Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/104 E. 2023/243 K. 04.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/672 Esas
KARAR NO : 2023/238
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/11/2021
KARAR TARİHİ : 04/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların Talepleri
Davacı vekilinin 23/11/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle: 22.07.2021 tarihinde … …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın … ilçesi istikametinden … ilçesi istikametine seyri sırasında orta refüjdeki sulamadan dolayı yola akan suyun zemini ıslatması sebebiyle direksiyon hakimiyetini kaybesinden dolayı yaralamalı ve ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin kazada yolcu konumunda olduğunu, herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin, kazadan dolayı ağır yaralandığını, vücudunda platinler bulunduğunu, vücudunun başka çoğu yerinde kırıkların mevcut olduğunu, uzun süre tedavi görmek zorunda kaldığını, asli kusurlu olan … plakalı araç … Sigorta şirketi ile ZMMS’na kayıtlı olduğunu belirterek müvekkili için, HMK 107. maddesi uyarınca toplanacak delillere göre, harca esas olmak üzere şimdilik 50,00TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 50,00TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 50,00TL bakıcı gideri (geçici iş göremezlik dönemi) olmak üzere toplam 150,00TL maddi tazminatın hesaplanarak, kaza tarihindeki poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla ve kaza tarihinden itibaren itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 06.12.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle: davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddedilmesini, kusur oranlarının tereddüte yer vermeyecek şekilde ve oransal olarak belirlenmesini, tazminat taleplerini kabul manasına gelmemekle birlikte; müvekkili sigorta şirketi bakımından temerrüt tarihi dava tarihi olduğunu, öte yandan uygulanacak faiz ise yasal faiz olmadığını, sigorta şirketinin, başvurunun ya da eksik evrak varsa eksik evrakların tamamlandığı tarihten itibaren 8 iş gününün geçmesi ile temerrüde düşeceğini ve bu tarihten itibaren işleyecek faizden sorumlu olacağını, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini belirterek haksız davanın hukuki yarar yokluğundan aksi taktirde esastan reddini, davanın SGK’ya ihbarını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Dava trafik kazası sonucu yaralanma nedeni ile meydana gelen maluliyet sonucu uğranılan maddi zararın tazminine ilişkin tazminat davasıdır. Uyuşmazlığın davacının malul kalıp kalmadığı, malul kalmış ise maluliyet oranı ile tazminata hak kazanılmış ise bu tazminatın hesabı, kusur oranları, muacceliyet tarihi ve faiz hesabına dair olduğu anlaşılmaktadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen aktüerya bilirkişi … hazırladığı 23/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalının müteselsilen %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre bu olay
sonucu yaralanan davacı …’nın; geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 10.230,36 TL olduğunu, sürekli iş göremezlik dönemine ait %25 maluliyeti ile ilgili maddi zararının 897.453,91 TL. Olduğunu, davacının sakatlık teminatı kapsamında olan geçici ve sürekli iş göremezlik zararı her iki kusur durumunda da poliçe limitini aştığından geçici ve sürekli iş göremezlik zararı yönünden ;
Davalının sorumluluğunun 430.000,00 TL’lik poliçe limiti ile sınırlı olacağını, geçici bakıcı gideri nedeniyle maddi zararının 7.155,00 TL olduğunu, davacının tedavi/sağlık gideri teminatı kapsamında olan bakıcı gideri zararı poliçe limiti içinde kaldığından (davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün kusuruna isabet eden %85 kusura göre belirlenen 6.081,75 TL.lık bakıcı gideri de poliçe limiti içinde kalmaktadır) davalının bakıcı giderinin tamamından sorumlu olacağını, başvuru tarihine temerrüdün 15.10.2021 tarihinde gerçekleşmiş olacağını mütala etmiştir.
İstanbul ATK’nın 13/04/2022 tarihli raporunda özetle, sürücü … …’nın %85 (yüzde seksen beş) oranında kusurlu olduğunu, sulama sisteminin bakım, onarım ve kullanımında sorumlu kişi/kurum/kuruluşun %15 (yüzde on beş) oranında kusurlu olduğunu mütalaa etmiştir.
… Tıp Fakültesi Dekanlığı Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının raporunda özetle,20 Şubat 2019 tarih ve 30692 Resmi Gazete sayılı Erişkinler İçin Engelltlik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmelik’e göre; Birinci Lezyon (Antaljik yürüyüş bozukluğu): Kas-İskelet Sistemi Arızaları, Alt Ekstremiteye Ait Sorunlarda Özürlülükleri Oranları, Tablo 3.4- Hafif derecede yürüyüş bozukluğuna bağlı kişinin özür oranının 468 (yüzde sekiz) olduğunu, İkinci Lezyon (L4, L5 vertebra sol transvers proçeste lineer deplase fraktürler): Kas İskelet Sistemi Arızaları, Eklem Hareket Açıklığı Modeli, Tablo 1.7’ye göre kişinin genel beden engel oranının %10 (yüzde on) olduğunu, Üçüncü Lezyon (Sol gözde görme kaybı): Görme Sistemi Arızaları, Görme Sistemi Yetersizlik Oranı Hesaplama Yöntemi, tablo 1’e göre görme keskinliği puanı eşdeğerlilik tablosuna bağlı kişinin genel beden özür oranının 96 10 ( yüzde on ) olduğunu, lezyonlar ayrı ayrı değerlendirilip Balthazard formülü uygulandığında kişinin genel beden özür oranının %25 (yüzde yirmi beş) olduğunu, bakıcı ihtiyaç süresinin 60 (altmış) gün olduğu, sürekli bakıcı ihtiyacı olmadığını, şahsın geçirdiği trafik kazası neticesinde 120 (yüz yirmi) gün süre ile geçici iş göremezlik süresi içerisinde olduğunu mütalaa etmiştir.
Haksız fiil sorumlusu olarak sürücünün sorumluluğu TBK’nın 49. maddesinde düzenlenen kusur sorumluluğudur. Madde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” belirlemesi ile kusur, haksız fiilin kurucu bir unsuru olarak düzenlemiştir. Kusurlu davranış, kasti davranış ile olabileceği gibi, ihmalli (taksirli) davranış ile de olabilir. Kasti davranışta zarar veren zararlı sonuca bilerek, isteyerek sebep olmuştur. Başka bir deyişle failin iradesi, hukuka aykırı hareketle zararlı sonucun meydana gelmesine, gerçekleşmesine yönelmiştir. Taksirli (ihmali) davranışta ise, zararlı sonuç istenmemekle birlikte, böyle bir sonucun meydana gelmemesi için şartların gerekli kıldığı dikkat ve özen sarf edilmemiştir. Eş söyleyişle; burada zararlı sonuç öngörülmemekte ancak fail gerekli iradî çabayı sarf etmiş olsaydı, böyle bir sonucu öngörülebilirdi.
Kusurun sübjektif ve objektif olmak üzere iki unsuru vardır. Kusurun sübjektif unsuru, kusur ehliyeti için gerekli olan ayırt etme gücünü ifade ederken; objektif unsuru, soyut ve ortalama tipin örnek davranışından sapma anlamına gelmektedir. Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin 1. fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere malî sorumluluk sigortası (Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Malî Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir. Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukukî nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla birlikte, işletenin hukukî sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğunun ise, sözleşmeye dayalı bir sorumluluk olduğu tartışmasızdır.
Sorumluluk sigortasının konusu, sözleşmede aksine bir hüküm yoksa sigortacının, sigorta sözleşmesinde öngörülen bir olayın gerçekleşmesi nedeniyle zarar görenlere karşı sigortalının sorumluluk riskinin üstlenilerek zarar gören üçüncü kişiye sigorta sözleşmesinde öngörülen miktarda tazminat ödenmesidir.
Sorumluluk sigortası bir yandan sigorta ettirenin üçüncü kişilere verebileceği zararlardan ötürü bu zararların giderilmesi için sigorta ettirenin malvarlığındaki azalmayı önlemeyi amaçlarken, diğer yandan da sigorta ettirenin eyleminden zarar gören üçüncü kişilerin zararlarının giderilmesini hedeflediğinden sorumluluk sigortası, sigorta ettiren ile onun eylemlerinden zarar görenlerin menfaatlerini dengeleyen suigeneris bir sigorta türü olarak kabul edilmelidir (Ulaş, I: Uygulamalı Zarar Sigortaları Hukuku, Ankara 2012 s. 764). KTK’nın 91. maddesi “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere malî sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” ifadesi ile karayolları motorlu araçlar malî sorumluluk sigortası işletenin KTK’nın 85/1. maddesinden kaynaklanan sorumluluğunu poliçe teminatı kapsamında karşılamak amacıyla yapılması zorunludur.
KTK. 85/1. maddesinde yer alan; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteni bu zarardan sorumlu olur.” hükmü ile KTK; zarara, motorlu aracın işletilmesinin sebep olması hâlinde, işleten hakkında tehlike sorumluluğunu öngörmüştür. Bu hükme göre, sorumluluk, motorlu taşıt aracının işletilmesine bağlanmıştır. Bu itibarla, zorunlu malî sorumluluk sigortasının sorumluluğu motorlu aracın işletilmesi ile meydana gelen zararlar ile sınırlı tutulmuştur.
KTK’nın 85/1. maddesinde işletenin hukukî sorumluluğunu üstlenen ve sigorta sözleşmesi teminat kapsamında olan tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dâhilinde karşılamakla yükümlü olan sigortaya karayolu motorlu araçlar malî sorumluluk sigortası denilmektedir.
Sigorta hukuku, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. Kitabında 1401. maddesi ilâ 1520. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu düzenlemede sigorta hukukunun genel hükümleri, zarar sigortalarından mal sigortaları ve sorumluluk sigortaları ile can sigortaları düzenlenmiştir.
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda; davaya konu 22/07/2021 tarihinde meydana gelen kazada davalı sigorta şirketince sigortalı olan araç sürücüsünün %85 oranında kusurlu olduğu, gerçekleşen kaza sebebiyle davacının %25 oranında kalıcı maluliyeti bulunduğu, 120 gün geçici olarak malül olacağı ve 60 gün süreile bakıcıya ihtiyaç duyacağı anlaşılmış olup, davacının kalıcı ve geçici işgörümezlik ve bakıcı giderleri talepleri bakımından hesaplama yapılmak üzere dosya alanında uzman aktüerbilirkişiye verilmiş, hazırlanan raporun yerleşik yargı içtihatları ile benimsenen bilimsel metodlara uygun şekilde hazırlandığı ve yargısal denetime açık olduğu değerlendirilerek hükme esas alınmasına karar verilmiştir. Davacı yan bedel artırım talebinde bulunmuştur.
Davalı sigorta her ne kadar bakıcı giderlerinin poliçe kapsamında olmadığını iddia etse de; Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/4539 E. , 2021/3190 K. sayılı kararında; “.… 6058 sayılı TBK’nun 54. Md.’sinde tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar bedensel zararlar kapsamında sayılmış, ZMSS genel şartlarındaki sakatlıklar için verilen teminatlar ile tedavi giderleri ile ilgili verilen teminatlar ayrı olarak ele alınmıştır. Böylece, sakatlık tazminatı hesaplanırken; bakıcı giderleri, mağdurun bakımı, hastaneye gidip gelmesi, ilaçları, gerektiğinde sürekli yanı başında bulunması gereken hasta bakıcı ve yardımcı ile maaş ve ücretler dikkate alınmıştır. Daimi iş gücü kaybı tazminatı ile yaşam boyu bakım giderleri farklı tazminat kalemleri olup, yaşam boyu bakıcı giderlerinin sakatlık teminatı kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Dairenin kurumsallaşmış içtihatları da bu yöndedir.” denilmektedir
İlgili Yargıtay kararında bakıcı giderlerinin sürekli maluliyet teminatı kapsamında olduğu davalı tarafça iddia olunmuştur. Ancak yukarıda Yargıtay kararında açıklandığı üzere bahsedilen her iki sorumluluğun birbirinden farklı olduğu gerekçesi ile bakım-bakıcı giderlerinin ödenmiş olunan sakatlık tazminatı kaleminden ayrı tutularak mağdur- davacı tarafa ayrıca bu bakıcı giderlerinin tedavi teminatı kapsamında ödenmesine karar verilmiş, bu sebeple de İtiraz Hakem Heyeti’nce Yaşam Boyu Bakıcı Giderlerinin Tedavi Giderleri Teminatından olduğu gözetilerek davalı tarafın itirazları reddedilmiş ve bu yönde bozma kararı verilmiştir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/6030 E. , 2021/8056 K. kararı da aynı doğrultudadır.
Bu nedenle bakıcı giderlerinin poliçe kapsamında tedavi giderleri içerisinde değerlendirilmesi gerektiği, davalının tazminle sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Haksız fiil ile davacının zarara uğramasına sebebiyet veren birden fazla kişi/kurum varsa da bu kişi ve kurumlar davacıya karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu bulunduklarından ve davacı davalıdan uğradığı geçici ve kalıcı maluliyetin tümünün tazminini talep ettiğinden bu hususta davalı sigortanın dava dışı sigortalısının kusuruna bakılmaksızın tazminine hükmedilmiş; bakıcı giderleri bakımından ise dava dışı sigortalının kusuru oranında talepte bulunan davacının talebi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş, faiz talepleri bakımından sigortaya başvuru tarihi gözetilerek davalı sigortaya tanınan cevap süresinin bitim tarihi olan 15/10/2021 tarihi temerrüt tarihi olarak alınmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE ; geçici ve kalıcı maluliyet tazminatı olmak üzere toplamda 430.000,00 TL tazminatın 15/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sigorta limitleri dahilinde davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
– Davacının Bakıcı giderleri yönünden talebinin kabulü ile, 6.081,75 TL ‘nin 15/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sigorta limitleri dahilinde davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 29.788,74TL harçtan peşin alınan 59,30TL harç ile 1.488,92TL tamamlama harcının olmak üzere toplamı 1.548,22‬ TL’nin mahsubu ile bakiye 28.240,52‬TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 59,30TL başvuru harcı, 59,30TL peşin harç,1.488,92 TL tamamlama harcı, 1.200,00TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 684,1‬0TL ile 2.250,00 TL … ATK masrafı ile 910,00 TL … ATK masrafı olmak üzere toplam 6.651,62‬TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 64.051,45TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
6-Dava açılmadan önce, sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Dair; Gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, … Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/04/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır