Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/183 E. 2022/482 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/183 Esas
KARAR NO : 2022/482
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/03/2022
KARAR TARİHİ : 23/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin İstanbul ilinde … … olarak birden fazla lokasyonda özel hastane / özel tıp merkezi / poliklinik olarak faaliyet gösterdiğini, davalının ise müvekkili şirkete ve müvekkili sağlık grubuna Hekimlik Hizmet Satın Alma ilişkisi içinde, bağımsız hizmet kapsamında fatura mukabili Estetik Plastik Reskonstruktif Cerrahi Uzmanı olarak hizmet veren bir hekim olduğunu, davalı hekimin 19.10.2021 tarihli, Hekim – Hastane Hizmet İşbirliği özleşmesi kapsamında hizmet verdiğini, davalının 19.10.2021 tarihinde başlayan bu işbirliğine hiçbir sebep olmaksızın 28.12.2021 tarihinde gelmediğini, 27.12.2021 tarihi itibariyle tek taraflı olarak son verdiğini, önceden planlanan operasyonlarının ve öncedne planlanan poliklinik / muayene hizmetlerinin aksamasına ve özel sağlık kurumu olarak müvekkilinin mağduriyet yaşamasına sebebiyet verdiğini, müvekkili kurum tarafından taraflar arasında imzalanan yazılı mutabakat uyarınca … İcra Dairesi’nin 2022/… E. Sayılı dosyası ile cezai şart alacağı için takip başlatıldığını, ancak takibe haksız ve kötü niyetli olarak davalı tarafça itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davalının sözleşme geçerlilik tarihi olan 01.11.2024’ten önce hiçbir sebep olmaksızın sözleşmeye son vermesi nedeni ile cezai şart bedelini ödemesi gerektiğinin izahtan veraset olduğunu, takip konusu alacağın tamamına vaki itirazın iptalini, davalının %20’den az olmamak koşuluyla icra ve inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere müvekkili şirkete ait işletilen sağlık kuruluşlarının plastik cerrahi branşından hizmet vermek üzere 19.10.2021 tarihli hekim-hastane hizmet işbirliği sözleşmesi ile 01.11.2021 tarihi itibariyle çalışmaya başladığını, her ne kadar dava dilekçesinde işe başlayış tarihi olarak 19.10.2021 denildiğini ancak sözleşmenin 2. Maddesinde sözleşmenin 01.11.2021 tarihinde başlayacağı net bir şekilde yazıldığını, davacı tarafından davanın hukuki temeli olarak sözleşmenin 6. Maddesinde yer alan cezai şart düzenlemesi ileri sürülerek dava açılmış ise de cezai şartın şartları gerçekleşmediğinden haksız açılan davanın reddinin gerektiğini, dava dilekçesinde müvekkilinin 28.12.2021’de görevine gelmediği, 27.12.2020 tarihinde tek taraflı son verdiği belirtilmiş ise de bu durumun doğru olmadığını, çünkü müvekkiline davalı şirkete ait …’teki hastanede 28.12.2021 tarihinde 7-8 hastanın kontrol ve takibi yapıldığını, bu durumun hastane kayıtlarında anlaşılacağını, her ne kadar hastane idaresince 29.12.2021 tarihinde sözleşme feshedilmiş ise de adeta “yavuz hırsız ev sahibini bastırır” şeklinde bir mantıkla müvekkilinden çıkar sağlama amaçlı böyle bir yola tevessül ettiklerini, netice itibari ile müvekkili hastaneyle yapılan sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmediğini, tam aksine hastane idaresi sözleşmeyi feshettiğini, müvekkilinin hekim-hastane hizmet işbirliği sözleşmesinin cezai şartı düzenleyen 6. Maddesi kapsamında bir sorumluluğunun bulunmadığını, dava dilekçesinde sonradan delil üretmeye yönelik ve gerekçe yapılma amaçlı bir takım tutanaklar yer alsa da bu tutanakların cezai şart ödemesini gerektirecek hukuki sebepleri teşkil edemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:,
Dava davacı tarafından başlatılan … İcra Müd. dosyasına davalı yanca yapılan itirazın İİK 67 ve devamı maddeleri uyarınca iptaline karar verilmesi isteminine ilişkindir.
HMK.nun 1. Maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninde olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
HMK’ nın 138. Maddesine göre mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. Mahkememizce taraflar 23/06/2022 tarihli duruşmaya davet edilmiş her iki tarafın katılımı ile bu husustaki beyanları alınmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında somut olayın incelenmesinde; davacı ile davalı arasında, davacının özel hastane olarak faaliyet yürüttüğü alanda bağımsız hizmet ilişkisi kapsamında davalının hekim olarak hizmet vermesine ilişkin sözleşme akdedildiği hususu tarafların kabulündedir. Buna göre davacının tacir olduğunu söylemek mümkün ise de hekim olan davalının tacir olmadığı sabittir. Huzurdaki dava TTK’da sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı gibi her iki tarafın tacir olduğu ve her iki tarafın ticari işletmesine ilişkin bir ihtilaf da değildir. Taraflar arasında sigortalı çalışma ilişkisi de bulunmadığından İş Kanunu’ na tabi bir çalışma da bulunmamaktadır. Sonuç olarak mahkememiz eldeki davaya bakmaya görevli değildir. Yetkili ve görevli mahkeme İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ dir. İzah edilen nedenlerle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. Kısa kararın bir nolu bendinde her ne kadar sehven çekişmesiz yargı işi yazılmışsa da anılan yanlışlığın maddi hatadan kaynaklanması ve gerekçeli kararın taraflara tebliğinden önce fark edilmesi nedeni ile bu husus gerekçeli kararın yazımı sırasında düzeltilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dışı arabuluculuk süresine ilişkin çekişmesiz yargı işinde Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içinde talepte bulunulması halinde dosyanın görevli ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmesine, aksi halde dosya üzerinden açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-Harç ve yargılama giderlerinin esas mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; Taraf vekillerinin yüzüne karşı,gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”

TASHİH ŞERHİ
Mahkememizin 23.06.2022 tarihli duruşmasının 1 numaralı bendinde sehven “arabuluculuk sürecine ilişkin çekişmesiz yargı işinde Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2. Maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,” yazılmış olmakla dosya incelendi.
KARAR
1-Mahkememizin 23.06.2022 tarihli duruşmasında 1 numaralı bendi “Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,” şeklinde eklenerek TASHİHİNE, diğer kısımların aynı şekilde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 05.07.2022

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”