Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/567 Esas
KARAR NO : 2023/748 Karar
DAVA : Elatmanın Önlenmesi ve tazminat
DAVA TARİHİ : 19/09/2022
KARAR TARİHİ : 08/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan Elatmanın Önlenmesi ve tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile dava dışı … A.Ş. arasında 01.06.2019 başlangıç tarihli Satın Alma Çerçeve Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin konusunun, akaryakıt sızıntısı nedeniyle kirlenen yer altı ve yer üstü doğal kaynaklarının temizlenmesi işinin davacı tarafından kendisine ait ekipmanlarla yapılması olduğunu, anılan bu sözleşme, 4 Şubat 2020 tarihli devir protokolü ile … A.Ş. tarafından davalı …’ye devredildiğini, sözleşmeye göre davacı … tarafından verilecek hizmetin ifasında kullanılacak davacı …’ya ait ekipmanlar edimin ifa yeri olan …’de bulunan … Terminali’nde sözleşmeye konu hizmetin ifası için uygun biçimde konumlandırılarak davalı …’ye teslim edildiğini, davacı tarafından hizmetin ifasına başlandığını, Satın Alma Çerçece Sözleşmesi, davalının yenileme talebi olmadığı için 01.01.2022 tarihinde sona erdiğini, ancak Sözleşme sona erdiği halde davacının sunduğu hizmetin parçası olan ekipmanlara davalı tarafından el konulduğunu, davacının ısrarlı taleplerine karşın iade edilmediğini, dava konusu sistem ve ekipmanlar düzenli bakım ve onarım gerektiren ekipmanlar olduğunu, aksi takdirde ekipmanların kullanım ömrünün kısaldığını, verim kalitesinin düştüğünü, yeniden kullanım olanağı ve değerinin kaybolduğunu, davalı …’nin sözleşmeyi yenilemediği gibi, davacı … ’ya olan Sözleşme’nin sona erdiği tarihten önce doğmuş borçlarını da ödemediğini, 22.03.2022 tarihinde sözleşme sona erdikten üç ay sonra başka seçeneği kalmayan davacı …’nın davalı …’den, vadesi geçtiği halde ödemediği 162.435,07TL alacağının ödenmesini ve davalının işyerinde bulunan kendisine ait ekipmanların iadesini talep ettiğini, ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiğini ancak yanıtlanmadığını, davacı müvekkilinin anılan ihtarnamesine konu alacağının tahsili için …. İcra Dairesi 2022/… Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, sözleşmenin sona erdiği 01 Ocak 2022 tarihinden başlayarak ekipmanlar davalıya ait … terminalinde herhangi bir hukuki sebebe dayalı olmadan alıkonulduğunu, müvekkilinin ekipmanlardan yararlanma hakkından yoksun bırakıldığını beyanla, davacıya ait ekipmanların kullanımı ile üçüncü kişilere devrine engel olmak ve ekipmanların güvenli bir yerde korunmasını sağlamak üzere ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalının, davacıya ait ekipmanlara el koyarak davacıyı mahrum bıraktığı tutara mahsuben şimdilik 150.000,00TL’sinin haksız el koyma tarihi olan 01.01.2022 tarihinden başlayarak ödeme tarihine kadar (TÜFE+ÜFE)/2 değişim oranı üzerinden hesaplanacak getirisi ile davacı …’ya ödenmesine, el koyma eylemi nedeniyle menkullerde meydana gelmiş yıpranma nedeniyle uğradığı zararın belirlenmesine ve belirlenecek tutarın dava tarihinden başlayarak ödeme tarihine kadar hesap edilecek TCMB kısa vadeli reeskont faizi ile davalı tarafından davacıya ödenmesine, ekipmanların aynen iadesine; aynen iade mümkün olmazsa, yeniden edinme değerlerinin davacı …’ya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … A.Ş. İle …Ltd. Şti. arasında satın alma çerçeve sözleşmesi imzalandığı iddia edildiğini, ancak imzalanan sözleşmenin müvekkili şirket ile olan bağlantısının anlaşılamadığını, sözleşmenin hiç bir yerinde müvekkili şirket adının geçmediği gibi temizliğin yapıldığı yer dahi belirtilmediğini, ayrıca sözleşmenin sadece son sayfasında imza olduğu görüldüğünden sözleşmenin bir suretinin … A.Ş.’ den celbinin talep edilerek sözleşmenin karşılaştırılması gerektiğini, davacının, davalı şirketi borç altına sokmak maksadıyla sonradan sözleşmenin değiştirilmeye çalışıldığının düşünüldüğünü, iddiaların kabulü mümkün olmadığını, müvekkiline ait olmayan hiçbir malın müvekkiline ait tesiste mevcut olmadığını, … A.Ş.’ nin davaya dahil edilmesini ve tek nüshasının bulunduğu sözleşme aslının dosyaya sunulmasını, davacı tarafça taraflar arasında ilişkiyi ispatlayan veya şartları ortaya koyan sözleşme ibraz edilmediğini, ancak kim ile imzalandığı belli bile olmayan bir devir protokolü ibraz edildiğini, müvekkilinin kendisine ait olmayan bir taşınıra el atması olmadığından haksız davanın reddi gerektiğini, Bakırköy mahkemelerinin yetkili olduğunu, hak düşürücü sürenin geçtiğini, belge aslı sunulduktan sonra imza incelemesi gerektiğini, dayanılan devir sözleşmesindeki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olmadığını, davacının Kasım ve Aralık 2021 döneminde idareye rapor sunmadığını ve bu nedenle idari yaptırıma maruz kaldıklarını, davacının sözleşmeyi bu şekilde feshinin haksız olduğunu beyanla, yetki itirazlarının kabulüne, esas yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesi ile; Sözleşmenin 25. Maddesi ile İstanbul mahkemelerini yetkili kılındığını, davalı şirketin el değiştirdiğini, protokolün açık olduğunu, sözleşme yenilenmediği için feshedildiğini, alacaklarının olduğunu, davalının gönderdiği ihtarname ile sözleşmeyi kabul ettiğini, … şirketinin bölünmesi sonrası davalı şirketin kurulduğunu ve sermaye olarak davaya konu malların bulunduğu yerin davalıya verildiğini bildirmiştir.
Mahkememizce tensiben keşif yapılarak davaya konu mallar yerinde bilirkişi marifetiyle tespit edilmiştir.
Makinacı bilirkişiden alınan bilirkişi raporunda, 15 türden malın bulunduğu, ikinci el değerinin 1.142.000,00TL olduğu, malların kurulup test edilmesi mümkün olmadığından zarar miktarının tespit edilemediğini, kurulumu riskli olduğunu, ikinci el piyasasının olmadığını malların keşif mahallinde sökülüp kenara atıldığı bildirilmiştir.
İncelenen sözleşmelerden; davacı ile … arasında 23/05/2016 ve 21/10/2016 da birer yıllık sözleşmeler yapıldığı, 26/06/2019 tarihli sözleşme Ek 1 ‘de 25. Maddede İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığı, davacı ile davalı arasında 04/02/2020 tarihli devir protokolü imzalandığı görülmüştür.
…nden getirtilen 26/06/2019 tarihli sözleşme incelenmiş ve davacının dayandığı sözleşme ile aynı olduğu anlaşılmıştır.
Davalının yetki itirazı, mevcut yetki sözleşmesi nedeniyle red edilmiştir. Zira, davalının …nden devraldığı ve davacıyla imzaladığı devir protokolü ile tüm şartların aynen uygulandığının kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
İncelenen ticaret sicil kayıtlarından, davalı şirketin 2017 yılında kurulduğu ve … ortaklarından ayrılma ile oluşturulduğu görülmüştür.
Davacı taraf, bilirkişi raporunda tespit edilen malın değeri üzerinden eksik harç ikmal edilmiş ve dosya mahkememiz heyetine tevdi edilmiş, yeniden duruşma günü belirlenerek taraflara tebliğ edilmiştir. Mahkememiz heyetince yargılamaya kaldığı yerden devam edilmiştir.
Davacının davalıya malların iadesi için çektiği ihtarnamenin 28/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, verilen üç günlük süre sonunda davalının 02/04/2022 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmıştır.
Tarafların itirazları doğrultusunda önceki makinacı bilirkişiden ek rapor alınmış, sunulan ek raporda; ” 27.10.2022 tarihinde mahkeme heyetiyle birlikte yerinde gerçekleştirilen incelemede, tespit edilen iş ekipmanlarının çalışıp, çalışmadığının kontrol edilmediğine dair yapılan itirazlarla ilgili olarak; 17 adet dalgıç pompanın; toprak altında gömülü halde olan yakıt tanklarına tekrar monte edilmek suretiyle çalışıp, çalışmadıklarını test etme ve deneme imkanının mümkün olmadığı, benzer durumun, … marka diyaframlı atex-exproof (kıvılcımlanarak yakıtın parlama riskine karşı korunaklı) pompalar içinde geçerli olduğu, yine uzun süredir çalışmayan kompresör ve buna bağlı olan hava tanklarının bakımlarının ve periyodik kontrollerinin yapılmadan (emniyet ventillerinin aktif olduğundan emin olunmadan) çalıştırmasının son derece riskli olacağı, elektrik panolarıyla ilgili olarak, kapalı olan elektrik panolarının, elektrik mühendisi tarafından kontrol edilip, açılmasında ve kullanılmasında herhangi bir sakınca olmadığına dair yazılı rapor alınmadan çalıştırmasının tehlike yaratacağı, zira bu panoların içinde bulunan elektrik kablolarında ve klemens bağlantılarında elektrik kaçaklarının olabileceği, aynı durumun 110.000 TL değerinde olan su ayırıcı separatör ve hemen yanında bulunan elektrik panosu içinde geçerli olduğu, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerden ötürü, uzun süredir çalıştırılmayan, bakım – onarımları ve periyodik kontrolleri yapılmayan bu ekipmanlarının, test amacıyla çalıştırılmasının, ekipmanın arızalanarak bozulmasına yol açacağı ve daha önemlisi iş sağlığı ve çevre güvenliği açısından ciddi risk teşkil edeceği, değer tespiti yapılan ekipmanların bilirkişi raporunda emsal değerlerinin belirtilmediği, cihazların kaç yıldır ve ne kadar süreyle kullanıldığının dikkate alınmadığı itirazıyla ilgili olarak; kıymet takdiri istenilen ekipmanların önemli kısmının, müşterinin talebi doğrultusunda yurt dışından ithal edilerek getirildiği ve oldukça spesifik ürünler olduğu, bu sebeple emsal teşkil edecek benzer ürünlerin piyasada 2. el olarak satılmadığı, yine bazı ürünlerin (örneğin su ayırıcı separatör ve hemen yanında bulunan elektrik panosu gibi) ülkemizde imal edilmesine karşın, müşterinin önceden belirttiği tasarım kriterlerine göre üretildiği ve bu nedenle emsal değerlerinin olmadığı, aynı şekilde elektrik panolarının üretiminin ve montajının; ait olduğu projeye münhasır özel olarak yapıldığı, (Örneğin: Arıtma İstasyonunun Ana Kontrol Panosu, EG 11 Kontrol Panosu, Dalgıç Pompaların Elektrik Kontrol Panoları) ayrıca sahada incelemesi yapılan ekipmanların ne kadar süre ve kaç saat kullanıldıklarını tespit etme imkanının bulunmadığı,” bildirilmiştir.
İtirazlar üzerine ve ilk bilirkişinin tazminat ve kar kaybı hesabı yapmaması nedeniyle yeni bilirkişiler eklenerek heyetten rapor alınmıştır.
Mahkememizce resen seçilen bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda; “yıpranma bedelinin hesaplanmasının mümkün olmadığı, aletlere el konularak mahrum bırakılan tutar olarak 417.975,67 TL hesaplandığı, bu alacağına dava tarihi itibariyle 73.682,65 TL ‘TEFE/ÜFE/2 oranından işlemiş faizle birikte toplam 460.996,09 TL hesaplama yapıldığı, davacının 417.975,67 TL alacağına dava tarihinden itibaren (TÜFE*ÜFE)/2 değişim oranı uygulanması gerekeceği, önceki raporlarda belirtildiği gibi davaya konu malların ikinci el değerinin 1.142.000,00 TL olduğu,” bildirilmiştir.
Bilirkişi tarafından 417.975,67TL ve 73.682,65 TL toplamı sehven 460.996,09TL olarak rapora yazılmış ise de, bunun bir hesap hatası olduğu anlaşıldığından resen 491.658,32TL olarak kabul edilmiştir.
Davacı taraf talep artırım dilekçesi sunarak, malın değeri olan 1.142.000,00TL ve kar mahrumiyeti nedeniyle tazminat olarak 491.658,32TL talep ettiği görülmüş, dilekçe davalıya tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı ve … ile imzalanan sözleşme üzerine davaya konu ürünlerin bulunduğu yerin davalıya devri nedeniyle 04/02/2020 tarihli sözleşmeyle taraf haline gelen davalının, sözleşmenin süre sonunda feshine rağmen davacıya ait malları iade etmemesi nedeniyle oluşan zararın tazmini ve malların iadesi istemine ilişkindir.
Davacı talep artırım dilekçesi ile, artık kullanılamaz duruma gelen malların değerinin ödettirilmesini ve kar mahrumiyeti nedeniyle tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalının imza inkarında bulunduğu 04/02/2020 tarihli devir sözleşmesindeki imzanın davalının mühendislik müdürü olan … tarafından atıldığı, malların davalının elinde olduğunun keşfen tespit edildiği, malların hurdaya çıkarıldığı ve gelişi güzel kenara atıldığı görülmüş, fiili durum ile savunma çeliştiğinden, davalının imza inkarına itibar edilmiştir. Davalı, davacının Kasım ve Aralık 2021 tarihli raporlarını sunmadığını ve idari yaptırıma maruz kaldıklarını beyanla, aslında 2020 ve 2021 yılında da sözleşmenin fiilen devam ettiğini kabul ederek fiili durumu ikrar etmiştir. Davalının 04/02/2020 tarihli devir protokolüne inkar etmesi ile fiili durum çelişmekte olup, fiili duruma ve davacının iddiasına itibar edilmiştir.
Bilirkişi tarafından davaya konu malların ikinci el değeri 1.142.00000TL olarak hesaplanmış ise de, bunların 4 yaşında mallar olması, ikinci el piyasasının olmaması ve belli bir amaçla sınırlı kullanılan ürünler olması dikkate alınmadığı, oysa kullanım ömrü olan ve 4 yaşında olan ürünlerin değer kaybı yaşadığı sabit olup, bilirkişi bu hususu değerlendirmediğinden mahkememizce resen hesaplanmaya çalışılmıştır. Bilinen muhasebe tekniği ve yıpranma nedeniyle oluşan değer kaybı nedeniyle 4 yıllık olan ürünlerin değerinde %50 azalma olacağı takdir edilerek, davacının malın değeri nedeniyle zararı TBK’nın 50/2. Maddesi uyarınca takdiren %50 indirilerek 571.000,00TL olarak hesaplanmıştır. Bu nedenle davacının malın iadesinden vazgeçip tazminat istemesi talebi haklı görülerek takdiri indirim sonrası zararı böylece belirlenmiş olmaktadır. Bu zarardan, temerrüt tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalı sorumlu görülmüştür.
Bilirkişi tarafından, fesih tarihi ile dava tarihi arasında hesaplanan kar mahrumiyeti olan 417.975,67TL’ye yönelik talep haklı görülmüştür. Davalı, sözleşmeyi yenilemediği gibi malları da davacıya iade etmediğinden, davacının uğradığı zarardan sorumludur. Bu zararın giderimi için temerrüt oluşması da gerekmez. Tacir olan davalının, davacıya ait malları kullanmaya devam etmekle ödeme yükümlülüğü doğmaktadır. Bilirkişi tarafından, sözleşmede yazılı tutarlar üzerinden hesaplama yapmış olması da yerindedir. Bu nedenle davacının bu talebi yerinde görülmüş olup, dava tarihi olan 19/09/2022 tarihinden itibarın avans faiziyle birlikte tahsiline karar vermek gerekmiştir. Kısa kararda tarih kısmı hataen 02/04/2022 olarak yazılmış ise de, bunun maddi hata olduğu, kira kaybı 01/01/2020 tarihinden dava tarihine kadar hesaplandığından, birikmiş kar kaybına da dava tarihinden itibaren faiz uygulamak gerektiğinden, bu husus gerekçeli kararda düzeltilmiştir.
Davacı taraf, bilirkişinin gereksiz yere hesapladığı birikmiş faiz miktarına yönelik de talep artırım dilekçesi sunmuş ise de, dava dilekçesi ıslah edilmediğine göre, birikmiş faiz miktarının hesaplanması ve talebi yerinde olmayıp, infaz aşamasında faizin hesaplanması gerektiği anlaşılmış ve davanın birikmiş faiz miktarına ilişkin talep artırım talebi yerinde görülmemiştir. Bu konuda usulüne uygun bir dava olmadığından hesaplama dışı bırakılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacının malın değerine ilişkin talebi kısmen, kar mahrumiyeti yönünden tamamen kabul edilmiş, değer kaybı talebi ise red edilmiş olup, vicdani kanaate göre aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davacının yıpranma nedeni ile tazminat talebinin reddine,
2-Davacının mahrum kalınan kar yönünden talebinin kabulü ile, 417.975,67 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, işlemiş ve bilirkişi tarafından hesaplanmış faiz yönünden ayrıca hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3-Davacının malın değerine ilişkin talebinin kısmen kabulü ile, malın yaşı ve kullanım amacı ve amortisman durumu nazara alınarak bilirkişi raporu ile tespit edilen değeri üzerinden TBK 50/2 maddesi uyarınca %50 oranında indirim yapılarak hesaplanan 571.000,00 TL’nin 02/04/2022 olan temerrüt tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hurdaların davalıda bırakılmasına, geri kalan kısma ilişkin talebin reddine,
4-Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 67.556,92TL harçtan, peşin alınan 2.561,63TL’nin ve tamamlama harcı olarak yatırılan 25.340,00TL’ nin mahsubu ile bakiye 39.655,29TL harcın davalıdan alınarak haziyene irat kaydına,
5-Kabul edilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 138.787,32 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Red edilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 96.255,53 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından tebligat, bilirkişi, müzekkere ve sair giderler için sarfedilen toplam 11.184,00TL yargılama giderinden, kabul edilen kısım nazara alınarak 6.770,51TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafça peşin ödenen 2.561,63TL’nin ve ıslah harcı olarak yatırılan 25.340,00TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Arabuluculuk ücreti olan 1.560,00 TL’nin kabul/red oranına göre 944,38TL’sinin davalıdan alınarak, geri kalan 615,52 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
10-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile … Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/11/2023
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır