Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/407 E. 2023/250 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/616 Esas
KARAR NO : 2023/198
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/10/2021
KARAR TARİHİ : 21/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 26/10/2021 tarihli dava dilekçesinde; Müvekkilİ şirket ile davalı şirket arasında imzalanan 14.05.2003 tarihli 10 yıl süreli Akaryakıt İstasyonu Bayilik Sözleşmesi ile müvekkilİ şirketİn Tapuda … İli … İlçesi Tünel Mevkii … Parsel’de kain taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt istasyonunda davalı şirketin bayiliğini üstlendiğini, ilgili sözleşme uyarınca davalı şirket tarafından bayilik faaliyeti yürütülen taşınmaza 22.05.2003 tarihinde ipotek konulduğunu, daha sonra taraflar arasında 04.08.2008 Tarihli yeni bir sözleşme akdedildiğini, teminat olarak da müvekkili şirket tarafından davalı tarafa … A.Ş tarafından düzenlenmiş 04.08.2008 Tarih, … no.lu … Referans No.lu 30.000,00 TL bedelli Teminat Mektubu verildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin sona ermesinden sonra davalı tarafın, müvekkili şirketin kendisine herhangi bir borcu bulunmaz iken ve ortada bir mahkeme hükmü bulunmaksızın teminat mektubunu haksız ve hukuka aykırı olarak nakde çevirdiği, akabinde de 03.12.2010 Tarihinde müvekkili aleyhine … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/… Esas sayılı dosyası ile sözleşmede kararlaştırılan tonaj taahhütlerinin yerine getirilmediği iddiası ile cezai şart talepli dava ikame ettiğini, yapılan yargılama neticesinde… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.07.2012 Tarih 2010/… Esas 2012/… Karar sayılı kararı ile “Davanın kısmen kabulüne 18.621,69 TL.nin dava tarihi olan 03.12.2010 tarihinden itibaren değişik oranlarda reeskont faizi ile birlikte davalı şirkete ödenmesine” karar verildiğini, ilgili kararın taraflarınca temyiz edilmesi üzerine Yargıtay …Hukuk Dairesi’nin 03.12.2014 Tarih 2014/… Esas 2014/… Karar sayılı ilamı ile kararın bozulduğu ve mahkemesine geri çevrildiğini, bozmadan sonra yapılan yargılama neticesinde … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14.05.2015 Tarih 2015/… Esas 2015/… Karar Sayılı ilamı ile bozmaya uygun olarak davanın tümden reddine karar verildiği, verilen kararın Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 27.01.2016 Tarih 2015/… Esas 2016/… Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilerek kararın kesinleştiği, böylelikle müvekkilinin davalı şirkete hiç bir borcu olmadığını, teminat mektubunun haksız ve hukuka aykırı olarak davalı tarafça nakde çevrildiğinin açıklık kazandığını, müvekkili şirket tarafından … Noterliği’nin 20.02.2019 Tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek “08.10.2010 Tarihinde nakde çevrile teminat mektubu bedeli olan 30.000 TL’nin faiziyle birlikte taraflarına iadesi, 22.05.2003 tarihli ipoteğin de fekki” ihtar edilmişse de herhangi bir netice alınamadığını, bunun üzerine taraflarınca arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, arabuluculuk görüşmeleri neticesinde anlaşma sağlanamadığını, maddi, manevi tazminat talep etme hakları saklı kalmak kaydıyla, yukarıda izah edilen ve/veya Sayın Mahkemece resen nazara alınacak nedenlerden ötürü, müvekkili şirket tarafından davalıya verilen 30.000,00TL bedelli teminat mektubunun davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak paraya çevrilmesi nedeniyle, teminat mektubunun davalı tarafından tahsili tarihi olan 08.10.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan istirdatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekilinin 15/12/2021 tarihli cevap dilekçesinde; Davacı ile … A.Ş. arasında 14.05.2003 tarihinde 10 yıl için geçerli olmak üzere Bayilik Sözleşmesi ve eki niteliğinde protokoller akdedildiğini, , bu doğrultuda davacı tarafa ait … İli … İlçesi … Mevkii … Parsel’de bulunan taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt istasyonunda 10 yıl süreyle Akaryakıt ve Otogaz bayiliği ve işletmecilik hakkı tesis edildiği taraflar arasında kurulan ticari bayilik ilişkisi devam ettiği sırada, önceki sözleşme hükümleri de korunmak suretiyle karşılıklı mutabakat neticesinde taraflar arasında 04.08.2008 tarihli Sözleşme akdedildiğini, davacı tarafından yeni tarihli sözleşmeye uygun şekilde müvekkili şirkete 30.000,00-TL bedelli banka teminat mektubu verildiğini, davacı tarafın, taraflar arasında akdedilen 14.05.2003 tarihli Sözleşme 1 kapsamında asgari ürün alım taahhüdünde bulunmuş olup bu taahhüdünü 04.08.2008 tarihli Sözleşme 2 ile de devam ettirdiği, ancak, davacı tarafın basiretli tacir sıfatıyla taahhüt verdiği şekilde asgari alım taahhüdüne uymadığının tespit edildiğini, asgari alım taahhüdüne uygun davranmayan davacının, taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin feshine sebebiyet verdiği, bu kapsamda davacının Sözleşmeler’in 7. Maddesi uyarınca düzenlenmekte olan cezai şart borcunun muaccel hale geldiğini, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından davacı şirkete karşı, …. Noterliği’nin 05.10.2021 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek, Bayilik Sözleşmesinin satış tonajı maddesinde belirtilen tonaj taahhüdünün yerine getirilmemesi sebebiyle sözleşmede kararlaştırılan şekilde cezai şart alacağı hesaplanmış olup buna ilişkin fatura tanzim edildiğini, cezai şart bedeli olan 18.621,69-TL’nin müvekkili şirkete ödenmesi, aksi takdirde ise teminat mektubunun nakde tahvil edileceği hususunun ihtar edildiğini, söz konusu ihtarname ile davalının temerrüde düşürüldüğü, davacı tarafından söz konusu cezai şart borcunun ödenmemesi neticesinde, müvekkili şirketin ceza şartı alacağı ile sözleşmenin haksız feshinden kaynaklı olarak kar mahrumiyeti alacağı doğduğunu, bu sebeplerle … Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde 2010/… esas numarasıyla ticari alacak davası ikame edildiğini, söz konusu davada müvekkili şirketin cezai şart alacağının hüküm altına alındığı, aşağıda izah edilecek sebepler dahilinde işbu huzurdaki haksız ve hukuka aykırı davanın reddi gerektiğini, huzurdaki davanın sebepsiz zenginleşme temeline dayanıyor olmakla birlikte dava zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı defilerini öne sürdükleri, davacının huzurdaki dava kapsamında müvekkili şirket tarafından haksız ve hukuka aykırı şekilde banka teminat mektubunu nakde tahvil ettiğini ifade ederek teminat mektubu bedelinin 08.10.2018 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faiziyle birlikte tahsili talebinde bulunduğunu, esasa ilişkin beyanlarından önce, söz konusu davanın sebepsiz zenginleşme temelli olup zamanaşımına uğradığını, re’sen nazara alınacak sair nedenlerle, fazlaya dair tazmin ve dava hakları şimdilik saklı kalmak kaydıyla; huzurdaki davanın yukarıda izah edilen sebeplerle öncelikle zamanaşımına uğraması sebebiyle zamanaşımı dolayısıyla usulden reddine, aksi bir kanaatte olması durumunda ise, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesi talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER:
-… Arabuluculuk Bürosu’nun 2020/… başvuru numaralı arabuluculuk son tutanak sureti
-Mali Müşavir …, Nitelikli Hesap Uzmanı … ve Kimyager … bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 27/09/2022 tarihli bilirkişi raporu,
UYUŞMAZLIK, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava alacak davasıdır. Uyuşmazlık davalı tarafça paraya çevrilen teminat mektubunun haklı nedene dayanıp dayanmadığı, davalının iade borcu olup olmadığı, davacının bu teminat mektubu kapsamında alacağının ya da borcunun bulunup bulunmadığı, zamanaşımının dolup dolmadığı, tarafların borç ve alacak durumu hususlarında toplanmaktadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizce ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar değerlendirilmiş, dava şartına dair eksiklik bulunmaması ve davalı tarafça haklı bir sebebe dayalı olan zamanaşımı dışında herhangi bir ilk itiraz ileri sürülmemesi nedeniyle ön inceleme tamamlanmış, zamanaşımının değerlendirilmesi sonraya bırakılmış, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek dosyamız üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen Mali Müşavir …, Nitelikli Hesap Uzmanı … ve Kimyager … bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 27/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “davaya konu olan, taraflar arasında dikey ilişkinin 14.05.2003 tarihinde başladığını, taraflar arasında 04.08.2008 tarihinde yeni bir Bayilik Sözleşmesi imzalanmış olsa da, davalı şirketin 22.05.2003 tarihinde tesis ettiği 10 yıl süreli intifa hakkı (kira şerhi) bulunduğundan, taraflar arasındaki dikey ilişkinin kesintiye uğradığından bahsedilemeyeceğini, o halde taraflar arasında kesintisiz devam eden dikey ilişkinin (18.09.2005 tarihinden önce yapılmış olan 22.05.2003 tarihli sözleşmeye dayandığından ve davalı şirketin de 22.05.2003 tarihinde tesis ettiği 10 yıl süreli intifa hakkı (kira şerhi) bulunduğundan) 18.09.2010 tarihine kadar devam edebileceğinin anlaşıldığını, Bu kapsamda da, taraflar arasında akdedilen 04.08.2008 tarihli Sözleşme’nin de 18.09.2010 tarihine kadar uygulanabileceğini, davacı şirketin davalıya gönderdiği ihtarnamede ile “Rekabet Kurulu’nun 2002/2 ve 2003/3 sayılı kararları ve Rekabet Kurumu internet sitesinde 12.03.2009 tarihinde açıklanan Rekabet Kurulu kararı (duyurusu) ile, 18.05.2005 tarihinden evvel tesis edilen intifa haklarının (kira şerhlerinin) 18.09.2010 tarihi itibariyle geçersiz hale geleceği ve bunlarla bağlantılı olan Bayilik Sözleşmelerinin de yine aynı tarihte son bularak geçersiz hale geleceğini belirterek taraflar arasındaki Sözleşme’yi feshetmesinin, “haklı olduğu”nun değerlendirildiğini, Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, “davacının asgari alım taahhüdüne uymadığından bahisle sözleşmeye aykırı davrandığı” belirtilmişse de söz konusu asgari alım taahhüdü ile ilgili olarak … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/05/2015 TARİH, 2015/… E. 2015/… . sayılı ilamında “…davacının cezai şart talebinin yerinde olmadığı” belirtilerek “DAVANIN REDİNE” karar verildiği; bu haliyle de, davacının asgari alım taahhüdüne uymadığından bahisle sözleşmeye aykırı davrandığından bahsedilemeyeceğini, Davalı vekili cevap dilekçesinde “davaya konu banka teminat mektubunun davacının asgari alım taahhüdüne aykırılığı sebebiyle ortaya çıkan cezai şart borçlarından mahsup edilmek üzere nakde çevrildiğini” belirtmiş olup; … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/05/2015 TARİH, 2015/… E. 2015/… K. sayılı ilamı ile “DAVANIN REDİNE” karar verilmesi kapsamında, davaya konu teminat mektubunun haksız nedenle paraya çevrildiği
sonucuna ulaşıldığını, (söz konusu teminat mektubu 06/10/2010 tarihinde nakde çevrilmiştir) Davaya konu teminat mektubu tazmin tutarının, davacı şirket tarafından ilgili bankaya 08/10/2010 tarihinde ödendiğini, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/05/2015 TARİH, 2015/… E. 2015/… K. sayılı ilamının, Yargıtay 19. H.D.’nin 27/01/2016 T. 2015/16656 E., 2016/996 K. sayılı ilamı ile onandığı ve işbu ONAMA KARARININ davacı şirkete 02/03/2016 tarihinde tebliğ edildiğini, Bu kapsamda davalının zamanaşımı iddiasının değerlendirmesinin Sayın Mahkememiz takdirinde olduğunu, Davaya konu 30.000,00 TL bedelli teminat mektubu haksız bir şekilde nakde çevrilmiş olup, davacının da söz konusu tazmin bedelini 08/10/2010 tarihinde ilgili bankaya ödediğini, bu haliyle davacının söz konusu talep edip edemeyeceğinin (davalının zamanaşımı itirazları ile birlikte) değerlendirmesinin mahkememizin takdirinde olduğunu, Davaya konu alacağın dayanağı teminat mektubunun; davalıya verildiğini, davalı tarafından 06/10/2010 tarihinde nakde çevrildiğini, işbu teminat mektubunun tazmin bedelinin 08/10/2010 tarihinde ilgili Banka’ya ödendiği hususları, ilgili Banka’nın Sayın Mahkememize göndermiş olduğu yazıdan ve işbu yazı ekindeki belgelerden de tespit edilebildiğinden ve bu hususlarda da taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığından, tarafların defterlerinin incelemesine gerek olmadığı,” yönünde kanaat bildirilmiş, işbu bilirkişi raporu dosya içeriğine toplanan delillere uygun ve karar vermeye elverişli bulunduğundan mahkememizce verilen kararda dikkate alınmış,
Tüm dosya kapsam bir arada değerlendirildiğinde, davacının taleplerinin özü itibariyle; davalıya vermiş olduğu teminat mektubunun haksız şekilde nakde çevrildiğinden bahisle zararının karşılanması olduğu açıktır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca borcun üç kaynağı vardır. Bunlar; sözleşme, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşmedir.
Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir.
TBK’nın 77 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.
Sebepsiz zenginleşme; bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. BK.nun 146.maddesine göre 2 ve 10 yıllık zamanaşımına tabidir. 6098 sayılı TBK’nın 82. maddeleri gereğince sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemlerinde zamanaşımı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlamaktadır.
Somut olayda, davalı yan taraflar arasında kararlaştırılan sözleşme gereğince tonaj yükümlülüklerinin yerine getirilmediğinden bahisle davacının teminat mektubunu nakde çevirmiş, ayrıca …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde aşkın cezai şartını tahsili amacıyla dava açmıştır. …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde yapılan yargılama neticesinde, … Tüketim Malları.. LTD Şti’nin sözleşmeye aykırı davranmadığı, cezai şart talep koşullarının gerçekleşmediği kararlaştırılmış ve verilen karar Yargıtay denetiminden geçerek 18/03/2016 tarihinde kesinleşmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/… Esas ve 2015/… Karar sayılı ilamının kesinleştiği 18/03/2016 tarihi itibariyle davacı, davalının sebepsiz zenginleştiğini ve geri isteme hakkının bulunduğunu öğrenmiştir. Bu tarih sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak talepleri için zamanaşımı başlangıç tarihidir. Davacı, 18/03/2018 tarihine kadar geri isteme hakkına sahipken işbu dava 26/10/2021 tarihinde ikame edilmiş, davalı yan süresi içerisinde zamanaşımı defiinde bulunmuş olup davacının taleplerinin zamanaşımına uğramış olması sebebiyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Benzer doğrultuda, Yargıtay 11.HD 2015/5337 E, 2016/2402 K., 03/03/2016 T.; Yargıtay 11.HD 2018/5631 E., 2019/6796 K., 04/11/2019T.)
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın ZAMANAŞIMI SEBEBİ İLE REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90TL ret harcının peşin alınan 512,33TL harçtan mahsubu ile artan 332,43TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı yargılamada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Arabulucu ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacı taraftan alınarak Hazineye irat kaydına,
Dair; Gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, … Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/03/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır