Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/86 E. 2022/285 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/86 Esas
KARAR NO : 2022/285
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/02/2021
KARAR TARİHİ : 13/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketlerin Türkiye pazarını tanımadığını, bu nedenle müvekkili şirketin pazarda tanınmasından ve pazara olan hakimiyetinden faydalanmak amacıyla, müvekkilinin kurulacak şirkete ortak olmasında ısrarcı olmaları nedeniyle müvekkilin sunduğu tüm şartları kabul edilmiş olmaları nedeniyle dava dışı … Ltd. Şti’nin üç ortaklı olarak kurulduğunu, ortaklarının davacı ve davalılar olduğunu, müvekkilinin öncelikli şartının; yeni kurulacak şirketin, müvekkilinin faaliyet alanında davacının izni olmadan iştigal etmemesi ve yalnızca kuruluş amacı olan tekstil kalite kontrol işinde faaliyet göstermesi olduğunu, aynı şekilde müvekkilinin de diğer şirketlerin izni olmadıkça onların faaliyet alanında iştigal etmeden taşıma işini yapmasının öngörüldüğünü, bu hususların dava dışı şirketin esas sözleşmesinin 9. ve 12. maddeleri doğrudan hüküm altına alındığını, ayrıca kalite kontrol aşamasından sonra taşıma işleminin hızlıca gerçekleşebilmesi amacıyla şirket adresinin müvekkiline en yakın lokasyonda ve müvekkiline ait işyerinde bulunmasının öngörüldüğünü, buna uygun olarak kira sözleşmesi taraflarca imzalandığını, dava dışı şirketin kuruluşundan sonraki bir buçuk yıl boyunca şirketin taşıma işlerinde esas sözleşmeye uygun şekilde müvekkili ile çalıştığını, davalı ortakların müvekkilinden yeterince faydalanarak, piyasada tek başlarına hareket edecek konuma geldikleri düşüncesiyle 2012 yılında müvekkilini saf dışı bırakmak ve esas sözleşme ile bağlı kalmamak adına ilk adımlarını attıklarını, müvekkilinin muhalefet oyuna rağmen ticari açıdan daha avantajlı ve daha geniş alana sahip olduğu iddiasıyla dava dışı şirket adresini taşıdıklarını, şirket adresinin taşınmasıyla müvekkiline ait … tesislerinden uzaklaşan dava dışı şirketin, taşıma işlerini de müvekkilinin onayı olmaksızın yine ticari açıdan faydalı konumda olduğunu iddia ettikleri adresteki … şirketi üzerinden sürdürmeye başlayarak müvekkili şirketti dışladıklarını, dava dışı şirketin esas sözleşmesinin 12. Maddesinde açıkça şirketin ve şirket ortaklarının …’nun faaliyet alanı olan taşıma işini yapamayacağı, yapacakları takdirde de …’nun yazılı onayını almaları gerektiğini düzenlediğini, bu hükme rağmen davalıların … gibi Paravan şirketler kurarak taşıma işleri yapmaya başladıklarını ve bu şekilde şirket ana sözleşmesini ağır şekilde ihlal ettiklerini, diğer şirket ortaklarının bu hamleleri karşısında iyi niyetli olarak bu davranışların sebebi öğrenilmek istenmişse de diğer ortaklar tarafından müvekkiline bilgi verilmediğini, müvekkilinin dava dışı şirkete ortak olmak konusundaki ilk şartı olan ve şirket esas sözleşmesindeki 12. Madde’nin iptal edilmesi için davalılar tarafından … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/ … Esas (Yargıtay bozma sonrası yeni Esas: 2019/ … ) numaralı dosyası ile dava açıldığını, davalı şirketin ana sözleşmesinin 12. Maddesinin 03/04/2019 tarihli ortaklar kurulu kararına kadar olan 04/06/2010- 03/04/2019 tarihleri arasında geçerli ve yürürlükte olduğunun mahkeme kararı ile sabit hale geldiğini, davalı şirket ana sözleşmesinin 12. Maddesinin ihlal edilmesi nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu zararının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili gerektiğini belirterek, dava dışı … Ltd. Şti’nin şirket esas sözleşmesinin 12. Maddesinde belirtilen alanlarda hangi şirket veya şirketlerle çalışmış/ çalışmakta olduğunun tespitine, şirket esas sözleşmesinin 12. Maddesinin ihlal edildiğinin tespiti ile anılan maddeyi ihlal eder şekilde müvekkili yerine ve müvekkilinin onayı alınmaksızın … Lojistik şirketi ve bu aşamada bilinmeyen diğer şirketler ile çalışılması nedeniyle müvekkilinin uğradığı zarara karşılık 3.000,00-TL’nin, … Lojistik şirketi ile çalışabilmek amacıyla ve bu fiille bağlantılı olarak şirket adresinin taşınması nedeniyle müvekkilin mahrum kaldığı kar olan 3.000,00-TL’nin, yine belirtilen maddeyi ihlal eder şekilde kurulan … şirketi adı altında faaliyet yürütülmesi nedeniyle müvekkilinin uğradığı zarara karşılık 3.000,00-TL’nin ve müvekkili şirketin uğradığı itibar kaybı nedeniyle 20.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili ayrı ayrı cevap dilekçelerinde özetle; Öncelikle zorunlu arabuluculuk şartının yerine getirilmediğini, davalı şirketlerin Alman uyruklu tüzel kişi olduğunu, adreslerinin Almanya’da olduğunu, Türkiye’de herhangi bir şubesi veya irtibat ofisi de bulunmadığını, bu nedenle Türkiye mahkemelerinin yetkisiz olduğunu, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, Rekabet Kurumunun, davanın dayanağı olarak gösterilen ana sözleşme maddesinin geçersizliğine hükmettiğini, dava konusu rekabet yasağı maddesinin davacının da olumlu oyuyla ana sözleşmeden çıkarıldığını, müvekkillerinin Türkiye’de faaliyet göstermediğini, bu nedenle söz konusu maddeye aykırı davranmadığını, kira hususunun dava konusu ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, tazminat koşullarının oluşmadığını, ayrıca tazminat talebinin somutlaştırılmadığını, davacının taleplerinin mesnetsiz, gerekçesiz ve belirsiz olduğunu belirterek, öncelikle zorunlu arabuluculuk şartı yerine getirilmediğinden davanın usûlden reddine, yetki itirazımız dikkate alınarak, yetkili mahkemenin Almanya mahkemeleri olması sebebiyle ve zaman aşımı definin dikkate alınarak davanın usûlden reddine, esasa geçilecek olması halinde, somutlaştırılmamış ve ispatlanmamış davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların sunduğu belgeler ve mahkememizce internet üzerinden alınan ticaret sicil kayıtları dosyamız arasına alınmış ve incelenmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ortak kurulan dava dışı … Limited Şirketi’nin ana sözleşmesinin 03/04/2019 tarihinde iptal edilen, rekabet hükmünü içeren 12. maddesine dayalı haksız rekabet nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız ortak olan taraflar arasındaki rekabeti engelleyici ve dava dışı şirketin anasözleşmesinde yer alan 12. Maddenin davacının da oyuyla 03/04/2019 tarihinde kaldırıldığı sabittir.
Davacının dayandığı haksız rekabet, TTK’nın 54 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, 60. Maddeye göre, dava hakkı olan kişinin dava hakkı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren bir yıl ve her halde bu hakkın doğumundan itibaren 3 yıl geçince dava hakkı zaman aşımına uğrar.
Dava dilekçesi içeriğinden, taraflar arasındaki ihtilafın 2016 yılında açılan dava ile başladığı ve bu durumun 03/04/2019 tarihinde sözleşme maddesi kaldırılmakla son bulduğu anlaşılmaktadır. Davacı da, sözleşme maddesinin yürürlükte bulunduğu 04/06/2010 ila 03/04/2019 tarihleri arasındaki dönem yapılan haksız rekabet nedeniyle tazminat talebinde bulunmaktadır.
Dava, açıldığı 08/02/2021 tarihi itibarıyla bir yıllık zaman aşımına uğramıştır. Zira davacı, en genç ana sözleşme maddesinin iptal edildiği tarih itibarıyla dava hakkı olduğunu ve haksız rekabet edildiğini öğrenmiş olmaktadır. Davalılar süresinde zaman aşımı definde bulunmuş ayrıca usule ilişkin itirazlarını öne sürmüşler.
Tazminat talebi zorunlu arabuluculuğa tabi ise de, davanın aynı zamanda haksız rekabetin tespitini de talep etmiş olduğu, bu talebin zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığı, kaldı ki rabulucu tarafından davalıların mail adreslerine arabuluculuk davetinin gönderildiği ve şeklen bu şartın sağlandığı anlaşılmış, davalının bu itirazı kabul edilmemiştir.
Yine davalıların adresinin Almanya’da olduğundan bahisle yetkisizlik itirazında bulunulmuş ise de, iddia edilen eylemlerin ve zarar gördüğünü iddia eden davacının Türkiye’de olması nedeniyle bu itiraz da kabul edilmemiştir.
Davamızda, dava şartlarına ilişkin bir sorun görülmediği ve esasın incelenmesi için öncelikle ilk itirazların ve zaman aşımı definin incelenmesi gerektiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda yapılan incelemede, davalıların zaman aşımı definin süresinde ve yerinde olduğu anlaşılmış, bu nedenle davanın reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın, TTK’nın 60. Maddesi uyarınca zaman aşımına uğradığı anlaşıldığından, davalının zaman aşımı itirazının kabulü ile DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre alınması gereken 80,70 TL karar harcının, davacı tarafça yatırılan 153,70 TL peşin harçtan mahsubu ile artan 73,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3- Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Arabulucuya resen ödenen 1.320,00TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5- AAÜT gereğince 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara eşit oranda verilmesine,
6- Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/04/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır