Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/2 E. 2022/218 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/2 Esas
KARAR NO : 2022/218
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/01/2022
KARAR TARİHİ : 22/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların Talepleri
Davacı vekilinin 03/01/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle: müvekkili ile davalı arasında bir kısım ham madde ürünlerin tedariği konusunda kurulan sözlü anlaşma üzerine davalıya hammadde adı altında ödeme yapıldığını, davalı tarafın sözleşme gereğince edimi hiç yerine getirmediğini, mal tesliminin yapılmaması ve paranın iade edilmesi talebine karşın davalı tarafından dönüşün olmadığını, ve icra takibinin başlatıldığını, davalı tarafça icra takibine itiraz edildiğini belirterek davanın kabulünü, borçlunun takibe, asıl alacağa ,faize ve ferilerine ilişkin haksız itirazlarının iptalini, takibin devamını, davalı borçlunun icra takibi için %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin 30/01/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle: itirazın iptali davasına konu edilebilecek yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi olmadığını, alacaklı …’nin talep ettiği ham madde siparişini temin edilip alacaklının yönetim kurulunda olduğu şirket adresine gönderildiğini, müvekkilinin davacıya karşı herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek davanın usul yönünden reddini, değilse esastan reddini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Dava itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık davacı ile davalı arasındaki ticari ilişki kaynaklı olarak davalının davacıya takip tarihi itibariyle borçlu olup olmadığı, alacağın muaccel hale gelip gelmediği, temerrüt oluşup oluşmadığı, faiz borcu bulunup bulunmadığı, itirazın haksız olup olmadığı, icra inkar tazminatı veya kötüniyet tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede … İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Es sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alanın dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir.
İtirazın iptali davaları İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş olup borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini sağlamak amacı ile açılır.
Kendine özgü bir dava türü olan itirazın iptali davasının açılabilmesi için bazı koşulların bir arada bulunması gerekir.
a) Öncelikle yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir.
Belirtildiği üzere geçerli bir takipte gönderilen ödeme emrine, geçerli bir itiraz bulunması halinde itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğinden itibaren bir yıllık süre içerisinde bu dava açılabilecektir.
Geçerli bir takibin bulunmaması halinde takibin devamına imkan bulunmadığı gibi geçerli bir itirazın bulunmaması halinde de incelenip iptal edilmeye konu edilecek bir itirazın bulunmaması söz konusu olacaktır.
Dosyanın yapılan incelemesinden davacı tarafça davalı aleyhine takip yapıldığı, davalı tarafça hem yetkiye hem de borca itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde icra dairesinin yetkisi İİK’nın 50. maddesinin 1. fıkrasının göndermesi ile HMK’daki yetki hükümleri ilamsız icrada yetkili icra dairesini belirlemede kıyasen uygulanır. İcra dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin değildir. İcra dairesi yetkisiz olduğunu resen gözetemez. Borçlunun icra dairesine yapacağı itirazın İİK’nın 62. Maddesine göre ileri sürmesi gerekir.
Yetki itirazı üzerine alacaklı borçlunun yetki itirazını kabul eder ise takip dosyasının borçlunun yetki itirazında bildirdiği yetkili icra dairesine gönderilmesini ister. Yetkili icra dairesi takip dosyasını yetkili icra dairesine gönderir. Yetkili icra dairesi de borçluya yeni bir ödeme emri gönderir. Bu halde borçlu bu ödeme emrine karşı yeni bir yetki itirazında bulunamaz. Alacaklının, borçlunun yetki itirazını kabul etmesi ile icra dairesinin yetkisi konusunda alacaklı ile borçlu arasında yetki sözleşmesi meydana gelir. Borçlu sadece yeni ödeme emrine esas bakımından itiraz edebilir.
Alacaklı, borçlunun icra dairesine karşı yetki itirazını kabul etmez ise; icra mahkemesinden yetki itirazının kaldırılmasını isteyebilir. Mahkemede itirazın iptali davası (İİK m. 67) açamaz (Kuru Baki; İcra ve İflas Hukuku Ankara 2013 s. 187).
Çünkü icra dairesinin yetkisine itirazı inceleme görevi icra mahkemesine aittir. (İİK m. 50/2). İcra mahkemesi yetki itirazının kaldırılması isteminin reddeder ise; başka bir anlatımla icra dairesinin yetkisiz olduğu kanısına varılır ise takip dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesine karar verir. Bu halde alacaklının süresi içerisinde yetkisiz icra dairesine başvurarak takip dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesini istemesi gerekir ( İİK 50/1; HMK 20/1). Yetkili icra dairesi borçluya yeni bir ödeme emri gönderir. İcra mahkemesi yetki itirazının kaldırılmasına karar verir ise icra takibi kesinleşir.
Borçlu ödeme emrini karşı hem İcra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz etmiş ise alacaklı yetki itirazının tebliğinden itibaren 6 ay içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını talep edebileceği gibi itirazın tebliğinden itibaren 1 yıl içinde itirazın iptalini genel mahkemelerden talep edebilir. İtirazın iptali davasına bakan Asliye Hukuk Mahkemesi İcra Dairesinin yetkisine itirazı haklı görürse davayı usulden reddeder. İcra Dairesinin yetkisizliğine karar veremez. Böyle bir kararın verilmesi halinde dahi takibin yapıldığı İcra Dairesi yetkisiz hale gelmez.
Somut olayda davacının yerleşim yerinin Esenyurt İstanbul olduğu ve Bakırköy İcra Daireleri yetki sınırında bulunduğu, davalının yerleşim yerinin Çorum olduğu ve Çorum İcra Dairelerinin yetki sınırında bulunduğu görülmektedir. Böylece gerek davacı gerekse davalı yönünden İstanbul İcra Daireleri’nin yetkili icra daireleri olmadığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında yapılmış bir yetki sözleşmesi de bulunmamaktadır. Tarafların adresleri dikkate alındığında mahkememizin yetkisiz olduğu açıktır. Öte yandan davalı tarafça yetkili olarak seçilen icra dairelerinin de genel yetkili mahkeme olduğu açık olduğundan davalının icra dairesine yaptığı yetki itirazının haklı olduğu görülmektedir.
İtirazın iptali davaları takip hukukundan kaynaklandığından icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yetkili icra müdürlüğünde icra takibinin yapılması dava şartıdır. Mahkemece öncelikli olarak icra takibinin yapıldığı icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığı konusunda inceleme yapılması, icra müdürlüğünün yetkisiz olduğunun kabulü halinde ise, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemenin yetkisine ilişkin itiraz dikkate alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. Y19HD 2016/12599 : 2017/6830
6100 Sayılı HMK’nın 114. Maddesi davanın görülebilme şartlarından biri olarak düzenlenmiştir. Yukarıda belirtilen sebeplerle geçerli bir takipten söz edilemeyeceğinden itirazın iptali davasının görülmesi mümkün değildir. Davanın HMK 114’e aykırı olarak ikame edildiği anlaşılmaktadır.
Dava şartlarının eksik olması halinde ise uygulanacak yol devam eden maddede düzenlenmiştir. Buna göre mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Son tahlilde davanın dava şartı yokluğundan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre alınması gereken 80,70-TL red karar harcının, davacı tarafça peşin yatırılan 2.044,38-TL, harçtan mahsubu ile artan 1.963,68‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
6-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İlişkin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır