Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/232 E. 2023/646 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/232 Esas
KARAR NO : 2023/646
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/04/2022
KARAR TARİHİ : 17/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili … A.Ş’in 27 Haziran 2013 tarihli 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun kapsamında, TCMB lisansı ile faaliyet gösteren ve 2014 yılında %100 Türk sermayeli olarak kurulan bir anonim şirket olduğunu, … A.Ş.’nin malik olduğu “…” markası ile mobil POS uygulaması, fiziki POS ve yazarkasa POS ürünleri ile 60.000’den fazla üye işyerine banka ve kredi kartı ile ödeme alma hizmeti verdiğini, amacının tüm girişimcilerin finansal hizmetlere erişimini kolaylaştırmak suretiyle girişimcilerin rekabet gücünü artırmak ve dolayısıyla da ülke ekonomisine katkı sağlamak olduğunu, şirketin işyeri sahiplerine piyasadaki en geniş finansal çözüm alternatiflerini sunarak, satış yapmalarını kolaylaştırmayı sağladığını, müvekkili şirketin üye işyerleri ile “Ödeme Hizmeti Sözleşmesi akdettiğini, sözleşme yapılırken ilgili ticaret odasından faaliyet belgesi, noter, işletmenin kredibiletisinin tespitine yeter evraklar ve vergi levhası gibi belgelerin ibrazı gerektiğini, dolayısıyla müvekkilinin müşterilerinin tamamının ticari ve mesleki amaçlarla hareket ettiğini, ticari “faaliyetleri nedeniyle müvekkili şirketle sözleşme imzaladıklarını, huzurdaki uyuşmazlığın ticari bir uyuşmazlık olduğunu, nitekim tüketici sıfatının belirlenmesinde tarafların işlemleri yaparken taşıdıkları iradenin önem taşıdığını, tüketici sıfatına sahip olunabilmesi için tacir olan tarafin ticari işletmesine dair yapılan bir sözleşmenin söz konusu olduğunu, eldeki davanın borçlunun ticari işletmesi ile alakalı ve yine ticari faaliyetlerinde kullandığı mobil POS uygulaması, fiziki POS ve yazarkasa POS ürünleri satın almasına rağmen; sözleşmeye aykırı şekilde ödemeleri zamanında ifa etmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine haksız şekilde itiraz etmesinden ileri geldiğini, davalı borçlunun sözleşmesinin borçlunun aylık ödemelerini yapmamış olması nedeniyle kat edildiğini ve ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun takibe itirazının mesnetsiz olduğunu ve itirazın iptalinin gerektiğini, borca ilişkin olarak borçluya kesilen faturaya karşın ödeme de yapılmadığını, davalının likit bir borcu borçlu bulunduğundan %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkil ile sözleşme imzaladıklarını ve müvekkilin mobil POS uygulaması, fiziki POS ve yazarkasa POS ürünleri satın almasına rağmen, sözleşmeye aykırı şekilde ödemeleri zamanında ifa etmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine haksız şekilde itiraz ettiğini iddia etmişse de, dava konusu olaya ilişkin alacaklı temerrüdü gerçekleştiğini ve davacının iddiasında haksız olduğunu, bu nedenle davacı tarafın başlattığı icra takibine karşı müvekkil tarafından itiraz edildiğini, bu itiraz üzerine davacı tarafından haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptali davası açılmış olduğunu, davacının satış personeli tarafından, müvekkiline belirli vaat ve taahhütlerde bulunmuş olup buna göre POS cihazlarında yemek kartlarının tamamının (Sodexo, MultiNet, Ticket ve Setcard gibi) yüklü olacağının, kendilerinin bu yemek kartı firmaları ile anlaşmaları olduğunun söylendiğini, ancak cihazların müvekkiline teslim edildiğinde bu taahhüdün yerine getirilmemiş olduğunu, satış yapılması amacıyla müvekkilin kandırılıp aldatıldığını ve cihazlarda yemek kartlarının yüklü olmadığının fark edildiğini ve sonrasında da bu edimin yerine getirilmediğini, bu nedenle de müvekkilinin bu cihazları kullanmadığını, müvekkilinin davacıdan POS cihazı almayı düşünmesindeki nedenin davacının satış personelinin yemek kartlarının yüklü olacağına ilişkin taahhüdü olduğunu, zira müvekkilinin halihazırda kullandığı POS cihazlarının zaten mevcut olup yemek kartları olmadıktan sonra böyle bir cihaz almasına da gerek bulunmadığını, davacının taraflar arasında imzalandığını iddia etmiş olduğu sözleşmeyi mahkemeye dahi sunmadığını, davacı tarafça sözleşmenin sunulması halinde müvekkilin kendi üzerine düşen sorumluluk ve edimlerini yerine getirdiğinin açıkça görüleceğini, ancak davacının yapma edimini yerine getirmediğini, oysa karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerin iki tarafının da bir edimi ifayı, yani sözleşmede kararlaştırılan yükümlülüklerin yerine getirilmesini üstlendiği sözleşmeler olduğunu, somut olayda da alacaklının POS cihazlarında yemek kartlarının yüklü olacağı taahhüdüne ilişkin edimini yerine getirmeyerek alacaklı temerrüdüne düştüğü, müvekkilinin de bu nedenle cihazları kullanmadığını, davacı tarafa POS cihazlarını geri almalarını talep ettiğini ilettiğini, Türk Borçlar Kanunu’nun 97. maddesinde, taraflara karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde karşı edimin yerine getirilene kadar borçlunun edimin ifasından kaçınması hakkı olan ödemezlikdefi’nin düzenlenmiş olup taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinde davacının POS cihazlarında yemek kartlarının yüklü olacağına ilişkin edimini yerine getirmediğini, bu nedenle müvekkilinin Türk Borçlar Kanunu uyarınca ödemezlik defi hakkını kullandığını, davacının müvekkilinin itirazının tebliğ edilememesi nedeniyle dava açma tarihininin öğrenme tarihi olarak kabul edilmesine ilişkin iddiasına itiraz etiklerini, davaya ilişkin zamanaşımı ve | yıllık hak düşi ire itirazlarında bulunarak haksız davanın reddini talep etiklerini, davacı sözleşmeye göre İstanbul Merkez Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu iddia etmişse de taraflar arasında sözleşmenin bulunmadığını ve davacının iddiasında haksız olduğunu, davada yetkili mahkemeye ilişkin HMK m.9’un “Türkiye’de yerleşim yeri bulunmayanlar hakkında genel yetkili mahkeme, davalının Türkiye’deki mutad meskeninin bulunduğu yer mahkemesidir” şeklinde düzenlenmiş olduğunu, huzurdaki davada da yetkili mahkeme müvekkilinin kayıtlı “… Mah. … Cad. No: … / İstanbul” adresinin bağlı bulunduğu İstanbul Anadolu Adliyesi Mahkemeleri ve İstanbul Anadolu İcra Daireleri olduğunu, bu nedenle huzurdaki davaya yetki yönünden itiraz ederek yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, davacının müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlatarak, huzurdaki davayı ikame ettiğinden %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini, talepleri doğrultusunda, haksız ve hukuki mesnetten yoksun iş bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Dava itirazın iptali davasıdır, dava ve cevap dilekçeleri değerlendirildiğinde uyuşmazlığın taraflar arasında ödeme hizmetleri sözleşmesi imzalanıp imzalanmadığı, tarafların sözleşme edimlerini yerine getirip getirmediği, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline karar verilmesinin gerekip gerekmediği, noktalarında toplanmaktadır.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede …İcra Dairesinin 2021/… esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alanın dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi heyetinin kök ve ek raporunda özetle; ” davacı şirketin ticari defter kayıtlarında davalıdan 51.050.52 TL alacaklı olduğu, davalı şirket ticari defter kayıtlarında davacı şirket ile ilgili bir kayıt bulunmadığı, Mahkeme tarafından davacının haklı olduğu yönünde hüküm kurulması halinde, 18.11.2021 icra takip tarihi itibariyle davalıdan 51.050.52 TL alacaklı olacağı, davacının icra takibine kadar davalıya ödeme emir göndererek temerrüde düşürmediği, bu nedenle icra takibinde talep ettiği işlemiş faiz tutarının takdiri Mahkemenin olmak üzere yerinde olmadığı, taraflar arasındaki sözlşemede davacının iddia ettiği gibi, davacıdan alınan POS cihazlarında yemek kartlarının tamamının (Sodexo, MultiNet, Ticket ve Setcard gibi) yüklü olması gibi bir yükümlülük bulunmadığı, davalı tarafın davacının bundan başka sözleşmeden doğan başka bir yükümlülüğe aykırı davrandığı yönünde bir iddiasının olmaması sebebiyle davacının sözleşmeyle üstlendiği edim yükümlülüklerini yerine getirdiğinin anlaşıldığı, bu bağlamda davacıya karşı ödemezlik def’i ileri sürülemeyeceği, davacının talebinde haklı olduğu,..” mütalaa etmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları ticari defter ve kayıtları ile deliller, müzekkere cevapları ile tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; Davacı yan sözleşme kapsamında edimlerini yerine getirdiği halde davalının ödemeleri tam yapmadığından bahisle başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali için işbu davayı açmış, davalı yan ise davacının temin ettiği pos cihazlarında yemek kartlarının geçmediğini bu nedenle de edimin gereği gibi yerine getirilmediğini beyanla davanın reddini talep etmiştir. Uyuşmazık, davacının sözleşme gereği edimlerini gereği gibi yerine getirip getirmediği, sğlanan pos cihazlarında yemek kartlarının geçmesi hususunda taraflar arasında anlaşma bulunup bulunmadığı, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Taraflar arasında “Sözleşme” başlıklı sözleşmenin 26/12/2020 tarihinde akdedildiği, ilgili sözleşmenin 4 nolu “tarafların hak ve yükümlülükleri” adlı bölümünün 4.1.maddesinde ; “Visa ve Master Card logolu banka/kredi kartları için tahsilat olanağı sağlama” konusunda anlaştıkları görülmüştür. Davalı yan her ne kadar pos cihazlarında yemek kartlarının geçmesi hususunda anlaştıklarını iddia etmiş ise de iddiasını ispatlar yazılı bir sözleşme yahut sözleşme eki protokol ibraz edememiştir. Bu nedenle tarafların edim yükümlülükleri 26/12/2020 tarihli “Sözleşme” başlıklı sözleşme hükümlerine göre değerlendirilmiş, davacının edimlerini sözleşmeye uygun şekilde yerine getirdiği alanında uzman bilirkişiler tarafından tespit olunmuş, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenerek davacının kendi defterlerine göre 51.050,52TL alacaklı olduğu tespit olunmuş ve … İcra Müdürlüğü 2021/… Esas sayılı dosyasında yürütülmekte olan takibe yapılan itirazın yalnızca bu tutar için iptaline karar verilmiş, davalı yanın sözleşmede kararlaştırılmayan edimin ifasının sağlanmadığından bahisle icra takibine itiraz etmesi sebebiyle davacının alacağına geç kavuşacağı gözetilerek davacının bu geç tahsil sebebiyle uğradığı zararın tahsili amacıyla icra takibine konu alacağın %20si oranında icra inkar tazminatına hükmolunmuş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; ….İcra Müdürlüğü 2021/… Esas sayılı dosyasında yürütülmekte olan takibe yapılan İTİRAZIN 51.050,52TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile TAKİBİN bu tutar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Davacı yanın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile takibe konu asıl alacak miktarı olan 51.050,52TL ‘nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine;
3-Alınması gereken 3.487,26 TL harçtan peşin alınan 683,48TL harcının mahsubu ile bakiye 2.803,78TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırıldığı anlaşılan 683,48TL peşin harç, 80,70TL başvurma harcı olmak üzere toplam 764,18TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 3.600,00TL bilirkişi ücreti, 160,00TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 3.760,00TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 3.391,91TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6100 sayılı HMK.nun 326/2 maddesi gereğince bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 17.900,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 5.539,97TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
8-Arabuluculuk ücreti olan 1.560,00 TL nin davanın kabul- red oranına göre, 1.407,28 TL’nin davalıdan, 152,72 TL’sinin ise davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Dair; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, … Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/10/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır