Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/425 E. 2022/771 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/425 Esas
KARAR NO : 2022/771
DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 04/07/2022
KARAR TARİHİ : 16/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket yönetiminin tek başına dava dışı … … tarafından yapıldığını, diğer yönetim kurulu üyesi ve ortakların bilgilendirilmediğini, şireketin esas iştigal konusunun Fatih adresinde bulunan ve davalı şirket ortaklarının paylı mülkiyete sahip oldukları taşınmaz üzerinde yer alan ‘… ‘ in işletilmesi olduğunu, bahsi geçen otelin işletme ruhsatının da davalı şirket üzerinde olduğunu, resmiyette müvekkilinin yönetim kurulu üyesi olsa da şirketin tamamen … … tarafından idare edilmekte olduğunu, müvekkilinin ve diğer ortaklara işleyişle ilgili herhangi bir bilgi verilmediğini, davalı şirketin yönetim kurulu başkanının rekabet yasağı kapsamında faaliyet gösterdiğini, başka bir şirket kurarak aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket eden dava dışı yönetim kurulu başkanına karşı şirketin menfaatlerinin korunamadığını, şirketi temsile tek kişi olan yönetim kurulu başkanı ile davalı şirket arasında menfaat çatışması bulunduğundan, rekabet yasağına aykırı hareket eden yönetim kurulu başkanına karşı TTK md. 396/4 uyarınca yasal yollara başvurmak üzere, TTK’nın 426. Maddesi uyarınca temsil kayyumu atanması gerektiğini beyanla, şirket adına yönetim kurulu başkanı aleyhine dava açılabilmesi için bu konuda yetkili kayyum tayin edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; TTK 396/4. maddesi uyarınca tek bir yönetim kurulu üyesinin huzurdaki davayı açma ehliyetinin bulunmadığını, müvekkili şirketin yönetim kurulu tarafından bu yönde alınmış bir kararının olmadığını, davacının dava açmakta herhangi bir hukuki menfaatinin bulunmadığını, ortaklar arasındaki anlaşmazlıklar ve uyuşmazlıkların hiçbir şekilde kayyum tayinini gerektirmediğini, dava dışı yönetim kurulu başkanı … …’ in oy birliği ile 3 yıllığına yönetim kurulu başkanı seçildiğini, yetkisiz bir şekilde şirketin yönetilmesinin söz konusu olmadığını, kendisinin de davacı gibi genel kurulun iradesi ile teşekkül edilmiş olan yönetim kurulunun başkanı ve üyesi konumunda olduğunu, davacının huzuru bozmak ve oteli basarak tehditler ettiğini, Yönetim Kurulu başkanının kendi cebinden harcamalar yaparak şirket faaliyetlerinin devamını sağlamak, gelir gider dengesini ayarlamak için üstün çaba sarfettiğini, müvekkili şirketin yöneti kurulu başkanının TTK 396. Maddesi uyarınca rekabet yasağı kapsımnda faaliyet gösterdiği iddiasının tamamen asılsız olduğunu, müvekkili şirkete kayyum atanması talebinin hukuki bir alt yapısının bulunmadığını, her üyenin bilgi ve belge isteme hakkının olduğunu ve inceleme yapılabileceğini, davacının da inceleme talebinde bulunabileceğini ancak bunun yerine kayyum ataması talep ettiğini, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyanla, açılan davanın ilk itirazlar değerlendirilmek suretiyle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirketin ticaret sicil kayıtları dosyamız arasına alınmıştır.
GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin ortağı ve yönetim kurulu üyesi olan davacının, dava dışı yönetim kurulu başkanı olan ortağın haksız rekabeti nedeniyle hakkında dava açılması için şirkete temsil kayyımı atanması ve tedbiren denetim kayyumu görevlendirilmesi istemine ilişkindir.
Davanın dayanağı, TTK’nın 396. Maddesidir.
Rekabet yasağı başlıklı maddede; “MADDE 396- (1) Yönetim kurulu üyelerinden biri, genel kurulun iznini almaksızın, şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapamayacağı gibi, aynı tür ticari işlerle uğraşan bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla da giremez. Bu hükme aykırı harekette bulunan yönetim kurulu üyelerinden şirket tazminat istemekte veya tazminat yerine yapılan işlemi şirket adına yapılmış saymakta ve üçüncü kişiler hesabına yapılan sözleşmelerden doğan menfaatlerin şirkete ait olduğunu dava etmekte serbesttir. (2) Bu haklardan birinin seçilmesi birinci fıkra hükmüne aykırı harekette bulunan üyenin dışındaki üyelere aittir. (3) Bu haklar, söz konusu ticari işlemlerin yapıldığını veya yönetim kurulu üyesinin diğer bir şirkete girdiğini, diğer üyelerin öğrendikleri tarihten itibaren üç ay ve her hâlde bunların gerçekleşmesinden itibaren bir yıl geçince zaman aşımına uğrar. (4) Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluklarıyla ilgili hükümler saklıdır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Kanunun açık metninden anlaşıldığı gibi, davacı yönetim kurulu üyesi olarak doğrudan yönetim kurulu başkanı aleyhine dava açmaya yetkili kılınmıştır. Diğer taraftan, anılan maddenin son fıkrasında ‘Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluklarıyla ilgili hükümler saklı’ tutulmuştur. Yani davacı pay sahibi olarak da TK’nın 553 ve 555. Maddelerine dayanarak dava açmak yetkisine sahip bulunmaktadır.
Davacının, dava açabileceği konuda, dava açmak üzere şirkete kayyım atanmasını talep etmekte hukuki yararının bulunmadığı, hukuki yararın HMK’nın 114/1-h maddesi uyarınca dava şartı olduğu, eldeki davada bu şartın eksik olduğu anlaşılmakla, davanın usulden reddi gerektiği vicdani kanaat hasıl olmuş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davacının davasının, hukuki yarar bulunmadığından USULDEN REDDİNE,
2-Yeterli harç alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre ve davanın usulden reddine karar verilmiş olması nedeniyle hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile … Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile karar verildi 16/11/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır