Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/56 E. 2022/582 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/56 Esas
KARAR NO : 2022/582

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 25/01/2022
KARAR TARİHİ : 14/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin … Şirketi’ nin pay sahibi olduğunu, davalı şirketin 25/10/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısı itibari ile davalı şirket pay defterine göre davalı şirketin 310.132.000 adet payından müvekkili davacının 94.955.001 adet paya sahip olduğunu, davalı şirketin 25 Ekim 2021 tarihli genel kurul toplantısında 2 ve 3 no’lu gündem maddeleri altında yapılan oylamalarda olumsuz oy kullandığını ve muhalefet şerhini tutanağa geçirdiğini, toplantı öncesinde oya sunulan konulara ilişkin bilgi ve belgelerin pay sahipleriyle paylaşılmadığını, şirket ana sözleşmesinin sermaye başlıklı 8. maddesinin değiştirmesine ilişkin ilan edilen metnin, bilgi alma hakkı ihlal edilerek müzakere edildiğini, pay sahiplerinin tamamının toplantıda hazır bulunmadığını, mevcut pay sahiplerinin bir kısmının muhalefet ettiğini buna rağmen gündemin 2 no’lu maddesinde yasaya aykırı olarak yapılan değişiklik ile müzakere ve oylamaya devam edildiğini ve gündemin 2 no’lu maddesi altında şirket sermayesinin 15.506,600 TL’den 21.881.600 TL’ye çıkarılmasına, ayrıca gündemin 3 no’lu maddesi altında şirkete ait taşınmazın en az 60 milyon TL bedel ile şirketin TSKB’e ve …’e olan borçlarını karşılayacak tutarın altında olmamak kaydıyla satışın onaylanmasına karar verildiğini, gündemin 2 no’lu maddesi kapsamında, pay sahiplerinden …vekilinin “sermaye artışında nakden taahhüt edilecek tutarların pay sahiplerinin şirketten olucak olan alacakları ile takas yapılması, mahsup edilmesi doğrudan nakit olarak şirkete ödensin madde metni buna göre değiştirilsin” şeklindeki talebinin gündeme aykırılık teşkil ettiğini, buna rağmen şirket sermayesinin 15.506,600 TL’den 21.881.600 TL ‘ye çıkarılmasına, şirket ana sözleşmesinin 8. maddesinin gerçeğe uygun olmayan ara bilanço esas alınarak değiştirilmesine karar verildiğini, genel kurul toplantısının 3 no’lu gündem maddesi kapsamında davalı şirketin tek mal varlığı olan taşınmazın satışına karar verildiğini, pay sahipleri ile taşınmazın satışına ilişkin bilgileri paylaşılmadığını, buna rağmen konunun oylamaya sunulduğunu, davalı şirketin aleyhine karar alındığını belirterek, bahsi geçen sebeplerle 25 Ekim 2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının 2 ve 3 no’lu gündem maddeleriyle alınan kararlarının müvekkilinin bilgi alma ve inceleme hakları ihlal edilerek alınmış olması sebebiyle butlanın tespitine, olmadığı takdirde anılan 2 ve 3 no’lu kararların esas sözleşmeye, şirket iç yönergesine ve dürüstlük kurallarına aykırı alınmış olması sebebiyle iptaline, 2 ve 3 no’lu kararların yürütülmesinin TTK’nın 449. maddesi kapsamında geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacının yürütmeyi geri bırakma talebi hakkında davalı şirketin yönetim kurulu başkanı … ve yönetim kurulu üyesi Kerim Sengir’in yazı görüşü alınmıştır.
Mahkememizce 21.02.2022 tarihli ara kararıyla; davacının ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile, … A.Ş.’nin 25/02/2021 tarihli Genel Kurul Toplantısının 2 nolu “sermaye artışına ilişkin kararının” yürütmesinin TTK’nın 449. maddesi uyarınca geri bırakılmasına, 3 nolu karara yönelik yürütmenin geri bırakılması talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinafı üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 2022/732 Esas sayılı dosyasında; “1-Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin TTK’nın 449 ve HMK’nın 389 vd. maddeleri uyarınca teminat karşılığı kabulü ile davalı şirketin 25.10.2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında 3 nolu gündem maddesiyle alınan kararın yürütülmesinin dava sonuna kadar geri bırakılmasına, 2-Genel kurul kararındaki taşınmaz asgari bedeli olan 60.000.000,00 TL üzerinden takdiren % 5 oranında belirlenen 3.000.000,00 TL nakit teminat HMK’nın 393. maddesindeki süre içinde davacı tarfından ilk derece mahkemesi veznesine yatırıldığında ya da aynı tutarda kesin ve süresiz banka teminat mektubunun aynı süre içinde ibrazı halinde, kararın infazı ve ticaret siciline tescil ve ilanı için gerekli işlemlerin ilk derece mahkemesi yazı işleri müdürlüğünce yerine getirilmesine,” karar verilmiştir.
Böylece davaya konu her iki karar yönünden de yürütmenin durdurulması talebi tedbiren kabul edilmiştir.
Davalı vekili cevabında; davacının 19/03/2018 tarihine kadar davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olduğunu, finansal durumun bizzat sorumlusu olduğunu, müvekilinin TSKB’ ye yönetim kısıtlayan yüksek miktarda kredi borcunun olduğunu, bu borcun bizzat davacının kendisinden kaynaklandığını, müvekkilinin STK’ ya borçlu olan … ‘ nın ortaklar pay defterine göre %80 oranında ortağı ve yönetim kurulu başkanı olan davacının aynı zamanda davalı şirketin yönetim kurulu başkanı iken … ile borcun vadesinin uzatılmasına yönelik ticari teamüllere aykırı sözleşme akdettiğini, davalı şirketin alacağını 10 yıllık süreye uzatması, sözleşmeyi davacının her iki şirket adına imzaladığının kanıtladığını, Borç Tasfiye Protokolü yapılmasına ilişkin alınan yönetim kurulu kararının, yönetim kurulu üyelerinden …’ nin çağırılmadan yapıldığını, protokolün pay sahiplerinden ve yönetim kurulundan dahi saklandığını, yeni seçilen yönetim kurulunun tasarruf önlemleri aldığını, davacının olağanüstü genel kurul toplantısından önce çeşitli sorular yönelterek ihtarname keşide ettiğini, müvekkili şirketinin ihtarname cevabi olarak soruları yanıtlıdığını, olağanüstü genel kurul toplantısıda ise sanki hiç bilgi verilmemiş gibi yeniden aynı soruları sorduklarını, davacının davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olduğu dönemde, şirketin …’ deki gayrimenkulünün satışı için … ile sözleşme imzalandığını, pay sahiplerini bilgilendirmediklerini, alınan olağanüstü genel kurul kararlarının batıl olmadığının ve kanun ana sözleşme ve dürüstlük ilkesine uygun olduğunu, davacının iddialarının yersiz olduğunu bu nedenlerle, mahkemenin uygun göreceği miktarda davacıdan teminat alınmasını, dava konusu genel kurulda alınan karar ile ilgli ara kararda rücu edilerek davacının yürütülmenin durdurulması talebinin reddini ve davanın tümüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların sunduğu belgeler dosyamız arasına alınmış, bilirkişide rapor alınmıştır.
Değerleme Uzmanı bilirkişiden rapor alınmış, sunulan raporda; Tapu kaydının … İli, … İlçesi … Mahallesi, … Caddesi ve … Mevkiinde, 70 Ada 97 Parseldeki 990 m2 yüzölçümü arsa nitelili anataşınmazın malinin … AŞ. Olduğunu, üzerinde takyidatların mevcut olduğnu, taşınmazın konumu itibari ile ulaşım ve altyapı imkanlarından tam olarak faydalanmakta olduğunu, taşınmazın 3 bodrum kat, zemin kat, 9 normal kat ve 1 teras kattan ibaret olduğunu, yaklaşık olarak 4800 m2 ofis alanına sahip olduğunu, bina yaşının yaklaşık olarak 5 olduğunu, taşınmazın 3 bodrum katında araç otoparkının mevcut olduğunu, zemin katında giriş bankoları, bir adet güvenlik için kullanılan oda, 1 adet karkas durumda bölümün mevcut olduğunu, ara giriş bölümü ve bir küçük oda ile 2 adet elektrik panosunun mevcut olduğunu, 9 adet normal katın karkas halinde olduğunu, 11. Kattaki teras katta bayan- erkek lavabolarının mevcut olduğun, 2 adet elektrik panosunun mevcut olduğunu, dört cepheli balkonun mevcut olduğunu, taşınmazda 2 adet asansörün mevcut olduğunu, emsal taşınmaz örneklerinin sunulduğunu, taşınmazın dava tarihi itibari ile satış değerinin 71.343.189,68 TL olabileceği görüşlerini ve kanaatini bildirilmiştir.
Mali müşavir bilirkişiden rapor alınmış, sunulan raporda;Dava dosyasında yer alan belgeler ve davaya konu şirket tarafından paylaşılan belgeler ışığında; davalı tarafın defterlerin yasaların emrettiği şekilde tutulduğu, mali idareye yapılması gereken bildirimlerin süresinde yapıldığı, kanuni defterlerin davalı lehine delil olma kuvvetine sahip olduğu, TSKB olan (Sözleşme anında 8.000.000 USD) USD kredi borç geri ödeme sözleşmesinden kaynaklı 2021 yılı içerisinde yaşanan olağanüstü kur artışları sonucunda şirketin zararının ana kaynağının “Kur Farkı Giderleri” olduğunu, artan kur artışları sonucunda döviz cinsinden kaynaklı krediler nedeniyle davalı şirketin zarar etmeye devam etmesinin finansal olarak kaçınılmaz olduğunu, TSKB’ye 8.000.000 USD kredi kullanım tablosuna göre ödenmesi gereken kalan anapara borcunun sözleşmeye göre 31.12.2021 itibari ile yaklaşık 5.765.220 USD civarında olup, yıllık ödeme tutarları yaklaşık 814.000USD civarında olacağı, davalı şirketin bu ödemeleri yapacağı zaman diliminde kurlarda yaşanabilecek hareketliliğin, davalı şirketin bilançolarına kur farkından kaynaklı zarar olarak yansıyacağı, kur farkından kaynaklanacak zararı kapatabilmek için de davalı şirketin finansman ihtiyaçları için sermaye artışı yapması veya aktifinde kayıtlı sabit kıymetleri değerinde satması durumunda firmanın faaliyetlerini sürdürebileceği kanaatine varıldığını, sonuç olarak; sermaye artışının davaya konu şirket açısından mevcut mali veriler ışığında gerekli ve zorunlu olduğu, davalı şirketin mevcut mali veriler ışığında kısa sürede yeni bir sermaye artışı daha yapması veya aktifinde kayıtlı sabit kıymetleri rayiç değerinden satarak faaliyetine devam edebileceği, gürüş ve kanaatini bildirmiştir.
Bilirkişi raporuna yönelik itizarlar yerinde görülmeyip red edilmiştir.
DELLİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin 25/10/2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 2 ve 3 nolu genel kurul kararlarının batıl olduğunun tespiti, bu talep kabul edilmediği takdirde iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu 2 nolu genel kurul kararının sermaye artışına ilişkin olduğu, 3 nolu kararın ise şirketin sahibi olduğu taşınmazın satışı hususunda yönetim kuruluna yetki verilmesine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Alınan bilirkişi raporuyla, davalı şirketin kullandığı USD cinsi kredi nedeniyle borçlu olduğu, artan kur nedeniyle şirketin kambiyo zararının olduğu ve bunun artmaya devam ettiği, bu nedenle aktiflerin satılması veya sermaye artışı gibi çözümlerin görüşüldüğü anlaşılmıştır.
Davalı şirketin zararı sabit olup, alınan sermaye artışına ilişkin karar yasal usule uyularak ve gerekli oy çokluğuyla alındığından, bu kararın iptalini gerektirir bir neden olmadığı gibi, batıl da değildir. Zira alınan bu kararın, çağrı usulüne uyularak alındığı, oylamada yeterli çoğunluğun sağlandığı, kararın kanuna, ana sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırı olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle bu karara karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Şirketin zararının kapatılması için bir diğer alternatif olarak taşınmazın sahip olduğu bir kısım malların satılması karara bağlanmış ise de, davalı şirketin sahibi olduğu tek mal varlığının davaya konu genel kurul kararı ile satılması uygun görülen taşınmaz olup, çok değerli bir mal varlığıdır. Şirketin incelenen bilançosundan başkaca kayda değer bir duran varlığı olmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça, gündeme bağlı kalınmaksızın öneri ile madde değiştirildiği ve bu şekilde görüşüldüğü ileri sürülmüş ise de, yapılan incelemede, toplantı sırasında bir ortağın sunduğu öneri kabul edilmeksizin, ilanda belirtilen şekilde maddenin oylandığı ve karara bağlandığı anlaşılmış, davacının bu iddiası mahkememizce yerinde görülmemiştir.
TTK’nın 538/2. maddesinin atfıyla TTK’nın 421/3. maddesi uyarınca, şirketin önemli miktarda mal varlığının satışı için pay sahiplerinin tamamının %75 oranında olumlu oyu gerektiği, ancak somut olayda davalı şirketin tek ve değerli olan mal varlığının bu çoğunluğa uyulmadan satışına dair karar alındığı görülmüştür. Oylamada %75 olan oy çokluğuna ulaşılmadan sadece çoğunluk sağlandığı gerekçesiyle taşınmazın satışına dair arar alınmış ve bu karar iptale tabidir. Bu nedenle bu kararın iptaline dair aşağıdaki gibi karar verilmiştir.
HÜKÜM :
Davanın kısmen kabulü ile;
1-Davanın, dava konusu şirketin 25/10/2021 tarihli olağan üstü genel kurul toplantısında alınan 2 nolu kararı yönünden reddine,
2-Davanın, dava konusu şirketin 25/10/2021 tarihli olağan üstü genel kurul toplantısında alınan 3 nolu kararı yönünden yeterli çoğunluk ile karar alınmadığından TTK’nın 538/2. ve TTK’nın 421/3. maddesi uyarınca kabulü ile bu KARARIN İPTALİNE,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcı peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Kabul edilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Reddedilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 9.200,00TL vekalet ücretinin davacılardan müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti ve sair giderler için sarfedilen toplam 7.272,25TL yargılama giderinin yarısı olan 3.636,12 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/09/2022

Başkan
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Katip
e-imzalıdır