Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/569 E. 2023/572 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/569 Esas
KARAR NO : 2023/572
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 19/09/2022
KARAR TARİHİ : 20/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin üç ortaklı … firmasının %41,5 ortağı olduğunu, şirketin diğer ortaklarının ise 41,5 pay sahibi … … ile %17 pay sahibi … … olduğunu, müvekkilinin şirketin tescil edildği 08/02/2018 tarihinde yönetim kurul üyesi olarak seçildiğini ancak 13/04/2020 tarihinde müvekkilinin yönetim kurulu üyeliğinin sona erdiğini, diğer ortaklar … ile … …’ in yöntim kurulu üyeliğinin halen devam ettiğini, davalı şirketin 2021 yılına ait olağan genel kurul toplantısının 16/05/2022 tarihinde gerçekleştirildiğini, TTK 420. maddesi uyarınca finansal tabloların ve buna bağlı konuların müzakeresi için erteleme talebi üzerine 22/06/2022 tarihine ertelendiğini, ertelenen toplantıda faaliyet raporu ve bilanço sunulduğunu ancak sunulan bilanço, mizan ve gelir tablosunun gerçeğe uygun denetimi yapılmadığını, açıkca müzakeresi gereken hususlar ile aydınlatılması için cevaplandırılması gereken olgular ortaya konulmadığını, bu nedenle 22/06/2022 tarihinde gerçekleştirilen toplantıda, bilgi paylaşılması, finansal tabloların itiraza uğrayan bu olgular noktasında hesap verilmesini talep ettilklerini, verilen bilgilerin hesap verme ve dürüstlük ilkeleri bakamından özenli ve gerçeğe uygun olma gereksinimi sebebiyle TTK madde 437/4 uyarınca şirketin ticari defterleri üzerinde, pay sahibi olarak sorunu ilgilendiren kısımlar üzerinde uzman aracılığıyla inceleme yaptırılması ve bu nedenle de inceleme sonuçlanıncaya kadar toplantının ertelenmesini talep ettiklerini, itiraza uğrayan ve tutanağa geçmiş finansal tabloların ilgili kısımlarına dair sorularının ilgililer tarafından yanıtsız bıraklıdığını, toplantının tekrar ertelenmesi taleplerinin yasaya aykırı şekilde red edildiğini, gündem konularına geçtiklerini, gündem konuları görüşülerek 3 nolu karar ile TTK m. 420/2 uyarınca toplantının ikinci kez ertelenmesi taleplerinin reddedilerek şirketin 2021 yılına ait yönetim kurulu faaliyet raporunun diğer iki ortağın kabulü ile kabul edilmesine, 4 nolu karar ile şirketin 2021 yılına ait bilanço ve kar zarra hesaplarının diğer iki ortağın kabulü ile tasdik edilmesine, 5 nolu karar ile yönetim kurulu üyelerinin ibrasında müvekkilinin olumsuz oyu sonucu ibra edilmemesine, 6 nolu karar ile şirket karının dağıtılmayarak şirket içerisinde bırakılmasına ve 7 nolu karar ile şirket yönetim kurulu üyelerine aylık 40.000 TL huzur hakkı ödenmesine diğer iki ortağın kabulü ile karar verildiğini, müvekkilinin alınan bu kararlara karşı muhalif oy kullanarak muhalefet şerhini toplantı tutanağına işlettiğini, şirket karının şirket içerisinde bırakılmasına dair alınan kararın iyi niyetli kurallarına aykırı olduğunu, pay sahibi müvekkilinin kar payı hakkının ihlal edildiğini ve safi karın da bilançoda gösterildiğinden çok daha fazla olması sebebiyle 6 nolu genel kurul kararının iptalinin gerektiğini, huzur hakkı ücreti için şirketin geliri yıllık kar oranları, yapılacak işler ve yönetim kurulu üyelerinin görevlerine bakılarak orantılı bir miktar belirlenmesi gerektiğini, kararlaştırılan 40.000’er TL tutarındaki huzur hakkı ücretin fahiş olduğunu, bu nedenle 7 nolu genel kurul kararının iptalinin gerektiğini beyanla, öncelikle kararların uygulanmasını dava sonuçlanıncaya kadar durdurulmasını ve davanın kabulü ile 22/06/2022 tarihinde gerçekleşirilen olağan genel kurul toplantısında alınan 6 ve 7 nolu genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın müvekkili şirkette dava dışı dışı diğer ortaklar … ve … ile birlikte ortak olduğunu, ortaklığın 2018 yılında kuruldğnu, kuruluşta herkesin müvekkili şirkette emek ve mesailerini bir araya getirerek çalışması ve şirketten bu vesile ile gelir elde etmesi yönünde uzlaşma sağlandığını, bir süre sonra davacının şirkete gelmeyerek, emek ve mesaisini şirketin diğer ortakları … ve …’ nın bilgisi haricinde müvekkili şirket …’ nın dışında harcamaya başladığını, bu sırada şirket müşterilerinden çokça şikayet geldiğini, işlerin yavaşladığını ve … ‘ ye ulaşılamadığı yönünde çokca şikayet yapıldığını, davacının, şirketin yönetim kurulu üyeliğine devam etmek istemeyerek istifa ettiğini ve şirketin yönetsel riskini de kendisinden bertaraf ettiğini, bir yandan davacının şirketin tüm defter dökümlerini istediğini ve genel kurul toplantılarına katılarak sürekli karşı oy kullandığını, kararların iptali için davalar açtığını, davacının müvekkili şirketin müşterilerinin haber vermesi üzerine öğrendiği iş kolu ve faaliye alanı ile birebir aynı olan şirket kurduğunu ve müşterilerine teklif götürdüğünü öğrendiklerini, davacının aksine, müvekkili şirketin hali hazırda ortakları ve yönetim kurulu üyeleri olan … ve … ‘ nın ise müvekkili şirkette aktif olarak çalışmakta olduğunu ve müvekkili şirketten maaş/ huzur hakkı olarak aldıkları bedel dışında mesleki başkaca bir gelirlerinin olmadığını, davacının asıl amacının şirketteki hisselerini kendi istediği bedelden şirketin diğer ortaklarına satmak olduğunu, bu amacı gerçekleşene kadar da her karara karşı iptal davası açacağını, şirketin işleyişini sabote etmek için davalar açmaya devam edeceğini söylediğini, 2021 yılına ait olağan genel kurulun 6 numaralı maddesinde şirket karının kullanım şeklinin, dağıtılacak kar ve kazanç payları oranlarının belirlenmesi maddesi görüşülmesi ve şirket karının şirket içerisinde bırakılmasına oy çokluğu ile karar verildiğini, müvekkili … firmasının 2018 yılında kurulduğunu ve kurulduğu günden bugüne sınırlarını ve büyüme hacmini oldukça genişlettiğini, şirket ortakları ve aynı zamanda şirket yönetim kurulu üyeleri olan … ve …’ nin fiziki mesaileri ile işlem hacimini ve karlılığını her geçen gün artıran bir anonim şirket olduğunu, bu nedenlerle davacı yanın iddia ve taleplerinin haksız ve dayanaksız olduğunu beyanla, tedbir talebinin ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacının tedbir talebi mahkememizce red edilmiştir.
Toplanması gereken ve esasa etkili belgeler toplanmış bilirkişiden rapor ve ek rapor alınmıştır
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir, nitelikli hesaplama uzmanı ve bilişim uzmanı bilirkişi heyetinden alınanan kök raporda özetle ; ” Davalı … A.Ş.’ye ait internet sitesinin olivasoft.com olduğunu, internet sitesinde firmanın bilgi teknolojileri alanında danışmanlık, web ve mobil uygulama geliştirme alanlarında yazılım hizmetleri ile kurumsal yazılım geliştirme vb. hizmetlerini sağladığını ve bu hizmetlerin tanıtımının internet sitesinde yer aldığını, yazılım sektöründe güncel maaş aralıklarına ait “ … net” alan adında bulunan internet sitesinde yer alan verilerin incelendiğini, internet sitesinde bulunan verilerde çalışanın sektördeki kıdemine/pozisyonlara göre en düşük ve en yüksek ortalama maaş aralıklarının; yazılım geliştirme vb. pozisyonlarında en düşük 17.030 TL, en yüksek 42.100 TL, iş analisti vb. pozisyonlarında en düşük 23.280 TL en yüksek 56.290 TL, yazılım yöneticis vb. pozisyonlarında en düşük 43.720 TL en yüksek 59.620 TL şeklinden görüldüğünü, 2019 yılı ve güncel tarihli yazılım geliştirme uzmanı maaşlarındaki değişim karşılaştırıldığında; sektörde tecrübesi 3 yıldan az (…) olan bir yazılım geliştirme uzmanının ortalama maaş artışının yaklaşık %315 oranında, sektörde tecrübesi 5 yıldan fazla (Senior) olan bir yazılım geliştirme uzmanındaki ortalama maaş artışının yaklaşık %240 oranında olduğu tespit edildiğini, davalı tarafın beyanlarında yer alan yönetici ve yazılımcı güncel maaş bilgilerinin yapılan iş ve güncel sektör ortalamaları açısından değerlendirildiğinde uygun olduğu tespit edildiğini, Şirket yönetim kurulu üyeleri ve çalışanlara yapılan maaş ödemelerinin sermaye aktarımı mahiyetinde değerlendirilemeyeceğini, yasal yedekler ayrıldıktan sonra herhangi bir kar dağıtımı yapılmadığını, net karların şirketin projelerinin finansmanında kullanılabileceğini, iptali talep edilen 6 ve 7. Maddeler bakımından iptal koşullarının oluşmadığını,” bildirmiştir.
İtiraz doğrultusunda ve mahkememiz ara kararına uygun düzenlenmesi istenen bilirkişi ek raporda özetle; “Davalı şirketçe dava konusu 2021 mali yılında yasal yedek akçeler ayrıldıktan sonra herhangi bir kar dağıtımının yapılmadığını, dağıtılmayan karların şirket faaliyet konusu kapsamındaki projelerde kullanılacağı hususunun değerlendirilmesi sayın mahkeme başkanlığının takdirlerinde olduğunu, ancak şirket esas sözleşmesinin 13. Maddesinin b bendine göre ortaklara yıllık karın %5 inin dağıtılması gerektiğinin hükme bağlandığını, şirket esas sözleşmesinin a ve b bendine uygun dağıtım yapılmadan genel kurulun karın tamamını yedeklere aktaramayacağını, bu durumda kök rapordaki görüşlerinden rücu edilerek genel kurulun 6 nolu kararının esas sözleşmeye aykırılık nedeniyle iptal edilebileceğini, yönetim kurulu yıllık maaş miktarının 2021 yılı net karının % 8,42’sine denk geldiğini, bilgi teknolojileri alanında faaliyet gösteren davalı yazılım şirketinin en önemli girdisinin insan kaynağı olduğu hususu dikkate alındığında, yönetim kurulu üyerine ödenen ücretlerin şirket karına oranının makul seviyelerde olduğu ve yönetim kurulu üyelerine ödenecek ücretin şirketin kar dağıtımı yapmasına bağlı olmadığını,” bildirmiştir.
Raporlar yeterli görülmüş ve itirazlar red edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin 22/06/2022 tarihinde yapılan genel kurulda alınan kar payını dağıtmamaya ilişkin 6 nolu ve yönetim kurulu ücretinin 40.000,00 tl çıkarılmasına ilişkin 7 nolu kararların iptali ve tedbiren yürütmesinin durdurulmasına ilişkindir.
Davalı şirket 2018 yılında kurulmuş bir bilişim ve yazılım şirketi olduğu, davacının şirketteki hisse oranının %41,5 olduğu görülmüştür.
Davacı taraf, davaya konu genel kurula katılarak davaya konu genel kurul kararlarına muhalefetini yazdırmış, süresinde de eldeki davayı açmıştır.
Taraflar arasında başka benzer davalar olduğu ve 2020 yılında yapılan genel kurul toplantısında yönetim kurulu huzur hakkının 30.000,00TL’ye çıkarılmasına dair genel kurul kararının … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… Esas sayılı kararı ile iptal edildiği, sonraki genel kurul kararı ile 20.000,00TL’yı çıkarıldığı anlaşılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/… Esas sayılı kararı ile de 2021 yılı genel kurulunda alınan kar payı dağıtmama ve yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmesine dair kararların iptal edildiği, dosyanın istinafta olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ve dosyadaki belgelerden, ana sözleşmeye göre dağıtımı zorunlu kar payı kısmının dahi dağıtılmadığı, karın neden dağıtılmadığına dair kabul edilebilir gerektirici bir neden açıklanmadığı, bu durumda 6 nolu karar, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğundan iptaline, yönetim kurulu üyelerinin aynı zamanda yazılımcı ve uzman olması, şirkette fiilen çalışması, çalışanların maaşına ve sektör ortalamasına göre belirlenen aylık 40.000,00TL’nin makul olması, paranın alım gücü ve asgari ücret miktarları nazara alındığında 7 nolu kararın iptaline dair talebin reddine karar vermek gerektiği vicdani kanaat hasıl olmuş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE; Davalı şirketin 22/06/2022 tarihli olan genel kurul toplantısında alınan kar payı dağıtımına ilişkin 6 nolu genel kurul kararının iptaline,
2-Davalı şirketin 22/06/2022 tarihli olan genel kurul toplantısında alınan yöneticilerin huzur hakkına ilişkin 7 nolu genel kurul kararı yönünden davanın reddine,
3-Alınması gerekli harcın 269,85 TL olduğundan, peşin yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 189,15‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Kabul edilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6- Reddilen kısım yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından tebligat, müzekkere ve sair giderler için sarfedilen toplam 12.547,00 TL yargılama giderinden, kabul red oranına göre yarısı olan 6.273,5‬0 TL nin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafça peşin ödenen 80,70TL’ harcın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Dosyada artan gider avansının, karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile … Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/09/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır