konu ihlalli geçiş yaptığı bildirilen araçların … ödeme dökümlerinin celp edilerek dosyamıza kazandırılmıştır.
Taraf delilleri toplanmış, davacı iddiası gibi davalıya ait aracın davacı işletmesindeki köprü ve otoyollardan ihlalli geçiş yapıp yapmadığı, geçiş ücretlerinin ödenip ödenmediği, icra takibinde talep edilen asıl alacak ve ferilerinin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı hususlarında rapor tanzim etmek üzere bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi … tarafından tanzim edilen 16/10/2022 tarihli raporunda özetle;”…Gelen müzekkere incelemesine istinaden davalının dava konusu tarihlerde ihlalli geçişlerde bulunduğu, bu ihlalli geçişlere ait ödeme tahsilatını 15 günlük yasal süre zamanında yapmadığı tespit edilmiştir. Hal böyle iken davacının dava konusu olan alacağının ve yasal gecikme cezasının yerinde olduğu değerlendirilmektedir. 6.624,00 TL ve 74,75 TL olmak üzere toplam 6.698,75 Türk Lirası alacağının sabit olduğu ek olarak davalının borca itirazda bulunarak sürecin uzamasına sebep olmasından ötürü davacının dilekçesinde netice ve talepte bulunduğu 1.339,75 TL %20 icra inkar tazminatının yerinde olduğu değerlendirilmekte olup sonuca ulaşılmıştır….” şeklinde görüş bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 30. maddesinde geçiş ücretini ödememe ve güvenliğin ihlali hali düzenmiş, 1. fıkrasında “Genel Müdürlük işletimindeki otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yaptığı tespit edilen araç sahiplerine Genel Müdürlük tarafından, geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücretinin on katı tutarında idarî para cezası verilir.” (25/05/2018 tarihli, 30431 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7144 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 18. maddesi ile “on” ibaresi “dört” şeklinde değiştirilmiştir.)
7. fıkrasında “Geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan, ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere, bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasında belirtilen cezalar uygulanmaz.”
Uyuşmazlığın anlaşılabilmesi taraflar arasındaki ilişkinin hukuki niteliğinin iyice anlaşılmasına bağlıdır. Davacının, davasını dayandırdığı hukuki ilişkinin niteliğinin, borcun doğum sebebinin ortaya konulması önem arz etmektedir. Davacı taraf ödeme yapılmaksızın kendilerince işletilen otoyolun kullanıldığını belirtmektedir. Borcun kaynağı davalı tarafın ücretini ödemeyerek otoyolu kullanması ise borcun sözleşmeye aykırılıktan mı haksız fiilden mi kaynaklandığının tespiti gerekir. Her ne kadar borcun haksız fiilden kaynaklandığı görüntüsü oluşmakta ise de taraflar arasında bir hizmet sözleşmesinin bulunduğu, davacı tarafın otoyol hizmeti vermeyi taahhüt ettiği, davalı tarafın ise ücret ödemeyi üstlendiği anlaşılmaktadır. Nitekim İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi17. Hukuk Dairesi de “Davacı tarafın işlettiği otoyolun geçiş bedeli karşılığında kullanılması hususunda, taraflar arasında, hizmet sözleşmesi bulunmaktadır.” demektedir.
Bu değerlendirmeler yapıldıktan sonra itirazın iptali dava türü ve ispat yüküne de değinmek gerekmektedir. 20. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü tutulmuştur. İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir” şeklindedir. Her somut olaydaki maddi vakıaya göre lehine hak çıkaran taraf ve ispat yükü şekilleneceğinden, maddî hukuk kuralına ilişkin bu vakıaların doğru ve net bir şekilde belirlenerek ortaya konulması gerekmektedir. Maddede aksine düzenleme olmadıkça ibaresi eklendiğinden, kanunda ispat yükü ile ilgili özel bir düzenlemeye yer verildiğinde, ispat yükü genel kurala göre değil de kanunda belirtilen özel düzenlemeye göre belirlenecektir.
Tüm bu açıklamalar ışığın somut olaya bakıldığında taraflar arasında ticari nitelikli hizmet sözleşmesi bulunduğuna dair herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı taraf sözleşme kapsamında üstlendiği otoyol hizmeti sunma yükümlülüğünü yerine getirmiştir. Dosyaya sunulan kayıtlardan davalı tarafın araçlarının geçiş yaptığı anlaşılmaktadır. Bu noktada ispat yükünün davalıya geçtiğinin kabul edilmesi gerekir. Davalı tarafın hizmet aldığı açık olup davalı hizmet bedelini ödediğini ispatla mükelleftir. Ancak davalı tarafça mahkememize ya da icra dosyasına herhangi bir ödeme belgesi sunulmadığı gibi, … hesaplarından veya banka hesaplarından ödeme yapıldığı da iddia edilmemektedir. … BAM …. HD.sinin 2018/… Es sayılı dosyasında “Davalı, geçiş ücretini ödediğini iddia etmemektedir. Sadece … veya … kartlarının banka hesabında yeterli bakiye olduğunu iddia etmektedir. Ancak bu hesaplardan para çekildiği de iddia edilmemektedir. … ve … kartlarından para çekilmemesi halinde davalı geçiş ücretini ödemek zorundadır. Geçiş esnasında ödeme olmadığında veya … veya … sisteminden provizyon alınamadığı takdirde gişe çıkışlarındaki bariyerler açılmadığından, davalı ücret ödemeden geçiş yaptığını bilmektedir.” denilmekle bu husus ifade edilmektedir.
Davacının ispat yükünü ifa ettiği, davalının ise ödeme yaptığını ispat edemediği, davalı tarafça sunulan belgelerden ödeme yapılmadığı sabittir.
Tüm dosya kapsamı bir arada incelenmekle; dosyaya celp edilen trafik tescil kayıtları, … kayıları, porvizyon ve görüntü kayıtları ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirilmekle alanında uzman bilirkişi tarafından hazırlanan raporun yargısal denetime açık, bilimsel metodlara uygun olduğu anlaşılmakla hükme esas alınmasın karar verilmiş;… ve … plakalı araçlar için bildirilen ihlâlli geçişlerin tamamının “ihlâlli geçiş” olduğu, … ve … plakalı araçlara ait “ihlâlli” geçişler için davacının davalıdan toplamda 6.698,75 TL alacaklı olduğu yönünde mahkememizde tam bir vicdani kanaat oluşmakla davanın kabulü ile …İcra Müdürlüğü 2020/… esas sayılı dosyası üzerinde yürütülmekte olan takibe itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan davalının icra takibine yaptığı itiraz neticesinde alacağını tahsilde geciken davacının zarara uğradığı gözetilerek İİK67/2. Maddesi gözetilerek takibe konu alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmolunmuş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; … İcra Müdürlüğü 2020/… Esas sayılı dosyasında yürütülmekte olan takibe yapılan İTİRAZIN İPTALİ ile TAKİBİN DEVAMINA,
2-Davacı yanın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile takibe konu asıl alacak miktarı olan 6.698,75TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine;
3-Alınması gerekli 457,59-TL harçtan peşin alınan 80,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 376,68 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu 80,91 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı, 94,50 TL posta, müzekkere ve 1.000,00 TL bilirkişi masrafı toplam 1.234,71 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
6-Arabulucu ücreti olan 1.320,00-TL’nin davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davacı yargılamada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit olunan 6.698,75-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, HMK 341 maddesi uyarınca miktar itibrariyle KESİN olmak üzere karar verildi.verilen karar usulen okundu anlatıldı.26/09/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır