Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/367 E. 2022/716 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/418 Esas
KARAR NO : 2022/711

DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ : 12/11/2021
KARAR TARİHİ : 26/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesi ile; … Ltd. Şti’ne karşı … 20. İş Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile hizmet tespit davası açtığını, dava safahatında davalı şirketin tasfiye edildiğini, tasfiye memuru olarak …’ın atandığını, ancak tasfiye memurunun vefat ettiği için şirket ile yapılacak işlemlerde taraf bulunamadığından İstanbul BAM 33. Hukuk Dairesinin 2021/1134 E. Sayılı dosyası ile bu davayı açması için kendisine süre verildiğini belirterek, …nün sicilinde kayıtlı …Şti unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına ve tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı İdare vekili cevabında; İhyası istenen müflis şirketin iflas ve tasfiye sürecinin devam ettiğini, hükmi şahsiyetini kaybetmediğini, ticaret sicilden terkin edilmediğini, bu nedenle davacının ihya davası açmakta hukuki yararının olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Şirketin incelen sicil dosyasından, tasfiye aşamasında olduğu, henüz tasfiyenin kapatılmadığı, tüzel kişiliğinin devam ettiği ancak tasfiye görevlisi …’ın vefat ettiği görülmüştür.
Mahkememizce incelenen sicil kaydından, şirketin iki ortaklı olduğu, her birinin %50 ortak olduğu, diğer ortağın … olduğu, vefat eden ortak ve tasfiye görevlisi…’in eşi olduğu görülmüş ve kendisine tebligat yapılmıştır.
Temsilci sıfatıyla tebligat yapılan … vekili cevap dilekçesi ile; Aynı davacı tarafından aynı şirketin ihyası için daha önce … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. Sayılı dosyasıyla dava açıldığını ve akıbetinin kendilerince bilinmediğini, davanın derdestlik sebebi ile reddi gerektiğini, dava dilekçesi “temsilci” sıfatıyla müvekkili …’a tebliğ edilmişse de, ticaret sicil kayıtlarında da görüldüğü üzere, …’ın tasfiye memuru veya şirket temsilcisi olmadığını, huzurdaki davayla ilgisi bulunmadığını, Ticaret Sicili kayıtlarında da görüldüğü üzere … Ltd. Şti. ünvanlı tüzel kişilik ticaret sicilinden terkin edilmediğinden huzurdaki ihya davası açmakta hukuki yarar bulunmadığını, …’ın davada taraf sıfatı bulunmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan incelemede, ihyası istenen şirketin … 20. İş Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasından davacı olduğu, davacının dosyamız davacısı olduğu, şirketin tasfiyeye girdiği ancak henüz tamamlanmadığı, şirketin tasfiye memurunun vefat ettiği, şirketi temsile yetkili kişinin tasfiye memuru olduğundan bahisle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar üzerine … 20. İş mahkemesince davacıya süre ve yetki verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf şirketin ihyasıyla birlikte tasfiye memuru atanmasını talep etmiş ise de, amacın tüzel kişiliğin devam ettiğine dair tasfiye memuru atanması olduğu, davayı açmakta davacının hukuki yararının bulunduğu, şirketin ihyasına karar verilemeyeceği ancak tasfiye memuru atanması gerektiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce 2021/653 E. – 2022/98 K sayılı ilamı ile; ” davanın kabulüne, …’ın tasfiye memuru olarak atanmasına, davanın açılmasına davalının sebebiyet vermediğinden yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına” karar verilmiş, dahili davalı … vekili tarafından karar istinaf edilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 16/06/2022 tarih, 2022/1056 E. – 2022/937 K. Sayılı ilamı ile: “HMK’nın “Çekişmesiz Yargı İşleri” başlığını taşıyan 382. maddesinde ticaret hukukuna ilişkin bir çekişmesiz yargı işi olarak zikredilmediğinden, tasfiye memuru atanmasına ilişkin davanın şirket hasım gösterilerek açılması gerekmekle birlikte tüm ortakların taraf olduğu davalarda ayrıca tüzel kişiliğin hasım gösterilmemesinin sonuca etkisi bulunmamaktadır (Yargıtay 11. HD’nin 15/03/2018 tarihli 2016/9046 E. 2018/2033 K. Sayılı kararı). Her ne kadar eldeki davada husumet şirkete yöneltilmemiş ise de bahsi geçen şirketin iki ortaklı olduğu , tasfiyenin devamı sırasında tasfiye memuru % 50 ortak …’ın vefat ettiği, yargılama sırasında %50 ortak aynı zamanda mirasçı …’ın davaya dahil edildiği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte şirketin veya müteveffa ortak…’ın ölümü sonrasında hayatta bulunan diğer mirasçıların davada taraf bulunmadıkları anlaşılmaktadır. Taraf teşkili sağlanmadan hüküm verilmesi dava şartlarına aykırılık teskil etmektedir. Açıklanan nedenlerle; istinaf nedeni olarak gösterilmese de re’sen incelenerek taraf teşkili sağlanmadan hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın kaldırılarak davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” gerekçesiyle, HMK’nun 353(1)a-4 gereği kaldırılmasına karar verilmiş ve dosya makhememize gönderilerek yukarıdaki esasa kaydedilmiştir.
Mahkememizce davacıya yetki ve süre verilmiş, taraf teşkili sağlanmıştır.
Dahili davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, tasfiye memuru vefat eden şirketin tarafı olduğu davada taraf teşkili ve tebligat eksiklerinin giderilmesi için şirkete mahkemece tasfiye görevlisi atanması istemine ilişkindir.
Şirketin ikin ortaklı olduğu, vefat eden ortağın tasfiye görevlisi ve %50 hissedar olduğu, sağ kalan ortağın, ölenin eşi ve 3/4 oranında mirasçısı olduğu, şirketin tarafı olduğu davada tasfiye işlemlerinin ve taraf teşkilinin sağlanması için en az maliyetle ve şirketin de menfaatlerini koruyacak bir tasfiye memuru atanmasının gerektiği, şirkete dışardan birinin tasfiye memuru olarak atanmasının şirkete ve ortaklara mali külfet oluşturacağı gibi, şirketin malvarlığının da belli olmadığı, bu durumda isteği olmasa da şirketin ortaklarından …’ın tasfiye memuru olarak atanmasının en adil çözüm olacağı, davalı … müdürlüğünün yasal hasım olduğu, davanın açılmasına davalının sebebiyet vermediği, bu nedenle yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına karar vermek gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davacının davasının KABULÜNE,
…nün … sicil numarasında kayıtlı TASFİYE HALİNDE …- …ŞTİ’nin TASFİYE GÖREVLİSİ OLARAK Şirket ortaklarından … TC kimlik nolu …’ın atanmasına,
2-Tasfiye memurunun tescil ve ilanına, masrafın şirketçe karşılanmak üzere şimdilik davacı tarafça karşılanmasına,
3-Tasfiye memurunun ücretinin şirket ortaklar kurulunca belirlenmesine,
4- Yeterince harç alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
5- Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere, oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/10/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır