Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/365 E. 2022/439 K. 10.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/365 Esas
KARAR NO : 2022/439
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 01/06/2021
KARAR TARİHİ : 10/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davası sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının aralarındaki sözleşme ilişkisi nedene ile davalıdan alacaklı olduğunu, bunun tahsili için davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı yanın icra takibine ve borca itirazının iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla devamına karar verilmesini, icra takibinde yazılı asıl ve feri alacakların davalı yandan tahsiline karar verilmesini, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, masraf ve ücreti vekâletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından başlatılan icra takibine davalı yanca yapılan itirazın İİK67 ve devamı maddelerince iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
Yargılama …. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde görülmeye başlamış, mahkemenin 22/03/2022 tarihli kararı ile her iki tarafın da tacir olduğu, davalının işletme defteri tuttuğu, vergiden muaf olmadığı, faaliyetinin ticari olduğu gerekçesi ile davının görev yönünden usulden reddine karar verilmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir.
TTK’nın 14. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 17. maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3’üncü maddesinde, Esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tâbi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK’nın 1463. maddesinde de, önce 17. maddeye gönderme yapılarak, Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17. maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir. 19.02.1986 tarih ve 19024 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile TTK’nın 1463. maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir. Buna göre; 1- Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre, defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinin birinci fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar, 2- Vergi Usûl Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır.
Bu durumda; yukarıda açıklanan hususlar gözönünde bulundurularak tarafların tacir olup olmadığı hususu araştırılarak sonucuna göre görevli mahkemenin tayin edilmesi gerekmektedir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’nin 05/04/2022 tarih 2021/2357 Esas, 2022/1069 Karar sayılı ilamı)
Bu açıklamalar ışında somut olayın incelenmesinde; mahkememizce resen yapılan araştırmada davalının İstanbul yahut ikametgahı olan … Ticaret Sicil Müdürlükleri ve Ticaret Odaları nezdinde tacir kaydı bulunmamaktadır. Bununla birlikte vergi dairesi cevabı dayanak gösterilerek mahkeme gerekçesinde yer verilen davalının vergiden muaf olmadığı ve işletme hesabına göre defter tuttuğuna göre tacir olduğu gerekçesi de yerinde görülmemiştir. Davalı her ne kadar vergiden muaf değil ise de dosyaya sunulan vergi kayıtlarının incelenmesinden Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen ve Vergi Usul Kanunu’ nun 177. Maddesi ile düzenleme altına alınan sınırın altında geliri olduğu, burada sayılan hadleri aşmadığı, buna göre esnaf ve küçük sanatkar sayılması gerektiği açıktır. Öyle ki kayıtlara göre davalı faaliyette olduğu sürede sürekli olarak zarar beyan etmiştir. Sonuç olarak davalının tacir olduğu ve davanın mutlak ticari dava olduğu yönündeki tespit mahkememizce yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle eldeki davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği ve mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla daha önce Asliye Hukuk Mahkemesince de görevsizlik kararı verilmiş olduğundan karşı görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle Davanın Usulden REDDİNE,
2-Görevli Mahkemenin …. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine,
3-Daha önce aynı konuda …. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilmiş ve istinaf edilmeksizin kesinleşmiş görevsizlik kararı bulunduğundan mahkememiz kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın … Mahkemesi … Hukuk Dairesine gönderilmesine,
4-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinden, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.10/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır