Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/616 E. 2023/335 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/616 Esas
KARAR NO : 2023/335

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/06/2021
KARAR TARİHİ : 09/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesiyle ; Müvekkili şirket ile davalılardan …Tic. A.Ş arasında 01.06.2019 tarihli Depolama Sözleşmesi ve 01.01.2018 tarihli Nakliye Çerçeve Sözleşmesi imzalandığı, müvekkili imzalanan bu sözleşmelerin hükümlerini yerine getirebilmek amacıyla diğer davalı … A.Ş ile 01.09.2019 tarihli Antrepo ve Lojistik Hizmet Sözleşmesi imzalandığı, iş bu sözleşmelerin davalı … Tic. A.Ş tarafından … 32.Noterliği’nin ihtarnamesiyle hiçbir sebep belirtmeksizin … tarihinden itibaren geçerli olmak üzere feshedildiği, müvekkili şirketin mağduriyetine sebep olduğu, tedarikçilerle müşteriler arasındaki ticari ilişkileri etkileyen aldatıcı ve dürüstlük kurallarına aykırı davranış ve ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırı olduğundan bahisle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL tazminatın akdin feshi tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesini özetle; Davalı …Tic. A.Ş vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle ; davaya konu sözleşme maddesinden de anlaşılacağı üzere tarafların sözleşmeyi ihbar süresine uyarak herhangi bir sebep göstermeksizin her zaman tek taraflı ve tazminatsız olarak fesih hakkının bulunduğu, sözleşmenin 31.03.2020 tarihi itibariyle feshedildiğinin davacı şirkete noter kanalı ile bildirildiği, davacı tarafın dava dilekçesindeki beyanlarını kabul etmediklerini, müvekkili şirketin diğer davalı Schenker Arkas ya da başka bir 3.firma ile çalışmasını engelleyen bir rekabet yasağının bulunmadığı, aksi durumun kabulü ticari hayatın doğal akışına aykırılık teşkil edeceğinden bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini Davalı … A.Ş vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle; dava dilekçesi ekinde sunulan 01.09.2019 tarihli teklifte “İhtilaf halinde İstanbul Merkez Mahkemeleri’nin yetkili olduğu”na dair kayıt bulunduğu, diğer davalının …’da yerleşik olduğu, tüm tarafların tacir olduğu, davanın görülmesinde yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğu, davanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesince açılmasının gerektiği, bu sebeple yetkisizlik kararı verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın; TK 54-63. maddeleri gereğince davalıların davacı şirketin zararına sebebiyet verecek şekilde birlikte hareket ederek davacı ile imzalanan sözleşmeleri feshettikleri iddiasıyla fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir.
Haksız rekabet kuralları, rekabet hakkının dürüstlük kuralları çerçevesinde kullanılmasını sağlamak ve rekabet hakkının kötüye kullanılmasını engellemek amacı ile sevk edilmiştir. Bu kurallar genel nitelikli ve her alanda uygulanabilecek hükümler içermekle birlikte rekabet hakkının, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 2 nci maddesi gereğince dürüstlük kurallarına uygun şekilde kullanılmasını sağlamaya çalışmaktadır (Arkan, Sabih: Ticari İşletme Hukuku, Ankara 2018, s. 350).
Türk Ticaret Kanunu’nda haksız rekabet kuralları, ticari nitelik taşısın taşımasın tüm haksız rekabet hâllerini kapsayacak şekilde ve son derece ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Somut olaya uygulanması gereken TTK’nın 56 ncı maddesinde haksız rekabet, aldatıcı hareket veya iyiniyet kaidelerine aykırı sair suretlerle iktisadi rekabetin her türlü suistimali olarak tanımlanmıştır. Buna göre haksız rekabetin varlığı için taraflar arasında rekabet ilişkisinin mevcudiyeti, failin yarar sağlamış olması, failin kusurlu olması ve haksız rekabete uğrayanın zarar görmüş olması aranmıştır. Bununla birlikte failin kusurlu olması ve haksız rekabete uğrayanın zarar görmüş olması sadece haksız rekabet nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında rol oynamaktadır.
Türk Ticaret Kanunu’ndaki bu tanım ile konulan ilke sonrasında aynı Kanun’un 57 nci maddesinde uygulamada sık karşılaşılan ve dürüstlük kurallarına aykırı olan bazı davranış ve fiil örnekleri sayılmıştır. Bu çerçevede bir davranış veya uygulamanın haksız rekabet teşkil edip etmediği belirlenirken öncelikle özel hüküm niteliğindeki TTK’nın 57 nci maddesinde sayılan hâllerden birinin var olup olmadığına bakılması gerekmektedir.
Bu açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde, davacı yan dava dışı… ile yaptığı sözleşmenin sebep göstermeden feshedildiği, dava dışı … ile davalının kendisini aradan çıkarmak amacıyla böyle bir fesih gerçekleştiğini, bu işlemin haksız rekabet teşkil ettiğini iddia etse de tarafların davacıyı zarara uğratmak amacıyla iş veya işlemler yaptıklarını somut delillerle ortaya koyamamıştır. Ayrıca davalı ile davacı arasında sözleşme ilişkisi bulunmamakla birlikte davalının davacıya zarar verme kastı da ispat olunamamıştır. Bu nedenle ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Dava açılmadan önce başvurulan arabuluculuk sürecinde dava sonuçlanınca haksız çıkan taraftan alınmak üzere hazineden karşılanan arabuluculuk ücreti yönünden ise , işbu dosyanın … 1. Asliye Ticaret mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasından tefrik edilerek geldiği, ilgili dosyada davalıların her ikisi bakımından da tek arabuluculuk süreci yürütüldüğü, ilgili dosyada verilen karar ile arabuluculuk ücretine hükmedildiği gözetilerek mükerrerlik oluşmaması bakımından bu hususta mahkememizce bir karar verilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90TL karar harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereği hesap ve takdir olunan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/05/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır