Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/721 E. 2022/530 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/721 Esas
KARAR NO : 2022/530

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/12/2021
KARAR TARİHİ : 07/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalı arasında gerçekleşen ticari ilişki nedeniyle davalı tarafa tebliğ edilen faturaların davalı tarafından kısmen ödendiğini kısmen ödenmediğini, fatura bedellerinin ödenmeyen kısmının davalı şirketten istendiğini, davalının ödeme yapmaması üzerine hakkında takip başlatıldığını, başlatılan icra takibine kadar geçen sürenin faizini icra takibi ile talep etmişler ise de verdikleri paranın parayı verdikleri tarihten icra takibi tarihine kadar işleyen faizinden sadece ilgili dönemde temerrüde düşüremediklerinden dolayı talep ettiklerini, icra takibi ikame ederek temerrüde düşürdükleri icra takibi sonrası işleyen faiz talep ettiklerini, borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… E. Sayılı dosyasından yapmış olduğu itirazın kısmen iptalini ve takibin devamını yine aynı dosyadaki asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile bu tutarlar üzerinden icra vekalet ücreti ve icra masraflarının ve tüm bu tutarlara icra takibinin tebliğinden itibaren işleyecek ticari faizlerinin ve son olarak dava vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, dosyaya konu somut olayda davacı tarafından İstanbul… İcra Müdürlüğünün… E. Sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine taraflarınca süresinde ve dosyaya vekaletname sunmak sureti ile itiraz edilerek takibin durduğunu, bunun üzerine açılacak icra takibine itirazın iptali davasında ise taraf teşkilinin sağlanması için yapılacak tebligatın asile değil vekile yapılmasının gerektiğini, müvekkilinin davacıya icra takibinde belirtilen miktarlar ile borcunun bulunmadığını, zira tarafların ticari defterleri incelendiğinde görüleceği üzere davacının taraflarına gönderildiği belirtilen faturaların müvekkiline gönderilmediğini, davacı tarafından belirtildiği şekilde bir ticari ilişkinin gerçekleşmediğini, davacı tarafından müvekkiline faturalara ilişkin ihtar çekilmediği için taraflarınca faturalara itiraz etme şansı tanımadıklarının, daha sonra davacı tarafça haksız şekilde icra takibi başlatıldığını, davacı tarafından başlatılan icra takibinde davada dile getirilen faturaların müvekkiline ödeme emri ekinde gönderilmediğinden takibin dayanağının ne olduğunun taraflarınca anlaşılmadığından haklı olarak icra takibinde bulunan asıl alacak faiz feriler vekalet ücretine itiraz edildiğini, taraflarınca icra takibine haklı nedenlerle itiraz edildiğini, zira takipte talep edilen asıl alacak miktarının kaynağının belirsiz olduğunu, takipte talep edilen faiz miktarının fahiş olduğunu, davacı tarafından iddia edildiğinin aksine müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu, zira müvekkilinin ticari defterleri incelendiğinde alacaklı olduğu ve icra takibine yapmış olduğu itirazda haklı olduğunun anlaşıldığını, açıklanan nedenlerle davanın reddini, dava masrafı ve ücreti vekalet ile icra inkar tazminatının davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından başlatılan İstanbul … İcra Müd. dosyasına davalı yanca yapılan itirazın İİK 67 ve devamı maddeleri uyarınca iptaline karar verilmesi isteminine ilişkindir.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… E. Sayılı dosya aslı celp edilmiş ve incelenmesinde; alacaklısı… Ltd. Şti. tarafından, borçlu… Ltd. Şti. aleyhine 42.200,00 TL asıl alacak, 8.551,57 TL diğer faiz olmak üzere yekün 50.751,57 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihi olan 21.10.2021 tarihinden itibaren %16,75 avans faizi işletmek kaydıyla tahsili talebi ile icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlunun borca ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz sonucu icra takibinin durduğu, mahkememiz nezdinde görülen davanın İİK.m67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların bağlı bulundukları Vergi Dairelerine müzekkere yazılarak BA-BS Formları celp edilmiş ve dosyamız arasına alınmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın halli bakımından dosya Mali Müşavir bilirkişiye tevdii edilmiş olup, 09.06.2022 tarihli bilirkişi raporunda; “…Davacının ticari defterlerinde yapılan incelemede davalıya 2 adet 47.200,00 TL bedelli hizmet faturası kesilmiş, davalı şirket tarafından kesilen faturalara 5.000 TL EFT yolu ile ödeme yapılmış davalıdan 42.200,00 TL alacağının işli olduğu, davalı şirketin inceleme günü ticari defterlerini ibraz etmediği, sayın mahkeme tarafından davalının celp edilen vergi dairesi BS- BA formunda beyan ettiği mal/hizmet alımlarına göre 2020 yılı mal alış listesinde bulunan davacı…Ltd.Şti. ‘ne 2 adet fatura ile KDV hariç 40.000,00 TL, KDV dahil 47.200,00 TL mal/hizmet alışı yaptığını bildirmiş olduğu, Celp edilen BA-BS beyannamelerinin incelenmesi sonucu dava konusu asıl alacağı doğuran faturaların vergi dairelerine beyanlarının yapılmış olduğu bundan çıkan sonucun dava konusu faturaların, borçlu tarafça bilinebilir olduğu ve borçluya tebliğ edilmiş olduğunun söyleneceğini, ayrıca davalının BA formunda davacıdan satın aldığı mal/hizmet faturalarını vergi olarak bildirmiş olması karşısında davacı tarafça da faturaya konu alacağın varlığının ispat edilmiş olduğunun kabulü gerekir.(Yargıtay 19.HD.’nin 10/04/2017 tarihli 2016/7490 E., 2017/2932 K.sayılı emsal kararı) Bu durumda davacı, davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü … E Sayılı Dosyası ile Davacının, davalıdan; 42.200,00 TL asıl alacak 8.551,57 TL takip öncesi işlemiş faiz 50.751,57 TL talep ettiği, yapılan incelemede sayın mahkemece davacının ticari defterlerinde bulunan bakiye alacak yönünde karar ittihazı halinde davacının, davalıdan 42.200,00 TL talep edebileceği ve davacının asıl alacağına ( takip tarihi 21.10.2021 tarihi ise) takip tarihinden itibaren yıllık %16,75 oranda başlayacak avans faiz işletilmesi gerekeceğini, davacının 8.551,57 TL takip öncesi işlemiş faiz talebinin fazla ve yersiz talep olduğundan reddinin gerekeceği…” şeklinde görüş bildirmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş: Davacı, bilirkişi raporundaki görüşlere katılmakla birlikte zaten davada takip öncesi faiz talebinde bulunmadıklarını, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesini; davalı ise bilirkişi raporunda 40.000,00 TL nin vergi dairesine bildirilmesinin davacı alacağı olduğunu kanıtlamadığını, yine davacının faiz isteminde bulunamayacağına ilişkin tespite katıldıklarını, bilirkişinin teknik incelemeyi aşarak hukuki değerlendirmede bulunduğu, özetle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında devam eden ticari ilişki bulunduğu hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının icra takibine konu edilen fatura miktarı kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı ile icra takibine yapılan itirazın haklı olup olmadığı hususlarındadır.
Bunun tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, mali müşavir bilirkişi, taraf ticari defterlerindeki kayıtların bir birilerini doğruladığını, davalının da davacı tarafından düzenlenerek tebliğ edilen faturaları vergi dairesine bildirdiğinin BA/BS kayıtları ile görüldüğünü, buna göre davacının davalıdan asıl alacak miktarı kadar alacaklı olduğunu, ancak takip öncesi faiz isteminde bulunamayacağını raporlamıştır.
6100 Sayılı HMK’ nın 222. Maddesi, ikinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Davalı, usulüne uygun olarak ihtar edilmesine karşın ticari defterlerini bilirkişi incelemesine sunmadığından davacı defterleri lehine delil kabul edilmiştir.
Bununla birlikte davalı, davacı alacağını vergi dairesine bildirmekle artık mal yahut hizmetin verilmediğini ispatla yükümlülüğünü üzerine almıştır. Nitekim İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’ nin 30/01/2020 tarih 2017/3832 Esas, 2020/227 Karar sayılı kararı ile Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’ nin 16/12/2019 tarih 2018/3420 Esas, 2019/5579 Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir. Ne var ki bu iddiasına ilişkin bir belge sunmamıştır. Açıklanan nedenlerle davalının alacağın salt vergi dairesine bildirilmesinin alacağı kanıtlamadığına ilişkin itirazlarına değer atfedilmemiştir.
Sonuç olarak bilirkişi raporunda tespit edilen ve davada talep edilen icra takibi asıl alacağı kadar davacının davalıdan alacaklı olduğu mahkememizce de sabit görülmüştür. Davacı, davada takip öncesi faiz isteminde bulunmamıştır. Tarafların tacir olduğu dikkate alındığında davalının avans faiz talebi de yerindedir. Alacak likit ve takibe yapılan itiraz da haksız olduğundan %20 oranında icra inkar tazminatına da hükmedilerek aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kabulü ile; davalının İstanbul… İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, takibin 42.200,00 ₺ asıl alacak üzerinden bu tutara takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle devamına,
2-Hükmolunan alacağın %20’si nispetinde hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 2.882,68 ₺ harçtan peşin alınan 466,92 ₺ harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.415,76 ₺’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafın yatırmış olduğu 466,92 ₺ peşin harç ile 59,30 ₺ başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacının yapmış olduğu posta, bilirkişi ve müzekkere masrafı toplam 1.300,00 ₺’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
7-Arabulucu ücreti olan 1320,00 TL’nin davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Davacı yargılamada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit olunan 6.286,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı.21/07/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır