Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/91 E. 2023/137 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/91 Esas
KARAR NO :2023/137

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:09/02/2021
KARAR TARİHİ:02/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalı şirket arasında akaryakıt bayilik sözleşmesi ve 06.09.2018 tarihli bayilik protokolü akdedildiğini, bahse konu protokolün 3.2.3 ticari şartlar başlıklı maddesinde motorinin yıllık alımının 4000 m3 ve aylık 333 m3 üzeri olması durumunda fiyatlandırmanın … + %0 komisyon olacağı 5 yıllık sözleşme süresince bu orana herhangi bir nakliye veyahut sigorta bedeli yansıtılmayacağının kararlaştırıldığını ve bu konuda tarafların mutabık kaldıklarını, davalı firmanın bu anlaşmanın ve fiyatlandırmanın dışına çıkarak ekstra olarak litre başına 4 kuruş (6 kuruş KDV dahil) fazla fiyatlandırmaya gittiğini, müvekkili firmanın bu hususa ilişkin itirazları üzerine bu fazla ücretlendirme karşılığında prim faturası kesilmesini, kendilerinin de bunun karşılığında cari hesapta alacak kaydı yapacaklarının söylendiğini, müvekkili ile uzlaşıldığı üzere her defasında müvekkili şirketçe prim faturası kesildiğini ve davalı firma da her defasında cari hesapta iade prim faturası kadar alacak kaydı yapıldığını, 2019 Haziran ayından sonra yine bu şekilde fazla fiyatlandırmadan kaynaklı kendilerine prim faturası kesilmesine rağmen müvekkili lehine cari hesapta herhangi bir alacak kaydı yapılmadığını, müvekkilinin bu konuda yine yaptığı görüşmelerden bir sonuç alamadığı gibi 4 kuruş olarak eklenen miktarda da artışa gidildiğini ve litre başına 6 kuruş (8 kuruş KDV dahil) eklenmeye başlandığını, bu hususta davalı firmaya … 1. Noterliğinin 19.07.2019 tarih ve 27580 yevmiye nolu ihtarnamesiyle başvurulduğunu ancak ihtarnameye herhangi bir dönüş yapılmadığı gibi fazla ücretlendirmeye de devam edildiğini, taraflar arasında imzalanan akaryakıt satım sözleşmesine aykırı fazla ücretlendirmeden dolayı şimdilik; 10.000,00 TL’nin arabuluculuk sürecinde anlaşamama tutanağının imzalandığı 16.03.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte hesaplanarak ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin bayilik ilişkisi boyunca sözleşmelere uygun hareket ettiği gibi bayilik sözleşmesi ve protokolü müvekkili şirkete ticari koşulları tek taraflı düzenleme ve değiştirme yetkisi verdiğini, protokolde açıkça belirtildiği üzere uygulanacak ürün fiyatlandırması ticari koşullara göre değişebilir olduğu gibi kazanılmış hak teşkil etmeyecek ve devamlılık arz etmeyecek nitelikte olduğunu, öncelikle davacı yanın haksız ve sözleşmeye aykırı iddialarını hiçbir şekilde kabul etmediklerini, davacı protokolün 3.2.3 maddesine atıf yaparak fiyat politikasına aykırılık nedeniyle alacağı olduğunu iddia etse de bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacı şirket ile davalı şirketin bayilik ilişkisi ürün alım satımı halihazırda devam ettiğini, davacı yan faturalara süresi içinde itiraz etmediğini, süregelen uygulamaları zımnen kabul ettiğini, davacının tanık dinletilmesine muvafakatleri olmadığını, davacı yan iddialarının HMK uyarınca ancak yazılı delil ile ispata girişilebileceğini, davacının davasının reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında akdedilen akaryakıt bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Taraf delillerinin toplanılmasına geçilmiş; davacı vekili dava dilekçesi ekinde 06.09.2018 tarihli Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi ve Protokolünü, bir kısım mail yazışmalarını, keşide edilen ihtarnameyi ve tebliğ mazbatasını ve eklerini dosyaya sunmuştur.
… 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E, dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
… Vergi Dairesinden davacı şirketin 2018-2019-2020 ve 2021 yıllarına ait BA-BS formları celp edilerek dosyamıza kazandırılmıştır.
Büyük Mükelleflr Vergi Dairesi Başkanlığına müzekkere yazılarak 2018-2021 yıllarına ait karşılaştırmalı BA-BS formları celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
…’a müzekkere yazılarak Kurşunsuz Benzin 95 Oktan ve Motorin ürünlerine ait 2018,2019 ve 2020 yıllarına ait akaryakıt dağıtım kuruluşu statüsündeki şirketlere uygulanan rafineri satış fiyatları celp edilerek dosyamıza kazandırılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın halli bakımından dosya mali müşavir ve nitelikli hesap uzmanı bilirkişiye tevdii edilmiş olup, 10.03.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Taraflar arasında 11/2018 ile 03/2020 dönemleri arasında Akaryakıt alımı satımına ilişkin 16.09.2018 tarihli sözleşme ile ticari ilişki kurulduğu, davacının faturaları defterine işlediği, iade ya da fiyat farkı ibraz edilmediği, defterlerinde de görülmediği, davacının 2018-2019 ve 2020 yılı ticari defterlerinin tasdiklerinin süresinde yapıldığı, kayıtlarının usulüne uygun olduğu, defterlerinin birbirini doğruladığı, HMK. 222/2. maddesine göre ticari defterlerinin lehine davalarda delil vasfını haiz olabileceğini, davacının ticari defter kayıtlarında faturalara ilişkin alımları m³ bazında yıllık 4.000 m³ alım limitini aştığı tespit ve hesap edildiği, ancak … Fiyat Listeleri dosya kapsamında bulunmadığından herhangi bir hesaplama yapma olanağı bulunmadığı, davacının düzenlediği 12/2018 ile 08/2019 dönemini kapsayan İstasyon Prim bedelleri faturalarını akaryakıt alımlarından mahsup edilerek kapatıldığı, başkaca iade ya da fiyat farkı yansıtma faturası düzenlenmediği, davacı şirket tarafından davalı aleyhine … 1. Noterliğinin 19.07.2019 tarih ve 27580 yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiği; 19.07.2019 tarihinde alınan A SERİ … ürün faturasında tespit edilen ürün alım fiyatının anlaşmaya uygun hale getirilmesi ve bundan sonraki faturaların sözleşmeye uygun şekilde faturalandırılması hususunda davalının ihtar edildiği; bunun geçerli bir itiraz niteliğinde olup olmadığı hususunun takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu, ilgili sözleşme ve protokol hükümlerinin genel işlem koşulu niteliğinde olup olmadığı hususunun takdirinin de yine Sayın Mahkemeye ait olduğu,…” görüşü mütalaa olunmuştur.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekillerinin ayrı ayrı rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunmuş oldukları görüldü.
Alınan rapor talimat mahkemesi yolu ile sadece davacı ticari defterlerinde inceleme içerdiğinden bu defa davalı defterleri ve celp edilen … Rafineri fiyatları üzerinden yeniden rapor alınması gerekmiştir.
18.07.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…taraflar arasındaki ihtilaf sözleşmedeki tek taraflı olarak değiştirme hakkı veren yükümlülüklerin genel işlem şartı olup olmadığı, süresi içerisinde itiraz edilmeyen faturaların kesinleşip kesinleşmeyeceği ve bayi prim bedelinin doğup doğmadığı noktalarında toplandığı,
Ticari Defterler Bakımından; davacının,2018 – 2020 yılları ticari defterlerininlehine delil niteliği davalının, 2018 – 2020 Genel İşlem Şartları Bakımından; taraflar arasındaki bayilik protokolünün genel işlem şartlarına haiz olduğu ve protokolün 3.2.3. maddesinin değiştirme yasağına aykırılık teşkil ettiği görülmekle birlikte, ilgili hükmün yanıltıcı şekilde sözleşmeye eklendiğine da, ilgili hükmün yanıltıcı şekilde sözleşmeye eklendiğine dair dosya kapsamında bir bilgi veya belgeye ulaşılamadığı, bu bakımdan mahkemece kanundaki “yanıltıcı” ibaresinin de tacirler açısından gerçekleşmesi gereken bir şart olduğunun kabulü halinde, sözleşmedeki hükmün, Ticaret Kanunu’nun 55.1.f maddesinde düzenlenen haksız rekabet hallerine girmeyeceği, aksi halde sözleşmedeki hükmün genel işlem şartlarına aykırı olacağı, haksız rekabet hükümleri haricinde, davalının ilgili iş kolunda piyasada tekel oluşturmadığı, bu bakımdan Borçlar Kanunu’ndaki sair genel işlem koşul denetim şartlarının oluşmadığı, faturaya itiraz bakımından, niza konusu fatura ya davacı tarafından itiraz edilmesine rağmen, davacının ticari defterlerine işlendiği, bu sebeple ticari defterler açısından ilgili alacağın bedel açısından kesinleştiği, bununla beraber, taraflar arasındaki sözleşmenin 3.2.3. maddesindeki alış fiyatları aylık ve yıllık belli bir kotaya bağlanmıştır. Bu kotalar doldurulmadan, sözleşmede belirlenen birim fiyat üzerinden fatura kesilemeyeceğinden, ay içinde alınan akaryakıta binaen dağıtıcı tarafından kesilen faturaların normal fiyat üzerinden kesilebileceği, ay sonunda da, toplam m” alış miktarı belirlenerek, bayi tarafından iade faturası kesilerek, fazla ödenen tutarın iade alınabileceği, taraflar arasındaki 10.12.2018 ila 29.08.2019 tarihleri arasında aylık olarak, prim bedeli açıklamasıyla kesilen faturaların davalının ticari defterlerinde de olduğu nazara alındığında, sözleşme kapsamında faturalara itiraz edilmemesinin tek başına, talep edilen indirim veya prime engel olmayacağı, alacak miktarı bakımından; mahkemece protokoldeki hükümlerinin davalı akaryakıt dağıtıcısı tarafından resen değiştirilmesinin genel işlem şartlarına aykırı olduğunun kabulü halinde, toplam 203.693,51 TL taraflar arasındaki protokole göre daha fazla fatura edildiğinden ilgili bedeli, protokol kapsamında davacı bayinin talep edebileceği, ilgili alacağa ticari faiz işleyeceği…” görüşü mütalaa olunmuştur.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekillerinin ayrı ayrı rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunmuş oldukları görüldü.
Davacının fazla faturalandırmanın 2019 yılı Haziran ayında başladığı, davalının ise rapora karşı yapmış olduğu itirazların ayrıntılı irdelenmek suretiyle bilirkişilerden ek rapor hazırlanılması istenilmiş, 17.12.2022 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; “…tarafların rapora itirazları sözleşmedeki tek taraflı olarak değiştirme hakkı veren yükümlülüklerin genel işlem şartı hükümlerine binaen tatbik edilip edilemeyeceği, süresi içerisinde itiraz edilmemesi sebebiyle faturaların kesinleşmesi durumunda davacının talepte bulunup bulunamayacağı ve prim bedeli noktalarında toplandığı, ilgili hususlarda kök rapordaki görüşlere bağlı kalındığı, görevlendirmeye binaen 2019 Yılı Haziran ayından itibaren, İzmir Rafineri Birim Fiyat üzerinden hesaplama yapıldığında, toplam 231.689,75 TL, taraflar arasındaki protokole göre daha fazla fatura edildiği…” görüşü mütalaa olunmuştur.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı vekili bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunduğu, davacı vekilinin ise ıslah dilekçesi sunarak 10.000,00 TL olan dava değerini 50.000,00 TL ıslah ederek 60.000,00 TL’ye çıkartmak suretiyle ıslah etmiş, eksik harcı ikmal etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında bir örneği dosyaya sunulan 06.09.2018 tarihli Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi ve Protokolünün akdedildiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalının sözleşmeye aykırı olarak fiyatlandırma yaparak davacıdan fazladan tahsilat yapıp yapmadığı, bu kapsamda davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı noktalarındadır.
Bunların tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmış; 10.03.2022 tarihli raporda, davacı kayıtlarının, ticari defterlerinin incelemesi yapılmıştır.
Akabinde dosyaya kazandırılan … Rafineri Ücretlendirme Tablosu ve davalı ticari defterleri ile birlikte rapor alınmış; raporda somut olayda genel işlem koşullarının şartlarının oluşmadığı, ancak davacının düzenlediği prim faturalarının davalı ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, faturaya itiraz edilmemesinin davacının alacağını istemesine tek başına engel teşkil etmeyeceği, genel işlem koşullarına aykırılık kabul edilmesi halinde davacının 203.693,51 TL davalıdan isteyebileceği raporlanmıştır.
Bilirkişi raporunun taraflara arasındaki davalıya fiyat belirleme yetkisi veren sözleşme maddelerinin özellikle davalı şirketin piyasada tekel faaliyeti yürütmemesi, davacının başka akaryakıt firmaları ile de sözleşme bağıtlama imkanına sahip olması, davacının iradesinin özellikle yanıltıldığını iddia ve ispat olunamaması, Yerleşik Yargıtay ve BAM uygulamasına göre sözleşmede açıkça ön görülen hususun tarafların açık iradeleri doğrultusunda kararlaştırılmış olması ve tarafların basiretli tacir gibi hareket etme yükümlülükleri bulunduğu, sözleşme maddesinin yasaya, dürüstlük kuralına açıkça aykırılık teşkil etmediği müddetçe genel işlem koşulu sayılamayacağı görüşü benimsenerek taraflar arasındaki sözleşme maddelerinin genel işlem koşulu olarak nitelendirilemeyeceği mahkememizce de kabul edilmiştir.
Bununla birlikte anılan sözleşme maddelerinin dürüstlük kuralı çerçevesinde değerlendirilmesinde ise davalı tarafça sözleşmeye akaryakıt alımını hangi miktarda alınması halinde hangi tutar üzerinden faturalandırma yapılacağı açıkça yazılmıştır. Maddenin incelenmesinden daha fazla alım yapılması halinde daha ucuz birim fiyat üzerinden faturalandırma yapılacağı görülmektedir. Davalı bu şekilde bir fiyat politikası izleyerek sözleşme bağıtladığı bayileri daha yüksek miktarlarda akaryakıt alımına teşvik etmektedir. Davacı da buna güvenerek ve bu birim fiyatın uygulanacağı inancı ile davalı tedarikçiden daha fazla miktarlarda akaryakıt almıştır. Artık bu aşamadan sonra ve taraflar arasında akdedilen sözleşme henüz birinci yılını tamamlamadan davalının sözleşme gereği fiyatı istediği gibi belirleyebileceği ve sözleşme maddesini uygulamayacağı yolundaki davranışı dürüstlük kuralı ile bağdaşmamaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 2. Maddesine göre “herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kuralına uygun davranmak zorundadır.
Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.”
Davacı, davalı ile fiyatlandırma konusunda görüştüğünü, fazla fiyatlandırmanın prim faturası şeklinde düzenlenmesini ve gönderilmesini davalının talep ettiğini bildirmiştir. Gerçekten de bilirkişi raporları ile sabit olduğu üzere davalı, davacının tanzim ettiği prim faturalarını ticari defterlerine işlemiştir. Bu noktada artık davacı iddiasını ve ticari defterlerdeki kayıtların aksini davalının ispat etmesi gerekmektedir.
Davalı tarafça da davacı iddiasının aksi ortaya konulamamıştır.
Alınan ek raporda davacının Haziran ayı ile birlikte talep edebileceği tutarın 231.689,71 TL raporlanmıştır.
Bilirkişi heyeti kök raporda 2019 yılı Temmuz ayından itibaren hesap yapmışsa da 2019 yılı Haziran ayı faturasının da davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması ve ihtarnamenin keşide edilmesinin temerrüde ilişkin bir husus olmasına, kararlaştırılan miktarda akaryakıt alınması halinde sözleşmede belirtildiği şekilde … Rafineri fiyatları üzerinden ücretlendirme yapılması gerektiği, buna göre sözleşme şartının gerçekleştiği, nitekim 2018 yılı Aralık ayından itibaren davacının tanzim ettiği prim faturalarının davalı defterlerinde kayıtlı olduğu hususları nazara alınarak davacının 2019 yılı Haziran ayındaki alacağa da hak kazandığı değerlendirilmiş ve davacının davalıdan ek raporda hesaplanan 231.689,75 TL tutarında alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı sözleşmeye göre fiyatlandırmanın serbestçe yapılabileceği, sözleşmenin kendisine bu hakkı verdiği, ayrıca faturaların davacı ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle fatura içeriklerinin kesinleştiği, benzer gerekçe ile … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … Esas sayılı dosyasında da davanın reddine karar verildiğini iddia ve savunmasında bulunmuşsa da emsal olarak sunulan ve red kararı verilen dava dosyasında faturaların davacı yanca defterlerine kaydedildikten sonra dosyamızda olduğu gibi davacı tarafından davalıya düzenlenen ve fazla ücretin iadesine konu prim faturası şeklinde faturaların mevzubahis olmaması, somut olayımızda ise iadeye esas olmak üzere davacı tarafça düzenlenen faturaların davalı defterlerine kayıtlandığı, ayrıca raporda da belirtildiği gibi davacının belli bir kotanın üzerine ancak ay sonu itibariyle çıkabileceği ve ne kadar alım yapıldığının ay sonunda anlaşılabileceği, davacının bu arada faturaları defterlerine kayıtlamasının ticari hayatın akışı gereği olduğu gibi sözleşmede kararlaştırılan şekildeki indirimli birim fiyattan alım hakkından vazgeçtiği anlamına gelmeyeceği nedenleri ile davalı itirazlarına itibar edilmemiş, somut olayımızla birebir örtüşmeyen emsal nitelikte sunulan karar hükme esas alınmamıştır.
Ne var ki davacı davasını kısmi dava olarak 10.000,00 TL üzerinden açmıştır.
Yargılama sırasında, davacı davasını 23.01.2023 tarihli dilekçesi ile ıslah etmiş, talebini fazlaya ilişkin haklı saklı kalmak kaydı ile 60.000,00 TL’ye çıkartmış eksik harcı ikmal etmiştir.
Mahkememizce taleple bağlı kalınarak bu miktar üzerinden hüküm kurulmuştur.
Davalı ıslaha karşı beyanında zamanaşımı def’iinde bulunmuş ise de zamanaşımı süresi dolmadığından bu def’iiye itibar edilmemiştir.
Davacı her ne kadar arabuluculuk başvuru tarihinden itibaren faiz isteminde bulunmuş ise de arabuluculuk tutanağında temerrüt ihtarını taşıması gereken ne kadarlık alacak talep edildiği, kaç gün içinde ödenmesi gerektiği gibi hususlara bu tutanakta yer verilmediği, davacı tarafça aynı şekilde davadan önce keşide edilen … 1. Noterliğinin 19.07.2019 tarihli ihtarnamesinin de aranılan kayıtları içermediği, sadece sözleşmeye aykırılığa son verilmesinin istendiği görülmekle, davadan önce temerrüt koşullarının sağlanmadığı belirlenmiştir. Sonuç olarak dava ile talep edilen tutara dava tarihinden, ıslah edilen kısma ise ıslah tarihinden itibaren avans faiz uygulanmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kabulü ile; taleple bağlı kalınarak davacıdan fazla tahsil edilen 60.000,00 TL’nin; 10.000,00 TL’sine dava tarihi olan 09.02.2021, 50.000,00 TL’sine ise ıslah tarihi olan 23.01.2023 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına,
2-Alınması gerekli 4.098,60 ₺ harçtan peşin alınan 1.045,78 ₺ harcın mahsubu ile bakiye kalan 3.052,82 ₺’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafın yatırmış olduğu 1.045,78 ₺ peşin ve ıslah harcının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacının yapmış olduğu posta, bilirkişi ve müzekkere masrafı toplam 5.220,50 ₺’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
6-Arabulucu ücreti olan 1320,00 TL’nin davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davacı yargılamada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit olunan 9.600,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı.02/03/2023

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır