Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/305 E. 2022/615 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/305 Esas
KARAR NO : 2022/615
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/07/2020
KARAR TARİHİ : 30/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, …İCra Dairesi 2012/… Esas sayılı dosyasında borçluya tebliği üzere, satışın iptali üzerine hükümlüye tebliğin uzun sürmesi üzerine takipte görevli eski avukatın işi savsakladığından şüphelenerek başka bir avukat ile dosyaya fiziki olarak bakmak istediklerini, birçok engelin çıkartıldığını, icra müdürünün müdahalesi üzerine dosyaya birçok evrakın girmemiş olduğunu, eski vekilinin de alacaklı olduğu usul ve yasaya aykırı bir durumun ortaya çıktığını, 10.07.2020 müvekkilinin tebliğ tarihi olarak tanınmasını talep ettiğini, bu takipte eski avukatının alacaklı olduğunu avukatın eşinin de avukatı olduğunu, takipte de hem alacaklı hem de borçlu vekili olduklarını, ödeme emrinden kendisinin haberdar olmadığını, senedin ceza evindeki zor durumdaki bayan müvekkilinden 08.03.2016 tarihinde baskı ile alındığını, bilirkişi incelemesi yapıldığı takdirde senet üzerindeki tarihin 3 yıl geriye dönük yapıldığının anlaşılacağını, senet üzerinde yazı ile yazılmış olan 20 Nisan 2014 tarihinin müvekkiline ait olduğunu baskı ile kendisini 100.000,00 TL borçlandırıldığını, şirket kaşesini nasıl temin ettiklerinden haberleri olmadığını ve bu hususta … ve … hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını, senedin 2013 yılında alındığına dair bilgi ve belgenin olmadığını, 08/03/2016 yılında ceza evinde imzalatıldığının mürekkep ve kaşe öncesi imzanın arasındaki zaman farkının inceleme sonunda ortaya çıkacağını, borcun kaynağının bilinmediğini, müvekkilinin davalı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını ve şirketleri ile ilgisinin de bulunmadığını, eski avukatından hiç talep etmediği halde muhasebecisinden şirketine ait evraklarını teslim aldığını, ve bunlar arasında şirket kaşesini de aldığını veya kaşe basımı sağladığını zannettiğini beyan ederek adli yardım taleplerinin kabulüne, müvekkili adına başlatılan … İcra Dairesinin 2016 … esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin durdurulması amacı ile adli yardım talebi kapsamına alınarak uygun görülecek teminat miktarı ile ihtiyati tedbir kararı verilmesine, menfi tespit davasının kabulüne, müvekkili olan şirketin davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine, davalı tarafa haksız ve köyü niyetli takip yapmış olması nedeni ile 100.000 TL’nin % 20’si üzerinden kötü niyet tazminatına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 19/10/2020 havale tarihli cevap dilekçesi ile, Öncelikle huzurdaki davanda görevsiz mahkemede açıldığını, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacı tarafından dava açılırken gerekli olan harçlar ve gider avansları yatırılmadığından da davanın reddi gerekmekte olduğunu, dava dilekçesinin HMK’nun m. 119/b,d,e,f,g,ğ deki zorunlu unsurları taşımadığını bu nedenle de davanın usulden reddinin gerektiğini, davacının huzurdaki davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın hukuki yarar yokluğundan da reddini talep ettiklerini, davaya konu senedin müvekkilinin davacı şirket adına 8,5 yıldır takip etmiş olduğu … İcra Dairesinin 2012/… ve … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/… Esas sayılı dosyalarına ilişkin vekalet ücreti olarak davacı şirket yetkilisi tarafından tanzim edilerek müvekkiline verildiğini, davacı şirket müvekkiline olan vekalet ücreti borcunu ödemediğini, avukatlık ücretinin ödenmemesinden dolayı davaya konu senedi takibe koyduklarını, davaya konu senedin zorla baskı altında alındığına daire bugüne kadar hiçbir resmi mercie bir şikayette bulunulmadığı gibi taraflarına da ihtarname gönderilmediğini, davacı tarafın 2016 yılında Eylül ayında vekili olarak müvekkilinin büyük çabaları sonucunda tahliye olduğunu, davaya konu senedin 2013 yılında davacı şirket yetkilisi tarafından bizzat düzenlenerek müvekkiline verilmiş olduğunu, tanık dinlenilmesine muvafakatlerinin olmadığını, davacı şirket aleyhine 2015 yılında açılan 500 ün üzerinde dava ve icra dosyalarının mevcut olduğunu, şirketin 30.000.000,00 TL civarında borcunun bulunduğunu ve borca batık olduğunu, davacı şirket ile müvekkili arasında uzun yıllara dayanan avukat-müvekkil ilişkisi olduğunu, dava dilekçesindeki tüm iddiaların gerçek dışı olduğunu, müvekkilini davacı tarafın 10.07.2020 tarihinde haksız olarak azlettiğinden ve bu nedenle 10 yıldır takip edilen dava ve icra dosyalarındaki vekalet ücretlerinin davacı şirketten talep edildiğinden iş bu vekalet ücretlerinin tahsil edilmesini engellemek amacı ile haksız davanın açılmış olduğu kanısında olduklarını, davacı şirket adına takip edilen dosyalara ilişkin toplamda 150.000,00 TL vekalet ücretine davanın başında sözlü olarak anlaştıklarını, davacı şirket yetkilisi Emine Turgut ile müvekkili arasında davalara ilişkin 04.02.2013 tarihinde avukatlık sözleşmesi imzalandığını ve dava konusu senet davacı şirket yetkilisi tarafından tanzim edilerek müvekkiline teslim edildiğini, dava konusu senet üzerindeki tüm yazılar ve imzanın davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olduğunu beyan ederek davanın usulden ve esastan reddine, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere davacının tazminata mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından başlatılan … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… esas sayılı dosyası nedeni ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Dava dosyası … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 04.04.2022 tarih 2020/… E., 2022/… K., sayılı görev nedeniyle usulden red kararı ile yeniden tevzi işlemine tabii tutulmuş ve mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kayıtlanmıştır.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin anılan kararının incelenmesinde icra takibinin bonoya dayalı olarak başlatıldığı, buna göre uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde görülmesi gerektiği belirtilerek davanın usulden reddine karar verildiği görülmüştür.
HMK.nun 1. Maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninde olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir.
Somut olayın incelenmesinden; davacı ile davalı arasındaki ihtilafın avukatlık hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı, davacı; davalının ve eşinin şirketin eski avukatları olduğunu, senet alacaklısının da eski avukatı olduğu, icra takibi konusu senedin ceza evinde eski avukatı tarafından kendisine zorla imzalatıldığı, kendisine takip etmiş olduğu işlerden ötürü herhangi bir borcu bulunmadığı ve başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Davalı ise davacının iddialarının doğru olmadığını, davacı şirket ile uzun yıllardan beri aralarında avukat müvekkil ilişkisi olduğu, davacı şirketin bir çok dava ve icra dosyasının takibinin yapıldığını, davacının daha sonra haksız şekilde kendilerini azlettiğini, davacı ile aralarında avukatlık sözleşmesi bulunduğunu ve bunun dilekçesi ekinde sunulduğunu, davacının takip edilen dava dosyalarının ve icra dosyalarının ödemelerini yapmadığı, senedin bu nedenle alındığını, sözleşmede de bunun belirtildiğini, avukatlık ücret alacağı için senet alınmasında herhangi bir yasal engel bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Cevap dilekçesi ekinde sunulan avukatlık ücret sözleşmesi incelendiğinde sözleşmenin 10. Maddesinde sözleşmeye istinaden 150.000,00 TL ödeme yapılacağı, bunun 50.000,00 TL’sinin nakit geri kalan 100.000,00 TL’nin ise iş sahibi avukata 20.04.2014 vade tarihli senet ile ödeneceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür.
İcra takibine konu bono incelenmesinde ise bono keşidecesinin dosyamız davacısı alacaklısının avukatlık ücret sözleşmesi tarafı olan … olduğu, ödeme gününün sözleşme ile uyumlu şekilde 20.04.2014 ve 100.000,00 TL bedelli olduğu belirlenmiştir.
Kambiyo senetleri nitelikleri itibari ile sebepten mücerret olan senetlerdir.
Dava konusu uyuşmazlık taraflar arasındaki herhangi bir ticari alışverişten değil avukatlık ücret sözleşmesinden kaynaklanmıştır.
Anılan tüm hususlar birlikte değerlendirildiğinde icra takibine ve yargılamaya konu senedin sebebi mücerret olmaktan çıkmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ve yargılamada tartışılacak olan artık avukatlık ücret sözleşmesinin gereğinin yerine getirilip getirilmediği, alacaklı vekilin ücret sözleşmesinin gereğini yerine getirip getirmediği, davacının ise ödeme yapıp yapmadığı hususlarındadır.
6100 sayılı HMK’nun 2. Maddesinde Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevi düzenlenmiş; ” Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” şeklindedir.
Açıklanan nedenlerle mahkememiz huzurdaki davaya bakmaya görevli olmayıp görevli mahkeme davanın daha önce açıldığı … Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Aynı ihtilafa ilişkin olarak … Mahkemesi’nin … Hukuk Dairesinin 2021/… E., 2021/… K., sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Buna göre davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle Davanın Usulden REDDİNE,
2-Görevli Mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine,
3-Daha önce aynı konuda … Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilmiş ve istinaf edilmeksizin kesinleşmiş görevsizlik kararı bulunduğundan mahkememiz kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın … Mahkemesi … Hukuk Dairesine gönderilmesine,
4-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile … Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi 30/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır