Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/94 E. 2021/726 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/94 Esas
KARAR NO : 2021/726
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 10/02/2021
KARAR TARİHİ : 19/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanmış olan … a ait araç ile müvekkiline ait aracın çarpışması sonucu maddi hasarlı trafik kazası oluştuğunu, kaza sonucu müvekkiline ait … plakalı araçta meyadana gelen zararların karşılanması için sigorta tahkim komisyonuna … numarası ile başvurulduğunu, STK dosyası kapsamında 22/10/2020 tarihinde bilirkişi raporu ile … plakalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu ve bavurucuya ait araçta KDV dahil 2.560 TL hasar onarım bedeli meydana geldiğinin mütalaa edildiğini, bu nedenle müvekkilinin bakiye alacağının tahsili için davalı aleyhinde … İcra Müdürlüğünün 2020/… esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, icra takibine davalı şirketin itiraz ettiğini, icra takibinin başlatılmasından sonra asıl alacak olan bakiye hasar bedelinin ödendiğini, icra vekalet ücretinin ve yargılama giderlerinin kötü niyetli olarak ödenmediğini bu nedenlerle takibin devamına karar verilmesini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 25/07/2019 – 2020 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, müvekkilinin ZMSS poliçesi gereği ancak gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğunu, çünkü sigorta tazminatının bir zenginleşme aracı olmadığını, müvekkilinin ancak kaza tarihi itibariyle teminat limiti olan 41.000 TL ye kadar sorumluluğunun bulunduğunu, davacının taleplerinin likit olmayıp alacağın varlığı miktarı ve poliçe kapsamında olup olmadığı gibi hususlar tartışmalı olduğunu, icra inkar tazminatının kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davacı şirket tarafından yapılan başvuruya istinaden maddi hasar olarak ekspertiz raporu doğrultusunda 16/07/2020 tarihinde 7,60 TL değer kaybı bedelinin davacıya ödeme yapıldığını, müvekkilinin sorumluluğunun kalmadığını bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık ve Deliller, Değerlendirme ve Gerekçe
Dava itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık davacının icra vekalet ücreti ve yargılama giderine hak kazanıp kazanmadığı, icra inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı, itirazın haklı olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası UYAP sisteminden mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, dosyamız davalısının borçlu olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizce ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar değerlendirilmiş, dava şartına dair eksiklik bulunmaması ve davalı tarafça haklı bir sebebe dayalı olan herhangi bir ilk itiraz ileri sürülmemesi nedeniyle ön inceleme tamamlanmış, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek dosyamızın delillerini oluşturan, hasar dosyası, Sigorta tahkim komisyonu dosyası, icra dosyası ve trafik sicil kayıtlarından oluşan dosyamız delilleri üzerinden sonuca gidilmiştir.
Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak hasar dosyası istenmiş, sigorta şirketince gönderilen belgeler dosyamız arasına alınmıştır. Yapılan incelemede … plakalı aracın … poliçe numarası ile 28/08/2019 tarihi ile28/08/202020 tarihleri arasında davalı sigorta şirketi nezdinde ZMSS kapsamında sigortalı olduğu anlaşılmıştır.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davalarında, davalı işleten ile davalı sigortacının sorumluluğu paralel olup 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu, davalı sürücünün sorumluluğu ise 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalı işleten ve sigortacıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
İhtilaf, tarafların vaki kazadaki tazminata esas kusur oranı ile araçta meydana gelen hasar miktarı ile değer kaybı bedelinin tespiti noktalarında toplanmaktadır. Kusur oranı ve hasar ve değer kaybı miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirilmesi gerekmektedir.
Ancak mahkememize başvurulmadan evvel Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde … marifetiyle hazırlanan rapor bulunduğu, bu raporda hasarın 2.560 TL olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafça ödenen bedelin düşülmesi neticesinde elde edilen bakiye üzerinden başlatılan takibe itiraz edilmiş daha sonra ise takip asıl alacağı haricen ödenmiştir.
Davaya konu ZMSS (Trafik) poliçe örneğinin kapsadığı dönem itibariyle davalı sigorta şirketinin sigortalı aracın işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğu araç başına maddi hasarın 41.000,00 TL sigorta bedeli ile sigorta güvencesine aldığı görülmektedir.
Tüm dosya kapsamı ile alınan STK tarafından alınan bilirkişi raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olması nedeniyle yeniden rapor alınmasına lüzum görülmemiş, davacının takip konusu asıl alacağı ödemiş olması nedeniyle yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı tarafça takip devam ederken kısmi ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. 6098 Sayılı Kanunun 10. Maddesine göre “Borçlu, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir.” Huzurdaki davada faiz ve giderler de muaccel olduğundan BK 100. Madde öncelikle değerlendirilmelidir. ( Her ne kadar mahkemece, TBK m.100 uyarınca davacının talebi gibi, yapılan ödemelerin öncelikle ödeme tarihine kadar işleyen faiz ve icra takip masrafları gibi fer’ilerden mahsup edilerek kalan asıl alacak bakiyesine ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, TBK m.100 dikkate alınmadan takibin fer’iler yönünden devamına karar verilmesi hatalı olmuştur. (Emsal nitelikte İstanbul BAM 12. HD : 2021/519 : 2021/522) (8. HD. 2014/23618 2016/10002 …Kısmi ödemelerde, ödeme miktarı üzerinden tahsil harcı ve vekalet ücreti hesaplanıp toplam alacağa eklenmeli, ardından yapılan ödemenin öncelikle masraf, vekalet ücreti ve faizden mahsup edilmesi gerekmektedir. BK 100. Madde uygulamasının ayrı bir uzmanlık alanı gerektirmemesi nedeniyle yargılamanın daha fazla uzamasının önüne geçmek ve yeni bir bilirkişi raporu alınarak anayasamızın 141/son maddesine aykırı hareket edilmesini önlemek amacıyla Davacı tarafça yapılan ödemeye ilişkin olarak mahkememizce BK 100. Madde esas alınarak yeniden hesaplama yapılmıştır. Şöyle ki yapılan ödeme öncelikle masraflara mahsup edilmiş bakiyenin 480,00 TL olduğu anlaşılmış, bunun 99,88 TL’sinin bakiye vekalet ücreti, 380,60 TL’sinin ise asıl alacak olduğu saptanmış ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan kısa kararın 3. Nolu bendinde vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine yazıldığı anlaşılmakla, anılan maddi hatanın “davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın reddedilen kısmı üzerinden yürürlükteki A.A.Ü.T. Göre hesaplanan 480,48 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” şekilde düzeltilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Es sayılı dosyasındaki alacağın takibine vaki itirazın kısmen iptali ile davalı tarafça davadan önce ödenen 380,60 TL’lik ödeme BK 100 gereği öncelikle faize ve masraflara mahsup edilmek üzere takibin 380,60 TL’lik asıl alacak ve 99,88 TL bakiye vekalet ücreti yönünden iptaline, takibin bu alacak yönünden kaldığı yerden DEVAMINA, bu alacağa tahsile değin %19 faiz uygulanmasına,
2- İtiraz haksız ve alacak likit olduğundan kabul edilen asıl alacağın %20 nispetinde hesaplanan 96,00 TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın reddedilen kısmı üzerinden yürürlükteki A.A.Ü.T göre hesaplanan 480,48 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Alınması gereken 32,82-TL harçtan peşin alınan 59,30-TL harcın mahsubuna,
5-Davacı tarafça yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 59,30-TL peşin harç, tebligat ve posta masrafından oluşan 42,60-TL olmak üzere toplam 161,20-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
7-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına dair,
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/10/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.