Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/162 E. 2022/828 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/162 Esas
KARAR NO : 2022/828
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2019
KARAR TARİHİ : 07/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesi ile, davacı ile davalılar arasında İstanbul … Mah. … Ada, … Parsel, ….Kat B/… nolu bağımsız bölüm ile ilgili … Noterliği’nin 23/11/2016 tarih … yevmiye sayılı taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, ödeme planının belirlendiğini, nakit ödemelerin yapıldığını ancak ödeme planında belirtilen ve davalılara verilen senetlerin ibraz edilmemesi dolayısı ile bir kısım bakiye ödemenin yapılamadığını, davalıların kötü niyetle tescilden kaçındığını beyanla alınan taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesi ile; “Davacı … Tic. A.Ş. ile müvekkil … San. Ve Tic. A.Ş. ve … A.Ş. arasında … İstanbul Projesi … Blok … numaralı ofis nitelikli bağımsız bölümün satımı için, … Noterliğinin 23.11.2016 tarihli ve … yevmiye Sayılı Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi’ni akdedilmiştir. İşbu Sözleşme’ye istinaden … İstanbul Projesi B Blok … numaralı bağımsız bölümün tapusunun Sözleşmesel koşul ve sürelerde ve davacı tarafından üstlenilen tüm yüklülüklerin yerine getirilmesi ile davacı yana devredileceği kararlaştırılmıştır. Bu davanın açıldığı tarih itibariyle davacı yanın tapu devir talebine konu hakkı henüz muaccel hale gelmediğinden huzurdaki davanın reddi gerekmektedir. Taraflar arasındaki sözleşme bağlamında, alıcı tarafından tüm bağımsız bölüm bedelinin ödenmemiş olması halinde, satıcılar’ın tapuyu devretmekten imtina edebileceği kararlaştırılmış olup; davacı, dava konusu bağımsız bölüme ilişkin borcunun tamamını ödemediği için tapu devri talep hakkı henüz muaccel hale gelmemiştir. bu bağlamda, huzurdaki davanın reddi gerektiği izahtan varestedir. Taraflar arasında imza edilen … Noterliğinin 23.11.2016 tarihli ve … yevmiye Sayılı Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi’nin 3.10. Sayılı maddesi aşağıdaki gibidir. “Alıcı’nın Satıcı’ya işbu Sözleşme sebebi ile herhangi bir borcu bulunması veya ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması durumunda, Satıcı tapu devrini gerçekleştirmekten imtina edebilir.” Bu kapsamda, müvekkil … ‘nın muhasebe kayıt ve defterlerinde, davacı yanın ilgili bağımsız bölüm ile ilgili olarak toplam 126.000,00 TL borçlu olduğu görülmektedir. Hal böyle ine, tüm borcunu ifa etmemiş olan davacı yanın tapu devir talebinin henüz muaccel hale gelmediği açıktır. İşbu durumun tespit edilebilmesi ve davacının dava açmış olduğu tarihte müvekkil şirket nezdindeki borcunun tamamını ödememiş olduğunun ispatı amacıyla müvekkil şirket defterlerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yapılmasını talep etmekteyiz. Yüksek mahkeme içtihatlarında da tapu devir işleminin yapılabilmesi tüm taşınmaz bedelinin ödenmesi şartına bağlanmıştır. Yargıtay’ın “tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedelin mutlak surette ödenmiş olması gerektiğine” dair pek çok istikrarlı kararı mevcuttur. “Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır.” (Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, 2015/11532E. – 2016/264K.; 2014/2973 E. – 2014/8542K.) Müvekkilin tapuyu devretmekten keyfi olarak imtina etmesi söz konusu değildir. davacı yanın, sözleşme kapsamında üzerine düşen ödeme yükümlülüklerini henüz tamamlamamış olması nedeniyle, hak kaybına uğramamak amacıyla tapu devri yapılmamıştır. davacı yanın tapunun kendi adına tesciline dair talep hakkının henüz muaccel hale gelmemiş olması nedeniyle huzurdaki davanın reddi gerektiği açıktır.” şeklinde savunmada bulunmuştur.
Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesi ile; “Davacı … A.Ş. ile müvekkil … San. Ve Tic. A.Ş. ve … A.Ş. arasında … B Blok … numaralı ofis nitelikli bağımsız bölümün satımı için, … Noterliğinin 23.11.2016 tarihli ve … yevmiye Sayılı Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi’ni akdedilmiştir. İşbu Sözleşme’ye istinaden … B Blok … numaralı bağımsız bölümün tapusunun Sözleşmesel koşul ve sürelerde ve davacı tarafından üstlenilen tüm yüklülüklerin yerine getirilmesi ile davacı yana devredileceği kararlaştırılmıştır. Bu davanın açıldığı tarih itibariyle davacı yanın tapu devir talebine konu hakkı henüz muaccel hale gelmediğinden huzurdaki davanın reddi gerekmektedir. davacı taraf, müvekkil şirket ile imzalamış olduğu sözleşme kapsamındaki ödemeleri yapmamıştır. Müvekkil şirket ile davacı arasında yapılan sözleşmeye göre, dava konusu taşınmazın toplam satış bedeli 1.050.000-TL’dır. Davacı taraf, bu satış bedelinin 420.000,00 TL’sını müvekkil şirkete (…’ya) ödemekle yükümlüdür. Ancak davacı, sadece sözleşme peşinat bedeli olan 84.000,00-TL’sını ödemiş kalan bakiyeyi müvekkil şirkete ödememiştir. Müvekkil şirketin ticari kayıtlarına göre, bu satıştan halihazırda 336.000,00-TL bakiye anapara alacağı ve ayrıca ödenmeyen tutarlarla ilgili olarak Sözleşme uyarından işleyecek faiz ve cezai şartlar bulunmaktadır. Başka bir anlatım ile Davacının, dava konusu taşınmaz ile ilgili olarak müvekkil şirkete 336.000-TL (faiz ve diğer fer’ileri hariç) borcu bulunmaktadır. Gerek Borçlar Kanunu’nun ilgili hükümler, gerekse taraflar arasındaki Sözleşme’nin açık hükümlerine göre, kendi edimlerini yerine getirmeyen Davacı tarafın, müvekkil şirketten taşınmazın devrini talep hakkı bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki sözleşme bağlamında, alıcı tarafından tüm bağımsız bölüm bedelinin ödenmemiş olması halinde, satıcılar’ın tapuyu devretmekten imtina edebileceği kararlaştırılmış olup; davacı, dava konusu bağımsız bölüme ilişkin borcunun tamamını ödemediği için tapu devri talep hakkı henüz muaccel hale gelmemiştir. bu bağlamda, huzurdaki davanın reddi gerektiği izahtan varestedir. Taraflar arasında imza edilen … Noterliğinin 23.11.2016 tarihli ve … yevmiye Sayılı Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi’nin 3.10. Sayılı maddesi aşağıdaki gibidir. “Alıcı’nın Satıcı’ya işbu Sözleşme sebebi ile herhangi bir borcu bulunması veya ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması durumunda, Satıcı tapu devrini gerçekleştirmekten imtina edebilir.” Bu kapsamda, müvekkil …’nın muhasebe kayıt ve defterlerinde, davacı yanın ilgili bağımsız bölüm ile ilgili olarak toplam 336.000,00-TL borçlu olduğu görülmektedir. Hal böyle iken, tüm borcunu ifa etmemiş olan davacı yanın tapu devir talebinin henüz muaccel hale gelmediği açıktır. İşbu durumun tespit edilebilmesi ve davacının dava açmış olduğu tarihte müvekkil şirket nezdindeki borcunu ödemediğinin ispatı amacıyla müvekkil şirket defterlerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yapılmasını talep etmekteyiz. Ayrıca, Davacının, Sözleşme kapsamındaki Satış bedelinden müvekkil şirket …’nın hissesine düşen 420.000-TL’sını müvekkil şirkete ödediğini yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. Yüksek mahkeme içtihatlarında da tapu devir işleminin yapılabilmesi tüm taşınmaz bedelinin ödenmesi şartına bağlanmıştır. Yargıtay’ın “tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedelin mutlak surette ödenmiş olması gerektiğine” dair pek çok istikrarlı kararı mevcuttur. “Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır.” (Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, 2015/11532E. – 2016/264K.; 2014/2973 E. – 2014/8542K.) Müvekkilin tapuyu devretmekten keyfi olarak imtina etmesi söz konusu değildir. davacı yanın, sözleşme kapsamında üzerine düşen ödeme yükümlülüklerini henüz tamamlamamış olması nedeniyle, hak kaybına uğramamak amacıyla tapu devri yapılmamıştır. Bu itibarla, Davacının tedbir talep etmesi haksız ve kötü niyetlidir. Bundan dolayı uğradığımız her türlü zararlar için hukuki haklarımız saklıdır. Davacı yanın tapunun kendi adına tesciline dair talep hakkının henüz muaccel hale gelmemiş olması nedeniyle huzurdaki davanın reddi gerektiği açıktır.” şeklinde savunma yapmıştır.
Davacı tarafın sunduğu taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ve ekleri, ödeme dekontları, kat irtifak planına ilişkin belgeler, kredi kullandırımına ilişkin kayıtlar dosyamız arasına alınmış incelenmiştir.
Dava konusu taşınmazın tahyidatlı tapu kaydı celp edilip incelenmiştir.
Taraflar arasında yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin incelenmesinde, sözleşmenin 3. Maddesinde tapu devri ve teminat hususunun düzenlendiği, sözleşme uyarınca davalı tarafın ödemelerini yapması halinde tapunun davacıya devrediceğinin kararlaştırıldığı, ödeme bedeli ve şeklinin sözleşmenin 2. Maddesi uyarına ek 4 de belirtildiği, ek 4’ün incelenmesinde ise KDV dahil satış bedelinin 1.050.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı, 126.000,00 TL’nin … Şirketinin, 84.000,00 TL’nin … Şirketine 08/10/2016 tarihinde nakit olarak, … ‘ya 63.000,00 TL, … Şirketine ise 42.000,00 TL’nin senet karşılığında 07/10/2017 tarihinde, … ‘ya 63.000,00 TL, … Şirketine ise 42.000,00 TL’nin senet karşılığında 08/10/2018 tarihinde, … ‘ya 378.000,00 TL, … Şirketine ise 252.000,00 TL’nin banka kredisi ile ödenmesinin kararlaştırıldığı ve ödeme planına göre davalılara alınan senetlerin verildiği görülmüştür. Davacı tarafça yapılan ödemelerin incelenmesinde, ilk ödemelerin 05/10/2016 tarihinde 126.000,00 TL ve 84.000,00 TL olarak … ve … Şirketlerine ayrı ayrı ödendiği, davacının Odea Banktan 23/11/2016 tarihinde 630.000,00 TL kredi kullandığı ve bunu 03/01/2017 tarihinde … hesabına gönderildiği, böylece toplam ödemenin 840.000,00 TL olduğu ve bakiye 210.000,00 TL kaldığı ve bunun da sözleşme ve ödeme planına göre senetlerin karşılığına denk geldiği görülmüştür.
Mahkememizce ara karar ile, Tedbir talebinin %15 Teminat karşılığında Kabulü ile, dava konusu olan İstanbul, …, … mah, … ada 22 parsel B blok 107 nolu bağımsız bölüm sayılı taşınmaz kaydına “Satılamaz, Devredilemez” şerhinin uygulanmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili senetlerin ibraz edilmesi halinde bu miktarı ödeyeceklerini aksi halde mahkemece depo kararı verilmesini talep ettiğini bildirmiştir.
Davalılar senetlerin kendilerinde olmadığını, böyle bir senet verilmediğini, dolayısı ile ibraz edemeyeceklerini bildirmiş, mahkememizce de davacı tarafa bakiye bedeli depo etmesi için süre verilmiş ve bu bedel … Şubesi nezdindeki hesaba yatırılarak hesap cüzdanı ve dekontu mahkememize ibraz edilmiş kasaya alınmıştır.
Her ne kadar davalı …… şirketi vekili, sözleşme uyarınca ödenmesi gereken 252.000,00 TL banka kredi karşılığının da kendilerine ödenmediğini ileri sürmüş ise de, toplam 630.000,00 TL’nin … şirketine davacı tarafça gönderildiği, … vekili tarafından verilen beyanda bu ödemenin diğer davalı ile aralarında olan hesap işinde mahsup edildğini bildirmiş ve bu konuda başka bir araştırmaya girilmemiştir.
Davalı … vekili bilirkişi incelemesi ve davalıların defterlerin incelenmesi talebinde bulunmuş ise de davalılar arasındaki iç ilişki dolayısı ile mahkememizce sonucu etkili görülmeyen bu talep reddedilmiştir.
Dava konusu taşınmaza ilişkin tapu kaydı, imar durumuna ilişkin kayıtlar dosyamız arazına celbedilmiştir.
Davacı vekili duruşmada: “dilekçemizi tekrar ederiz, delillerimizi sunduk deliller toplanmıştır, noter senedi ile satış vaadi yapılmış ve resmi senettir, mahkeme takdir buyurursa keşif yapılabilir, sözleşmenin 3.1 maddesinde belirtildiği gibi davalı tarafın devir yapması gerekirken tapuyu müvekkile devretmemiştir, davamızın kabulüne karar verilmesini talep ederiz, satış vaadi sözleşmesi ile belirtilen senetler davalılara verildi, senetler ibraz edilmediği için ödeyemiyoruz, ibraz edildiğinde ödeyeceğiz veya mahkeme takdir ederse bakiye bedelini mahkeme veznesine depo etmeye hazırız, Davalı … şirketi vekili senetlerden haberi olmadığını beyan ediyor, oysa cevabında senet verilmediğini söylüyor, asıl bu işin satıcı … dır, … şirketi sadece ortaktır. Muhatabımız … ‘dır, senetler ibraz edilmediği için depo kararı uyarınca kalan miktar yatırılmıştır. Müvekkil sözleşme uyarınca edimini yerine getirmiştir. Davamız resmi belgeye dayanmaktadır kabulünü talep ederiz, benzer davalarda da davalılar tapuyu vermekten imtina etmektedir. Tapu masrafı tapuda ödenecektir. Şirket defterleri üzerinde incelenecek husus yoktur. Davalılar proje ortağıdır ve … diğer davalı ile mahsuplaştığını beyan etmektedir. Davayı uzatmaya yönelik bilirkişi incelemesi talebini kabul etmiyoruz” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı … vekili duruşmada: “Cevap ve ikinci cevap dilekçemizi tekrar ediyoruz, sözleşmenin 3.10 maddesinde herhangi bir bakiye borcu olması halinde satıcının tapu devrini gerçekleştirmekten imtina edebileceğine dair kanıt vardır, senetlerin fiziki olarak nerede olduğunu bilmiyoruz, ancak davacı tarafça ödenmemiştir bu nedenle borcun tamamı ödenmediği için tescil talebi de muaccel olmadığından davanın reddini talep ediyoruz, senetler teslim edilmemiştir. Taşınmaz davacı tarafa teslim edilmiştir ve sözleşmenin 3.10 maddesi uyarınca tapu masrafının da davacının karşılaması gerekmektedir. Davanın açılmasına müvekkilimiz sebebiyet vermemiştir. Bakiye borç da ödenmemiştir. Senet borcu da bulunmaktadır. Dava tarihi itibariyle bakiye borcun tamamı ödenmediğinden müvekkil davanın açılmasına sebebiyet vermemiştir bu nedenle davanın reddini talep ediyoruz” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı … vekili duruşmada: “Cevap ve ikinci cevap dilekçemizi tekrar ediyoruz, müvekkilimizin alacağının hepsi ödenmedi, müvekkil şirkete davacı tarafından verilmiş bir senet bulunmamaktadır, Diğer tarafların beyanlarını kabul etmiyoruz, 630.000,00 TL’den müvekkile yapılmış bir ödeme yoktur, herhangi bir senette verilmemiştir. Davacı tarafın borcu bulunmaktadır. Bunun tespiti için şirketlerin defter kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ederiz. Noter huzurunda yapılmış sözleşme uyarınca davacı taraf edimini yerine getirmediğinden müvekkilin devir borcu muaccel hale gelmemiştir. Bu nedenle davanın reddini talep ederiz” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tapu kaydının incelenmesinde, taşınmazın 3/5 hissesinin davalı … San. ve Tic. A.Ş adına, 2/5 hissesinin ise davalı … A.Ş adına tescilli olduğu ve kat irtifaklı olduğu görülmüştür.
Mahkememizce 2019/… Esas üzerinden yapılan yargılama sonunda; ” davalılar arasında iş ortaklığı bulunduğu ve birlikte davacı tarafa dava konusu taşınmazı satma vaadinde bulundukları, davalıların hesaplarına gönderilen paralar ile depo edilen miktarların toplamının satış bedeline denk geldiği, davalılar arasındaki iç ilişkide davacının taraf olmadığı, her ne kadar sözleşmede 378.000,00 TL’nin …’ya, 252.000,00 TL’nin ise …… şirketine banka kredisi ile ödeneceğine dair anlaşma yapılmış ve bu paranın tamamı …nın hesabına gönderildiği, bu durumda …… şirketinin payına düşen kısmın ödenmediği ileri sürülmüş ise de, davalıların davacıya karşı birlikte sorumlu olduğu, aqyrı ayrı satış vaadinde bulunmadıkları, bütün bir proje olarak inşaatlar üretip hasılat paylaşımalrı yaptığı, sözleşmede ve ödeme planında her bir davalıya düşecek payın berlilenmesinin sadece davalıların alacakların miktarın belirlenmesi yönünden olduğu, davalılar arasındaki işbirliğinin devam ettiği ve davayı uzatmaya yönelik taleplerde bulunulduğu, sözleşme ile davacıya, bu paraların ayrı ayrı hesaplara yatırılması yükümlülüğünün asli bir yükümlülük olarak getirilmediği, bu nedenle davalı … Şirketinin bakiye borç olduğuna dair savunmasına itibar edilemeyeceği, yapılan ödeme kayıtlarına göre … şirketinin alması gereken toplam 630.000,00 TL’den 126.000,00 TL fazla aldığı ve bu miktarda diğer davalıya ödeme yükümlülüğü olduğu, bu durumda tarafların iç mahsuplaşmaları yönünden hakları saklı kalmak kaydı ile paylaşım oranında davalılara düşen miktarların ödenmesi gerektiği, davacının sözleşme uyarınca edimini yerine getirdiği, davalıların devir borcunun muaccel olduğu, bu nedenle davanın subuta erdiği ve kabulü gerektiği” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar istinaf edilmiştir.
… Adliye Mahkemesi 7. Hukuk dairesinin 2020/… Esas sayılı ilamı ile; “Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından davalılar aleyhine açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin taşınmazın aynına yönelik davada dava değeri 1.050.000,00-TL gösterilerek ve bu miktar üzerinden 1/4 peşin harç yatırılmak suretiyle açılmıştır. Dava konusu tapu iptal ve tescile ilişkin istem, taşınmazın aynına ilişkin olup, taşınmazın aynına ilişkin davalarda dava değeri dava konusu taşınmazın dava tarihindeki rayiç değeridir. Bu hususta herhangi bir ıslah aranmaksızın keşfen belirlenen taşınmazın değeri üzerinden harcın tamamlanması gerekir. Mahkemece keşif yapılmaksızın, dava konusu taşınmazın dava tarihi itibarı ile değeri tespit edilmeksizin harç noksanlığı tamamlatılmadan esas hakkında hüküm tesis edilmesi hatalı olmuştur. Kamu düzenine açıkça aykırılık teşkil eden bu hususun dairemizce re’sen dikkate alınması zorunludur. Yerel mahkeme kararı bu yönden eksik ve hatalıdır. Kabule göre de, davalılar delil listelerinde tarafların ticari defterlerine ve bilirkişi incelemesine dayanmışlardır. Dava tarihi itibariyle davacı tarafından satış bedelinin tamamı ödenmediği mahkemenin kabulünde olup, ödenmeyen bedel davacı tarafça depo edilmiştir. Ancak, dosya üzerinde ödemeye ilişkin alanında uzman bilirkişi incelemesi yapılmamış olduğundan davacı tarafça yapılan ödeme ve bakiye kısım yönünden denetimi yapılamamıştır. Ödemeye ilişkin tarafların ticari defter ve belgeleri de incelenerek bu konudaki tüm delillerin toplanarak denetime elverişli rapor aldırılması gerekir. Açıklanan nedenlerle davalılan vekilinin istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri incelenmeksizin kamu düzenine ilişkin olup re’sen dikkate alınması gereken bu husus nedeniyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-a/4-6 maddesi uyarınca kabulüne, kararın kaldırılmasına, dairemiz kararı gereğince işlem yapılmak ve yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle mahkememiz kararı kaldırılmış ve dosya mahkememize iade edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesi kararı doğrultusunda mahkememizce taşınmaz değeri bilirkişi marifetiyle belirlenmiş ve eksik harca konu bir durum tespit edilmemiştir.
Mali müşavir tarafından taraf defterleri ve dosya incelenmiş, verilen raporda, davacının davalı … şirketine 630.000,00TL ödemesi gerekirken 765.000,00TL ödediği, davalı … şirketine ise 420.000,00TL ödenmesi gerekirken 84.000,00TL ödediği bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Cevap dilekçelerinin incelenmesinde, her iki davalının cevap dilekçesinin aynı karakterde ve içerikte olduğu, dolayısıyla birlikte hazırlandığı, vekiller farklı ise de işbirliğinin olduğu, bunun da davalılar arasında bir anlaşmazlık durumunun olmadığına ve birlikte hareket ettiklerine işaret ettiği değerlendirilmiştir.
Davacının davalı … şirketine 630.000,00TL ödemesi gerekirken 765.000,00TL ödediği, davalı … şirketine ise 420.000,00TL ödenmesi gerekirken 84.000,00TL ödediği, eksik bedelin mahkememizce 210.000,00TL olarak depo edildiği anlaşılmıştır.
Davacının sözleşmeye göre edimini yerine getirdiği, davalıların devre yanaşmadığı, önceki gerekçeli kararımızda da belirtildiği üzere davacının tapu iptal ve tescil talebinin haklı olup kabulüne, eksik ödemenin davalı … şirketine ödenmesine, davalılar arasında bağ bulunduğundan fazla alan davalının diğerine iadesi konusunun kendileri arasında çözülmek üzere dava dışı bırakılmasına karar vermek gerektiği vicdani kanaat hasıl olmuş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının Kabulü ile, İstanbul, …, … Mah. … Ada, … Parsel, …. Kat, B/… Nolu Bağımsız bölüm sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile DAVACI ADINA TAM HİSSE İLE TESCİLİNE,
2-Mahkememiz dosyası uyarınca bakiye satış bedeli olarak … Şubesi nezdinde açılan hesaba yatırılan 210.000,00 TL’nin tamamının davalı … Şirketine tüm nemaları ile birlikte kararın kesinleşmesi halinde ödenmesine,
3-İİK’nın 28. maddesi uyarınca kısa kararın … bildirilmesine,
3-Kabul edilen dava değeri olan 1.050.000,00 TL üzerinden hesaplanan 71.725,50 TL harçtan, peşin harcı olarak alınan toplam 17.938,31 TL’nin mahsubu ile bakiye 53.794,12 ‬TL harcın davalılardan müteselsilen alınarak hazineye ödenmesine, daha önce harç tahsil müzekkeresi yazılmışsa yeniden yazılmasına yer olmadığına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 132.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti ve sair giderler için sarfedilen toplam 4.803,00 TL yargılama giderinin ve davacı tarafça peşin harç olarak ödenen 17.938,31 TL harcın davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, davalı tarafın sarf ettiği yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile … Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/12/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır