Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/199 E. 2023/203 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/139 Esas
KARAR NO : 2023/206
DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 04/03/2022
KARAR TARİHİ : 20/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 04/03/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı … … A.Ş. İle 20.11.2006 tarihli Alçak Gerilim Elektrik Enerjisi Satışına İlişkin Perakende Satış Sözleşmesi imzalandığını, İlgili sözleşme imzalanmadan önce … Şubesi tarafından düzenlenen 14.09.2006 tarihli 495 sayı numaralı dilekçe ile … ve … tesisat numaraları için sözleşme tanzim edilmesi talep edildiğini, davalı tarafın 06.01.2022 tarihli 401.275,72TL’lik fatura düzenlediğini, İlgili faturanın THY madde 42/1-a bendine göre düzenlendiğini ve fatura hesaplamasına esas kat sayı 2 olarak alındığını, müvekkili banka ile davalı dağıtım şirketi arasında hukuken geçerli ve devam eden elektrik enerjisi satışına ilişkin perakende satış sözleşmesi mevcut olduğunu, müvekkili banka … Şubesi 14.09.2006 tarihli … sayı numaralı dilekçe ile … ve … tesisat numaraları için sözleşme tanzim edilmesini talep ettiğini, bahsi geçen talebe istinaden müvekkil banka ile davalı şirket arasında 20.11.2006 tarihli Elektrik Enerjisi Satışına İlişkin Perakende Satış Sözleşmesi imzalandığını, talep dilekçesinde iki ayrı tesisat numarası için talep düzenlendiğini, sözleşmede tesisat numarası … olarak yazıldığını, müvekkili banka şubesi iki ayrı tesisat numarası için başvuru yapmış iken davalı şirket tek bir tesisat numarası için işlem yaptığını, … numaralı tesisatın dava konusu faturaya ait olup olmadığı taraflarınca bilinmediğini, müvekkili bankanın abonelik başvurusunu yaptığını, davalı şirket de başvuru üzerine sözleşme gereği elektrik kullanımını açtığını, davalı şirket 14.09.2006 tarihinden 05.01.2022 tarihine kadar yüzlerce elektrik faturası düzenlendiğini, 16 yıl boyunca davalı şirket tarafından kaçak elektrik kullanımının tespit edilememesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, fatura hakkında takibe geçilmemesi ve fatura konusu tesisatın elektriğinin kesilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, usul ekonomisi ilkesi dikkate alındığında aynı tutar için farklı hukuki yolların tüketilmesi ihtiyati tedbir kararı verilmesi neticesinde ortadan kalkacağını, müvekkili banka 05.02.2017 tarihinde … ’na devredilmiş olup, 6741 sayılı kanunun 8. maddesinin 2. fıkrası uyarınca teminattan muaf olması nedeniyle teminatsız olarak HMK 389 ve devamı maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesini, bu nedenlerle müvekkili bankanın … A.Ş. ile arasında hukuken geçerli halen devam eden Alçak Gerilim Elektrik Enerjisi Satışına İlişkin Perakende Satış Sözleşmesi olduğu ve bu nedenle kaçak elektrik kullanmadığının tespitine, müvekkili bankanın tesisata herhangi bir müdahalede bulunmadığının tespiti ile sözleşme imzalandıktan sonra davalı şirketin kendi kusuru ile gerekli bağlantıları yapmadığının tespitine, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmet Yönetmeliği ilgili maddeleri uyarınca tespitin doğru bulgu ve belgelere dayandırılmadığı tespit edilerek 90 günlük süre dikkate alınarak gerçek tüketim bedelinin belirlenmesi ile faturanın hesaplanacak gerçek tüketim bedeli neticesinde düzeltilmesine, tespitin doğru bulgu ve belgelere dayandığına dair kanaat getirilmesi halinde 12 aylık süre dikkate alınarak gerçek tüketim bedelinin belirlenmesi ile faturanın hesaplanacak gerçek tüketim bedeli neticesinde düzeltilmesine karar verilerek yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişitir.
Davalı vekilinin 06/04/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın her ne kadar davalı … … A.Ş ile arasında
perakende satış sözleşmesi akdedildiğini ve normal dönem faturalarını düzenli ödediğini ifade
etmiş ise de söz konusu beyanların somut uyuşmazlıkta herhangi bir geçerliği bulunmadığını,
davacı tarafın bahsi geçen perakende satış sözleşmesini müvekkili …
A.Ş. ile değil dava dışı … … A.Ş. ile akdetmiş olduğunu,
müvekkilinin söz konusu sözleşmenin tarafı olmadığını, dava dışı … …
A.Ş., abonelik verilmesi, elektriğin perakende satışı ile iştigal eden ve EPDK
kararı ile kurulmuş ayrı bir tüzelkişiliği haiz perakende satış şirketi olduğunu, dava dışı
perakende şirketi, abonelik sözleşmelerine dayalı normal elektrik tüketim faturalarından
kaynaklı uyuşmazlıkların muhatabı olduğunu, görev alanları farklı iki ayrı şirket söz konusu
olduğunu, kaçak elektrik kullanımlarından müvekkili şirketin sorumlu olduğunu, davacı
tarafın her ne kadar normal dönem faturalarını düzenli ödediğinden bahisle söz konusu
faturaların iptalini talep etmiş ise de; dava konusu uyuşmazlık normal dönem faturalarından
kaynaklanmayıp kaçak tespit ve tahakkukundan kaynaklandığından söz konusu beyanlara
itibar edilmemesi gerektiğini, davacı tarafın zaman aşımı def’i hukuki mesnetten yoksun
olduğunu ve reddi gerektiğini, davacı tarafın her ne kadar 2006 yılında söz konusu binaya taşındığından ve fatura kesilen
dönemin hangi döneme ilişkin olduğunun belli olmadığından bahisle alacağın zamanaşımına
uğradığını iddia etmiş ise de işbu iddiaların haksız ve mesnetsiz olduğunu somut uyuşmazlık ve bahsi geçen alacak, normal
dönem faturalarından kaynaklanmayıp 05.01.2022 tarihli kaçak tespiti neticesinde tanzim
edilen faturaya ilişkin olduğundan alacak zamanaşımına uğramamış olup işbu itirazın reddi
gerektiğini, kaçak elektrik kullanım tespitinin ve tahakkukunun mevzuata uygun olduğunu, kurum işlemlerinde herhangi bir hata bulunmadığını belirterek, davanın reddi ile, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, tedbirin devamına karar verilmesi halinde; -kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili kurum tarafından tahakkuk edilen alacak miktarının %100’ünün teminat olarak depo edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
-Abonelik sözleşmesi ve eki belgeler
-Bilirkişi Elektrik Mühendisi … tarafından hazırlanan 05/01/2023 tarihli bilirkişi raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yapılan yargılama, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, 06/01/2022 tarihli 401.275,72 TL faturadan kaynaklı menfi tespit talebine ilişkindir.
Yargılama aşamasında, davacı vekili 20/03/2023 tarihli duruşmada, karşı taraf ile sulh olduklarını, sulh gereğince esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiş, davalı vekili de aynı şekilde beyanda bulunmuştur.
Taraf vekillerinin beyanı doğrultusunda davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla; konusuz kalan dava yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gereken 179,90TL ret harcının peşin alınan 6.852,79TL harçtan mahsubu ile artan 6.672,89TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Talep bulunmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kullanılmayan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize sunulacak yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye verilecek bir dilekçe ile … Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır